25 Temmuz 2010 Pazar

Dünya’da internet kullanımı ve sansür

Yeni_Özgür_Politikaİnternette sansür kelimesi zikredildiğinde kuşkusuz akla gelen ilk ülkelerden biri Çin olacaktır.
İnternette sansür - 3
Düşünce özgürlükleri notu bir hayli düşük olan Çin, internette de sansür konusunda hızını alamamıyor. Yaklaşık olarak 300 milyon internet kullanıcısının olduğu tahmin edilen Çin’de Sınır Tanımayan Gazeteciler’in 2010 yılı internet raporlarında belirttikleri üzere 62 kişinin Çin’de internet sansürünü ihlal ettiği için hapis cezasına çarptırıldığı biliniyor. Bir süre Google’a uyguladığı sansürle gündeme gelen Çin’de beğenilmeyen tüm içeriklere sansür uygulanıyor. İnsan hakları organizasyonlarının portallarına, pornografik sitelere ve Tibet sorunu ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak engelleniyor. Bunların dışında, sosyal internet portallarıda erişime kapalı. Marka taklitlerini görmeye alışık olduğumuz Çin’de, sansürlerden dolayı alternatif olarak orjinallerinin yerine geçen siteler kullanılıyor. Örnek olarak Google yerine geçen GU-GE sitesi. Çin’deki devlet sansürünü protesto etmenin en yaygın şekillerinden biri, kelimelerin anlamları ve yazılışlarıyla oynamak. Kullanıcılar rastladıkları böylesi kelimelerin hangi anlama geldiğini hemen çıkarıyorlar. (7)

‘Altın Kalkan Projesi’
Çin’deki sansürlerden bahsederken ünlü Altın Kalkan Projesi’ne değinmekte fayda var. Altın Kalkan Projesi Çin Halk Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen bir sansür ve gözetim projesi. 1998 yılında 300 mühendisten oluşan bir grupla çalışmaları başlatılan ve 1.3 milyar TL yatırımla 2003 yılında kullanılmaya başlanan yazılım bütün ülkeyi devletin istemediği site, hizmet ve içerikten uzak tutuyor. Bu mekanizmada 40 bine yakın görevli denetim için çalışıyor. Sansürü aşmaya çalışmanın cezasıysa 15 bin Yuan (yaklaşık 2700TL).(8)

İşte Çin’de sansür örnekleri
Olimpiyat basın merkezindeki yabancı gazeteciler, merkezdeki bilgisayarlardan Uluslararası Af Örgütü ve benzer kuruluşların internet sitelerine erişemediklerini açıkladı. Associated Press haber ajansı da aynı bilgisayarlardaki arama motorlarına, „Tibet“ ifadesi girildiğinde erişimin engellendiğini duyurdu. Fransız Haber Ajansı’na göre, sansürleme girişimi Çinli yetkililerce doğrulandı. Pekin Olimpiyatları sözcüsü Sun Weide, gazetecilere „yeterli miktarda İnternet erişimine“ izin verileceğini açıkladı.

Uluslararası Af Örgütü de, önceki gün yayınladığı raporda Olimpiyat Basın Merkezi’ndeki gazetecilerin siyasi açıdan hassas sayılabilecek internet sitelerine giremediğini duyurmuştu. (woanews.com, 27 Mayıs 2010)

Yingqiu Zhang: Engellenen konulara ulaşmak imkansız değil ama zahmetli. Sansürün bu kadar yoğun yaşandığı Çin’de, sansürü orada yaşayanları farklı şekillerde etkiliyor. Almanya’da okuyan bir kaç üniversite öğrencisi ile yaptığımız görüşmelerde ağırlıklı düşünce sansürün kendilerini pek etkilemediği. Tabi kuşkusuz bunda resmi politik bakış açısının büyük bir etkisi var. Medya öğrencisi Yingqiu Zhang, Çin akla geldiğinde birçok insanda ön yargılar oluştuğuna dikkat çekerek düşüncelerini şöyle ifade ediyor: „ Çin’de politika üzerine konuşulamayacağı izlenimi var. Tabi ki, bu bir önyargı. Çin’de sansür bulunuyor ama bu birçok insanın sandığı kadar da kötü değil. İnternette herşey söylenebilir, fakat bazı yazılar o an aktüel olan politikaya göre sonradan silinebiliyor. Örnek olarak Olimpiyat oyunlarından önce Tibet ve Çin arasında meydana gelen gerilim. Tibet konusu Çin’de çok hassas bir konu. Bundan dolayı bazı sayfalar, örneğin Youtube, Facebook engellendi. Genel anlamda bakıldığı zaman internetteki bu sansür günlük yaşamı çok fazla etkilemiyor. Çünkü Çin’de Youtube ve Facebook Amerika’da olduğu kadar Çin’de büyük rol oynamıyor. Orada aynı fonksiyonları taşıyan sayfalar mevcut. Ayrıca Youtube yayınlanan videolar kaldırılmadan önce başka video sayfalarına yöneltiliyor. Bence internette yayınlanan hiç birşey tam olarak silinmiyor. Eğer bir insan engellenen konular hakkında birşey öğrenmek istiyorsa, bu bilgilere ulaşmak imkansız değil. Sadece diğer ülkelerdeki kadar rahat değil. Bir Çinli olarak internetteki bu sansürleri bireysel olarak ortadan kaldırma gücüne sahip değilim. Benim için günlük yaşamdaki huzur, internetteki huzurdan daha önemli. Çin çok büyük bir ülke ve son 100 yılda gerçek anlamda bir huzur bulmadı. Bence Çinlilerin gerçek anlamda ihtiyaçları olan en önemli şey ekonomik iyileştirme politikası. İnternetteki sansürün ise öyle hemen çözülecek bir sorun olduğunu düşünmüyorum.“

İnternette sansür uygulayan diğer ülkeler
Reporters Without Borders (Sınır Tanımayan Gazeteciler) ve Open Net Initiative (Açık Net İnsiyatifi) tarafından yapılan tespitlere göre sansür uygulayan ülkeler arasında Vietnam, İran, Küba, Suudi Arabistan gibi ülkeler yer alıyor. Şimdi bu ülkeleri kısaca inceleyelim. (9)

Vietnam
Ülkedeki internet ağlarından, Vietnam’ı eleştiren sitelere, sürgün partilerine ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına ulaşmak yasak. Internet cafeler gözetim altında tutularak, internette ifade özgürlüğünü savunanlar da hapis cezasına çarptırılıyor. Mesela 3 muhalif görüşlü kişi sanal alemde demokrasi üzerine yazılar yazdıkları için 3 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı.

İran
İran’da sansür uygulamaları genelde devlete yönelik eleştiriler, gay ve lezbiyen siteleri, kadın hakları siteleri ve bloglar içeren servis sağlayıcılarına yönelik. Birçok İranlı, bloglarının içerikleri yüzünden hapis cezasına çarptırıldı. İran son olarak Youtube’a girişi sınırladı. AFP’nin haberine göre İranlı yetkililer internete erişimi daha da sıkılaştırmak için uğraşıyorlar. Pornografik içerikli sitelerin yanısıra politik muhaliflerin görüşleride sansüre uğruyor. Muhalifler için internet, düşüncelerini yaymada büyük rol oynuyor, bu yolla düşüncelerini yayma imkanı buluyor. (AFP, 07.01.2010)

Özbekistan
Ülkede İslami hareket, bağımsız medya, sivil toplum örgütleri ve insan hakları ihlalleriyle ilgili siteler sansürleniyor. Birçok internet cafe, kapılarına kullanıcılarının siyasi eleştiri ve pornografi içeren sitelere girdiklerinin tespit edilmesi halinde para cezasına çarptırılacaklarını belirten uyarılar asıyor.

Tunus
Tunus, pornografi, e-posta, arama motoru, elektronik formatlı dosyalar ve çeviri servisleri veren siteleri sansür uygulamasına tabi tutarken; kullanıcıların FTP olarak bilinen dosya transfer protokollerine sınırlama getiriyor ve Tunus’ta birçok internet kullanıcısı çeşitli cezalara çarptırılıyor. Bunlardan biri de demokrasi savunucusu avukat Mohammed Abbou. 2005 Nisan’ında 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Abbou devlet politikalarını eleştiriyordu.

Küba
Kişi başına düşen bilgisayar sayısının en düşük olduğu Latin Amerika ülkesi Küba’da, internet sitelerini devlet denetliyor. İnternet kullanmak isteyenler özel bir izin almak zorundalar. Küba bu anlamda çok güçlü bir şekilde sansür uygulayan bir ülke.

Suudi Arabistan
Suudi Arabistan’da yaklaşık olarak 400 bin web sayfası İslami değerleri zedelediği gerekçesiyle engellenmiş durumda. King Abdülaziz Bilim ve Teknoloji Şehri adlı bir çiftlikten ülke çapındaki bütün internet kullanımını denetleyen Suudi Arabistan, ‘ahlaksız’ olduğuna kanaat getirilen sitelerle siyasi içerikli eleştirel siteleri sansürlüyor. Kullanıcılardan elektronik bir form doldurarak porno sitelerinin rapor edilmesini isteyen S. Arabistan, Open Net Initiative tarafından 2004 yılında „en agresif sansür uygulayan ülke“ olarak belirlenmişti.

Suriye
Suriye’de internet kullanımı ayrıcalıklı bir azınlıkla sınırlı. İnternet sayfaları genellikle filtreleniyor. Örnek olarak Kürt bir öğrenci Şam’da yapılan bir eylemle ilgili fotoları internette yayınladığı için tutuklandı. Başka bir öğrenci ise yurtdışında bulunan bir gazeteye mail attığı için 2003 ve 2005 yılları arasında hapis yattı. 2007 yılından itibarende sansür daha da sıkılaştırıldı.

Avrupa ülkeleri
Avrupa ülkelerinde sansür, Asya ülkelerine oranla daha farklı bir çizgi izliyor. Sansürün ağırlık noktasını ise, çocuk pornosuna yada korsanlara yönelik mücadele oluşturuyor. Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan „Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi“ siber suçlarla ilgili olarak düzenlenen ilk belge olma özelliğini taşıyor. 39’u Avrupa ülkesi, toplam 43 ülke tarafından imzalanan Sözleşme 23 Kasım 2001’de Macaristan’da imzaya açılmıştı. Sözleşme Siber suçların ortak tanımlarının yapılması amacını güdüyor. Bu bağlamda cezai soruşturma ve kovuşturma yöntemlerinin belirlenmesi, siber suçlara karşı uluslararası işbirliği yollarının oluşturulması gibi konuları öncelikleri arasına alıyor. 48 maddeden oluşan „Avrupa Siber Suç Sözleşmesi“, özellikle telif haklarının ihlalleri, bilgisayarlarla ilişkili sahtekarlık eylemleri, çocuk pornografisi, ağ güvenliğine ilişkin suçları tanımlıyor.

Dosyamızın son kısmında 7 Eylül 2009 tarihinde 15 Alman gazeteci tarafından deklere edilen İnternet Manifestosu’na yer veriyoruz. 17 maddeden oluşan bu manifesto büyük medya şirketleri karşısında internet gazeteciliğini savunuyor ve yararlarına değiniyor. İnternetin tanımı konusunda 17 bakış açısını ortaya koyan bu manifestoyu oluşturan gazeteciler şunlar: Markus Beckedahl, Mercedes Bunz, Julius Endert, Johnny Haeusler,Thomas Knüwer, Sascha Lobo, Robin Meyer-Lucht, Wolfgang Michal, Stefan Niggemeier, Kathrin Passig, Janko Röttgers, Peter Schink, Mario Sixtus, Peter Stawowy, Fiete Stegers İşte 17 maddeden oluşan manifestonun tam metni.

nternet Bildirgesi (10)

1. İnternet farklıdır

İnternet farklı kamu alanları, farklı terimler ve farklı kültürel beceriler yaratır. Medya günümüz teknolojik gerçeklerini görmezden gelmekten ve onunla boğuşmaktan vazgeçip, çalışma yöntemlerini bu gerçeklere uyarlamalıdır. Onların görevi mevcut teknolojiye dayanarak gazeteciliğin en iyi biçimini geliştirmektir. Bu yeni gazetecilik ürünlerini ve yöntemlerini içerir.

2. İnternet bir cep boyutu medya imparatorluğudur

Web mevcut medya yapılarını, eski sınırları ve oligopolileri aşarak yeniden düzenliyor. Yayın ve medya içeriğinin yayılması artık yüklü yatırımlar gerektirmiyor. Gazetecilik öz-kavramı, neyse ki, onun enformasyonun akışını düzenleme ve filtreleme görevinden kurtarıyor. Geriye gazeteciliği sıradan yayından ayıran gazetecilik kalitesi kalmaktadır.

3. İnternet toplumdur; toplum internettir

Sosyal ağlar, Vikipedi veya Youtube gibi Web-tabanlı platformlar batı dünyasında insanların çoğu için günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Onlar telefon veya televizyon gibi erişilebilir. Eğer medya şirketleri varolmaya devam etmek istiyorsa, bugün kullanıcılarının dünyasını anlamalı ve iletişim formlarını kucaklamalıdır. Bu kucaklama sosyal iletişimin temel formlarını: dinleme ve yanıtlamayı, yani diyalogu da içerir.

4. Internet özgürlüğü dokunulmazdır.

İnternet açık mimarisi sayısal iletişen bir toplumun ve dolayısıyla, gazeteciliğin temel bilişim yasasını oluşturmaktadır. Bu özel ticari veya siyasi çıkarların, çoğu kamu yararı iddiası arkasında gizlenerek, korunması uğruna değiştirilemez. Nasıl yapıldığından bağımsız olarak, internet erişimin engellenmesi serbest bilgi akışını tehlikeye atmakta ve bilgi erişim temel hakkını bozmaktadır.

5. İnternet bilginin zaferidir

Yetersiz teknolojisi nedeniyle medya kuruluşları, araştırma merkezleri, kamu kuruluşları ve diğer kuruluşlar bugüne kadar dünyadaki bilgileri derlemiş ve sınıflandırılmıştır. Bugün her vatandaş kendi kişisel haber filtrelerini oluşturabilir, arama motorları ile daha önce hiç bilinmeyen boyutta bir bilgi hazinesine ulaşabilir. Bireyler artık her zamankinden daha iyi şekilde bilgilenebilir.

6. İnternet gazeteciliği (değiştirir) geliştirir.

İnternet üzerinden, gazetecilik yeni bir şekilde kendi toplumsal-eğitimsel rolünü gerçekleştirebilir. Bu bilginin sürekli değişen, devamlı süreç olarak sunulması içerir; basılı medyanın değişmezliğinin kaybı bir artıdır. Bilginin bu yeni dünyasında hayatta kalmak isteyenlerin, yeni bir idealizm, yeni gazetecilik fikirlerine ve bu yeni potansiyeli kullanmaktan zevk alması gerekir.

7. Net ağ gerektirir.

İnternet linkleri bağlantılardır. Birbirimizi bu bağlantılar ile biliyoruz. İnternet bağlantılarını kullanmayanlar kendilerini sosyal söylemin dışında tutmaktalar. Bu geleneksel medya şirketlerinin web siteleri için de geçerlidir.

8. Linkler ödüllendirir, alıntılar süsler.

Arama motorları ve birleştiriciler(portaller) kaliteli gazeteciliği kolaylaştırır: Onlar uzun vadede olağanüstü içeriğin bulunabilirliğini artırır ve böylece yeni ve kamusal bilgi dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. İnternet bağlantıları ve alıntılar yoluyla referanslar, özellikle yaratıcısından herhangi bir izin veya ücret gerektirmeyenler, ilk etapta ağ üzerindeki sosyal söylem kültürünü mümkün kılar. Bunların hepsi süresiz korumaya değerdir.

9. İnternet siyasi söylem için yeni bir mekandır.

Demokrasi katılım ve bilgiye erişim özgürlüğü ile büyür. Siyasi tartışmanın geleneksel medyadan internete aktarılması ve halkın etkin katılımı ile bu tartışmayı genişletmek gazetecilik için yeni görevlerden biridir.

10. Bugün basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü anlamına gelir.

Alman Anayasası’nın 5. maddesi meslekler veya geleneksel iş modelleri için koruyucu haklar ihtiva etmez. İnternet amatör ve profesyonel arasındaki teknolojik sınırları geçersiz kılar. Bu nedenle basın özgürlüğü ayrıcalığı gazetecilik görevlerin yerine getirilmesine katkıda bulunabilecek herkes için geçerli olmalıdır. Nitelik açısından, ücretli ve ücretsiz gazetecilik arasında bir ayrım yapılmamalı, ama iyi ve kötü gazetecilik arasında yapılmalıdır.

11. Çok fazla bilgi diye bir şey yoktur!

Bir zamanlar, kilise gibi kurumlar kişisel farkındalık yerine güce öncelik verdi ve tipo matbaa makinası bulunduğunda denetimsiz bilgi akışına karşı uyardı. Diğer taraftan, Broşürcüler, ansiklopediciler, ve gazeteciler daha fazla bilginin daha fazla özgürlüğe yol açtığını, hem birey hem de bütün olarak toplum için, gösterdi. Bu önerme bu gün içinde geçerli.

12. Gelenek bir iş modeli değildir.

Gazetecilik içeriği ile internet üzerinden para kazanılabilinir. Zaten, bunun birçok örneği bu gün var. Ancak, şiddetli rekabet nedeniyle, iş modelleri internetin yapısına uyarlanmalıdır. Kimse bu hayati uyarlama sürecinden statükoyu korumaya yönelik politikalarla kaçınmaya çalışmasın. Gazetecilik açık rekabetle net üzerinden iyi finansal çözümler bulmalı, ve cesaretle bu çözümlerin çok boyutlu uygulamalarına yatırım yapmalıdır.

13. Copyright internet üzerinden bir sivil görev haline gelir.

Copyright İnternette enformasyonun düzenlenmesinde merkezi bir köşe taşıdır. Yaratıcıların kendi içeriklerinin dağıtımının türü ve kapsamı üzerinde karar hakkı internet üzerinde de geçerlidir. Aynı zamanda, telif hakkı eski tedarik mekanizmaları korumak ve yeni dağıtım modelleri ya da lisans yapılarını sokmamak için kullanılamaz. Mülkiyet yükümlülükleri kapsamaktadır.

14. İnternette çok para vardır.

Gazetecilik çevrimiçi hizmetleri reklam yoluyla finanse eder. Bir okuyucu, izleyici ya da dinleyicinin zamanı değerlidir. Gazetecilik sektöründe, bu ilişki her zaman finansmanın temel bir ilkesi olmuştur. Gazetecilik açısından geçerli yeni finans modelleri bulunmalı ve test edilmelidir.

15. İnternette olan İnternette kalır.

İnternet gazeteciliği yeni bir niteliksel düzey kaldırıyor. Online, metin, ses ve görüntüleri artık geçici olmak zorunda değil. Onlara yeniden erişilebilinir, böylece çağdaş tarihin bir arşivi oluşur. Gazetecilik, bilginin gelişmesi, yorumlanması ve oluşan hataları gözönüne almalı, yani, kendi hatalarını kabul etmeli ve şeffaf bir şekilde onları düzeltmeli.

16. Kalite en önemli nitelik olmaya devam ediyor.

İnternet ortaya düzgün ürünler de çıkartır. Sadece güvenilir, seçkin ve olağanüstü olanlar uzun vadede sürekli izlenecektir. Kullanıcıların talepleri artmıştır. Gazetecilik bunları yerine getirmeli ve sık sık güncellediği ilkelerine bağlı kalmalıdır.

17. Herkes için

Web, 20. yüzyıl kitle iletişim araçlarından üstün bir toplumsal değişim altyapısı oluşturur. Şüphe halinde, „Vikipedya kuşağı“, kaynağın güvenirliğini belirlemek, haberi geriye gidip orijinal kaynağında izleme, araştırma, denetleme ve değerlendirmek yeteneğine – tek başına veya bir grup olarak sahiptir. Bunu küçük gören ve bu becerilere saygı göstermeye istekli olmayan gazeteciler internet kullanıcıları tarafından ciddiye alınmaz. Çok haklılar. İnternet eskiden alıcı olarak bilinenlerle, okuyucu, dinleyici ve izleyiciler, doğrudan iletişim ve onların bilgilerinden yararlanmayı sağlar. „Herşeyi bilen“ gazeteci değil, ama iletişim kuran ve araştıran gazeteciye talep var.

Kaynaklar

(1) Matthias W. Zehnder, Gefahr aus dem Cyberspace, 1998, S: 9
(2) Matthias W. Zehnder , Gefahr aus dem Cyberspace, 1998, S: 12
(3) Dr. Yaman Akdeniz, Dr. Kerem Altıparmak,İnternet: Girilmesi Tehlikeli ve Yasaktır,2008, S: 8,9
(4) Eduard Alan Bulut,Türkiye’de İnternet Yasakları,S: 172,173
(5) Akdeniz,Altıparmak,2008, S: 26
(6) http://www.gundem-online.net/haber.asp?haberid=7933)
(7) Mathias Bölinger, deutche Welle, Çin’de Gu-Ge Dönemi
(8) Radikal, 01/02/2010, Çin’in kimseye eyvallahı yok
(9)internete sansür uygulayan ülkeler, http://arsiv.-ntvmsnbc.com/news/402066.asp
Zensur ım Internet , http://de.wikipedia.-org/wiki/Zensur_im_Internet#cite_note-45
(10) http://www.internet-manifest.de/ (sayfada birçok dilde çevirisi mevcut, Türkçesi ise Doç. Dr. Mustafa Akgül’ün bloğunda yayınlandı)
ELİF SONZAMANCI

Hiç yorum yok: