21 Ekim 2011 Cuma

'Çukurca Onların Anısı İçindi'

HPG Askeri Konsey Üyesi Alişer Koçgiri (Yücel Halis)
HPG Askeri Konsey Üyesi Çiçek Kıçi


KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rüstem Cudi (Rüstem Osman)
 
KCK Yürütme Konseyi, 10 Ekim tarihinde Xakurke ve Xinere alanlarına yönelik olarak Türk ordusu tarafından düzenlenen hava saldırısında KCK Konsey üyesi Rüstem Cudi, HPG Askeri Konsey Üyeleri Çiçek Kıçi ile Alişer Koçgiri’nin de aralarında olduğu 7 gerillanın hayatını kaybettiğini duyurdu. KCK, 81 askerin öldüğü Çukurca eyleminin yaşamını yitiren HPG komutanlarının anısı için gerçekleştirildiğini duyurdu.

Konuyla ilgili olarak bugün yazılı bir açıklama yayınlayan KCK Yürütme Konseyi, Türk ordusunun saldırısında hayatını kaybeden gerilla komutanlarının KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rüstem Cudi (Rüstem Osman), HPG Askeri Konsey Üyesi Çiçek Kıçi (Guhar Çekirge), HPG Askeri Konsey Üyesi Alişer Koçgiri (Yücel Halis) ve HPG militanları Nazlıcan, Eşref, Roj Amara ve Dr. Amara olarak açıkladı.

KCK açıklamasında ayrıca 8 Ekim günü Kato Marinus’ta yaşanan çatışmada Konsey eski üyesi Baz Mordem ve Bager Tatvan’ın kaybına da değinildi.

KCK yaptığı yazılı açıklamada şunlar belirti: “Bu değerli öncü konumundaki arkadaşlarımızın şahadeti bizler için ciddi bir kayıp ve acı verici bir olaydır. Bu değerli komutan ve savaşçı arkadaşlarımızın şahadetinden dolayı başta aileleri olmak üzere tüm Kürdistan halkına başsağlığı diliyoruz. Onların anısını, Özgürlük Mücadelesini yükselterek yaşatacağımız sözünü tüm kamuoyun önünde veriyoruz.”

MİSİLLEME EYLEMİ

HPG’nin gerçekleştirdiği ve en az 81 askerin öldüğü “Şehit Çiçek Harekatı” ile Kürt hareketinin yitirdiği militanlarının anılarına nasıl sahip çıktığını gösterdiğini ifade eden KCK, HPG yönetiminin kayıplarının ilanını misilleme eyleminin ardından yapılmasını kararlaştırdığını duyurdu.

Açıklamada “Kürdistan halkının öz evlatları olan HPG komuta ve savaşçısının bu fedai ruhu ve performansı olduğu müddetçe hiç kimse Kürt halkının iradesini yok sayamaz ve istediği gibi saldırı yapamaz. Bu büyük devrimci eylemde şahadete ulaşan 7 HPG savaşçısının direnişi ve kahramanlığı büyük bir gerçeği ifade etmiş ve bu yiğitlerin şahsında büyük bir başarıya imza atılmıştır” denildi.

KCK açıklamasında devamla şunlar belirtildi: “Tüm Türkiye halkı ve kamuoyu bilmeli ki, her iki taraftan yaşanan tüm bu kayıpların tek sorumlusu çözüm aşamasına gelmiş olan Kürt sorununda şiddet, katliam ve tasfiyeden vazgeçmeyen AKP hükümetidir. Katliam amaçlı karadan ve havadan geliştirdiği askeri operasyonlarla birlikte, Önderliğimiz üzerinde hiçbir ahlaki anlayış ve hukukta yeri olmayan tecridin yanı sıra, halkımız üzerinde sınırsız bir baskı ile, teslim olmayı reddeden-onurlu duruşu esas alan tüm Kürt siyasetçilerini tutuklayan AKP hükümetinin topyekun savaş kararı bu kayıplara yol açtığı gibi, bu şiddet siyasetinden vazgeçmemesi halinde kayıpların daha da artacağı da açıktır. Kan dökerek sonuç almak isteyen, anaların gözyaşlarına yol açan bizzat Başbakan olmasına rağmen, çok pişkin bir biçimde başkalarını bununla suçlaması, gerçeklerin ters yüz edilmesinden başka bir şey değildir. “İntikamımız büyük olacaktır” diyenler bilmeli ki, Kürt halkı ve onun özgürlük hareketi kendini savunabilecek ve sömürgeci saldırılara gereken cevabı verebilecek güçtedir. Artık eskisi gibi Kürt halkını tek taraflı olarak katlede ede teslim alarak başkalaşıma uğratma zamanı geçmiştir.

KÜRT HALKINI ÖZGÜRLÜK DİRENİŞİ GELİŞECEK

Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı 1990’ların tasfiye konseptini aşan düzeyde faşist uygulamalar ve ilan edilmemiş Olağanüstü Hal durumu ile savaşı derinleştirmek isteyen sömürgeci AKP sistemine karşı Kürt halkının özgürlük direnişi gelişecek ve daha da yükselecektir. Sömürgeci-ırkçı bir zihniyetle, empati yapmaktan uzak, özgürlük savaşçılarının ve Kürt halkının katlini reva gören, böylece halkımızı iradesizleştirerek köleleştirmek isteyen bu sömürgeci saldırıya karşı halkımız; Rüstemlerin, Çiçeklerin ve Alişerlerin çizgisindeki direnişi daha da yükselterek başarıyı kesinleştirecektir.

DİRENİŞ MESAJIDIR

Her biri 25 yıla yakın bir zamandır ülkenin çeşitli alanlarında-değişik mücadele zeminlerinde bulunmuş olan, mücadelede değişik roller oynamış ve görevler almış, emekler vermiş, mücadelenin çeşitli aşamalarında kahramanlıklar sergilemiş, kendilerini bu alanda kanıtlamış olan siyasi ve askeri konsey üyelerimiz Rüstem Cudi, Çiçek Kıçi ve Alişer Koçgiri arkadaşlar ile başta Baz arkadaş olmak üzere diğer şehitlerimiz gibi yaşamının tümünü halkının özgürlüğüne adamış olan devrimin büyük emekçilerinin şahadeti tüm Kürdistan halkı, gençliği ve hareketimizin tüm kadroları için bir direniş mesajıdır. Onlar yaşamları boyunca yüksek bir kararlılıkla bu mücadelede yer alarak eylem ve yaşamlarıyla her zaman yolumuzu aydınlatacak örnek pratiğe sahip Apocu hareketin yılmaz militanları konumuna yükselmiş değerlerdir.

KÜRDİSTAN HALKINA ÇAĞRI

Mücadelemiz, tarihinin en önemli bir aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Bu süreçte kendini dayatan siyasal çözüme gelmeyen ordu gücüne ve arkasındaki uluslararası güçlere güvenerek şiddetle mücadelemizi bastırmayı önüne koyan sömürgeci AKP hükümeti bugün sadece Özgürlük Hareketi’ne değil, tüm yurtsever halkımıza karşı özel savaş yöntemlerini uygulayarak ve siz değerli halkımızı polis terörüyle sindirerek sonuç almak istemektedir. Bu cani zihniyet halkımızın öz evlatlarını katletmek için her türlü saldırı biçimini geliştirmektedir. Buna karşı meşru misilleme hakkı kullanıldığında ise bizzat Cumhurbaşkanı ve Başbakan hareketimizi ve halkımızı tehdit etmekte, faşist paramiliter güçlerini halkımıza karşı kışkırtmakta ve linç girişimleriyle sonuç almak istemektedirler. Amaç halkımızı korkutmak ve sindirmektir. Buna karşı tüm yurtsever Kürdistan halkı bulunduğu her yerde her düzeyde iç örgütlenmesini geliştirerek öz savunmasını güçlendirmeli ve toplumsal Serhildan hareketini daha da yükselterek gereken cevabı vermelidir. AKP’nin resmen ilan ettiği sömürgeciliğin topyekun savaşına karşı topyekun yurtseverlik direnişini yükseltmeye ve özgürlüğü kazanmaya çağırıyoruz.

Sömürgeci Türk devleti, sadece Kuzey Kürdistan’ı değil, diğer parçaları da tehdit ve şantajla etkisiz kılmaya, Kürt yurtseverliğini parçalamaya çalışmaktadır. Bu amaçla Güney Kürdistan üzerinde kurduğu baskıyı bizzat askerini de harekete geçirerek daha da ileri düzeye getirmeyi hedeflemiş bulunmaktadır. Biz burada açıkça şunu belirtmek istiyoruz: Türk devletinin Güney Kürdistan’daki hiçbir operasyonu başarılı olamayacak ve girdiği her yer batakhaneye dönüşecektir. Bunun farkında olan Başbakan, Güney Kürdistan siyaseti üzerinde durarak sonuç almaya çalışmaktadır. Tarihin bu önemli aşamasında Kürt siyaseti büyük bir imtihanla karşı karşıyadır. Eğer Kürt siyaseti sömürgeci güçlerin baskıları karşısında geri adım atmayıp ulusal birliği güçlendirme yönünde tavır sahibi olursa bu önemli tarihi halkada sömürgecilerin yenilgiye uğraması ve Kürt halkının özgürlüğe kavuşması mümkündür. Hiç kimsenin Türk sömürgeciliğine umut ve cesaret vermemesi önemlidir. Bu konuda başta Federal Kürdistan Bölge Liderliği olmak üzere tüm Güney Kürdistan siyasetçilerinin rolü ulusal duruşun gelişmesi açısından çok önemlidir. Özellikle yurtsever-fedakar Güney Kürdistan halkının olumlu tutumunun ulusal birliğe ve direnişe güç katacağı kesindir.

Yaşadığımız çağda 20 milyonluk bir halka anadilde eğitim hakkını bile vermeyen, hiçbir statü tanımayan, farklı bir biçimde asimilasyonu dayatan ve barışçıl çözüm imkanlarına rağmen devlet terörüyle sonuç almak isteyen Türk sömürgeciliği, halkımızın haklı davasını terörizm gibi göstererek tüm dünyayı kendisiyle beraber Kürt halkını bastırmaya çağırmaktadır. Uluslararası ve bölgesel güçleri Türk devletinin gerçekleri çarpıtan bu gerçeğini görmeye ve geliştirdiği şiddet politikasını değil, Kürt sorununun barışçıl-demokratik çözümün gelişmesini desteklemeye, bu konuda insani görevlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

GENÇLİĞE ÇAĞRI


Mücadele tarihimizde yaşanan tüm büyük şahadet halkaları yeni bir hamleye dönüşerek büyük gelişmelere yol açan direnişler olmuşlardır. Şimdi de Rüstemlerin, Çiçeklerin, Alişerlerin ve yurtsever gençlik önderi Bazların şahsında yaşanan yeni şahadetlerin zafer hamlesine dönüşmesi temel bir görev durumundadır. Bu değerlerimize sahip çıkmak, bu kahraman öncü militanların yoldaşı olmaya layık olmak, ancak ve ancak Apocu çizgide devrimci hamlenin yılmaz bir kadrosu olmak ve mücadeleyi başarıya taşırarak anılarını zaferde yaşatmakla mümkün olacaktır. Hareketimizin bütün komuta, kadro ve savaşçılarını, tüm değerli sempatizanlarını, mücadelenin her alanında kahraman şehitlerimizin anısını yaşatmaya, gerillada ve serhildanda mücadeleye tüm gücüyle katılmaya, Kürdistan gençliğini gerilla saflarına katılarak kahraman şehitlerimizin anılarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

Hiç yorum yok: