23 Temmuz 2010 Cuma

Cemil Çiçek ve Kürtçe


Kürdü görmezler. Ama Bosna-Hersek’e gider yardım ederler. Çeçenistan, Doğu Çin, Trakya Türkleri, Irak Türkmenleri için bütün dünyaya savaş açarlar. Ve ülkelerini işgal ettikleri Kürtlerin dillerini yasaklarlar. İçi zalim, dışı mümin....! Bu riyakarlıktır; iki yüzlülüktür.
Cemil Çiçek ve Kürtçe
H. Ahmet TURHALLI
Cemil Çiçek’in Yozgat’ta yaptığı açıklama, AKP’nin niyetini ve içinde bulunduğu durumu çok iyi tanımlıyor. Sorunlar karşısında çözüm perspektifleri olmayan ancak varmış gibi gösteren çıkarcı, parçalı bir siyasetin ifadesidir bu. Değişen dünya dengeleri ideolojik kalıplarla yönetilen kapalı toplumlarda değişim umudunu yarattı. Dışarından esen bu rüzgarı arkasına alan AKP, kitlelerin Kemalist rejime karşı biriken öfkelerini dillendirince iktidara kondu. Verdiği sözlerden tek birini tutmamasına karşın, statükocu diğer partilerin alternatif politika üretememeleri, AKP iktidarının ömrünü uzattı.
AKP’nin iktidar olması çeşitli çevrelerde heyecan yarattıysa da aradan geçen sekiz yılda pek bir şey değişmedi. "Halk" partisiyle başlayan zulüm bu sefer "Adalet ve Kalkınma" ile devam ediyor..
Kemalizm, sol üzerinde dolaysız bir hakimiyete sahipken sağ ve İslimi çevreler üzerinde ise içerilmiş derinlikli bir nüfuza sahiptir. İslimi Kemalistlerle sol Kemalistlerin korkuları ve hezeyanları aynıdır. Örneğin Kemalizm’in Kürt korkusu bu çevreler için daha büyüktür. Kemalist rejimin Kürtlere gördüğü reva ve kullandığı yöntemler bu gün bu kesimlerce uygulanmaktadır.
Kemalizm’in korku ve şiddetle şekillendirdiği bu kesimler dilsel olmasa da düşünsel anlamıyla tam olarak devşirilmişlerdir. Televizyonlara çıkıp dedelerinin Kemalistler tarafından idam edildiğini söyleseler de bu gün yaptıklarıyla Kemalist uygulamalar arasında hiçbir fark yoktur. Türk milliyetçiliği hem inançları ve hem de ibadetleri olmuştur. Bu da vicdanlarının gözlerini kör etmiştir.
İşte bunun içindir ki zulüm altında yoksulluk ve sefaletle boğuşan yanı başındaki Kürdü görmezler. Ama Bosna-Hersek’e gider yardım ederler. Çeçenistan, Doğu Çin, Trakya Türkleri, Irak Türkmenleri için bütün dünyaya savaş açarlar. Ve ülkelerini işgal ettikleri Kürtlerin dillerini yasaklarlar. İçi zalim, dışı mümin....!
Bu riyakarlıktır; iki yüzlülüktür. Kuran, münafıklığın en çok sahibine zarar verdiğini söyler. Daha şimdiden iktidarlarının sarsıntıda olması işte bundandır. Münafıklık, Filistinli çocuklar için ağlayıp sızlarken Kürt çocuklarını katletmektir. Münafıklık, "Almanyada çocuklarımız asimle ediliyor. Asimilasyon insanlık suçudur" derken Kürt çocuklarını asimle etmektir.
Kürtleri hala asimle edemediklerine hayıflanan Cemil Çiçek "Nijerya’da Türk okulları var Türkçe konuşuyorlar. Nijerya’ya Türkceyi öğrettik. Ama Diyarbakır’dakine, Hakkari’dekine öğretemedik. Bu, bizim aybımızdır" diyor.
Kürtleri asimle edemediklerine hayıflanan bu zat her gün Allah’ın huzurunda namaza durmaktadır. Eğer bir ayıp ve utanç varsa Kürtlere Türkçe öğretememekte değil, bu iki yüzlülüktedir. Bilal’ı Habeş’in siyah olmasından dolayı Ebuzer isminde bir sahabe tarafından horlanınca Peygamber Efendimiz (s.a) Ebuzer’i "Sen kendisinde cahilliye ahlakı bulunan bir adam mı olmak istiyorsun?" diyerek kınamıştır. Bunun üzerine Ebuzer, Bilali Habeş’in kapısına giderek kafasını kapı eşiğinin üstüne koyar ve Bilal’i Habeş’ten kafasının üstüne basarak geçip gitmesini ister. Ebuzer’in bu davranışı üzerine Bilal’i Habeş onu af eder. 21.yüzyılda İslam ve Demokrasi adına Türkiye toplumunu yöneten AKP Hükümetinin sözcüsü Cemil Çiçek aynı zamanda hukukçudur. Kürtleri ve Kürtçe’yi hor görme hakkını nereden buluyor? Hangi hukukta yazıyor? Belki de Tunç-eli Kanunu ve Takriri Sükun’da okumuştur da ezberinde kalmıştır! Bulanık bir hafızayla kanunu, hakkı hukuku da karıştırmıştır. İslam adaleti ise Cemil Çiçek’ten Kürtlerin kapısına kafasını koymasını emretmektedir.
Türk İslam sentezli kimlik, Kemalizm’in sağ versiyonudur. Kemalizm’e düşman olduğunu söyler. Anıtkabirde göz yaşı döküp diz çöker. Zulmü adalet, dinsizliği de dindarlık olarak gösterir!
Kürtleri asimle edemediği için hayıflanan Cemil Çiçek " ...... Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kabilelere ayırdık" Hücarat ayet 13) "Onun ayetlerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır" (Rum 22.) diyen Kuran ayetlerini herhalde okumuştur. Allah (c.c.) dillerin ve renklerin kendi varlığının alametleri olduğunu söylüyor. Asimle etmek daha doğrusu Kürtçe’yi unutturup Türkçe’yi öğretmek Allah’ın bu alametlerini ortadan kaldırmak olmuyor mu? Kaçıncı defadır tekrarlıyorum ben de unuttum. Gerçekten Kürtler de kendi dilleri konusunda yeterli bir hassasiyet göstermemektedirler. Sıradan olaylara gösterdikleri hassasiyeti dilleri için göstermiş olsalardı şimdi çok daha farklı bir konumda olabilirlerdi.
Unutulmamalıdır ki asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı mücadelede sonuçta kayıp edilen veya kazanılan dildir. Asimle olduktan sonra askeri savaş kazanılmış, kazanılmamış ne fark eder?
Allah’ın ayetleri, renkler ve diller yok olmasın. Cemil Çiçekler hep ayıpta kalsın! H. Ahmet TURHALLI
h.ahmetturhalli@hotmail.de

Hiç yorum yok: