13 Mart 2010 Cumartesi

Ogul Erdogan;Cinayet Zanlisi,Bedelli Asker...


Ünlü zatın oğlu kırmızı ışıkta

durmadan geçiyor, peşine takılan ekipten kurtulmak için hızlanırken

ilerde ünlü bir sanatçıya  çarpıyor...


Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan sanatçı 6 gün sonra
ölüyor. Karakola götürülen delikanlıya polislerin ehliyet  sormaması sanatçının eşinin dikkatini çekiyor.
Polislere  hatırlattığında:
Siz  ukalalık etmeyin biz ne yapacağımızı biliriz, gibi bir cevap  alıyor.


Kazadan sonra belediye arazözleri kazanın olduğu mahalle gelip   caddeyi  baştan aşağı yıkıyor ve 35 metrelik fren izini tamamen   siliyorlar.
Delikanlıya kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet !    düzenleniyor.
Sanatçının kocası hakime çocuğun ehliyeti olmadığını,
düzmece  ehliyet verildiğini söylediğinde adam 'ne? siz koskoca belediye  başkanını   sahtecilikle mi suçluyorsunuz?',  diye azar işitiyor...
Olayı gören tanıkların hepsi tehdit edilip korkutuluyor.  Sanatçının kocası aile meclisini topluyor.

Bakıyorlar ki   polis,  adalet,  belediye  hep birlikte olmuş üzerlerine geliyor.
Mecburen olayın  peşini  bırakıyorlar.  Sonuçta mahkeme trafik canavarı
genci 3 ay hapse   mahkum  ediyor...
O da 1998' in fiyatıyla 540   BİN Lira cezaya çevriliyor.
Sen  sağ,  ben    selamet; güzide sanatçı Sevim Tanürek gitti gider.

Bu olayı Sevim Tanürek'i  n esi, Emin Çölaşan'a yukarıdaki   satırlarla anlatmış Sözü geçen katil delikanlıİstanbul'   un o   zamanki 
belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu...

(Hani şu gemiciği olan)

 ve son olarak: başbakan recep tayyip erdoğan'ın, ses
sanatçısı sevim tanürek'e otomobiliyle çarparak ölümüne neden olan oğlu
ahmet burak erdoğan için 'tamamen kusursuz' raporu vererek
beraatini sağlayan adli tıp trafik ihtisas dairesi başkanı eyüp çakmak, türkiye denizcilik işletmeleri' ne
genel müdür yardımcısı olarak atandı.( 21.10.2004 )


Böyle bir baba tabii ki en az 3 çocuk ister. Yavrularını her türlü kaza, bela ve hatad! an koruyabiliyor.
Peki vatandaş çocuklarını onlardan ve onlar gibi .....lerden nasıl koruyacak

ASKERLİKTEN DE KAÇTI . Rize Güneysu Askerlik şubesine kayıtlı Ahmet Burak ERDOĞAN, 2000 yılında
KASIMPAŞA DENİZ HASTANESİNDEN verilen rapor ile ÇÜRÜĞE ayrılıyor.
Rapora göre,
Ahmet BURAK ERDOĞAN'ın hastalığı TESTİS KANSERİ!...
Uzman hekimlerin verdiği bilgiye göre, testis kanseri TEDAVİ EDİLEBİLİR bir rahatsızlık. Burası çok önemli, çünkü
ÇÜRÜK RAPORU , asker adayı açısından ancak iş görme gücünün %60'ını yitirmesi durumunda veriliyor.
Tedavi edilebilir hastalıklardaysa durum farklı. Hastalığın tedavi edilmesinin ardından kişi, askere alınıyor.

Bu bilgilere ulaşan ve haftalık yayın yapan ULUSAL bir dergi, farklı kaynaklardanda bu bilgile! rin doğru olduğunu
teyit ettikten sonra, yetinmeyip 2 Mayıs 2007 tarihinde Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'A yolladığı yazılı soruya
herhangi bir cevap alamıyor. Daha sonra Başbakanlık Basın Müşaviri Sayın Akif BEKİ'ye telefon ile bu konu hakkında
bilgi istenildiğinde 'kişisel hayatı' ilgilendirdiği gerekçesi ile cevap verilemeyeceği söyleniyor...

Daha sonra askere testis kanseri olduğu için gitmeyen ve ÇÜRÜK RAPORU alan Ahmet Burak ERDOĞAN ne gariptir ki

bir yıl sonra 23.02.2001 tarihinde gönül rahatlığı ile evlenebiliyor...

Yani 2000 yılında Kasımpaşa Deniz Hastanesinde Sedyeye YAN GELİP YATARAK, babalar gibi ÇÜRÜK RAPORUNU almış.
Oysa hepimizde biliriz ki Türk Milleti askere gitmeyeni yarım adamdan sayar, çürük rapora ihtiyacı olan bile onuruna yedirip de
bu raporu almak istemez, sakat ise sakatlığını saklar.

Fakat gelin görün ki o yıllarda babası İstanbul Büyükşehir, Belediye başkanı olan Ahmet Burak ERDOĞAN yaşıtlarından farkl! ı
düşünmüş!...
Şu meşhur, her birisi 4-5 milyon dolar eden gem i sahibi Ahmet BURAK bundan 9 yıl öncede 1998 tarihinde İstanbul Şişlide de
bir çoğumuzun hatırlayacağı şarkıcı Sevim TANÜREK adlı bir bayana spor otomobili ile çarpmış ve onun ölümüne sebebiyet vermişti.
Bunun üzerine iki yıl sonra ÇÜRÜK RAPORU alacak Ahmet Burak o günlerde İngiltere de dil öğrenimi için yurtdışına gitmişti...

Acaba Ahmet BURAK askere gitseydi ŞIRNAK da mayına basarak şehit olduğunda Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN şehitlere yakıştırdığı
'KELLE' tabirini oğlu içinde kullanabilirmiydi?!...

Yada
Sayın Emine ERDOĞAN her şehit anası gibi, 'VATAN SAĞOLSUN'
diyebilirmiydi?!...

Bunların ne diyeceğini elbette ki bilemeyiz!...
Fakat bildiğimiz bir şey var ki, Sayın BAŞBAKAN çok haklı.

'...Asker değil, fakat birileri ve özellikle de büyük oğlu Ahmet YAN GELİP YATMIŞ!...

Şimdi bu çürük çocuğun trilyonluk gemiciği var ve evli.......

Hiç yorum yok: