31 Ekim 2011 Pazartesi

'Bugün Gazetesi' Alçaldıkça Alçalıyor


Cahit Mervan


Aradan sekiz gün geçmiş olmasına rağmen Van’da depremde kaç kişi yaşamını yitirdi, kaç kişi kayıp ve kaç kişi yaralı halen net olarak açıklanmıyor. Hükümetin başı Tayip Erdoğan hamaset nutukları atmaya, bakanları ise resmen halkla dalga geçmeye devem ediyor. Örneğin başbakan yardımcısı ve koordinatör bakan Beşir Atalay neden dışarıdan kurtarma ekibi istemediklerini, ‘ilk önce kendi gücümüzü denemek istedik’ diyerek cevaplayabiliyor.

Kürt halkı bir taraftan Van depreminin yaralarını sarmaya çalışırken, diğer taraftan kimyasal silahlarla katledilmiş, vücutları paramparça edilmiş kızlarını ve oğullarının cenazelerini kaldırıyor. Kürtler hem deprem, hem de savaş nedeniyle cenaze kaldırırken AKP’nin polisi ise her yerde Kürtlere ve demokrasi güçlerine terör estirmek için mesai üstüne mesai yapıyor.

Türk medyası ise rejimin kirli ve Kürt düşmanı yüzünü gizlemek için artık sıfatlarında hükmünü yitirdiği, tarifi imkansız bir kara propaganda yürütüyor. AKP polisi ‘KCK operasyonu’ adı altında aralarında Profesör Büşra Ersanlı, yayımcı, yazar ve gazeteci Ragıp Zarakolu ve BDP yönetici ve üyelerini gözaltına alıyor, Türk medyası ise hiçbir ahlakı kural tanımadan bu saygın insanların başbakana suikast hazırlığı içinde olduğunu yazacak kadar alçalıyor.

AKP basını sadece bununla kalmıyor. Malatya morgunda parçalanmış Kürt cesetlerini görmüyor. Ama Türk medyası 10 Ekim’de Türk ordusunun hava saldırısı sonucu 6 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitiren HPG askeri konsey üyesi Yücel Halis için yaptığı bir haberde kara propagandanın da sınırlarını aşarak, Latin Amerikalı yazar Jorge Luis Borges’in değdi gibi alçaklığın evrensel tarihini yeniden yazıyor.

Örneğin, Bugün gazetesinin yaptığı gibi alçaldıkla alçalıyor. Bugün gazetesi Yücel Halis için AKP’nin polis akademisinde hazırlanan ve geçtiğiz aylarda ilk önce Sabah gazetesi tarafından pazara sürülen üç kuruş etmez bir yalana sarıldıktan sonra, Halis’in ailesinin dini vecibelerinden dolayı Cemevinde yapmak istedikleri törene saldırıyor. Alevilere ve her dinde, inançta kutsal olan cenazeye açıktan hakaret ediyor.

Gazete parçası bu polis bülteni Bugün gazetesi Pazar günü ‘Cem evinde şok tören’ manşetiyle yaptığı kara propaganda haberinde sözüm ona Yücel Halis’in 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal kültür şenliklerinde yaşanan katliamın emrini verdiğini yazıyor.

Sivas katliamının kimler tarafından gerçekleştirildiği, bu katliamda kimlerin rol aldığı Aleviler, Kürtler ve kamuoyu tarafından çok iyi biliniyor. Bugün gazetesi ve Sivas katliamını AKP adına gizlemeye çalışan, gerçekleri karatmaya çalışan Türk medyası çok iyi bilmelidir ki meydan sanıldığı kadar boş değil.

Şu kadarını belirtelim ki, şuanda AKP’de olan bazı milletvekillerinin de bizzat katıldığı Sivas katliamı olduğu gün Yücel Halis merkezi İstanbul'da bulunan, onlarca muhabiri, çalışanı devlet güçleri tarafından infaz edilen Özgür Gündem Gazetesi'nin Müessese Müdürüydü.

Şimdi Bugün gazetesinin yaptığı gibi o günde Türk basını, Sivas’ta Alevileri, Kürtleri ve demokrasi güçlerini hedef alan 35 kişinin yanarak can verdiği katliamı gizleme çabasındaydı.

Sadece, ama sadece Yücel Halis’in müessese müdürü olduğu  gazete, yani Özgür Gündem gazetesi gerçeği manşetine taşıyacaktı. Gazete ‘devlet yönetiminde katliam; 40 ölü’ manşetiyle devletin, katillerin ve Türk basının katliamı gizleme telaşına ağır bir darbe vuracaktı. Hile ve yalanlarını tuzla buz edecekti.
Yücel Halis Koçgirili bir Kürt. İnandığı dava uğruna dağların yolunu tutmuş ve bu uğurda yaşamını yitirmiş bir özgürlük savaşçısı. Dünde Türk devleti ve medyası özgürlük isteyenlere düşmandı, bugünde öyledir. Yücel Halis’inde takipçisi olduğu büyük Kürt direnişçisi Seyit Rıza’nın 1937’de idam sehpasına yürürken neden ‘Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun’ diye haykırdığı, şimdi daha iyi anlaşılıyor.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: