28 Eylül 2011 Çarşamba

Bazı Ülkeler Ruhunu Borsada Sattı

Adolfo Perez ESQUİVEL /Arjantinli Nobel Barış Ödülü sahibi insan hakları eylemcisi
Barack Obama: Eğer ABD yükümlülüğünü yerine getirmezse, Latin Amerika ona yardım edecek!

***


Sayın Barack Obama, bu bir mektuptan ziyade Latin Amerika’nın ekonomik krize karşı sana uzattığı bir elin çabasıdır. Politika ve değerlerinin etkilediği ABD, Avrupa, Yunanistan ve diğer “Birinci Dünya Ülkeleri”nin durumu bize net olarak gösteriyor ki hepimiz kötü harcanmış bir dünyadayız ve şimdi kriz dokunulamayana dokunmaya başladı.


Bir aşk için ruhunu satan Fausto gibi, bazı ülkeler ruhunu borsada sattı, kendilerini borsa torbasının içinde bularak, ve şimdi borçlarını talep ediyorlar faiziyle birlikte. Venedik tüccarının borcuna karşılık alacaklının bedeninden bir libra (yarim kilo) et istemesi gibi.


Her şeyi netleştirelim Barack, Latin Amerika sana hiçbir kredi veremez, 5 kuruşumuz yok.


“Teşekkürler nezaketleri için IMF ve Dünya Bankası’na ve reçetelerine.”


Birinci önerim zehirli organizmaların reçetelerini kabul etmemen.


Verebileceğimiz, yardımcı olabileceğini düşündüğümüz bazı deneyimleri sana iletmek.


Krizle yaşamayı öğrenmek lazım, biz kabul ettik hemen... hemen... Büyük kızkardeşimiz gibi bazen seviyoruz, bazen nefret ediyoruz. Problemleri de olabilen bir aile gibiyiz anlayacağın.


Gözden geçirip bakmak lazım, “Fikir dolabı bomboş” birinin dediği gibi,  -neydi ismi hatırlamıyorum-, bu nedenle, üstesinden gelecek fikirleri oluşturmak ve empoze edilmeye çalışılan mekanizma ile dış borç üzerinden hakimiyet kuracaklarını öğrenmek lazım.


İşte bunda siz ustasınız.


Ama biz Latin Amerikalılar çok iyi biliyoruz İncil’deki zararlıları, -ki bunlar “o büyük canavar yere sert basar, halkın masumiyetine”, Leon’un söylediği gibi.


Heraklitos’un dediği gibi, hiçbir zaman aynı nehirde yıkanmayız, her şey değişiyor, hatta dünyanın hakimi ve sahibi olduğuna inanan ülken de, bugün yüzleşmeli dünyanın en büyük dış borcuna. Standard & Poor’s vatandaşlarının ağzını açıkta bırakıp ceplerini titretti, varoluşsal sıkıntıya sokacaktı neredeyse, emperyalizmin ikonu ülkeni.


Sana söylemem lazım, elimin parmakları yetmiyor, ayaklarımın da senin borcunu saymaya, milyarlar, trilyonlar, rakamlar kafama girmiyor, anlamaya çalışıyorum imkansız olanı, aslında değilmiş.


Ziyadesiyle fazla nöronlarım anlamak için, ABD’nin en büyük alacaklısının “Kapı-Komünist” Çin’in olması. Bu alacakların tahsil edilmesi büyük bir mühendislik işidir.


Çin zaten metal piyasasını kontrolüne almış bulunuyor ve bu gittikçe ABD’yi kendine bağlı hale getiriyor. Bütün bunlar bir ‘Çin masalı’ gibi geliyor bana.


Kendime soruyorum: Var mıdır bir ‘Çin’li tanrılarına ve hanedan büyücülerine çağrı yapacak ve bilge Konfüçyüs’e? Kafası karışmıştır ülkesinde olup bitenlere...


- Kim bilir-, o konuda yardımcı olamayız sana.


Ama sana dış borç oyunlarını öğretebiliriz:


1-
Kuralları bilmek gerekiyor, o kuralları koyanları ve uygulayanları... Ama senin ülkenden olmayan, önce üye oluyorsun borçlular kulübüne, böylece “hoş geldin kardeş borçlular kulübüne.”

2-
Bu oyunda hep hileli zar kullanılıyor alacaklı lehine, sonuç hep aynı: “Çok çalışacaksın, çok ödeyeceksin ve azla yetineceksin.” Oyunun formatı, kazanabilirsin düşüncesine inandırmak.

3-
Umutsuz olma, oyunun sürprizleri var. Çok ödüyorsun, çok çalışıyorsun bu nedenle mahkumiyetin sürekli hale geliyor, efsanevi Sisifos gibi asla zirveye ulaşmayacaksın, tekrar tekrar, adım adım borç yükünü biraz daha ağırlaştıracaklar, biraz daha, biraz daha.

Al kalemi Sayın Barack ve not al, ama umutsuz olma, yaz bütün istediğin rakamları ve her zaman aynı sonuca çık.


Mali uyum yasasıyla sağlıktan eğitime, sosyal harcamalar için gittiğin kısıtlamaya, askeri harcamalar için neden gitmedin?


Bu çılgınlığa devam edip açığını kapatmayı beklemek, kafanı giyotine koyup kendin kesmek gibidir.


Sayın Barack, lütfen intihar etme.


Kamu politikasının karşısına geç, halkının iyiliği için, ateşi önle, ülken yanıyor, tıpkı Avrupa ve diğer enlemdeki kızgın ülkeler gibi.


Yoksulluğun yüzleştiği yerde, aç ve işsiz insan sayısı 54 milyonun üzerinde, milyonlarca dolar yolluyorsun parası daha çok olanı kurtarmak için. 659 milyar dolar gitti iflas eden kurumlara ve finans sektörüne, bunlar yoksulun vergisinden zenginin cebine transfer oldu. Bir şeyler kötü kokuyor Barack, çürüyor olabilir.


Senin hükümetin askeri harcamaları arttırarak devam kararı aldı. Dünyanın çeşitli yerlerinde üslerin, savaşları destekleyerek ve çatışmaları körükleyerek ülkenin diğer kurban halklarını yok ediyor. Bu durum seni dönüşü olmayan bir noktaya oturuyor.


Unutmamalısın, rüzgar eken fırtına biçer. Örnek için bak ülkene neo-liberalizmi dayattığı diğer halkların durumuna.


Bir olasılığın var, ülkende bilge insanlar çok, önerileriyle boş fikir dolabını doldurarak krizin üstesinden gelebilirsin.


Ama net gidelim, yaklaşık bazı çözümler bulalım. Problem çok karmaşık olduğu için daha bütünsel düşünmeye ihtiyaç var.


Irak savaşı kaç paraya mal oluyor ABD’ye?


Senin selefin George Bush, Pinokyo’dan daha yalancı, Irak savaşı maliyetinin 50 milyar dolar olacağını söylüyordu. ABD o parayı her üç ayda bir harcıyor, Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz’in dediği gibi, “ABD’nin savaş bütçesinin 6/1 oranıyla ülkenin sosyal güvenlik sisteminin yarım asırlık problemi çözülmüş olurdu, daha da net olunması imkansız.”


Kaç paradır senin ve müttefiklerinin, Irak, Libya ve Afganistan’a attığı bir bombanın maliyeti?


Sana hatırlatayım: 2007 ve 2009 yılları arasında 16 ülke, 146 finans kurumuyla birlikte bütün finans kapılarını açık bırakarak 43 milyar dolar harcadınız misket bombası üreten bir fabrika için.


Ekle binlerce bombayı, tankı, uçağı, gemiyi, silahı hayret edeceksin ülkenin savaşa ve ordusuna yatırdığı paraya.


Kaç paradır bir savaş uçağı ya da tankı?


Not al Barack, unutmamak için ve ekle ölüm ve yıkıma teşvik edilen hayal bile edilemez rakamları. Bir soru. Senin halkın biliyor mu, dünyanın çeşitli yerlerinde savaşa harcadığın parayı ve vergisinin nereye gittiğini?


Yoruldum Barack, bıktım artık bu kadar saygısız çılgınlıklarınıza, nefes almaya ihtiyacım var.


Ama devam etmek gerekiyor başka çare yok, ülkenin cari açığını kapatabileceğin başka tedbirler de var -söz verilen tedbirler, söz verilip de alınmayan tedbirler- Abu Garib, Irak ve Guantanamo’daki cezaevlerini kapatmak gibi.


Diğer bir tedbir ise; ülkende 10 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan 5 Kübalıyı serbest bırakarak ve Küba üzerindeki ticari ablukayı kaldırıp milyonlarca dolar gelir sağlayabilirsin.


Söyle Barack, kaç paraya mal oluyor ülkene, ismi değişmesine rağmen aynı metotlarla Amerikan okullarında eğitilen işkencecilerin, katillerin, gardiyanların maliyeti?


Ülkeni etkileyen en büyük sorunlardan biri korku. Hem dış korku, hem de iç korku. Oluşturduğun güvenlik mekanizmaları, demir can simidine sarılmaktan öte bir şey değil. Bu, korkuyu daha da derinleştirir.


Ülkenin 2011 yılı askeri bütçesi 700 milyar dolar.


Savaşlar, petroller, madenler, sular, ekonomik ve politik güç, bunlar milyonlarca insanın hayatını zorlaştırıp, açlık ve şiddete neden oluyor; bunu yönetenler insanlıklarından soyutlanarak iş iştir, mantığındalar.


Bugün Libya’daki savaş petrol için, yarın su için ve başka gerekçeler, kim bilir?


Ama biliyoruz ki sen geleceği ipotek altına alıp, kendi ülken dahil olmak üzere dünya halklarının geleceğinin yıkımına sebep oluyorsun.


Yaşadığımız süreci ağlayarak geçiştiremeyiz, yeniden umut inşa etmemiz gerekiyor.


Sana önerilerim:


Savaş uçaklarından bir tanesinin değerinde bir bağışta bulun, göreceksin layık insanlar o parayla kaç tane hastane ve okul inşa edecekler halk için.


Senin ordunun Irak’a, Libya’ya ve Afganistan’a attığı bombaların parasıyla sağlık merkezleri yapıp, orada milyonlarca çocuğa yemek ve eğitim karşılığında onlardan bir gülücük ve gelecek için umut alabilirsin.


Ölüm için harcanan milyarları topladığında, daha neler yapabilirdin ülken ve insanlık için? Ülkenin iç ve dış borcunu ödeyebilirsin.


Selamlar barış için.


Çeviri:
Delil Delali - Anf

Hiç yorum yok: