14 Eylül 2011 Çarşamba

PKK İsrail'le Savaşıyor

M.DELİLA

Türk devleti sinekten yağ çıkarır gibi her sorunda Kürtler aleyhine bir şeyler çıkarabilir miyim derdi içinde. İsrail’le yaşanan gerilimden de Kürtler aleyhine sonuçlar çıkarmak istiyor.

Geçen hafta Türk devletinin İsrail’le yarattığı gerilimin Mavi Marmara gemisinde ölenlerle ilgisi olmadığını belirttik. Türk devleti açısından ölümlerin çok fazla önemli olmadığını söylemiş, bu gerilimin arkasında Kürt sorunuyla ilgili anlaşmazlıklar yattığını vurgulamıştık. Sonunda belirttiğimiz gibi olduğu anlaşıldı. Başbakan ağzındaki baklayı çıkardı. “Heronları vermiyorlar” diyerek İsrail’e yüklendi. Başbakan neredeyse İsrail’le savaşacaklarmış gibi bir hava yarattı. İsrail düşmanlığını körüklemek için “İsrail PKK ile ilişki kuracak ve yardım edecek” propagandasını pompaladılar.

Bırakalım İsrail’in PKK’ye destek ve silah yardımı vermesini, tam tersine Türkiye İsrail tekniğiyle gerillalara karşı savaşı yürütüyor. Şu anda PKK ve gerillaya karşı esas savaşı yürüten İsrail ve ABD’dir. Kuşkusuz Avrupa da bu savaşın içindedir. Gerçek buyken İsrail PKK’ye destek verecek propagandası hem PKK hem İsrail’i sıkıştırmak için yürütülen bir psikolojik savaştır.

Türk ordusu bugün Kürt gerillalarına karşı insan gücüyle savaşmıyor. Asker ve polis mevcut durumda gerillaya karşı savaşacak durumda değil. Bunu istifa eden Genelkurmay Başkanı bile itiraf etmiş durumdadır. Bu nedenle Türk devleti yüksek teknolojiye yatırım yaparak bu savaşı yürütmektedir. Eski genelkurmay başkanı Işık Koşaner’in Heronlar için “nimet” dediğini duyduk. Türk ve İslam topluluklarında “nimet”in hangi değerler için kullanıldığını biliyoruz.

Türk devleti şu anda savaşta ileri teknoloji kullanan ülkelerden biridir. Bu tekniğin çoğunu başta İsrail olmak üzere dış ülkelerden aldığını biliyoruz. Türk ordusu şu anda esas olarak gerillaya karşı ileri teknolojik uçaklar, helikopterler ve tanklarla savaşmaktadır. Uçak ve tank teknolojileri ve yazılımlarının İsrail tarafından verildiğini sağır sultan bile duymuştur. “Nimet” denilen Heronlar da İsrail yapımıdır. Şu anda bu teknolojileri Türk devletinin elinden alın, gerilla karşısında çaresiz kalır. Türk ordusu ve polisi bu teknik olmadan araziye bile çıkamaz. Bunlara o kadar bel bağlamışlardır ki yeniden organize edilen özel harekatçıların emrine Heronlar ve helikopterler verilecektir.

Türk ordusu, gerilla geçiş hatlarını tanklarla tutmaktadır. Bunlar da İsrail tarafından son teknikle donatılmıştır. İsrail tekniğiyle savaşan Türkiye şimdi İsrail PKK’ye yardım ediyor diye bir yalan atmaktadır. Güya İsrail Dışişleri Bakanı ‘PKK ile ilişki kurarız’ demiştir. Bunu deyip demediği, dediyse nasıl dediği bilinmemektedir. Ama tüm basın bunu işliyor. Bu propagandayla ABD ve Avrupa kamuoyunda, tabii ki Türk kamuoyunda “bakın İsrail terör örgütüyle birlikte” algısı yaratmaya çalışıyor. Oysa Türk devleti de böyle bir şey olmadığını ve olmayacağını çok iyi biliyor. Ama bu propagandayı bilinçli yapıyor. 

Türkiye İsrail arasında sorun çıkınca İsrail tamir için aldığı Heronları, daha doğrusu “nimetleri” Türkiye’ye vermemiş. Türk ordusunun en önemli savaş malzemesi ve “nimeti” olmazsa PKK’ye karşı savaşamayacağını İsrail’ler de iyi biliyor. AKP Hükümeti de PKK’ye karşı savaşı tırmandırma, hatta sınır ötesi harekat yapma kararı almış. Heron olmazsa gücü zayıflayacak. Çünkü Heron olmazsa gerilla her yerden gelir, orduyu vurur. Başbakan bundan korkuyor. Çünkü bu savaşta başarısız olması AKP Hükümeti’nin tepe takla gitmesi anlamına gelir. Öyle ya Kürt Özgürlük Hareketi’ni en iyi bastırırım iddiasıyla hükümet olmaktadır. Bu iddiayla devleti tümden ele geçirmek istemektedir. Bu nedenle tamire giden Heronların verilmemesine öfkelenmektedir. 

ABD, İsrail ve Avrupa Türkiye’ye destek vermeselerdi Türkiye kırk defa Kürt sorununu çözmek zorunda kalırdı. AKP Hükümeti dış desteğe dayanarak bu savaşı sürdürüyor. En son Libya örneğinde olduğu gibi NATO ile birlikte Ortadoğu’yu teslim alma savaşına da PKK’nin tasfiyesi konusunda destek almak için girmiştir. Son aylarda yüksek perdeden PKK’yi tasfiye edeceğiz derken arkasındaki bu desteğe güvenmektedir.

1990’lı yıllarda İsrail’le ilişkiler sürdürerek ABD’nin desteğini almıştır. Bugün de bu denklem geçerlidir. Türkiye İsrail’le bir çatışmaya girse ABD’nin desteğini de alamaz. ABD desteğini alamayan Türkiye de Kürtlere karşı yürüttüğü savaşı bir günde kaybeder. Bunu Türk devleti de, Türk ordusu da, Türk hükümeti de çok iyi bilmektedir.

Türkiye şu anda Güney Kürdistan üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Eğer ABD ile ilişkisi olmazsa bunu nasıl yapacaktır? Türk devleti ABD’nin bölgede her dediğini yaparak Güney Kürdistan hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır. Bunların hiçbirisini de İsrail karşıtlığı yaparak gerçekleştirmesi mümkün değildir.

Başbakan ve AKP Hükümeti İsrail açısından hiçbir siyasi değeri ve sonucu olmayan laf kabadayılığı yapıyor. Sorun çıkararak ABD’yi harekete geçirip Heronları almak istemektedir. ABD’nin Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasını istemediğini çok iyi bildiği için böyle şımarıklık yapmaktadır. Aslında Başbakan’ın şımarık oğlan benzetmesini doğru bulmasak da, böyle bir benzetme olsa olsa kendi tutumuna denk düşer. Türkiye ABD karşısındaki önemini böyle ucuz kullanmaktadır. Zaten AKP Türkiye’nin tüm imkanlarını kendi hükümeti için kullanmaktadır. Hem de pervasız bir biçimde. Bunun sonuçta AKP’ye hayır getirip getirmeyeceği kuşkuludur.

Başbakan laf kalabalığı yapıyor. O kadar İsrail’e karşıysa İsrail’den aldığı tüm teknikleri iade eder. Alın tekniğinizi başınıza çalın der. Bunu diyebiliyor mu? Bunu diyemeyen bir Türkiye’nin İsrail’le kavgasına kimse inanmaz. İsrailliler bile güler geçer. Nitekim İsrailliler “Başbakan’ın kabadayılığına cevap vermeyeceğiz, sessizce bekleyeceğiz” demişlerdir.

Başbakan’ın akıl hocaları “şu noktaya kadar sözler söyleyebiliriz, adım atabiliriz, bunlar bize zarar vermez, aksine iç kamuoyunda ve Arap dünyasında bizi güçlendirir, bununla da elimizi güçlendirir, şantaj ve tehdit yapabiliriz” demektedirler. Başbakan’ın siyasi tarzı bu tür kasaba politikalarıyla sonuç almaya yöneliktir. Belki iç politikada Başbakan’ın bu tarzı sonuç alabiliyor. Çünkü devlet imkanlarını kullanarak Türkiye’yi aldatabiliyor. Ama dışarıda tutar mı bekleyip göreceğiz.

İsrail’in PKK ile ilişkileneceği tam bir psikolojik savaş propagandasıdır. Gerçekle uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Aslında bir yönüyle de İsrail’le derin ilişkilerini gizlemeye yöneliktir. Çünkü bu derin ilişkileri anlaşılırsa Türkiye içinde de Ortadoğu’da da kendisine karşı bir tepki doğar. 

Türkiye’ye konuşlandırılacak füze kalkanlarının  koruyacağı birinci ülke İsrail’dir. Bunu bir çocuk bile bilir. Arap dünyasında, Ortadoğu’da bunu bilmeyen yoktur. İsrail’le ağız dalaşına girerek hem bunun üstünü örtüyor hem de Heronları almaya çalışıyor. Hatta gerilimi daha da arttırarak acaba İsrail’den başka türlü hangi ileri teknolojiyi alabilirim diye hesap yapmaktadır.

Hiç kimse Erdoğan’ın Mavi Marmara nedeniyle bu kadar gürültü kopardığını sanmasın. Bu ölümlerin AKP için o kadar bir anlamı yoktur. Zaten Davutoğlu “Mavi Marmara’yla ilgili Birleşmiş Milletler raporu içinde iyi şeyler de var” diyerek diğer konularda anlaşırsak bu konu sorun olmaz mesajını vermiştir. 

İsrail PKK’ye yardım edecek propagandasıyla bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. PKK ile savaşı tırmandırmak istedikleri bir dönemde PKK’yi İsrail’le yan yana göstererek içeride ve Ortadoğu’da desteğini arttırmaya çalışmaktadır. PKK en önemli düşmanı olduğuna göre, bu düşmanı İsrail’le ilişkilendirerek toplumdaki İsrail tepkisini PKK’nin üzerine sürmek istemektedir. PKK’ye karşı savaşın yükseltildiği dönemde de bu işimize yarar demektedirler. İsrail PKK’ye destek verecek haberinin arkasındaki mantık esas olarak budur.

Hiç yorum yok: