16 Ekim 2011 Pazar

Algı’yı Saptırma Savaşı

 pkkKürdistan'da devrim durumunun devam ettiğini ve buna bağlı olarak da siyasi-askeri çizginin paralel bir rotada seyrettiğini belirtebiliriz. "Kürdistan devrimi ve zorun rolü" yapıtı, bugün gündemde ve devam etmekte olan halk savaşının bir yerde temel planlamasıdır.
Halk savaşı stratejisi, üç aşamalı olarak devam eder ama eğer Türkiye'deki devrimci önderlik sorunu çözülürse, Türk ve Kürt halkı devrimci ittifakla sömürgeci egemenliğin işini erkenden bitirerek denge sürecinde sorunu çözer. Yok eğer Türkiye devrimci önderlik sorunu çözülmez ise Kürdistan'da halk savaşı sürecinin saldırı aşaması uzun sürer.' Tamda bu gün bu süreci yaşıyoruz.

Türkiye halkının vergileriyle evlatlarını polis yapan asker yapan bir devletin, gücünün yarısını Türk halkından yarısını da dünyadaki en kirli egemen güçlerden alan bu devlet Kürt halkına; Coğrafyasına, bitki örtüsüne ve hayvanlarına yok oluşu uygulamakta iken; patlayan bombalardan, kurşun seslerinden, annelerin feryatlarından çok, liberal aydın ve köşe yazarlarının sesi daha fazla yıkım ve insanlık dışı bir ses bombardımanı çıkarmaları, beni bir insan olarak utandırıyor. Hatta yeni keşifler yapan insanlar görüyorum.

Terör, bölücülük, şaki, eşkıya, bebek katili, çete vb yakıştırmalara alıştık ama şimdide PKK faşizmi diye yeni bir kavramı sık sık duymaya başladık, hepsi de liberal aydın sıfatı kullanıyorlar.
En iyi görünen yazarçizer de devletle PKK'yi aynı kefeye koymaktadır. Efendim Türkiye'de siyaset orduya egemen oldu ama Kürt siyaseti de PKK'ye egemen olsun. Sözüm ona PKK onlara göre askeri bir hareket. Bu konuda bazı korkak Kürt asıllı Türk aydınları da her fırsatta, Anti-PKK'li olmalarından dolayı televizyonlara çıkarılma imkânlarından faydalandırılarak, doğru bilimsel algılara tecavüz etmektedirler.

Öncelikle iki gücün savaşımı vardır, bir güç tarihin derinliklerinden devir aldığı egemen efendi; Ağa, burjuva, siyasi, askeri, kültürel, ideolojik hegemonyasını sürdürmeyi elden bırakmayan Türk devleti, diğeri ise binlerce yıldır sömürülen, katledilen, horlanan hatta son olarak Türk kapitalist egemenlik döneminde hayvanlaştırılmanın eşiğine getirilen Kürt halkı. İki çizgi vardır, başka çizgi yoktur. Ya sosyalist demokrat olursun, ya da burjuva demokrat olursun. Ya yurtsever bir Türk aydını olursun, ya da yurtsever bir Kürt aydını olursun. Bunun dışında da aydın ve yazar olursun ama mert olmazsın, yiğit olmazsın adam olmazsın; burjuva aydını da olsan kendi sınıfına mertçe hizmet edersin. Bunun ayıbı olmaz ama demokrat olmazsın. Sınıfın için gerektiğinde seferberlik ilan edildiğinde eline silahta alır Kürt halkına karşı savaşırsın. Böyle aydının ellerine su dökerim! Yok ama Türkiye'de böyle yiğit cesur burjuva ilkelerine bağlı bir aydın yazar görmedim. Böyle bir yazarın çocuklarını askere gönderdiğini de gören yok zaten hepsi de korkak ve ikiyüzlü. Bunlar bir gün devrimci bir iktidar olursa sosyalistlerin ayakkabısını boyatmak için sıraya girecek kadar kaypak olurlar. Bunlar nasıl emeğin ve özgürlüğün mücadelesine faşizm diyebiliyorlar. PKK 'otoriter bir harekettİr' deseler anlamaya çalışırım; Her devrimci sosyalist hareket hiyararşiktir, bunda bilinmeyecek ne var? Acaba bu ikiyüzlü burjuva aydın bile olmayacak zatlar, PKK nedir biliyorlar mı? Kapitalizm nedir biliyorlar mı, faşizmin maddi temeli nedir biliyorlar mı? On iki eylül nesli de değiller ki hak verelim. Acaba insan beyinlerine bu denli bombardıman yapmaları için ne kadar kaynak alıyorlar?

Soruyorum bunlara ve devşirme liberal Kürt Aydıncıklarına; Türkiye'de askeri vasiyeti sınırlandıran fındık bıyıklı yeşil sermaye mi, ya da on iki eylül darbesinde bir askeri görünce esas duruşa geçen namı değer Aydıncıklar mı, yoksa on iki eylül faşist cunta karşısında kahramanca direnişi başlatan PKK hareketi midir? Sizde vicdan yoktur. Bu sorulara da cevap veremezsiniz. Bunu bir gün sizden utanacak olan torunlarınıza bu soruları sormuş olalım. Siz Türkiye halkını kandırıyorsunuz. Generallerinizi kandırıyorsunuz. Askerlerinizi kandırıyorsunuz.

Liberal aydın yoktur; bu sıfat bir safsatadır. Bu safsataların bahis etiği barış ve demokrasi söylemi Kürt halkına yeni katliamların habercisidir. Anti-PKK'li aydınlara da söylüyorum; Siz Diyarbakır zindanlarında bedenini ateşlere veren kahramanlar haykırırken, sömürgeci zulme ve egemenliğe karşı koyarken ne yapıyordunuz? Siz hangi sloganları atıyordunuz? PKK, 15 ağustos eylemini başlatırken Avrupa'nın hangi hayımında faşizmden kurtulmuş olduğunuzun sevinci içindeydiniz? Otuz yılık var olma ve savaş içinde bir ulus olarak doğumun bedeli olarak dört bin köy yakılırken, on yedi bin faili beli insanımız katledilirken, binlerce gencimiz şehit düşerken, siz neredeydiniz?
Siz Nikaragua'daki papazlar kadar namuslu, cesur ve mert olamadınız.

Türk devleti boğazına kadar sadece emperyalizmin kapı kulu olmamış; yeter ki PKK karşıtı olsun da Afrika ülkelerine bile kapı kulu olmaya razı bir politikaya çoktan yatmış. Ama PKK'yi taşeronlukla suçlar ve sivil insanları katleder. Ama sonra da PKK katletti der ve cuma namazında bunun için insanları ağlatır!

Önderliğe tecrit uygular ama derki "ne yapayım havanın suçu"! Kendisi ultra faşist sömürgeci bir devlet derki; PKK sömürgeci bir harekettir. Türk halkı egemen bir halk, Aydınları derki; Türk halkıda eziliyor, dağa mı çıksın? derler. Tam bir safsatayı ifade etmektedirler.

Sistemleşen zihinlerin bu denli kavramlara tecavüz etmede dünyada birinci olduklarına inanıyorum. Kavramla oyna; beyazın yerine siyah, aydınlığın yerine de karanlığı koyarak, öldürmeye yaşatıyorum de. Böylesi bir sistemle karşı karşıyayız.

Sömürgeciliğin varsa bir başarısı burada olabilir; yoksa Türk sömürgeciliği askeri-siyasi anlamda yenilmiş sayılır. Kürt halkının özgürlük mücadelesi aslında bir yerde, tecavüze uğrayan kavram ve yanlış algıya karşı doğru devrimci kavram ve doğru algıyı geliştirme mücadelesini vermektir. Doğru olan da budur. Sosyalizm, özgürlük, demokrasi, eşitlik, adalet ve tarih bu kavramları emperyalizme ve Türk sömürgeciliğine bırakmayacak, dahası kirletmeyecek kadar cesur ve merttir.


Erkan Eren

Hiç yorum yok: