7 Mart 2010 Pazar

Toplumsal Kürt gruplarından Zazalara genel bir bakış (2)



Dil

Kırmancca (Zazaca) lehçesi, Kürtçe'nin diğer lehçelerine oranla kadim dillerin özelliklerini kendinde daha fazla koruyagelmiştir. Örneğin, Kırmancca'da (Zazaca) bütün sözcükler yalın halde bile eril (e), dişil (d) ve çoğul (ç) özelliktedir. Sıfat ve fiillerde de bu özellik böyledir.

İstisnalar hariç, genel olarak, dişil sözcükler yalın halde 'e' takısını, çoğul sözcükler de 'î' takısını alır. Örneğin, Türkçe'de 'buzağı' anlamındaki 'golik' sözcüğünün eril (e), dişil (d) ve çoğul (ç) hali şu şekilde yazılır:

Golik (e)
Golike (d)
Golikî (ç)

Bu, özellik Kürtçe'nin Goranca (Hewramice) lehçesinde de böyledir. Ancak Kurmancca lehçesinde, yukarıdaki sözcük (golik) aynı formda söylenmesine rağmen, yalın halde değil de cümle içerisinde kullanıldıktan sonra eril, dişil ve çoğul hallerini gösterir. İşte bu tür özellikler, kadim dillerde vardır. Gittikçe işlenen dillerde, bu tür özellikler, yani eril-dişil özelliği ortadan kalkmaktadır. Örneğin, Soranca lehçesinde bu özellik tamamen kalkmıştır.

Kürtçe'nin bütün lehçelerindeki sözcüklerin kökeni konusunda şimdiye kadar etraflıca karşılaştırmalı bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. Yine, Kürtçe'nin bütün lehçelerini kapsayan ortak temel bir sözlük de hazırlanmamıştır. Ancak yapılan halihazırdaki çalışmalara bakıldığında, Zazaca lehçesinde bulunan sözcükler ile diğer Kürtçe lehçelerinde bulunan sözcükler, kaba bir gözlemle yüzde 70-80 civarında aynı köke sahip oldukları görülmektedir. Öte yandan, aynı lehçeye ait bir bölgede bulunan yüzde 15-20 civarında sözcük diğer bir bölgede olmayabiliyor veya farklı olabiliyor. Sözgelimi, Zazaca lehçesinde Türkçe'de 'burun' sözcüğü anlamında farklı bölgelerde, farklı kökenden gelen, örneğin, 'pirnike', 'vinî', 'zincî' ve 'kepuge' gibi sözcükler vardır. (12)

Kürtçe lehçelerinde sözcük formları açısından farklılıklar olmasına rağmen gramatik özellikler açısından, Kurmancca ve Zazaca birbirlerine yakındır. Fakat her iki lehçe-nin de uzun yıllar yasaklı olmaları, eğitim ve öğretim dili olarak kullanılmamalarından dolayı bu lehçeleri konuşanlar kimi zaman birbirini anlamakta, özellikle Kurmancların Zazaca lehçesini anlamakta zorlandıkları doğrudur. Bu durum, sadece Kurmanclar ve Zazalar arasında olmuyor. Örneğin, Dersim ağzını konuşan Zaza Kürtleri ile Bingöl (Çewlîg) veya Diyarbekir ağzını konuşan Zaza Kürtleri için de aynı durum söz konusudur. Öte yandan, örneğin, Malatya (Meleti) Kurmancları ile Cizre (Cizîre) Kurmancları da birbirini anlayamamaktadır. Ancak, gitgide yazınsal alanda lehçeler standartlaştıkça, basında kullanıldıkça, öncelikle okur-yazar kesim arasında, anlamama sorunu tamamen ortadan kalkmazsa bile gittikçe hafiflemektedir. Örneğin, son yıllarda artan televizyon yayınları neticesinde yaygın olarak kullanılan Soranca lehçesi artık Kurmanc ve Zaza Kürtlerinin büyük bir kesimi tarafından anlaşılmaktadır.

Kimi Zazacılık yapan kesimler, yasaklı konumundan dolayı, dilin ıslah edilmemiş, standartlaştırılmamış olmasından kaynaklanan bu durumunu göz ardı ederek, aslında, her iki lehçeyi konuşan kesimlerin birbirini rahat bir şekilde anlayamamalarını bir nevi suistimal ederek, iki lehçenin farklı diller olduğunu, dolayısıyla, Zazaların Kürt olmadığını Türkçe olarak yazdıkları yazılarla iddia etmeye çalışmaktalar.

Yazı dili ve edebi faaliyetler

Kırmancca'da (Zazaca) bilinen en eski birkaç metin, Peter İvanoviç Lerch'in 1857 yılında Petersburg'da yayınlanan kitabında mevcuttur. Kırım Savaşı'nda Çarlık Rus ordusunun eline esir olarak düşen Osmanlı ordusu askerleri arasında Kürtler de vardır. Adı geçen metinler Peter İvanoviç Lerch tarafından esir düşen bir kısım Kürt askerlerin ağzından derlenmiştir. (13)

Zaza Kürtleri tarafından yazılmış ilk metin ise, bir zamanlar Lice (Licê) Müftüsü olan Ehmedê Xasî'ye (1867-1951) aittir. Manzum bir eser olan Mewlždê Kirdî veya Mewlûdê Nebî adlı bu eser 1899 yılında Diyarbekir'de Litografya Matbaası'nda 400 nüshası resmi ruhsatla yayımlanmıştır. (14) Büyük bir ihtimalle modern bir matbaada yayınlanan ilk Kürtçe kitaptır bu.

Diğer bir manzum eser ise, Siverek (Sêwregi) müftülüğünü yapan Osman Efendîyo Babij'e (Osman Esad Efendi) (1852-1929) aittir. 1906 yılında yazılan bu eser, 1933 yılında Celadet Alî Bedirxan (1893-1951) tarafından Şam'da yayımlanmıştır. (15)

Türkiye'de Kürtçe üzerinde uygulanan katı baskı ve yasaklardan dolayı bu ilk iki iptidaî metinden sonra çok uzun bir süre herhangi bir yazılı çalışma olmamıştır. Zaza Kürtlerinin sadece Türkiye sınırları içerisinde yaşadıklarından dolayı, başka bir yerde de Zazaca lehçesiyle yazılmamıştır.

1970'li yılların son dönemlerinde Kürtler arasında yeni okur-yazar bir kitlenin oluşmasıyla ve aynı zamanda Kürtlerde yeni bir Kürt siyasi bilinçlenmenin oluşması neticesinde, Kurmancca lehçesiyle birlikte Zazaca lehçesi de 1931 yılında Celadet Alî Bedirxan, Hemzeyê Miksî, Şam Kürtlerinden Musa Beg ve Ekrem Cemilpaşa'dan oluşan bir komisyonun kabul ettiği Latin Kürt alfabesiyle (16) yazılmaya başlanmıştır. İlk modern Zazaca metinler Kürt dilbilimci, araştırmacı yazar Mehemed Malmîsanij tarafından 1979 yılında yayına başlayan ve sadece 3 sayısı yayımlanmış olan Tîrêj dergisinde yayımlanmıştır.

Çok kısa bir süre sonra, henüz kitleler tarafından pek duyulmamış, daha yeni yeni oluşmaya başlanan Kürtçe (Kurmancca ve Zazaca) yazınsal faaliyetlerin üzerinden 12 Eylül 1980 Askeri Cuntası silindir gibi geçecektir. Ancak Avrupa'ya kaçmayı başaran bir kısım Kürt aydını, Kürtçe yazınsal faaliyetlerini, görece daha rahat bir ortamda sürdürmeye devam ettiler. Bu süreçte Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde, yoğunluklu olarak İsveç ve Fransa'da dergiler, kitaplar yayımlandı. Kurulan Kürt enstitülerinde dilin standartlaştırma çalışmaları hızla gelişmeye başladı. Aynı dönemde, Mehemed Malmîsanij tarafından hazırlanan ilk Türkçe-Zazaca sözlük de Kürtçe yazınsal çalışmalar arasında yerini aldı.

Çok ilginçtir, tam bu dönemlerde, yani, Soranca, Kurmancca ve Zazaca lehçelerinin yazınsal alanda yakınlaşmaya, gelişmeye, standartlaşmaya başladığı dönemde, ilk kez Zazaların Kürt olmadığı sesleri de Ankara'da ve daha sonra İsveç'te görünmeye başlandı. Daha sonraları da Almanya'da devam edildi. Önceleri, sadece Zazaların Kürt olmadığı teması işlendi. Aslında, 'Kürt' adlandırması sadece diğer bir Kürt grubu olan Kurmanclar için ayrıldı. Böylece Zaza grubu ayrı bir toplumsal kategori olarak adlandırılmaya başlandı. Halen de böyle bir hile üzerinden bu tür iddialar yürütülmeye çalışılmaktadır.

Oysa Kurmancca lehçesi tek başına 'Kürtçe' olmadığı gibi elbette Zazaca lehçesi de Kurmancca lehçesinin bir alt şivesi değildir. Yani, tabii ki Zazaca, lehçenin lehçesi değildir. Tıpkı Kurmancca, Soranca, Goranca ve Lurca gibi Zazaca da Kürtçe'nin şahsiyet sahibi güçlü bir lehçesidir. Kurmancca ve Soranca, Kurmancca ve Goranca ya da Lurca arasında nasıl farklar varsa, aynı şekilde, Kurmancca ve Zazaca arasında da kimi dilsel farklar vardır. Bu tür lehçesel farklar son derece doğal ve makul farklardır. İşte kimi zaman, bu normal derecedeki farkları çarpıtarak Zazaların Kürt olmadığı, daha sonra da Türk olduğu propagandası yapılıyor. Oysaki böylesi ciddi bir iddiayı ileri sürmek için, birbirini tam olarak tamamlayacak şekilde, tartışma götürmeyecek filolojik, antropolojik ve arkeolojik deliller olmalıdır.

Standartlaştırma Çalışmaları

Diğer Kürtçe lehçelerinde nasıl çeşitli farklı ağızlar varsa Zazaca lehçesinde de çeşitli farklı ağızlar vardır. Ama genel bir bakışla Zazaca lehçesini iki büyük ağza ayırmak mümkündür. Bunlar:

1. Dersim ağzı

2. Dersim dışı ağzı

Dersim ağzını, Alevi inancına mensup olanlar konuşur, diğer ağzı ise, genelde Sünni inancına mensup olanlar konuşur denilebilir. Eğer ağız açısından biraz daha yakından bakılırsa, köyden köye, hatta evden eve bile değişen ağızlar vardır. Kürtçe'nin diğer lehçelerinde de durum bundan farklı değildir. Bu durum, henüz yazı dili olmamış, kodlanmamış, ıslah çalışmalarına tabi tutulmamış, standardize edilmemiş bütün dillerde böyledir. Bu, bütün diller için doğal bir durumdur ama çok uzun süre, yüz yıla yakın bir süre, egemen ulusların katı baskıcı, yok edici uygulamalarına maruz kalan, geriletilen Kürtçe'de ağır bir şekilde yaşanmaktadır. Son yirmi yıllık süreçte Kürtçe (Kurmancca ve Zazaca) yazan yazarların hemen-hemen tümü, yazarken, yazım pratiği sürecinde bir nevi doğal standartlaştırma çabası içindedir aynı zamanda.

Devletin katı baskıcı, yok edici politikalarından dolayı Kürtçe'nin Zazaca lehçesini standartlaştırma çalışmalarına, sürgünde çok geç bir dönemde başlandı. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde sürgünde yaşayan bir grup Kürt aydını, 1996 yılında İsveç'te toplandı. Kendilerini 'Vate Çalışma Grubu' olarak adlandırarak çalışmalara başlayan bu grup, bir yıl sonra Vate (17) adında bir dergi de yayınlamaya başladı.

Vate Çalışma Grubu, 1996 yılından bu yana, ikisi Diyarbekir'de olmak üzere, 17 kez toplandı. Bu toplantılara Kuzey Kürdistan'ın Zazaca lehçesi konuşulan bölgesinin farklı il ve ilçelerinden, örneğin, Bingöl (Çewlîg), Erzincan (Erzingan), Hani (Hêni), Karakoçan (Depe), Lice (Licê), Mutki (Motkan), Palu (Pali), Pîran (Dicle), Siverek (Sêwregi), Solhan (Bongilan), Tunceli (Dersim) ve Varto (Gimgim) yörelerinden olan ve bu lehçenin farklı ağızlarını konuşan 38 Kürt aydını şimdiye kadar bu çalışmaya iştirak etti. (18) Kürtçe'nin bütün lehçelerini eşit seviyede gören, her lehçenin önce kendi içinde standartlaşmasını savunan ve tüm lehçelere aynı imkanların tanınmasını isteyen Vate Çalışma Grubu üyeleri, kendi imkanlarıyla yürüttükleri çalışmaları sürecinde Zazaca lehçesinin gramer kuralları tespit edilerek 'Rastnuştişê Kirmanckî (Zazakî)' adlı bir imla kılavuzu, ayrıca şimdiye kadar üç kez genişleterek yayımlanmış 'Türkçe-Kırmancca (Zazaca) Sözlük' ve 'Kırmancca (Zazaca)-Türkçe Sözlük' yayımlandı. Yaklaşık 13 yıllık istikrarlı çalışma sonucunda 7.000 civarında sözcük ve kavram standart formda tespit edilerek bu sözlüklerde yayımlamıştır.

Bir nevi gönüllü idealistler topluluğu olan Vate Çalışma Grubu üyeleri, imkanlar dahilinde yılda bir veya iki kez toplanmaktadır. Her seferinde, birkaç gramer kuralı tespit edilerek sonuca bağlandıktan sonra, bir önceki toplantıda belirledikleri ve hazırlıklarını yaptıkları bir tema çerçevesinde, örneğin, meslek adları teması çerçevesinde, 4-5 gün süren tartışmalar neticesinde tek tek adlar ve kavramlar tercih edilip kodlanmaktadır. Böylece Zazaca lehçesi yazılım faaliyeti önündeki engellerin çoğu aşılmış, standartlaşmaya doğru evirilen bir yazı dili haline gelmiştir. Vate Çalışma Grubu içerisinde çalışanların çoğu, aynı zamanda sürekli yazan, birkaç kitabı yayınlanmış, dil ve edebiyat alanında belli bir birikim ve filolojik bilgiye sahip, Kürtçe lehçelerini ve özellikle komşu halklarının dilleri olmak üzere, en az birkaç dil bilen kişilerdir. Grup üyeleri, yazıların ve kitapların redakte edilmesinde, dergi veya kitapların basımı ve dağıtımında, bir nevi dayanışma ve işbirliği içerisinde, birbiriyle sürekli diyalog içindeler.

İşte bütün bu çalışmalar neticesinde, UNESCO'nun kaybolmakla yüz yüze olan diller listesindeki Zazaca lehçesi (19) bir nevi kefeni yırtma durumunu yaşamaktadır. Kürt aydınlarının çok kısa bir sürede, kendi kısıtlı imkanlarıyla, alın terleriyle, fedakar, özverili çabalarıyla elde ettikleri böylesi göz kamaştırıcı başarıları karşısında, 'Zazalar Kürt değil' veya 'Zazalar Türktür' propagandası da adeta simetrik bir şekilde, bir nevi sabotajcı manipülasyonlar halinde gelişmektedir.

Yayınlar

Şimdiye kadar 33 sayısı yayınlanmış olan Vate dergisi önce Avrupa'da yayımlandı. Daha sonra, Türkiye'de baskı ortamının yumuşamaya başlamasından sonra, İstanbul'da ikinci baskıları dağıtıldı. Ancak 20. sayıdan itibaren tamamen İstanbul'da yayımlanmaya başladı.

Vate Çalışma Grubu çalışmaları doğrultusunda İstanbul'da, 2003 yılında Vate Yayınevi açıldı. Vate Yayınevi, şimdiye kadar toplam 44 kitap yayımladı. Bunlardan 30 tanesi Zazaca lehçesiyledir (20). Yine, 20 Ağustos 2009'da yayın hayatına başlayan internet sitesi Zazakî.net'i de bu çalışmalar çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

Vate Çalışma Grubu'nun yayımladığı Vate dergisi, Vate Yayınevi'nden yayınlanan kitaplar ve Zazakî.net internet sitesi dışında da kimi dergi veya gazetelerde, örneğin, Azadiya Welat gazetesinde başından beri Kurmancca lehçesinin yanı sıra Zazaca lehçesinde de yazılar yayınlanmaktadır. Fakat bunlar, genelde, gramer kuralları açısından problemlidir.

Bunların dışında, kendini sadece Zaza gören bazı yazarların da yayınlanmış kitapları veya yayınladıkları dergiler vardır. Fakat bunlar, her biri farklı alfabeler kullanmakta, kullandıkları dil ise yazım kuralları açısından çoğu zaman anlaşılmayacak derecede sorunludur.

Başlangıçtan günümüze Zazaca lehçesinde roman, öykü, şiir, sözlük, folklorik derleme, çocuk kitapları vs. bir çok temada toplam 170'ten fazla kitap yayımlanmıştır. Özellikle Vate Çalışma Grubu ekseninde, günden güne Zazaca lehçesinde bir izler çevre oluşmakta, yeni yazarlar yetişmektedir.

Radyo ve televizyon kanallarında, çok az da olsa, Zazaca lehçesinde programlar yapılmaktadır. Aslında radyo ve televizyon kanallarında Zazaca programların yetersizliği bir nevi kadro yetersizliğinden kaynaklandığı ortadadır.

Sonuç

Kuşkusuz Kürtlerde genel olarak Kurmanc grubunun nüfusu ezici çoğunluktadır. Türkiye sınırları içerisinde de Kurmanc Kürtlerinin nüfusu Zaza Kürtlerine göre dörtte üçten daha fazladır. Kurmanc Kürtleri birçok alanda, özellikle yazı dilinin kullanımı konusunda, kalabalık bir kadroya sahiptir. Fakat Zaza Kürtleri de, son 10-15 yıllık süre içinde, özellikle yazılı dilin kullanımı alanında, artık yetkin kadrolara sahiptir.

Sonuç olarak, eğer bugün Kürtçe için herhangi bir imkan tanınırsa, Türkiye'de konuşulan her iki Kürtçe lehçesi, yani Kurmancca ve Zazaca lehçeleri bu imkanlardan nüfusları oranında yararlanmalıdır. Örneğin, Kurmancca lehçesinin konuşulduğu il, ilçe, belde ve köylerde eğitim ve öğretim Kurmancca lehçesiyle, Zazaca lehçesinin konuşulduğu il, ilçe, belde ve köylerde ise Zazaca lehçesiyle eğitim ve öğretim yapılmalıdır. Ancak her iki lehçede de, Kürtçe'nin diğer lehçelerinin, hiç olmazsa, komşu lehçenin gramer kuralları öğretilmelidir. Bu şekilde, lehçeler yaşama fırsatına sahip olurken, gittikçe, lehçeler arası anlaşamama durumu da ortadan kalkmış olacaktır.

Roşan LEZGİN
Hazırlayan: Sami TAN

Dipnotlar ve Açıklamalar

(12) Vate Çalışma Grubu, Türkçe-Kırmancca (Zazaca) Sözlük, 3. Genişletilmiş Baskı, Vate Yayınları, 2009 İstanbul, s. 8-9

(13) Malmîsanij, 'Arêkerdox: Peter ëvanovîc Lerch, 'Qewxê Nêrib û Sîwanî' Hêvî: Kovara Çandîya Giştî, No: 3, Sibat-1985, Parîs, s. 109-111

  • Malmîsanij, 'Arêkerdox: Peter ëvanovîc Lerch, 'Qewxê Nêrib û Hênî' Hêvî: Kovara Çandîya Giştî, No: 5, Gulan-1986, Parîs, s. 88-91

  • Malmîsanij, 'Arêkerdox: Peter ëvanovîc Lerch, 'Çend Tekstê Dimilkî (Zazakî)' Hêvî: Kovara Çandîya Giştî, No: 6, Tebax-1987, Parîs, s. 69-79

  • Malmîsanij, Ondokuzuncu Yüzyılda Kırd (Zaza) Aşiretleri Arasındaki Çatışmalar, Studia Kurdica, No: 1-3, Nisan-1985, Paris, s. 72,
    Aktaran: Espar, J. ëhsan 'Çend Nuştey û Kitabê Kirdkî' Zend: Kovara Lêkolînî, No: 1, Weşanên Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê, Payîz-1996, ëstanbul, s. 44-48

    (14) Malmîsanij, Ehmedê Xasî, 'Mewlidê Nebî', Hêvî: Kovara Çandîya Giştî, No: 4, ëlon-1985, Parîs, s. 75-97, Aktaran: Espar, J. ëhsan 'Çend Nuştey û Kitabê Kirdkî' Zend: Kovara Lêkolînî, No: 1, Weşanên Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê, Payîz 1996, ëstanbul, s. 44-48
    Xasî, Ehmed, Mewlûdê Nebî, (Transkirîbekerdox: Mihanî Licokic), Weşanxaneya Firat, ëstanbul 1994

    (15) Babij, Usman Efendî, Bîyîşa Pêxemberî, Kitabxana Hawarê, No. 4, 1933, Şam

  • Bedirxan, Celadet 'Zarê Dumilî û Mewlûda 'Usman Efenedî' Hawar, Hej: 23, 16 tîrmeh 1933 Şam (Cilda yekem a Hawarê, Weşanên Nûdem, s. 603-608

  • Malmîsanij, Bedirxan, Celadet, 'Zarê Dimilî û Mewlida Usman Efendî', Hêvî: Kovara Çandîya Giştî, Hejmar: 2, Gulan-1985 Parîs, r. 10, Aktaran: Espar, J. ëhsan 'Çend Nuştey û Kitabê Kirdkî' Zend: Kovara Lêkolînî, Hejmar: 1, Weşanên Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê, Payîz-1996 Stenbol, s. 44-48

    (16) Silopi, Zınar, Doza Kürdüstan, s. 164, Aktaran: Malmîsanij, Diyarbekirli Cemilpaşazadeler ve Kürt
    Milliyetçiliği, Avesta Yayınları, İstanbul 2004, s. 240

    (17) http://www.zazaki.net/html_page.php?page=vate

    (18) Vate Çalışma Grubu, Türkçe-Kırmancca (Zazaca) Sözlük, 3. Genişletilmiş Baskı, Vate Yayınları, 2009 İstanbul, s. 5-6

    (19) UNESCO'nun 21 Şubat 2009 Dünya Anadili Günü dolayısıyla yayınladığı rapor

    (20) http://www.zazaki.net
    Kaynak: http://www.zazaki.net

  • Hiç yorum yok: