19 Eylül 2011 Pazartesi

Kürt-Şii İttifakı Olur mu?

Ortadoğu üzerindeki güç mücadelesi devam ederken saflar giderek belirginlik kazanmaya başlıyor. Bir taraftan iktidar değişimi yaşayan Tunus, Libya ve Mısır yeniden yapılanırken Suriye ve İran gibi ülkelere nasıl ve hangi temel ittifaklarla müdahale edileceği hesapları yapılıyor. Hem İran’ı hem de Amerika’yı birlikte idare etmek isteyen Türkiye, Suriye ve İran müdahalesi için bir ön hazırlık çalışması olan Füze kalkanının Malatya’ya konulmasıyla safını netleştirmiş oldu.

İran, tüm çabalarına rağmen Türkiye’yi yanına çekemedi. Türkiye’nin ABD ve İsrail yanında yer almasıyla İran bölgede daha da yalnızlaştı. Bölgede şu an Suriye’nin dışında İran’ın yanında yer alacak başka bir devlet yok gibi. Ancak bu İran’ı hafife almak anlamına gelmemeli. Orta Asya’dan Azerbaycan ve Irak’a kadar İran’ın güçlü nüfuzu var.

İran etrafında giderek daralan çemberi kırabilmek için ister istemez başka ittifak arayışlarına yoğunlaşmak zorunda. Bölgedeki güçlerin mevcut dizaynını iyi bilenler bilirler ki bölgede güç olan sadece devletler değildir. Devlet olmayan çok sayıda direniş örgütü ve İran’ın üzerinde etkili olduğu Şii topluluk söz konusudur.

HAMAS UZAKLAŞTIRILDI

İran şimdiye kadar bölgede üzerinde etkili olduğu bu direniş odaklarını yer yer harekete geçirerek Amerika’yı oldukça zor duruma sokmuştu. Bunların başında Irak’taki Şii güçler geliyor. Yine Cundul İslam, İslam El Sunne, HAMAS ve Hizbullah gibi örgütlerin İran’la olan bağları biliniyor. Bu örgütler içinde HAMAS, AKP ve Erdoğan eliyle bir biçimiyle Suriye ve İran’dan uzaklaştırıldı. Nitekim HAMAS’ın Şam’daki temsilciliğini geri çekmesinde Türkiye’nin etkili olduğu belirtiliyor.

Burada İran için esas ittifak olacak güç bu örgütler değildir. Bu örgütlerin direnişleri, ABD ve Türkiye karşıtı eylemlikleri yapılacak müdahaleyi engelleyecek güçte olmayacaktır. Çünkü bunların dayandığı çok geniş bir halk kitlesi söz konusu değildir. Geriye İran’ın bölgede dayanacağı tek güç Kürt-Şii ittifakıdır. Bu ittifakın hem yayılmış olduğu coğrafya hem sahip olduğu kitlesel boyut hem de sahip olduğu dinamikleri açısından bölge üzerindeki uluslararası dizyanı boşa çıkarabilecek güçtedir.

KÜRT-Şİİ İTTİFAKI MÜMKÜN MÜ?

Peki, Kürt-Şii ittifakını doğuran koşullar var mı? Yada bu ittifakı gerektiren koşullar nedir? Politik dengelerde kalıcı dostluk olmadığı gibi kalıcı düşmanlıkta söz konusu değildir. Güçler arası politika da sözkonusu olan o günkü çıkarlardır. Çıkarlar kimden yana ise politik eğilimlerde ondan yana evrilirler.

Bölgede olası Kürt-Şii ittifakını doğuracak koşullara bakalım. Her şeyden önce bölgeye müdahale eden ABD, İsrail ve Türkiye ittifakı teslim alarak “Ilımlı İslam” modeli ile bölgeyi dizayn etmek istiyor. Bu proje aynı zamanda Kürt, İran, Şii, radikal İslam karşıtıdır. Erdoğan’ın Tunus, Mısır ve Libya’da ısrarla laik devlet modelini önermesi, -siz buna Kemalist İslamcı model de diyebilirsiniz- bu projenin model ülkesi olarak kendilerini sunmasından kaynaklanıyor.

SURİYE DÜŞERSE NİZBULLAH ETKİSİZLEŞİR

İkincisi Suriye’deki Esat rejimi İran için oldukça önemli bir mevzi. Bu mevzi düşerse Lübnan’da ki Hizbullah örgütü de etkisiz hale getirilmiş olacaktır. Düşürülen Esat rejiminden sonra İran’ın Güney Kürdistanlı güçleri ikna etmesi oldukça güçleşecektir. Türkiye öncülüğünde Suriye’ye yapılacak bir müdahale özünde Kürt ve İran karşıtıdır. Bu iki gücün çıkarları burada da kesişmektedir. Önemli üçüncü faktör ise Kürt-Şii ittifakın üzerinde yaşamış oldukları coğrafyanın bu planı boşa çıkartmak için oldukça stratejik değerde olmasıdır. İran bu ittifakla Lübnan’dan Afganistan’a kadar uzun ve oldukça geniş bir direniş cephesi kazanır. Her şeyden önce sınırlarını güvenceye aldığı gibi oldukça geniş bir manevra kabiliyeti kazanır.

Burada Kürt-Şii ittifakına ayak diretecek tek güç KDP olacağını düşünüyorum. KDP, ABD ve İsrail ile olan yakın ilişkilerinden kaynaklı bu ittifaka mesafeli durmaya çalışacaktır. Fakat ittifakın dayanacağı en temel güç İran ve PKK’dir. Her iki güç temel noktalarda anlaşırlarsa Kuzey, Batı ve Doğu Kürdistan ittifaka dahil olmuş demektir. Güney Kürdistan’da ise İslami güçler, YNK ve Goran hareketinin yok diyeceğini düşünmüyorum. KDP’de uzun süreli buna direnemeyecektir. Aslında süreç hızla Kürt-Şii ittifakına doğru kayıyor.

Kürt-Şii ittifakın oluşması içinde bazı ön koşulların her iki güç tarafında da kabul edilmesi şarttır. Bu ittifak sadece mevcut sistemlerin devamı için bir araya gelmeyecektir. Her şeyden önce Kürt tarafının bölgedeki varlığını ve statüsünü garanti altına alacak bazı anlaşmalara ‘varım’ demesi gerekir. Kürt tarafının istemlerini gözardı ederek bu ittifakın gelişmeyeceği gün gibi ortadadır. Onun için bu ittifakın gelişmesini hiç kimse Kürtlerin bölgedeki statükocu ve diktatör rejimlerin yanında yer alıyor şeklinde yorumlamamalıdır. Aksine Kürtler bu ittifakı geliştirerek Ortadoğu’yu tümden demokratik dönüşüme zorlayacaktır. Çünkü bu ittifak gücünü halkların demokratik örgütlü gücünde alacaktır. 

Yusuf Ziyad

Hiç yorum yok: