29 Mayıs 2011 Pazar

Seçimler ve Sonrası


Seçimlere az bir zaman kaldı. Hukuk ve insanlık dışı baskılara, tamamen eşitsiz koşullardaki seçim çalışmalarına rağmen bir seçim yapılacak gibi görünüyor. Bütün bu şartlarda EMEK-DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK BLOĞU halkta bir umut ve heyecan yaratmış bulunuyor. Tarafsız araştırmacılar BLOK oylarını yüzde 8 civarında tahmin ediyorlar. Tarhan Erdem’in çok önceden yaptığı “BDP yüzde 10 barajını aşar” tahminin hiç de boş olmadığı anlaşılıyor. Tabii ki Tarhan Erdem’in tahmini halkın eğilimlerini yansıtıyor. Ama bunun içinde BDP örgütlerine yönelik keyfi tutuklamaların, çalınacak oyların ve sayım masalarında dönecek dolapların payı yok. Çünkü bilinmiyor. Merhum İnönü’nün ünlü sözüyle “Eşkiyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz.”

Aleyhteki bütün şartlara rağmen bağımsız BLOK adayları çalışmalarını son ana kadar etkin olarak sürdürürlerse bir seçim zaferi kazanmaya aday görünüyorlar. 30-40 arası bağımsız adayın kazanması sürpriz olmayacak. Şüphesiz ki 550 üyeli bir Meclis’te kırk da olsa yüz kırk da olsa sadece sayısal güçle temel sorunları çözmek olanaksızdır. Ne var ki seçime katılan BLOK adayları sağlam bir grup kurduktan sonra siyasal ağırlıkları sayısal güçlerinden kat be kat fazla olacaktır. Çünkü BLOK adaylarını güçlü yapan sayıları değil temsil ettikleri ezilen halk yığınlarının demokratik, barışçı çözüm özlemleridir. Blok adayları seçim bildirgeleriyle, söylemleriyle, vaatleriyle halkın bütün ezilen kesimlerinde bir umut ve güven yaratmışlardır.

Sadece Kürt halkı değil işçiler-emekçiler başta gelmek üzere ulusal, dinsel ve cinsel ayrımcılık baskısı altındaki tüm ezilenler kendi özlemlerini Blok bildirgesinde görmektedirler. Bu düzen içinde gelecekleri karartılan bütün gençlerin özlemleri de Blok programıyla örtüşmektedir. Bütün bu toplumsal kesimlerin BLOK’a umut bağlaması ve ilgi duyması iyidir, ama BLOK bileşenlerine de çok büyük bir sorumluluk ve görev yüklemektedir. Seçimlerden sonra halkın umutlarına karşılık verilebilirse BLOK, büyük bir gelişme gösterecek ve birikmiş tüm sorunların çözümünde söz ve ağırlık sahibi olacaktır. Bu görevin yerine getirilmesi için BLOK bileşenlerinin ilk günden beri vurguladıkları “geçici bir seçim bloğu değil kalıcı bir mücadele odağı oldukları” iddiasının gereklerini yerine getirmeleri şarttır. Seçim sonuçları ne olursa olsun BLOK bileşenleri bugünden kalıcı bir mücadele odağı olmaya hazırlanmalıdırlar. Halen şu ya da bu nedenle BLOK dışında kalan sol ve demokratik güçler bu tutumlarını gözden geçirip ortak mücadele sürecinde yer almalıdırlar. Çünkü süreç hiçbir sol grubun ya da partinin tek başına altından kalkabileceği bir süreç değildir.

AKP ve bütünleştiği devlet kurumlarının halklarımızın sorunlarını çözmek gibi bir niyetleri olmadığı tam tersine en sert biçimde bastırmak için koşar adım ilerledikleri görülmelidir. Bu şartlarda sallantılı CHP’den de fazla hayır gelmez. Öncelikle halkların gerçek demokratik, özgürlükçü ve barışçı güçleri tek vücut olup bir mücadele odağı oluşturmak zorundadırlar. Bu odak oluşturulduğu zaman hızla güçlenecek ve CHP gibi partileri de diğer demokrasi güçlerini de, ilgisiz-yılgın-umutsuz görünen halk kesimlerini de harekete geçirebilecektir.

AKP’nin kirli savaşı tırmandırarak bir imha konseptine yönelmesine dur diyebilecek ve halkın özlemlerine uygun barışçı-demokratik bir çözümü gündeme getirebilecek tek güç halklarımızın örgütlü özgücüdür. Bu süreçte bu potansiyelin örgütlenmesi özgürlüğe giden yolun ilk adımı olacaktır.

suatbozkus@hotmail.com

Hiç yorum yok: