6 Temmuz 2010 Salı

Bir anlasalar!



'Savaş tacirleri' yine iş başında. Çatışma ortamının yarattığı ranttan, biraz daha 'nemalanmak' için, kendilerini komik duruma düşürüyorlar.

Son günlerde 'sistem güçleri' tarafından, Kemalizmin ve CHP'nin canlandırılması amacıyla öne sürülen Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'cephe ziyareti' ancak 'komik' olarak nitelenebilir.

Hele 'çömelmedi' açıklamaları, aslında hepsinin içinde bulunduğu çaresizlik ve çözümsüzlüğün en çarpıcı örnekleri.

Genelkurmay Başkanı, ağlayan gözlerle açıklamalar yaparken, Kılıçdaroğlu da adeta 'kırk yıllık' asker görüntüleriyle geliyor ekrana.

Askerlik yetmiyor, bir de 'imamlık' yapıyor.

Korucu köyünde, ellerini iki yana açmış haydi 'fatiha okuyalım' diyerek Türk-İslam sentezinin en hakiki figürlerinden biri olmaya soyunuyor.

Evet, çok komikler!

Çok 'zorlama'lar!

Ve hiç inandırıcı değiller!

Gerçek başka!

Gerçek acı!

Bir yanda asker aileleri...

Ekranda, Hakkari Cukuca'da, 'operasyon'a giden genç askerlerin görüntüleri.

Hepsi, o kadar genç ve o kadar deneyimsizler ki!

Belki de bir kaç saat sonra ölecekler.

Onlar öldüğünde, evlerinde kameralar eşliğinde subaylar gidecek.

Ailelerine ölüm haberleri verilecek.

Bayraklar asılacak damlara.

Cenazelerinde elleriyle 'kurt işareti' yapan kalabalıklar, 'şehitler ölmez, vatan bölünmez' nidalarıyla yürüyecekler.

Namazları kılınacak, gömülecekler...

Ve her şey bitecek. Kalabalıklar gidecek.

Çünkü onlar yeni cenazelere götürülecekler.

Acı kalacak sadece...

Anne ve babalar mezarlara gidecek!

Ah bir anlasalar!

Acıların yarıştırılmaz olduğunu!

Asker ya da gerilla, her ölümün aynı acıyı bıraktığını...

Ve gerilla ailelerinin cenazelerini bile teslim alamayacak kadar, bir 'intikam düzeni'ne mahkum edildiklerini...

İşte, son örnek!

Siirt Pervari'de çatışmada yaşamlarını yitiren gerillaların cenazeleri de ailelerine verilmedi.

Bu, nasıl bir acıdır?

Bunu duyan var mı?

Geçtiğimiz gün, Yıldırım Türker ile konuşurken dedi ki; 'hiç bir şey yapmak gelmiyor içimden. Sokağa çıkmak istemiyorum!'

İşte hepimizin içinde bulunduğu, bu duygu!

Anlamıyorlar, merak etmiyorlar ve ne yazık ki, inanıyorlar!

Yalancılara, savaş rantçılarına silaha tapanlara inanıyorlar.

Oysa bir anlasalar, savaşta her ölenin insan olduğunu ve geride aynı acıları bıraktıklarını...

Bir anlasalar!..

Her şey değişecek!

Hakkari'de yaşamını yitiren 11 askerden biri olan Mutlu Saydam'ın annesi Hüsnücemal Saydam, 'Benim oğlum öldükten sonra, vatan sağ olsa ne olacak?

Bitlis'in Tatvan İlçesi'nde çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG'li Asiye Gündüz'ün annesi Kamile Gündüz kızının mezarı başında

Eren KESKİN
keskineren@gmail.com

Hiç yorum yok: