30 Mayıs 2011 Pazartesi

Diyarbakır(AMED) 10’uncu Kez Erdoğan’ı Protesto Edecek


Siyasi ve askeri operasyonların hız kesmeden sürdüğü ve son bir buçuk ayda 40’ı aşkın gerilla ile binlerce kişinin gözaltına alınıp tutuklandığı bir dönemde Başbakan Tayyip Erdoğan, 12 Haziran’da yapılacak genel seçimler için 10’uncu kez Amed’e gidiyor. Ancak, bugüne kadar Amed’de ‘Kürt sorunu’ var diyen Ankara’da ‘terör’ diyen ve Kürtlere verdiği sözleri unutup ‘tek dil, tek millet ve tek bayrak’ söylemini ağzından düşürmen Erdoğan, kentte bir kez daha protestolarla karşılanacak. Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, AKP faşizmine dur demek için 1 Haziran mitingine gitmeme ve protesto çağrısı yaptı.
Türk Başbakan Tayyip Erdoğan 12 Haziran’da yapılacak seçimler nedeniyle gittiği Hakkari ve Şırnak’ta protestolarla karşılaşıp mitinglerinin adeta fiyasko ile sonuçlanmasının ardından bu kez de Kürdistan’ın en önemli siyasal merkezi Amed’e gidecek. 10’uncu kez Amed’de gidecek olan Erdoğan’ın milliyetçi ve ırkçı gömleğini üzerine giyerek ‚Tek dil’ tek millet’ ve ‘tek bayrak’ naraları atması ve Kürt sorunu konusunda KCK’nin eylemsizlik pozisyonuna rağmen siyasi ve askeri operasyonların sürmesi, sivil ölümlerin artması ve her fırsatta ‘savaş’ mesajları vermesinden kaynaklı Erdoğan’ın değil Amed’lilerin Erdoğan’a mesaj vereceği ifade ediliyor.

ERDOĞAN’IN KORKULU RÜYASI ‘AMED’

Erdoğan’ın bugüne kadar Diyarbakır’da yaptığı ziyaretler hep tartışma konusu oldu. Ancak, Amed halkı Erdoğan’dan Kürt halkının uzattığı barış elini uzatmasını isterken Erdoğan ise ya Kürt sorununda çözümsüzlük açıklamaları yaptı, ya ‚‘kabak tadı‘ veren paketler sundu. Amed’e son yaptığı ziyarette ise adeta müjdelerce yeni cezaevi açılacağını söyledi ve Kürt sorununda ise ‘tek dil’ ‘tek millet’ ve ‘tek bayrak’ söylemlerinden vazgeçmedi. Kürtler üzerinde ‘kadında olsa çocukta olsa gereken yapılacaktır’ diyerek adeta katliam fermanları çıkaran Erdoğan’a Amedlilerin yanıtı ise sert oldu. Erdoğan Amed’e ancak binlerce polis, özel harekat timi, panzer ve akrep tipi araçlarla giriş yapabildi. Amedliler ise yaptığı tüm ziyaretlere kepenk kapatma, kitlesel ve yumurtalı eylemler, yine katıldığı mitingler ve etkinliklere gösterilen boykotla ders vererek soğuk duş aldırttı.

10’uncu kez Amed’i ziyaret edecek olan Erdoğan, bugüne kadar yaptığı ziyaretler nasıl gerçekleşti ve nasıl sonuçlandığına baktığımızda Erdoğan’ın Kürtlerin meşhur deyimi ile ‚Suwar hat u peya çu‘, yani ‚atlı gelip nasıl yaya gittiğinin de fotoğrafı çıkıyor.

Erdoğan, Ağustos 2005 yılında önce Ankara’da aydınlarla bir araya geldi ve ardından 12 Ağustos günü Diyarbakır’a geçerek burada toplu konut açılış töreninde konuştu. Amed halkı ‘olumlu mesajlar verecek’ denilen Erdoğan’a temkinli yaklaşarak, mitinge katılım göstermezken, Erdoğan ise o meşhur konuşmasını yaptı. Erdoğan, Amed’te herkeste büyük umutlar yaratan sözleri dile getirerek, “'İlla ad koyalım diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur“ diyordu. “Büyük devlet, güçlü millet kendisi ile yüzleşerek, hatalarını ve günahlarını masaya yatırarak geleceğe yürüme güvenine sahip millet ve devlettir" diyen Erdoğan, Kürtlerin deyimi ile ‚nane sele’ yani iki yüzlü politikasını bir kez daha ortaya koyarak bu konuşmanı üzerinden daha 2 ay geçmeden, “Biz o gün yanlış yaptık. Bu sorun, ekonomik, kültürel, sosyal bir sorundur“ diyerek çark ediyordu.

''KÜRTLERİN HAK SORUNU YOKTUR'


Bununla da kalmayan Erdoğan, Amed’te 28 Mart 2006 olaylarında aralarında çocukların da bulunduğu 14 kişinin yaşamını yitirmesine yol açan katliamın adeta talimatını vererek Kürtlerin demokratip tepkisine karşılık “Kadın da olsa çocuk ta olsa gereken yapılacaktır“ diyordu. Ve Mayıs 2006’da ikinci kez Amed’i partisinin İl Kongresi için ziyaret eden Erdoğan, bırakın 'Kürt' ve 'Kürt sorunu'nu, 'alt-üst kimlik', 'Türkiye vatandaşlığı' gibi kavramları bile ağzına almadı. Ve aynı yıl Aralık 2006’da Erdoğan, ABD'nin New York kentinde ve gazetecilerin sorularını yanıtlarken, bir soru üzerine verdiği yanıt gayet açık: 'Türkiye'de Kürtlerin hak sorunu yoktur.' diyordu. Yani bugün CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Dersim’de başka İstanbul’da başka şekil konuşuyor diyen Erdoğan’ın sicilinin bu konuda onun kadar sabıkalı biri olduğunu gösteriyor. Erdoğan, 24 Haziran 2007 tarihinde bu kez 22 Temmuz seçimleri dolayısı ile Diyarbakır’a ziyarette bulundu. Tüm kurmayları ile ve bölgedeki devletin tüm kurumlarını hukuksuz bir şekilde seferber etmesine rağmen Amed’teki mitingte havasını alıyordu. Keza Kürt sorununda adım atmayan Erdoğan’da mitingte kah bölgeye yapacakları ekonomik yatırımlardan kah ‘kardeşlikten’ dem vuruyor ama Kürt sözcüğünü ağzına bile almıyordu. Erdoğan, Kürt sorununu ağzına almazken Amed halkı da 22 Temmuz seçimlerinde 4 Bin Umut Adayı’nı rekor seviyede oylarla Meclis’e göndererek cevabını veriyordu.


KÜRT SORUNUNA ‘BOŞ-ANMA’ AÇISI


Kürt sorununda iki yüzlü politikaları ile tarihe geçecek olan Erdoğan, Amed’teki sözlerinin gereğini yerine getirmediği için çatışmalar şiddetleniyor ve özellikle AKP döneminde kadınlar, çocuklar art arda toplumsal olaylar da yaşamını yitiriyordu. Ve AKP Kürt halkının tüm tepkisine rağmen 2007 yılında sınır ötesi operasyon için tezkere kararına imza atıyordu. Amedlilerin on binlerle sokağa dökülmesine ise Erdoğan kulak kapatıyordu. Amed’te 4 Ocak 2008’de askeri araca yapılan bombalı saldırı sonrası Başbakan Erdoğan, milliyetçiliği ile nam salmış Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’i de yanına alarak Amed Valilik binasında sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek, bir toplantı yaptı. Toplantı da ‘Kürt sorununun ‘terör sorunu’ olarak adlandırılmasını isteyen Erdoğan, sivil toplum örgütlerinin sorunun siyasal bir sorun olduğu değerlendirmesine karşılık, ‘Bekara karı boşamak kolaydır’ diyerek yaklaşımını ortaya koyuyordu.

‘KABAK TADI’ VEREN BAŞBAKAN’


Amedlilerin taleplerine kulak kapatan Erdoğan, Kürt halkının öfkesini ve tepkisini anlamayarak, bu kez de Kürt sorununu ‘ekonomik sorun’ olarak adlandırıp Mayıs 2008’de suyu çıkmış olan ve ‘kabak tadı’ veren GAP Eylem Planı ile Amed’de bir kez daha ziyarette bulunuyordu. Savaşın her gün şiddetlendiği Kürdistan’da Kürtleri bununla kandırmayı planlayan Başbakan Erdoğan, tüm Bakanları ve sözde 75 Kürt milletvekili ile Amed’e çıkarma yapıyordu. Günler öncesinden yapılan propagandalar ve binlerce kişiyi iş imkanı sağlayacağı iddia edilen ve Kürt sorununda inkar ve imha siyasetinin bir parçası olan GAP Eylem Planı’nı açıklamaya gelen Erdoğan’a Amedliler kepenklerini kapatarak, öğrenciler okula gitmeyerek, araçlar kontak kapatarak ve yollar da yumurta ve domatesleri ile karşılıyordu. Erdoğan’ın Eylem Planı’nın açıklamak için geldiği Amed’te daha önce elini sıkmadığı ve görüşmediği DTP’li milletvekilleri ve belediye başkanlarını da davet etti ancak halk gibi temsilcileri de aynı tavrı göstererek Erdoğan’ın davetini geri çevirdi. Erdoğan, Ziya Gökalp Kapalı Spor Salonu’nda yaptığı konuşmada 2005’te Amed'de ağzından kaçırdığı “Kürt sorunu” konusunda bu kez ağzını sıkı tutuyor ve “tek devlet, tek millet, tek vatan” söylemini tekrarlayarak, inkarcı siyaset sürdürdü. Faşizmin gömleğini giyen Erdoğan’a Amedliler sille gibi yanıt vermişti. Kentte 90’ının üzerinde kişi ev baskınlarında gözaltına alınıyor ve Amed aBaşbakan’a ‘bizi kandıramazsınız’ diyerek güle güle diyordu. Ancak, Erdoğan’ın GAP Eylem Planı zaman içersinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de deyimi ile ‘kundır’ yani ‘kabak tadı’ veriyor du. Keza Erdoğan, 4 yılda 3 milyonu aşkın kişinin iş sahibi olacağını ve Amed’in ekonominin cazibe merkezi olacağını ileri sürüyordu. Ancak aradan 4 yıl geçti ne bir kişi bile işe alındı nede böyle bir planın varlığı ifade edildi.

ERDOĞAN’A 20 EKİM’DE SİLLE GİBİ YANIT

Ankara’ya istediğini alamadan dönen Erdoğan, inkar ve imha siyasetinde ısar ederken Ekim 2008’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik fiziki saldırı yapılması Kürtler de infiale yol açıyordu. Kürdistan’da tepki ve öfke doruğa ulaşırken, Erdoğan ise işte bu atmosferde Amed’e ziyarette bulunuyordu. Amed halkının tavrı bu defa Erdoğan’a her zamankinden daha sert oldu. Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelişini protesto etmek amacıyla Diyarbakır’da kepenkler açılmadı, kontaklar kapatıldı ve öğrenciler okula gitmeyerek boykot yaptı. Kentte yoğun güvenlik önlemleri alınırken kentin tüm semtlerinde barikatlar kurularak eylemler yapıldı. Mahalleler de ve ana caddeler de PKK bayrakları ve Öcalan posterleri ile kitlesel eylemler yapıldı. Kent savaş alanına dönerken Başbakan Erdoğan, açılışa katılacağı Dicle Üniversitesi Araştırma Hastahanesi’ne helikopter ile geçmek zorunda kaldı. Burada Erdoğan konuşma yaptığı sırada Kürt akademisyenler salonu terk ederek, Erdoğan’a tepkilerini gösterdi. Erdoğan ise kendisini protesto edenlerin oluşturduğu çöp konteynırlarını ve bu yüzden yığılan çöpleri ‘Belediye etrafı temizlemiyor’ diyerek değerlendirmesi ile komik duruma düşüyordu. Savaş alanına dönen Amed’te yüzü aşkın kişi gözaltına alınırken Amed Erdoğan’a sille gibi yanıt vererek, ‘Önderimize uzanan elleri kırarız’ diyerek mesajlarını iletmiş oldu.


AMED SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ…


Erdoğan, Amed halkının Kürt sorununda demokratik çözüm isteyen bu tavrına karşılık, ‘tek dil, ‘tek bayrak; ‘tek millet’ söylemini sürdürmeye devam etti. Kürdistan’da yaşanan savaş, katledilen siviller, Kürt siyasetçileri ve DTP üzerindeki baskılar, operasyonlar kısacası inkar ve imha siyasetini sürdürmeye devam etti. İşte tüm bunların sorumlusu Erdoğan, 29 Mart Yerel Seçimleri’nde Amed’i alabileceğini hayali ile 22 Şubat 2009’da bir kez daha kente geldi. Amedliler Erdoğan’a bir kez daha kepeklerin kapatıp, işyerlerine gitmeyip, okulları boykot ediyordu. Esnafın kepenk kapattığı kentin bir çok sokağı polis tarafından adeta kuşatma altına alındı. Kentte 20’yi aşkın kişi gözaltına alınırken, Erdoğan'ın içinde bulunduğu otobüs, helikopterler tarafından havadan korundu. Otobüs Kuruçeşme'den geçerken, bir grup genç Başbakan Erdoğan'ı yuhaladı. Gruba müdahale eden polis, çok sayıda kişiyi yaraladı.

AKP ise dolduramadığı meydana tehditle ve şantajla devlet memurlarını götürmeye çalıştı. Erdoğan, İstasyon Meydanı’nda yaptığı konuşmasında, köy, hastane, yol, eğitim sorunlarını gidereceklerini ve bu yöndeki faaliyetlerini anlatırken, Kürt sorununa çözüm yerine şiir okumayı tercih etti. Erdoğan, ayrıca kömür yardımının süreceğini söyleyerek, oy istedi. Amed’in sesine kulak vermeyen Erdoğan’a yanıt 29 Mart Yerel Seçimleri’nde geldi Amed kalelerine kale ekleyerek, Erdoğan’ın 10 belediyesini de indirerek yanıtını verdi.

AMED’E CEZAEVİ MÜJDELEDİ!!

Erdoğan son olarak 4 Eylül 2010’da Referandum dolayısı ile Amed’e ziyaret gerçekleştirdi. Ancak, Kürt halkının ‚boykot‘ ettiği referandum için Diyarbakır'a gelen Başbakan Erdoğan'ın iki genel başkan yardımcısı, 8 bakan ve Van, Hakkâri, Siirt, Şırnak, Hakkari, Bitlis, Muş, Urfa, Elazığ, Adıyaman'dan beraberinde getirdiği 36 milletvekili ile çıkarma yaptığı Amed’teki mitingi fiyaskoyla sonuçlandı. Keza Erdoğan tüm bölge kentlerinden korucu ve polislerin de katılımıyla meydana ancak bir kaç bin kişi toplayabildi. Kürt sorunu konusunda bir şey dile getirmeyen Erdoğan, 45 dakikalık konuşmasında Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'ni kapatacaklarını söyledikten sonra bir müjde verir edası ile, "En kısa zamanda yeni bir cezaevi kuracaklarını" söyledi. Erdoğan, Ape Musa’dan Exmede Xani’den söz etti ancak Kürt sorununda ‚tek dil‘ ve ‚tek bayrak‘ demeden geri durmadı. Erdoğan Amed’te bir kez daha fiyaskoyla sonuçlanan mitinginin ardından Diyarbakır’ı yine polis ablukası altında terk etti. 10’uncu kez Amed’e gideek olan Erdoğan ise bir kez daha protestolarla karşılanacak. Son Diyarbakır ziyaretinde Kürtlerin barış çağrısına karşılık yeni cezaevi projesinden söz eden Erdoğan’ı Amedlilerin nasıl karşılayacağı ise ‘görünen köy kılavuz istemez’ sözünü söyletiyor.

MİTİNG YAPTIRMAYACAĞIZ…


Erdoğan’ın Amed’e ziyareti nedeniyle bir açıklama yapan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi 1 Haziran’da Diyarbakır’a gelecek olan Başbakan Tayip Erdoğan’ı protesto etmeye çağırarak, katliamcı, soykırımcı, tekçi zihniyete karşı halkın göstereceği örgütlü tavırla Kürdistan’ın kalbi, beyni ve direniş kalesi olan Amed‘te AKP’nin elini kolunu sallayarak gelip halka hakaret etmesine ve miting gerçekleştirmesine izin verilmeyeceği vurgulandı. Yaşanan operasyonlara ve gerilla kayıplarına dikkat çeken Halk İnisiyatifi, “Daha dün 12 özgürlük savaşçısını hunharca katlettirdi. Şehitlerini almak için faşist devletin tankına, topuna kurşunlarına aldırış etmede tarihi bir direnişle çatışma alanlarına giderken, Türk ordusu kadın, çocuk demeden üzerine ateş açmıştır. Demokratik tepkisini dile getiren halkımızı gaz bombalarıyla zehirliyor, tutuklatıyor. AKP faşizmi il binasını işkencehane olarak halkımıza karşı kullanıyor. Amed kentimizde yaşayan tüm halkımıza, siyasal düşüncesi ne olursa olsun “Ben insanım” diyen herkesi AKP faşizmine dur demek için Kürt halkı üzerinde seçim rantı olarak uyguladığı katliama karşı durmak, teşhir etmek için 1 Haziran mitingine gitmemeye çağırıyoruz. AKP’nin imha, inkar, tekçi ve katliamcı uygulamalarının hat safhada olduğu bugünden sonra AKP’ye oy veren, mitingine giden her bireyin eli Kürt halkının kanına bulaşmış olacaktır” denildi.

Hiç yorum yok: