11 Ekim 2011 Salı

Kutsal Ölüm


Düşlerinden yıldızlar yapanlar, dolunayız gecelerde göğü adımlayanlardır onlar, göğün ve yerin kudretini, varlığı ve yokluğu aşanlardır onlar! 

Onlardır en zifiri karanlıklarda bile uçurumlara düşmeden yürüyebilenler, onlardır şafağı beklemeden menzile varan! Özgürlük savaşçılarıdır onlar, ışık taşıyıcılardır onlar ve iktidar aşıcı, sonsuz özgürlükçüdür onlar. Kar kalınlığı onların dizlerini aşıyorken bile, dağlarda özgürlüğe yürüyorlar, karanlık pusular yollarını kestiğinde birer meşaleye dönüşüp ihaneti deliyorlar. Ne çok sevda taşıyorlar halklarına ve ne çok sevdalıydılar Kürdistan"a. Kürdistan aşkı, bütün aşkların ötesine geçmişti yüzyıllardan beri, bu aşkın oklarıyla zehirlenen yüreklerin sızısı sonsuza dek dinmeyecekmiş gibi taşınıyor yüreklerde! Ruhlarında kapanmaz yaralar açılır Kürdistan"ın acılarına ve tarihine dokunanların! Öyle derindir ki bu yaraların kökleri, kardeşlikten utanç duyulacak kadar derine işlemiştir bu yara. Sanki bütün çağların kudretlileri, tanrıları, tiranları, el birliği etmişçesine Kürde ve Kürdistan"a yaşamın ahenginin girmesine izin vermemişlerdir bu güne kadar. Sürekli istila ve savaş, sürekli sömürgeye dönüştürmüşler bu bereketli hilali! İşte bu yüzden öfke duyuyorum bütün zalimlere, öfke duyuyorum halkları binlerce yıldır körelten bu karanlığa, öfke besliyorum sinsi ve kurnaz sömürgecilere ve onların işbirlikçilerine.
Halkların bir arada kardeşçe yaşamasına mani olan kafatasçılara ve zalimlere lanet yağdırıyorum! Kürt halkının yaşam haklarını gasp eden bu haydutları kınıyorum!

Sömürgeciler de, Kürt halkının haklı bir mücadele yürüttüklerinin farkındadırlar, onlar da bizlerin bir gün özgürlüğümüzü avuçlarımıza alacağımızın farkındadırlar; yine de köle kalmamızda, çürütülmemizde ve yozlaştırılıp yok edilmemizde diretiyorlar. Onların korkularının kaynağı; bir gün Kürt halkı özgürleştiğinde kim onların kulluğunu yapacak, kim onların, gönüllü köleliğine boyun eğecek! Sırf bu yüzden, kendi çürümüş iktidarlarını ayakta tutmak için, yoksul Kürt ve Türk halkının çocuklarını birbirlerine öldürtüyorlar. 


Türk halkına sesleniyorum!
 
Eğer kardeş halkı, kendin gibi görme erdemine erişmezsen, bu zulüm çarkı seni de sonsuza dek çürütmeye devam edecek, artık dur demelisiniz bu kardeş ketline, dur demelisiniz egemenlerinizin zulmüne ve çocuklarınızı vatan uğruna kurban etmekten vazgeçmelisiniz! Bu vatan sizlere; açlıktan, ölümden, gözyaşından, nefretten ve düşmanlıktan başka ne verdi ki! Her asker cenazesi toprağa verildiğinde, vatan sağ olsun diyebiliyorsunuz! Söyler misiniz? Hangi vatan çocuklarınızın hayatından daha değerlidir? Yoksa siz çocuklarınızı hiç mi sevmediniz! Ölen her çocuğunuzun ardından söylediğiniz bu beylik söz, kim bilir nasıl da ölülerinizin ruhunu acıtıyordur. Vatan dediğin nedir ki, bir toprak parçası; peki insanların hayatı bu kadar değersiz mi? Bir karış toprağı çocuklarınıza değiştirme arzunuzun kaynağı nedir? Mülkiyet mi? İktidar arzusu mu? Güç istenci mi? Vatan sevgisi mi? Acaba hangi düşüncenin arka planından besleniyor bu ideolojiniz? Haksız ve adil olmayan bir iç savaşta çocuklarınızı yitirmeniz onları yüceltir mi? Yaşamda kardeşçe bir arada olmak varken, neden ölümde yücelmeyi arzuluyorsunuz? Yoksa sizler yaşam karşıtı mısınız? Kutsal ölümcüller misiniz? Kürtleri dağlara mahkûm eden bu tekçi zihniyeti ve bu sömürgeci savaşı neden sürdürüyorsunuz? 

Kürdistan, tarih boyunca halklar mozaiği olmuştur, Kildanileri, Yezidileri, Asurileri, Süryanileri, Ermenileri, kendi köklerinden kopardığınız yetmedi mi? Şimdi de Kürt halkını, bin yıllardır yaşadığı vatanında, bir köleye, kimliksiz bir garabete, onursuz bir kula, dönüştürmeye çalışıyorsunuz! Halklar, kendi topraklarının üzerinde, diledikleri gibi yaşama hakkına ve diledikleri dini, fikri benimseme özgürlüğüne sahiptirler; bunu aksini dayatanları, insanlığın vicdanı faşizmle yargılayacaktır!
 

Siz kim oluyorsunuz da Kürt halkının dilini yasaklıyor, topraklarını işgal edip ona insanlık dışı bir baskıyı dayatıyorsunuz! Derhal askeri güçlerinizi Kürdistan"dan çekip, Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkını ona tanımalısınız! Eğer bu iç savaşın bitmesini istiyorsanız bunu yapmak zorundasınız! Bunu yapmadığınız için, sizler bu savaşın sürdürülmesinden ve ölen her insanın katlinden sorumlusunuz! Sömürge orduları gibi kendi halkının topraklarını kuşatan başka bir devlet kaldı mı dünyada sizden başka? Postallarınızı Kürtlerin topraklarından çekin, kanlı süngülerinizin ucundan damlayan Kürt kanı sizleri de sonsuz acılara ve gözyaşına boğacaktır bir gün!  Vatan uğruna ölen her çocuğun ardından, elleri güçlenen, sermayeleri çoğalan ve iktidarları pekişen tiranlara, çocuklarınızı feda etmekten bıkmadınız mı asker anneleri? İşgalci konumunda olan ordularınız, meşru olmayan siyasal iktidarlarınız, çürümüş kurumlarınızla bir halkın varlık ve onur mücadelesini yok edemezsiniz! Bu iç savaş sonsuza dek sürse de yenilgisi ve zaferi olmasa da; kalplerdeki hakikat ve bilinçlerdeki özgürlük düşünü yok edemeyeceksiniz!

Bu nasıl bir sevgidir, kendi çocuklarını, yapay ve zorba bir kurum olan devletin uğuruna feda edebilecek kadar kör bir sevgi anlayışı, bin yıldır bir arada yaşadığınız kardeş halkın bütün yaşamsal değerlerini gasp edip üstüne oturmuşsunuz!  Bunu niçin meşru görüyorsunuz? Bu düpedüz bir zulümdür, vicdanlarınız buna nasıl tahammül edebiliyor! Sizlere sorulduğunda! Vay efendim bizler kardeşiz! Böyle ölümcül bir kardeşlik yalandır, zulümdür! İnsanlık böyle utanç dolu bir kardeşliği asla kabul etmeyecek! Bizler, halkların kardeş olduğuna inanıyoruz; ama ezilen uluslar ve ezen uluslar kardeş olamazlar asla, ortada ezen ezilen olduğu müddetçe kardeşlikten bahsedemeyiz! Yine çatışmalar, yine operasyonlar ve ölümler yaşanıyor, her gün yeni cenazeler geliyor, utanç verici bir durum doğrusu! Ne zaman bitecek bu zulmünüz? Ne zaman sömürge ordunuzu Kürdistan"dan çekeceksiniz? Kürt halkı hala sabırla ve metanetle barış için mücadele ediyor, bir gün Türk halkı da alanlara çıkıp savaşı lanetlediğinde siz sömürgeci emperyalistlerin de sonu o gün gelecektir. Anaların gözyaşının durması için, Türk halkının bu zalimlerden hesap sorması ve çocuklarını bu savaş makinesine feda etmemesi gerekiyor! 


Özgür bir vatanda kardeşçe yaşamak dileğiyle, bütün ezilenlerin çığlığıyla bir kez daha haykırıyorum!

Savaşa hayır! 

Devrim Barış

Hiç yorum yok: