16 Ekim 2011 Pazar

KCK, Saldırılara Karşı Yeni Kararlar Almayı Planlıyor

KCK Siyasi Komite üyesi Hüseyin Mahir, yoğun gözaltı ve tutuklamalarla birlikte yeni bir saldırı sürecinin başladığını belirterek, KCK olarak yakında tek taraflı bazı önemli kararlar alabileceklerini söyledi. “Tercihimiz olmamasına rağmen böylesi bir karar ve pratik sürecine giriyoruz” diyen Mahir, büyük tehlikeyle karşı karşıya olan Kürtlerin dağlara çıkması çağrısında bulundu.

KCK Siyasi Komite Üyesi Hüseyin Mahir, son dönemlerde Kürt halkına yönelik büyük artış gösteren saldırılara, yaşanan sürece, Türkiye demokratik kamuoyunun yetersizliğine ve sürecin böyle gitmesi halinde Özgürlük Hareketi olarak önümüzdeki dönemde alacakları kararlara ilişkin ANF’ye açıklamalarda bulundu.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik son süreçte geliştirilen ağırlaştırılmış tecridin ve geliştirilen yaklaşımın kabul edilemeyeceğini vurgulayan Hüseyin Mahir, “Kuşkusuz tecrit bir şahsa yönelik bir uygulama olarak ele alınmamalıdır. Kürt halkı tarihin en kapsamlı kuşatmasıyla karşı karşıyadır. Kültürel soykırımı esas alan, bir strateji temelinde yürütülen bir kuşatma. Tabii uluslararası sermaye güçleri bu kuşatmayı Türkiye’ye, bunu pratik olarak da yürütecek olan AKP’ye verilen rol temelinde yürütüyor” diye konuştu.

Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin nedeninin ‘koster bozuk’ veya ‘Öcalan örgüte talimat verdi, onun için hücre cezası aldı’ şeklinde medya tarafından manipüle edildiğinin altını çizen Mahir, “Örgütü, Önderliğimizin perspektiflerinden koparmak, başsız bırakmak böylece olası çelişkilerin çıkmasını sağlama, zayıf kalmasına yol açma, iradesizleştirmek ve tabii halkın iradesini kırma amaçlanıyor. Önderliğimize yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması bunu hedefliyor” dedi.

Hüseyin Mahir, Güney Kürdistan ve Kandil’e yönelik gelişen saldırıların ve son süreçte yaygınlaşan siyasi operasyonların da bu planlamanın parçası olduğunu söyledi.

“KÜRT HAMASI AMAÇLANIYOR”

Tarihi bir sürecin yaşandığını dile getiren KCK Siyasi Komite üyesi Hüseyin Mahir, Erdoğan’ın, ‘terörle mücadele, siyasetle müzakere’ söylemini ciddiyetten yoksun bir söylem olarak değerlendirerek, şöyle devam etti:

“Son süreçte gelişen saldırılar, tarihimizin en kapsamlı saldırılarıdır. Bunun bilincinde olmak ve buna göre bir duruş sergilemek lazım. Katliam ve soykırımla bizi marjinalleştirmeye, iradesizleştirmeye çalışarak, güçsüz kılarak bir Kürt Haması oluşturma veya bazı eski reformistleri öne çıkarıyorlar. Herhalde kendileriyle müzakare edilecek olanlar bunlar oluyor. Ciddiyetten son derece uzak bir yaklaşım ve pratik sergileniyor.”

“DEVLET KATLİAMDA, KÜRTLER DİRENİŞTE USTALAŞTI”

Hüseyin Mahir, “Demokratik siyaseti tercih etmemize, seçimlerde açığa çıkan sonucu esas almamıza, halkımızın bütün enerjisini demokratik siyasete kanalize etmemize ve demokratik bir anayasanın oluşturulmasını istememize rağmen bize karşı saldırı, imha, her türlü askeri ve siyasi operasyon uygulanıyor” dedi. Kürtlerin bu planlamaları boşa çıkarmaya karşı büyük direnişi gösterdiğine işaret eden Mahir, “Onlar Kürt halkının katledilmesinde ustalaşmışlarsa, hani Erdoğan ‘ustalık dönemi’ diyordu ya, biz de büyük direnmede ustalaştık” şeklinde konuştu.

“Kürdistan’da esas otorite biziz. Biz demokratik otoriteyiz. Bunun dışında başka bir otoriteyi de tanımıyoruz” diyerek konuşmasına devam eden Mahir, “Düşman meşru bir güç, bir irade, bir kimlik olarak görmediği için bizi tanımıyor ve saldırıyor. Biz de hem Özgürlük Hareketi hem de Kürt halkı olarak onu meşru görmüyoruz. Bir irade olarak görmüyoruz ve tanımıyoruz” dedi.

“SALDIRILARA KARŞI DAĞLARIMIZ VAR”

Son dönemde yaygınlık kazanan tutuklamaları değerlendiren KCK Siyasi Komite Üyesi Hüseyin Mahir, geliştirilen her saldırıya karşı halkın alternatiflerini oluşturması gerektiğini ifade eden Mahir, “Bu saldırılara karşı adresimiz bellidir, dağlarımız vardır” dedi.

Kürt halkının bu süreçte de yalnız bırakıldığına dikkat çeken Hüseyin Mahir, Türkiye devrimci, sol, sosyalist ve demokrat çevrelerin Kürt halkına yönelik geliştirilen saldırılara karşı seslerini yükseltmesini istedi.

Kürt halkının bu süreçte saldırılara karşı geliştirdiği tepkinin giderek tırmanacağı ve kapsamlılaşacağına dikkat çekten Mahir, Türkiye devrimci ve demokrat kesimlerin Kürt haklıyla istenilen düzeyde dayanışma göstermediğini vurguladı. Mahir, “Temennimiz ilerde daha radikal bir duruşun Türkiye devrimci, demokrat çevrelerince sergilenmesidir, çünkü susmak bir çözüm olamaz” diye konuştu.

“TEK TARAFLI YENİ KARARLAR ALABİLİRİZ”

Kürt halkının büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğunun altını çizen Hüseyin Mahir, sürecin herkese tarihi görevler yüklediğini söyledi. Mahir, bu tarihi görevin yerine getirilmemesi durumunda, saldırıların ve tutuklamaların muhtemelen devam edeceğine dikkat çekti.

Yakında tek taraflı bazı önemli kararlar alabileceklerinin mesajını veren Mahir, şunları kaydetti: “Mücadeleye, pratiğe, sürece denk bir katılım sergilenmesi lazım. Tabii ki bu sürece öncülük edecek olan Kürt gençliği ve halkımız oluyor. Biz yıl boyunca halkımızı demokratik siyasete kanalize ettiğimiz için radikal ve zorlayıcı bir durum şu ana kadar yaşanmadı. Fakat seçim sonrası devletin ve AKP’nin niyeti iyice açığa çıktıktan sonra biz tek taraflı olarak bazı kararlar alacağız, almak zorunda kalacağız. Tek taraflı da olsa gerek bizim tarafımızdan, gerekse de devlet tarafından alınan kararlar büyük bir savaşa götürecektir. Tercihimiz olmamasına rağmen böylesi bir karar ve pratik sürecine giriyoruz. Halkımız bunun tam bilincindedir. Giderek daha da kitleselleşerek milyonları bulan büyük protesto yürüyüşleri, bir günle sınırlı olmayan, gece gündüz devam edecek ve birkaç günü bulan eylemler gelişecektir. Bütün planlamaları boşa çıkarmak için kendisine yurtseverim diyen, vicdanlı olan herkes bir seferberlik ruhuyla elinden gelen her şeyi yapmalıdır.”

Hiç yorum yok: