24 Ekim 2011 Pazartesi

Dumanlı'nın İçindeki Katil Konuştu

Cahit Mervan
Gülen Cemaatinin yayın organı Zaman Gazetesinin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ‘PKK’nin akibeti Kaddafi gibi olacak’ başlıklı hayal dünyasını hayli zorlayan, cehalet ile artniyetin, Kürt düşmanlığı ile Kürt hareketi karşısında Türk tarafının içine düştüğü kompleksin karışımı bir yazı kaleme almış. Ve açıktan Kürtlere karşı soykırım yapılmasını önermiş.

Sanki Ekrem Dumanlı ve şûrakasının çok umurundaymış gibi yazısına son Çele saldırısında yaşamını yitiren Yozgatlı bir asker ailesinin ölüm haberi karşısında duyduğu tarifi zor acıyı anlatarak, daha doğrusu soykırımcı niyetine malzeme ederek başlamış. Konuya ilişkin görüntüleri sonuna kadar izleyemediği gibi dramatik bir sahne çizen Dumanlı; ‘Allah'ım buna sebep olanları kahreyle’ demekten kendisini alamadığını yazmış.

Ve son dönemlerde Erdoğan’ın PKK’ye ilişkin nakaratını tekrarlamış. Erdoğan’ın en son medya patronları ve genel yayın yönetmenlerine talimat verdiği, Kürtlere karşı özel savaşta görevlerini belirlediği ve rütbe dağıttığı toplantı sonrası yaptığı konuşmayı olduğu gibi, aynı kelime ve cümlelerle, tırnak içine almadan aktararak sözde PKK’nin ne kadar ‘cani bir örgüt’ olduğunu ispatlamaya çalışmış. Aslında şu an artık bir Mahmut Esat Bozkurt rejimine dönüşen AKP’nin karargahlarında hazırlanan bildik yalanlarını ve kara propagandayı tekrarlamış.

Yeşilçam filmlerinden fırlamış jön oyuncular gibi, saçı düzgün, kolalı yakalı ve kravatlı bir ‘Türk beyefendisi’ gibi duran Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni Dumanlı’nın Kürtlere karşı kara propagandaya neden asker ailelerinin acısını, neden savaşta yaşamını yitiren sivillerin acısını sos yaptığını ise çok geçmeden anlaşılıyor.

Dumanlı, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin öncü gücü PKK’yi kast ederek, aslında Kürt halkının hak ve hukuku için mücadele veren herkesi kast ederek, ‘bu örgüt hakkında yapılacak hiçbir misilleme, 'haksız' sayılamaz’ diye yazıyor. Dumanlı açıktan Kürdistan Özgürlük hareketine karşı toplu imha silahlarının, yani kimyasal ve biyolojik silahların kullanılmasını istiyor. Bu en adi, en aşağılık insanlık suçunu işlemek için toplumun acısını kullanmaktan, sömürmekten, onları kirli bir iş için malzeme yapmaktan çekinmiyor.

Dumanlı hayalindeki gerçeğe haklılık kazandırmak için ‘istisnasız herkes "Artık yeter" diyor’ yalanını üfürdükten sonra ‘tanıdık’ bir propaganda argümanıyla devam ediyor. Dumanlı, yarattığı sis içinde ‘daha düne kadar şöyle ya da böyle PKK'ya sıcak mesajlar veren uluslararası güçlerin’ varlığından bahsediyor. Bu güçler içinde ABD ve AB’yi gördüğünden olsa gerek bu güçlerin son ‘dönemlerde verdiği tepkiyi de ‘ kendisine göre yorumlayarak soykırım plan ve niyetlerine ortak arıyor.

Dumanlı çok geçmeden ‘savaşın da bir hukuku vardır, bir ahlakı vardır’ diyerek bir torba kara propaganda kelimeleri sarf ettikten sonra, nerdeyse son Türk devletinin kuruluşuyla yaşıt olan ve Türk olmayan herkesin katlinin fermanı haline getirilen ‘Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olan güçler’ baklasını dilinin altından çıkarıyor. Kemalist rejimin bütün ideologları gibi Dumanlı da cumhuriyet tarihinin son Kürt ayaklanmasını ‘dış güçlerin bir maşası’, ‘taşeronu’ olarak gösterme gayreti ve ahlaksızlığı içine giriyor.

Ahlakını, vicdanını ve gazeteciliğini ayaklar altına sererek Kürdistan Özgürlük hareketinin önder kadrolarıyla Libya lideri Muamer Kaddafi’yle aynı kefeye koyuyor. Dumanlı hızını almıyor. Ve bir adım daha ileri çıkarak Kaddafi’nin sağ yakalanmasına rağmen hunharca katledilmesini onaylıyor. Alkışlıyor. Yazdıklarıyla, önermeleriyle Jön yüzlü bu gazeteci müsveddesi içindeki katili konuşturtuyor.

Dumanlı kirli ve ahlak dışı propagandaya kendisini o kadar kaptırıyor ki, ‘PKK'nın içinde onlarca Kaddafi var’ türünden beş para etmez bir tez ileri sürdükten ve Kürt Özgürlük hareketini ‘eşkiya’ olarak niteledikten sonra ‘gereken ders verilecek, verilmek zorundadır’ diyor.

Dumanlı frenleri patlamış bir soykırımcı gibi ‘çünkü tam zamanıdır. ‘annelerin feryadı, "Teröristin hakkından gelin gayrı." diyor. Dünya konjonktürü de böyle dediğine göre daha ne bekleniyor ki’ diye yakınıyor ve Kürdün katli için ferman çıkarıyor.

Hiç kimse kendisini aldatmasın. Dumanlı, insanların acısını kirli bir şekilde kullanarak Gülen Cemaati adına Kürtlere karşı açıktan soykırım öneriyor.

Ancak Dumanlı’nın ataları Enver-Talat-Cemal paşalar 20. yüzyılın başında, Kemalist rejimin önder kadroları Cumhuriyetin ilk yıllarında, şimdiki AKP’nin mirasına sahip çıktığı muhafazakar Türkler 50’li yılların ortalarında, Çiller-Ağar-Güreş ekibi 90’lı yıllarda halklara karşı bütün soykırım ve katliamlarını aynı gerekçelerle yaptılar. Ermenileri, Asuri-Süryanileri, Pontosları, Kürtleri ‘dış güçlerin maşası’, taşeron’, ‘eşkıya’ diye niteleyerek soykırıma tabi tuttular. Dersim’de olduğu gibi mağaralarda zehirli gazlarla öldürdüler. Katlettiler. Daha yakın bir dönemde dört bin köyü haritadan sildiler. Kürdistan’da kuyular cesetlerle dolu.

Şimdi Ekrem Dumanlı’nın ve Gülen Cemaatinin önerdiği budur. Yeni bir katliam ve soykırımdır. Bunu herkes böyle görmeli, bu jön yüzlü, badem bıyıklı sahte Müslüman yeni Mahmut Esat Bozkurt’lara kimse kanmamalıdır.

Hiç yorum yok: