1 Ekim 2011 Cumartesi

Gül'ün Düşündüğü Yeni Anayasa'da Kürt Yok!

TürkTürk Meclisi Genel Kurulu’nun 24. Dönem ikinci yasama yılının başlaması nedeniyle özel gündemle toplandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasında yeni anayasaya geniş yer vererek, yeni anayasanın esnek ve özgürlükçü bir karaktere sahip olması gerektiğini söyledi. Gül, yeni anayasa için “Temel hak ve hürriyetleri, herkes için, her yönüyle eşit vatandaşlık temelinde güçlendiren ve teminat altına alan bir anayasa olmalıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, Kürt sorunu konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “terörle mücadele siyasetle müzakere” ekseninde konuştu. Gül, PKK ile mücadelede taleplerini şiddete başvurmadan, demokratik sistem içinde dile getiren vatandaşları, “teröre destek veren”, “terörü yücelten kesimlerden ayırmanın büyük önem” taşıdığını söyledi.

TEHDİT


Gül’ün
, devletin “şefkat ve hukuk” çerçevesinde “suçsuzlara zarar vermeden mücadele etme özeninden bahsederken, eski hükümetlerin “şefkatli devlet”ini hatırlattığı konuşmasında, tehdit de vardı: ''Teröristler bu politikamızı böyle algıladıkları müddetçe, terörle mücadelemizdeki kararlılık devam edecek ve onlar da sonuçlarına katlanacaklardır.”

DEMOKRASİ
İÇİNDE KÜRT SORUNU

Gül
, Türkiye’nin demokratik standartlar ve ekonomik açıdan daha ilerde olmamasından da PKK’yi sorumlu tuttu: ''Zira, şu da iyi bilinmelidir ki, terör olmasaydı, demokratik standartlarda da ekonomik gelişmişlikte de çok daha ileride bir Türkiye'de yaşıyor olacaktık. Öte yandan, uzun yılların ihmalinin bir sonucu olan demokratik eksikliklerimizden neşet eden Kürt sorununu, ortak değerlerimize ve devletimize sahip çıkan bir anlayışla, yine demokrasi içinde çözebiliriz. Çare, ideolojik ve etnik odaklı bir siyasi dil ile çatallaşmaya gitmeden, demokratik gelişim yolunda adımlar atmaktır. Bu bakımdan Meclis'in açılış gününde, tüm siyasi partilere, karşılıklı anlayış, uzlaşma ve itidal tavsiye etmeyi bir borç bilirim.”

YENİ
ANAYASA

Yeni
anayasanın hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin ve doktrinin mührünü taşımaması gerektiğini ifade eden Abdullah Gül, istisnasız tüm kesimlerin, yeni bir anayasa yapma iradesi ve düşüncesini taşıdığını söyledi. Gül, "Çünkü, herkes yürürlükteki Anayasanın ihtiyaçlarımıza cevap vermemesinden, Türkiye'nin demokratik olgunluk ve çeşitliliğini kısıtlamaya çalışmasından, Türkiye'nin zenginliklerini yok saymasından rahatsızdır. Bu nedenle, temsil gücü ve meşruiyeti yüksek, sorumluluğu ağır bu Meclisten, halkımızın beklentileri de aynı ölçüde büyüktür" diye belirtti.

1921
VE 1924 ANAYASALARI

Gül
, konuşmasında 1921 ve 1924 anayasalarına da hatırlattı. Milletin milletvekillerine uzun süredir özlemini duyduğu, 1921 ve 1924 Anayasalarından beri ilk defa millet iradesine dayanan bir anayasa yapma mesuliyetini ve şerefini tevdi ettiğini söyleyen Gül, "Bu şerefli vazifeyi ifa ederken, büyük bir sorumluluk ve özgüven içinde hareket etmelisiniz. Zira bu süreç, korku, endişe, tahammülsüzlük ve kısır kavgalarla tekemmül ettirilebilecek bir süreç değildir" dedi.

Geçmiş
anayasalarda bugüne kadar, özgürlükler konusunda şüpheci ve katı, sınırlamalar konusunda geniş ve esnek bir dil benimsediğini ifade eden Gül, "Her türlü özgürlük, çerçevesi belli olmayan, her anlama çekilebilecek sınırlamalara tabi olmuştur. Bugün yapılması gereken ise tam tersidir" şeklinde konuştu.

ESNEK
VE ÖZGÜRLÜKÇÜ

Yeni
anayasanın esnek ve özgürlükçü bir karaktere sahip olması gerektiğini ifade eden Gül, "Bununla birlikte, esneklik kuralsızlık da değildir. Çağdaş gelişmelere cevap veren, yeni toplumsal dinamikleri kapsayan ve kapsayabilmeye açık bir esneklikten bahsediyorum. Esneklik, temel ilke ve hassasiyetlerin aşındırılması demek değildir. Tam tersine, temel ilke ve hassasiyetlerin zamana karşı dirençli halen gelmesi için zorunlu bir özelliktir" şeklinde konuştu.

Gül
, 1982 Anayasası'nın temel sorununun, toplumun ve toplumsal dinamiklerin gerisinde kalması; hatta toplumsal dinamikleri bir sorun sayması olduğunu ifade ederken, "Yeni Anayasa bunun tam aksine, toplumsal dinamiklerden

yararlanmalı
ve özgürlükçü bir zihniyetle hazırlanmalıdır" dedi.

EŞİT
VATANDAŞLIK

Abdullah
gül şöyle dedi: “Temel hak ve hürriyetleri, herkes için, her yönüyle eşit vatandaşlık temelinde güçlendiren ve teminat altına alan bir anayasa olmalıdır. Toplumun her kesiminin bu ülkede 'kendisi olarak' yaşama hakkı, anayasal güvenceler altında itina ile muhafaza edilmelidir. Bunu sağlamanın yolu, özgürlükçü bir anlayışla, milletimizin her bir ferdine, siyasi görüşü, meşrebi ve kökeni ne olursa olsun güvenen bir vizyonla hareket etmektir.”

Gül
, yeni anayasanın nasıl olması gerektiğinden bahsederken, “Bir yandan, devletin bekası konusunda her türlü tedbiri alırken, diğer yandan, devletin, milletin hizmetinde olduğunu unutmayan bir anayasa olmalıdır” diye ifade etti.

Gül
, “Sadece 'hesap soran' değil, aynı zamanda 'hesap veren bir devlet' anlayışını yansıtmalıdır. Bu itibarla, çağdaş demokrasilerin şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi en önemli vasıflarını, ruhunda ve lafzında içeren bir anayasa olmalıdır” diye ekledi.

Gül
şunları ekledi:

“Demokrasinin
tüm kurum ve gelenekleriyle ilerlemesine izin verecek, fren ve denge sistemlerini içinde barındırmalıdır. Bu meyanda, güçler ayrılığı, yargı erkinin bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü ilkelerine özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Netice
olarak, yeni anayasamız Türk demokrasisini kurumsallaştıracak tüm hasletleri içinde barındırmalıdır. Zira, kurumsallaşmış bir demokrasi, dönemlerden, kişilerden, iktidarlardan bağımsız; sürekli, sürdürebilir ve tutarlı bir demokrasi demektir.

Kurumsallaşmış
bir demokrasi, konjonktürel akımlardan etkilenmeden, vatandaşlarına demokratik hukuk devletinin icaplarını, her zaman ve her şartta sağlayabilen bir demokrasi demektir."

ANAYASA
YAPIM SÜRECİ

Yeni
anayasanın yapılma sürecinin de önemli olduğunu ifade eden Gül, "Çünkü, esas kadar usul de mühimdir" dedi. Gül, "Yeni anayasanın iyi hesaplanmış ve sorunları çözmeyi esas alan bir usulle yapılması elzemdir. Bu meyanda, Sayın Meclis Başkanının bilim adamlarıyla başlattığı ve tüm partilerin ortak bir anlayışta buluşmasını hedefleyen çalışmaları memnuniyet ve ümit vericidir" diye belirtti.

Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, "Yeni anayasa hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin ve doktrinin mührünü taşımamalıdır. Anayasanın taşıması gereken tek mühür, milletimizin mührü olmalıdır. Bu bakımdan, sadece Yüce Meclis'te temsil edilen partilerin değil, diğer siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve meslek kuruluşlarının da bu tartışma sürecine katılıyor olmasını son derece faydalı buluyorum” şeklinde konuştu.

Erdoğan Meclis'e sansürle geldi

Meclis’in açılışında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yeni anayasadan, “esneklik” ve “özgürlükler”den bahsederken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açılıştan hemen sonra medyayı “sansüre” davet etti.

Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Meclis’te yapılan açılışın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Medyayı sansüre çağıran Erdoğan “Terörün haberini yapmak yanlış, gündemden düşürmek lazım” dedi. Erdoğan’ın daha önce de defalarca medyayı uyararak, Kürt sorunundan bahsetmemesini istemişti.

BDP’YE RANDEVU


Erdoğan
, partisinin genel sekreterliğinin anayasa için BDP'den randevu talep edeceğini de ifade etti. Erdoğan, "BDP yeminini yaptı. Partimizin Genel Sekreterliği aynı şekilde onlara da randevu talebimizi iletecek. Arkadaşlarımız gidip kendilerini ziyaret edecekler. Onlarla da bu görüşmeyi yapacaklar" dedi.

Erdoğan
, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Hükümet yan gelip yatıyor" sözlerine de "Millet yan gelip yatmadığımızı biliyor, yan gelip yatsaydık bu kadar oy vermezlerdi" şeklinde yanıt verdi.

ANF

Hiç yorum yok: