Suriye'nin parçalanmış 'sürgün muhalefeti' Türkiye’nin desteğiyle
İstanbul’da toplantılarına devam ediyor. Küçük gruplar halinde
İstanbul’un çeşitli üst sınıf otellerinde tartışmaları sürdüren
muhalifler, Suriye halk temsilcileri olduklarını ileri sürüyorlar.
Muhalefetin ayrılmaz parçası olduklarını her fırsatta dile getiren
muhalifler esasında Suudi Arabistan, Türkiye, ABD ve AB’den destek
alıyor. Mesela grup toplantılarında, Suudi Arabistan kralından her
fırsatta bahsetmekten çekinmiyorlar. Toplantıdakilerden biri, ‘’Kral ile
yemek yerken ona Esad rejimine karşı tavır almasının zamanının
geldiğini söyledim ve Kral bir sonraki gün çıkıp Suriye halkını
destekledi’’ diyordu.
Pan-islamist ve Kürt sorunu:
Suudi Arabistan’dan gelen pan-islamist ve Arap milliyetçiliğiyle bilinen bir grup Suriye’deki sorunlara cevap olacak radikal bir yol haritası hazırlamışlardı. Kürt sorunu çözümü noktasında yol haritasında şunlar yer alıyordu:
- Yüz binlerce ‘’ecnebi’’ ve ‘’mektum’’ Kürd’ün vatandaşlığını geri verilmesi ve mağdurların zararları tazminatla ödenmesi.
- Kürtlerin topraklarının iade edilmesi ve mağdurların zararları tazminatla ödenmesi.
- Kürt bölgesinde 1970’lerde yapılan 150 kadar Arap yerleşim birimini ortadan kaldırılması, Arapları asıl bölgelerine geri götürülmeleri ve zararları tazminatla ödenmesi.
- Kürtleri Suriye’nin ikinci ve kurucu ulusu olarak tanınması ve tüm meşru hakları-ulusal hakları- Suriye’nin yeni anayasasında güvence altına alınması.
- Komşu ülkelerdeki Kürtlerle dostane ilişkilerin geliştirilmesi.
GÜL RANDEVUYU İPTAL ETTİ
Ancak Kürt sorununa ve Suriye halklarının diğer sorunlarına en gerçekçi temelde yaklaşan bu grubun çıkarttığı yol haritası -onların dediklerine göre- Türkiye baskısıyla Arap medyasında yer almadı. Yine bu grubun dile getirdikleri gibi Türkiye Cumhurbaşkanıyla randevuları vardı ancak yol haritası çıktıktan sonra Türk makamları tarafından bu randevu iptal edildi.
Avrupa'dan ve Amerika’dan gelen Suriyeli teknokrat bir grubun 12 Agustus günü yaptığı toplantıya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanı katılıp Suriye muhaliflerinin kendi aralarında bir anlaşmaya varmaları gerektiğini dile getirmişti. Türk yetkili, 'Türkiye'nin de Amerika kadar güçlü bir Suriye muhalefeti istediğini ve Libya’da olduğu gibi Suriyelilerin de kendi aralarında geçici bir hükümet kurmaları gerektiğini' vurgulamıştı.
Şu an İstanbul Marriott otelinde Antalya, Brüksel ve İstanbul konferanslarına katılan gruplar arasında toplantılar sürüyor. Toplantılarda geçici ulusal hükümetin yerini alacak ‘’Suriye Ulusal Meclis’’in ilan edilmesi beklenirken; Brüksel grubunun konferanstan çekildiği bilgisi geldi.
Türkiye’nin finansman sağladığı toplantıda, 60 kişi sürgündekiler, 60 kişi de yurtiçindeki muhaliflerden olmak üzere 120’ye yakın muhalif ‘’meclis’’te yer alacaktı. Ancak Brüksel grubunun çekilmesiyle böyle bir hükümetin ilanı şimdilik imkansız hale geldi. Ayrıca toplantıya sadece Türkiye’ye yakınlıklarıyla bilinen muhalifler katılabildi. Suriye’nin iç muhalefetinden ve özellikle Kürt siyasi partilerden davet edilen veya katılan olmadı. Bu nedenle, Suriyeli sürgün muhalefetin başarısızlığı garantilediğini ve bunun sorumlusunun Türk hükümeti olduğu düşünülmekte.
Türk devleti bir yandan Suriye muhaliflerini daha küçük parçalara bölerek onların toplantılarını finanse ederken diğer yandan da Lübnan’da Türk büyükelçi önceki gün Lübnan basınına verdiği röportajda,‘’Türkiye-Suriye ilişkilerinde bir değişikliğin söz konusu olmadığını ve her iki taraf arasında dostluk ve güven ilişkilerin arttığını’’ söylüyor.
Adnan Özyıldız, "Suriye’ye karşı komploların bir parçası olmayacağız, bunun gibi zor bir süreçte Türkiye’nin Suriye’den vazgeçeceği yoktur’’ dedi ve ekledi: "Suriye ile Türkiye arasında diplomatik ilişkiler durmadı, tersine Türk yetkileri son zamanlarda Suriye’ye birçok ziyarette bulunarak Suriyeli dostlarımızla ortak sorunlarımızı tartışmaya devam etti."
Dün Aljazeera TV olmak üzere birçok Arap televizyonu, ‘’Suriye’nin Türkiye sınırına 6 füze fırlattığı" haberini geçti. Aljazeera’ya göre füzelerin 4’ü sınıra düşerken diğer ikisi de Hatay’daki Suriyeli mülteci kampların yakınına düştü. Aljazeera TV haberi daha sonra internet sitesinden ve ekranından kaldırırken, Türk basınında böyle bir haber hiç geçmedi.
Türkiye ve Başbakanı Erdoğan Suriye'de gittikçe prestijini kaybetti. Geçen hafta da Hama’daki bir gösteride ‘’Erdoğan gel de arkadaşını al ve git’’ pankartı halk tarafından açılmıştı.
Pan-islamist ve Kürt sorunu:
Suudi Arabistan’dan gelen pan-islamist ve Arap milliyetçiliğiyle bilinen bir grup Suriye’deki sorunlara cevap olacak radikal bir yol haritası hazırlamışlardı. Kürt sorunu çözümü noktasında yol haritasında şunlar yer alıyordu:
- Yüz binlerce ‘’ecnebi’’ ve ‘’mektum’’ Kürd’ün vatandaşlığını geri verilmesi ve mağdurların zararları tazminatla ödenmesi.
- Kürtlerin topraklarının iade edilmesi ve mağdurların zararları tazminatla ödenmesi.
- Kürt bölgesinde 1970’lerde yapılan 150 kadar Arap yerleşim birimini ortadan kaldırılması, Arapları asıl bölgelerine geri götürülmeleri ve zararları tazminatla ödenmesi.
- Kürtleri Suriye’nin ikinci ve kurucu ulusu olarak tanınması ve tüm meşru hakları-ulusal hakları- Suriye’nin yeni anayasasında güvence altına alınması.
- Komşu ülkelerdeki Kürtlerle dostane ilişkilerin geliştirilmesi.
GÜL RANDEVUYU İPTAL ETTİ
Ancak Kürt sorununa ve Suriye halklarının diğer sorunlarına en gerçekçi temelde yaklaşan bu grubun çıkarttığı yol haritası -onların dediklerine göre- Türkiye baskısıyla Arap medyasında yer almadı. Yine bu grubun dile getirdikleri gibi Türkiye Cumhurbaşkanıyla randevuları vardı ancak yol haritası çıktıktan sonra Türk makamları tarafından bu randevu iptal edildi.
Avrupa'dan ve Amerika’dan gelen Suriyeli teknokrat bir grubun 12 Agustus günü yaptığı toplantıya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanı katılıp Suriye muhaliflerinin kendi aralarında bir anlaşmaya varmaları gerektiğini dile getirmişti. Türk yetkili, 'Türkiye'nin de Amerika kadar güçlü bir Suriye muhalefeti istediğini ve Libya’da olduğu gibi Suriyelilerin de kendi aralarında geçici bir hükümet kurmaları gerektiğini' vurgulamıştı.
Şu an İstanbul Marriott otelinde Antalya, Brüksel ve İstanbul konferanslarına katılan gruplar arasında toplantılar sürüyor. Toplantılarda geçici ulusal hükümetin yerini alacak ‘’Suriye Ulusal Meclis’’in ilan edilmesi beklenirken; Brüksel grubunun konferanstan çekildiği bilgisi geldi.
Türkiye’nin finansman sağladığı toplantıda, 60 kişi sürgündekiler, 60 kişi de yurtiçindeki muhaliflerden olmak üzere 120’ye yakın muhalif ‘’meclis’’te yer alacaktı. Ancak Brüksel grubunun çekilmesiyle böyle bir hükümetin ilanı şimdilik imkansız hale geldi. Ayrıca toplantıya sadece Türkiye’ye yakınlıklarıyla bilinen muhalifler katılabildi. Suriye’nin iç muhalefetinden ve özellikle Kürt siyasi partilerden davet edilen veya katılan olmadı. Bu nedenle, Suriyeli sürgün muhalefetin başarısızlığı garantilediğini ve bunun sorumlusunun Türk hükümeti olduğu düşünülmekte.
Türk devleti bir yandan Suriye muhaliflerini daha küçük parçalara bölerek onların toplantılarını finanse ederken diğer yandan da Lübnan’da Türk büyükelçi önceki gün Lübnan basınına verdiği röportajda,‘’Türkiye-Suriye ilişkilerinde bir değişikliğin söz konusu olmadığını ve her iki taraf arasında dostluk ve güven ilişkilerin arttığını’’ söylüyor.
Adnan Özyıldız, "Suriye’ye karşı komploların bir parçası olmayacağız, bunun gibi zor bir süreçte Türkiye’nin Suriye’den vazgeçeceği yoktur’’ dedi ve ekledi: "Suriye ile Türkiye arasında diplomatik ilişkiler durmadı, tersine Türk yetkileri son zamanlarda Suriye’ye birçok ziyarette bulunarak Suriyeli dostlarımızla ortak sorunlarımızı tartışmaya devam etti."
Dün Aljazeera TV olmak üzere birçok Arap televizyonu, ‘’Suriye’nin Türkiye sınırına 6 füze fırlattığı" haberini geçti. Aljazeera’ya göre füzelerin 4’ü sınıra düşerken diğer ikisi de Hatay’daki Suriyeli mülteci kampların yakınına düştü. Aljazeera TV haberi daha sonra internet sitesinden ve ekranından kaldırırken, Türk basınında böyle bir haber hiç geçmedi.
Türkiye ve Başbakanı Erdoğan Suriye'de gittikçe prestijini kaybetti. Geçen hafta da Hama’daki bir gösteride ‘’Erdoğan gel de arkadaşını al ve git’’ pankartı halk tarafından açılmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder