28 Temmuz 2010 Çarşamba

Kosova kararı ile 'pandoranın kutusu' açıldı

Birleşmiş Milletlere bağlı Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova’nın tek yanlı bağımsızlık ilanını uluslararası hukuka uygun bulmasının ardından kararın başta bağımsızlık arayan halklara emsal teşkil edip etmeyeceği tartışması başladı.

Sırbistan, Rusya, Çin, Hindistan, Yunanistan ve İspanya, Kosova’yı tanımıyor. Ancak Adalet Divanı’nın kararı öncelikli olarak Bask, Katolanya, Abhazya, Güney Osetya, Karabağ, Kıbrıs ve Federe Kürdistan Bölgesi’ni yakından ilgilendiriyor.

Fiilen Gürcistan’dan ayrılan Abhazya’nın lideri Sergey Bagapş, uluslararası mahkemenin kararının bir kez daha Abhazya ve Güney Osetya’nın kendini yönetme hakkını doğruladığını belirterek, ‘‘artık pandoranın kutusu açıldı’’ diyor.

Kongra Gel Başkanı Remzi Kartal ise Lahey’deki mahkemenin Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılma kararının meşru olduğuna kanaat getirmesinin doğru ve aynı zamanda emsal teşkil ettiğini belirtiyor.

Bu kararının sadece Kosova’ya özgü olduğu iddialarına katılmayan Kartal’a göre, Kosova kararı ile bir zemin yaratılmak istendiğini, uluslararası hukukun da bu tür sorunlara hazırlanmakta olduğuna dikkat çekiyor.

Ayrılma talebinin uluslararası hukuka aykırı olmadığını kaydeden Kartal, birlikte yaşama koşulları kalmayan halkların bağımsızlıklarını ilan etmesinin meşru olduğunu söylüyor. ‘’Artık birlikte yaşama olanağı olmayan ve işin içine insanlık trajedisi gibi bir durum da girdiyse ayrılma hakkı meşrudur. Kosova’da, Sırpların yarattığı tablo bu’’ diyen Kartal, Adalet Divanı’nın kararının aslında krizi çözüme kavuşturduğuna dikkat çekiyor.

‘KOSOVA KARARI KÜRT MESELESİNİ OLUMLU YÖNDE ETKİLEYECEKTİR’

Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova için almış olduğu kararın Kürtleri de çok yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken Kongra Gel Başkanı, ''Uluslararası alanda en fazla haksızlığa uğrayan ve en görmezlikten gelen Kürtlerdir. Ama bu karar Kürt meselesinin çözümünü olumlu yönde etkileyecektir'' diyor.

Aslında Kosova’nın bağımsızlığının meşru olarak kabul edilmesi 'Pandora’nın kutusunun da açılması anlamına geliyor. Bu yüzden Kartal, Kosova’nın ayrılma hakkının Türkiye tarafından desteklenmesinin de dikkat çekici olarak yorumluyor.

‘ŞİDDET SÜRERSE KÜRTLER AYRILMA HAKKINI KULLANABİLİR’

Remzi Kartal, Avrupa Birliği’nin aslında birlikte yaşama politikasını benimsediğini, birlik perspektifli hareket ettiğini, ancak Kosova ile bu konudaki politikasında da bir değişimin işaretini verdiğini belirtiyor.

Adalet Divanı, Kosova’nın tek yanlı bağımsızlık ilanını meşru kabul ettiği bir dönemde Kürtlerin gündeminde de yakın bir zamanda ilan edilmesi beklenen ‘Demokratik Özerklik’ var.

Sorularımıza verdiği yanıtta Kartal, Türkiye ile birlikte eşit, özgür ve adil koşullarda yaşamak istediklerini, ancak şiddetin devam etmesi, Kürt meselesinin çözülmemesi durumunda Kürtlerin ayrılma hakkını kullanabileceğini belirtiyor.

‘HUKUKİ GİRİŞİMLER GÜNDEMDE’

Uluslararası kurumlar ve Adalet Divanı nezdinde Kürtlerin gerekli hukuki girişimleri araştırdığını kaydeden Kartal, ‘’Hukuku girişimler zaten hep Kürtlerin gündeminde olacaktır. Ancak bu Türkiye’nin yaklaşımına bağlıdır’’ diyor.

Uluslararası hukukun bağımsızlık ilan etmek için herhangi bir engel içermediğine dikkat çeken Kartal şu hususlara dikkat çekti:

‘’- Türk devleti, Kürt sorununu hala ‘terörizm’ olarak görüyor. Ancak Adalet Divanı’nın Kosova kararı bunun böyle olmadığını ortaya koyuyor. Bu yeni bir durumdur.

- Kürtler, Kürdistan Özgürlük Hareketi birlikte eşit koşullarda yaşama perspektifine sahiptir. Zaten bunun mücadelesini veriyor. Türkler sürekli çatışmayı, çözümsüzlüğü dayatır ve şiddetin uzamasına neden olur ise Kürtler tek taraflı olarak ayrılma hakkını kullanabilirler.

‘TÜRK DEVLETİ YOL AYRIMINA GELMİŞ BULUNUYOR’

- Kosova’nın bağımsızlığını, ayrılma hakkını tanıyan ilk ülke Türkiye’dir. Kosova’nın, Kıbrıslıların ayrılma hakkını savunan Türkiye, Kürtleri görmezlikten geliyor. Ancak bu kararla birlikte, Türkiye artık yeni bir durumla karşı karşıya kalacaktır. Kürtler bunu net bir şekilde deklere edecektir. Türk devleti bir yol ayrımına gelmiş bulunuyor.

- Projelerimize, barış çağrılarımız Türk devleti savaşla, soykırımla, katliamla cevap veriyor. Şiddetin uzaması Kürtlerin zorunlu olarak birlikte yaşama olanağını ortadan kaldırıyor. Türk devleti artık ‘bildiğim gibi yürütürüm’ diyemez.

KOSOVA KARARI EMSAL

- Devletlerarası dengeler ve politika Kürtleri yüzyıldır görmüyor. Lozan anlaşmasından sonra bu böyle. Yeni tablo ile durum değişikliği sözkonusu olabilir. Bu yüzden Kosova kararı emsal teşkil ediyor.

- Kürtler kendi kimlikleriyle, dilleri ve coğrafyasıyla özerk bir yaşam içerisinde olmak istiyor. Demokratik Özerkliği böyle tanımıyoruz. Özerklik statüsünün anahtarı Türkiye’nin bütünlüğü içinde demokrasinin gerçekleştirilmesidir. Bu da ancak yeni demokratik bir anayasa ile mümkündür.

- 'Kürtlere otonomi verirsek, ardından federasyon gelir. Sonra Kürtler bağımsızlık ilan eder' yaklaşımı ayrılıkçılığı körüklüyor aslında. Kürt kimliğini fobi haline getiren bir Türkiye gerçeği var. Biz ideolojik ve felsefi yaklaşımımızdan dolayı birlikte yaşamak istiyoruz. Birlikte yaşamanın formülü olarak da demokratik özerkliği formüle ettik. Türkler, bunu görmezlikten gelir ve şiddeti dayatırsa birlikte yaşama olanağı ortadan kalkar. Bu durumda da Kürtlerin ayrılma hakkı ortaya çıkıyor.''

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: