16 Eylül 2011 Cuma

(İkti)darağacına Asılan ''Alevilik"

Başbakan Mısır’a ‘’Devrimciliğe’’ giderken Türkiye demokrasiden oluyor!.. ABD, Pensilvanyalı Hoca Efendi vb. güçlerin ‘’Arap Baharı’’ndan ‘’Vazife çıkaran’’ Başbakan’ın olmadığı bir tek ‘’Devrimcilik’’ kalmıştı. Onu da başardı, ‘’Şah idi, şahbaz oldu(!)’’ Bir yandan Kürtlere karşı ‘’Entegre savaş’’ kapsamında ‘’Hava bombardımanı, Kara Harekatı’’ barış gönüllüsü ‘’Canlı kalkana’’ kurşun, gözaltı, tutuklama, Roj TV’ye ve Y.Özgür Politika Gazetesi’ne kapatma davası…! Devam ederken öbür yandan ‘’Arap Halkları ile arasına gün ışığının dahi girmesini’’ kıskanan Başbakanın Kürt Halkı ile arasına silah, bomba, kan, gözyaşı ve telafisi gittikçe zorlaşan ‘’Açılımlar’’ giriyor. Bazen diyorum ki, ‘’Yoksa Başbakan Kürt Açılımı, Alevi Açılımı yapacağım!’’ derken ‘’Kürtlerle, Alevilerle arayı daha fazla açmayı mı kastetti?..’’
‘’Açılım’’ dedim de sevgili okurlar AKP Hükümeti’nin ‘’Son açılımını’’ okumuşsunuzdur! Eee kolay değil! Siz de haklısınız. AKP Hükümeti o kadar ‘’Açıldı’’ ki, artık ‘’Açılımların’’ çetelesini tutamıyoruz! Ama benden size tavsiye, kınamayın Başbakanı! ‘’Ustalık döneminin açılımı’’ da ‘’Fütuhat sahibi’’ Osmanlı Padişahları gibi ‘’Fizan’a kadar açılmalı.’’ Üstelik Mısır’a ‘’Devrimci açılım’’ yapan Başbakan ‘’Ecdadı Yavuz Selim’’ gibi ‘’Sefer ederken Kızılbaşları katledip, kuyulara doldursa!’’ daha mı iyiydi?.. Yooo hakkını teslim etmek gerek(!) Başbakan bu kere Mısır seferi öncesinde ‘’Devrimci’’ bir tutumla ‘’Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders programına Aleviliği de ekledi!!!’’ ‘’Son açılım’’ dediğim bu. Gülmeyin ama! Size de ‘’Yaranılmıyor Vallahi!’’ Ne yani Başbakan da yardımcısı Hüseyin Çelik gibi Suriye’yi bahane ederek Alevilere hakaret mi etseydi?.. Adının Hüseyin olduğuna bakmayın ‘’Göbek adı’’ Yezit Bin Muaviye imiş. Ama ‘’Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Nüfus müdürlüğü yazmaz’’ diye ‘’Hüseyin’’ koymuşlar. Hüseyin Çelik’in adını koyanlar geleceği gören kişilermiş. Ne de olsa günümüz ‘’Ilımlı Siyasal İslam’’ politikasında adı ‘’Hüseyin’’ olup Yezit Bin Muaviye politikası yürütenler daha makbul oluyor.
Bu arada Faruk’u unutursak çok ayıp olacak. İsmi ile ‘’Müsemma’’ Faruk Çelik (AKP pek de çelikleşmiş!) ‘’Alevi Açılımı’’ yaparak ‘’Alevileri Fark etti!’’ Bununla da yetinmeyen Faruk Çelik ‘’Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’’ ders programına ‘’Aleviliği dahil eden’’ asıl ‘’Devrimcidir’’ de kıymeti bilinmez!!!
Sevgili okurlar kıymetini bilmek gerek! Hem ‘’Ilımlı’’ hem ‘’Siyasal’’ hem de ‘’İslam’’…! Mısır çöllerinde çıra ile arasan bulunmaz türden! Siz bakmayın bu ‘’Ilımlı Siyasal İslam’’ aktörlerin İslam Tarihinde ‘’Hadem’ül Fukara’’ soyu olan Ehlibeyt’in ‘’Kökünü kurutan’’ ve şimdi de ‘’Enerji kaynakları ve Pazar için’’ ABD’ye hizmetkarlık yapan Arap Şeyhleri ile kol kola girdiklerine. Ne demişti ‘’Merhum Cumhurbaşkanı’’ Turgut Özal ‘’Körfez savaşında?’’ ‘’Bir koyup üç alacağız.’’ ‘’Bir koymaktan, Körfez Savaşında ABD’ye her türlü desteği vermeyi murat ettiğini’’ biliyoruz. Ama ‘’Üç almaktan’’ ne kastettiğini ‘’Kürt sorununa çözüm bulmaya’’ çalışırken ‘’Üçlü ittifak’’ tarafından ‘’Ortadan kaldırılmasaydı’’ bilecektik! R.Tayyip Erdoğan için mesele ‘’Bir koymak, üç almak’’ değil. ‘’ABD ile bir olmak, üç kıtada nam salmaktır.’’ Hele bir ‘’Üç kıtada nam salsın!’’ siz o vakit görün onu. Şimdiden Libya’nın, Tunus’un, Mısır’ın ‘’Bölünmez bütünlüğünü’’ savunan Başbakan inanın ki, İsrail oğullarını ‘’Vaat edilmiş topraklardan’’ tekrar Mısır’a sürecek… İsrail Oğullarını Kızıldeniz’den geçirirken Pensilvanyalı Hoca Efendi’den bir değnek alıp keramet denemesi yapmasını öneririm… Yoksa ‘’Merhum Erbakan Hoca’nın’’ çok yakındığı ve ‘’Tarihi anlaşmalar yapmaktan’’ da geri durmadığı ‘’Siyonistlerle’’ arasını ‘’Yalancı yaz günlerinin’’ ılık esintisine kapılarak bozarsa ne olur ne olmaz?! Haa bu arada İsrail Oğullarını tekrardan Mısır’a ‘’Sürdüğünde’’ Firavunluğa özenip de ‘’Devrimciliğini’’ unutur mu? Onu kestiremiyorum!...
Evet… ‘’Din Dersi’’ artık ‘’Bir tutamcık da Alevilik’’ katkılı!.. ‘’İsmi ile müsemma’’ Faruk Çelik tam da okullar açılmadan kısa süre önce bu ‘’Müjdeyi’’ verdi! Neden? Çünkü AİHM’in 2007’de verdiği ‘’Din dersi zorunlu olamaz!’’ kararı gereği ‘’Bir şey yapmaları’’ gerekiyordu.

Bakınız F. Çelik ne diyor? ‘’60. hükümet döneminde, Hükümet olarak Milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek adına, toplumsal bazı sorunları, demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler zemininde yeniden ele alıp değerlendirme amacı taşıyan bir dizi girişim başlattık.’’ İşte asıl mesele ‘’Milli birlik ve beraberlik’’tir. Yani ‘’Tekçilik.’’ ‘’Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek dil, tek din!’’ Siz istediğiniz kadar ‘’Biz Aleviliğin Din Dersine dahil edilmesini istemedik! Zorunlu Din Dersinin seçmeli olmasını istedik!’’ diye durun ‘’Tekçilik’’ her biçimde devam ediyor. Çelik, devamla ‘’AİHM’in, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatına ilişkin 2007 yılında verdiği kararda belirttiği nesnellik ve çoğulculuk ilkeleri ışığında hazırlanan yeni müfredat, Talim ve Terbiye Kurulu tarafından da onaylanmıştır. Böylece Alevilik ilköğretim 4. sınıftan, lise son sınıfa kadar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarına girdi’’ diyor!.. AKP Hükümeti’nin bunu yapmasına şaşırmadık.

Hatta 3 Haziran 2009’daki ‘’Birinci Alevi Çalıştayında’’ 35 Alevi Kurumu ile birlikte ‘’Zorunlu Din dersi Kaldırılmalıdır!’’ dediği halde ‘’Aleviliğin Din Dersine konması için çalışma yapan’’ AKP Alevilerinin tutumuna da şaşırmadık!.. Çünkü Alevilik ağacının kurtları artık Alevilerin özünde yer bulamakta zorlandıkları için (ikti)darağacına dadandılar! Yezid Bin Muviye İmam Hüseyin’in başını ‘’Kesti!!!’’ Yavuz Selim Alevileri, veziri Hızır da Pir Sultan Abdal’ı ‘’Astı!!!’’ Ama AKP Aleviliği (ikti)darağacına astı…!!!



KEMAL BÜLBÜL

Hiç yorum yok: