Çok değil 10-15 yıl önce medyanın demokratikleştiği, bilgiye ulaşmanın artık herkes için mümkün olduğu, bunun da başlıca aracı olan internetin küresel çapta hızla yayıldığı söyleminden geçilmiyordu.
Aradan uzun zaman geçmeden tahmin edilenin tersi sonuçlarla karşılaşıldı.
Adorno ve Horkheimer’in tekniğin gelişmesiyle ilgili yaptıkları
saptamaya benzer bir durum ortaya çıktı:
Gelişmiş teknik insan özgürlüğünün olanaklarını artırıyor, aynı zamanda da egemenlere daha güçlü denetim olanakları sağlıyor…
Dünya ölçeğinde ortalaması alınırsa, bugünün medyasının on yıl öncesine göre genel olarak daha özgür olduğunu söylemek zordur.
Yazılı ve görsel basınla ilgili yasaların sertleştirilmesi konunun sadece bir yanıdır. Yasalar aynı kaldığı halde basındaki kısıtlamalar artabilir.
Bunun en bilinen yolu, oto sansür uygulamak zorunda kalmaktır.
Medya kuruluşları değişik yönlerden tehdit edilirler, iktidar tarafından ablukaya alınırlar. Amaç, kullandıkları dili biraz yumuşatmaları ve bazı muhalif yazarları işten çıkarmalarıdır.
Sadece Türkiye’de değil başka ülkelerde de bu uygulamanın değişik örnekleri görülüyor.
BİLGİ KİRLİLİĞİ
İnternet sadece bilgiye daha kolay ulaşma imkanı yaratmadı, bilgi kirliliğini de olağanüstü artırdı.
İnternetin büyük bir çöplük olduğu konusunda neredeyse görüş birliği oluşmuş durumda…
Bilgiye kolayca ulaşabiliyorsunuz, ama hangi bilgiye?
Düşünülebilecek her konuda birbirine zıt bilgiler var.
Bunları nasıl değerlendireceksiniz?
İnternetteki bilgi bu konuda herhangi bir fikir vermez.
Tek fikir verecek bilgi, konuyla ilgili olarak önceden bildiklerinizdir.
Her yeni bilgi, farklı bilgi birikimi olan insanlar tarafından farklı yorumlanır.
Bilginin değil, bilginin yorumunun önem kazandığı bir dönemde yaşıyoruz.
Bilgiye artık herkes ulaşabiliyor, ama hangi bilgiye?
Yeni edinilen bilgi, genel bilginiz çerçevesinde nasıl yorumlanıyor, hangi bağlantılar içine yerleştiriliyor?
Bugün asıl önemli olan budur.
Bilgi kirliliği dezinformasyonun önemli yollarından birisi durumuna gelmiştir.
Bu nedenle, bilgiyi seçebilmek, doğru ya da doğruya yakın bilgi edinebilmenin esasıdır.
Bu seçme işlemi ise daha önce sahip olunan bilgi temelinde yapılır.
YEREL MEDYANIN ÖNEMİ
Küreselleşme olarak da adlandırılan kapitalizmin içinde bulunduğumuz yeni aşaması, genelin yanında küçük özelleri de ön plana çıkardı. Küreselleşmenin özelliklerinden bir tanesi de, küçüklerin ya da farklı ülkelerdeki bölgelerin birbirleriyle doğrudan bağlantı kurabilmesidir. Eskiden birbirleriyle ancak içinde bulundukları ülke devletinin aracılığıyla tanıyabilen bölgeler, artık doğrudan ilişki kurabiliyorlar.
Yerel medyanın eskisine göre daha büyük önem kazandığı sadece bu gelişmeden bile anlaşılabilir.
Merkezi organ, eskisi gibi, zorunludur, ama merkezi organ bütün yerelleri kapsayamaz. Yerelin de ayrı organlarının (yerel televizyon, yerel basın, yerel radyo, yereli öne çıkaran internet siteleri gibi) bulunması gerekir.
AKP bunu herkesten önce anlamış durumdadır ve sadece büyük gazete ve televizyon kanallarını ele geçirmeye çalışmakla kalmamakta, çok sayıda yerel medya organını ya kurmakta ya da eline geçirmektedir.
Olabildiğince fazla bilgi kaynağını denetiminize alırsanız, o kaynakları izleyen insanların düşüncelerini de önemli oranda belirleyebilirsiniz demektir.
Önemli olan ne olduğu değil, insanların o olanı nasıl duyduğudur.
Büyük bir medya ordusu gerçekte olanı başka türlü gösterebilir.
AKP, medyayı denetime alma konusunda Berlusconi ve Sarkozy’nin izinden yürüyor.
Güçlü bir medya imparatorluğuna sahip olmak, politik bir partinin başarılı olmasının olmazsa olmaz koşuludur.
Burada sol içerikli alternatif medyanın kapsamının ne olması gerektiği de ortaya çıkıyor.
Merkezi basın, internet sitesi, televizyon önemlidir, ama yetmez. Bunların olabildiğince fazla yerel organla çevrelenmiş olması gerekir.
Yerel organ da merkezi tekrarlayan organ değildir. Temel konuları tekrarlar ve bunun ötesinde yereli öne çıkarır. Yerelin haberlerinin yanı sıra, temel ilkelerin yereldeki yorumunu yapar.
İkinci Dünya Savaşı’nın yorumcularından bir tanesi. “Bu sadece askerlerin savaşı değildir. Sürekli olarak daha gelişmiş savaş araçları yapan mühendislerin de savaşıdır” demişti.
Hakkını ve özgürlüğünü arama mücadelesinin önemli bileşenlerinden bir tanesi de medya savaşıdır.
Bilgi kirliliğini, dezinformasyonu etkisizleştirebilmenin tek yolu, sürekli genişleyen, merkezilikle yetinmeyen ve yerellere yayılan kendi medyanı kurmaktır.
Engin Erkiner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder