10 Mart 2010 Çarşamba

Dersimliler’de kimlik bunalımı

Son günlerde Dersim ve Dersimlilik kavramı çok tartışılıyor. Cumhuriyet tarihi boyunca asimilasyon ve katliamlarla karşı karşıya kalan Dersimli Kürtler özellikle 12 Eylül sonrası büyük bir kimlik bunalımını yaşıyor.  Özellikle katliam sonrası öz be öz Türk olan Dersimli Kürtler şimdilerde Zazalığı, Dersimliliği ve Aleviliği keşfetti. Biliyorum bu konuda çok yazıldı. Son olarak A.Karsan imzasıyla  dersimsite.org/silvis.html sitesinde geçtiğimiz günlerde Taraf gazetesinde Kürt yönetmen Caner Canerik'le yapılan röportajda ifade edilenlerle ilgili bir eleştiri yazısı yazıldı. Sözkonusu röportajı  okumadim ama A. Karsan'in tepki dolu yazısında öne çıkan noktalar üzerinden birkac şey söylemek mümkün. En başta şunu söylemek gerek. İnsanlarlar, bireyler kendilerini ne ve nasil hissediyorsa ve tanımlıyorlarsa  öyledirler. Böyle aidiyet ve kimlik konularini tartışmak yalnış olur. Ama işin içine politika ve siyaset girince, özgürlük sorunu girince yorum yapmak zorunlu oluyor. Bir insan kendisine Zaza diyebilir, Kirmanc diyebilir veya  Kürt diyebilir. Ve hiç süphesiz  ne diyorsa da öyledir, en azından sözkonusu o birey için.

A.Karsan’ın yazisinda Dersim halkı olarak tanımlanan ayrı bir halk var mıdır acaba? Yani bu sadece bir şehirde yaşayan insanları genellemek için yapılmış bir tanımlama mı yoksa ayri bir halka işaret etmek için kullanılmış bir kavram mı? İkincisiyse sosyal açıdan bir anlamı olmadığını söylemek zorundayım. Çünkü  halklar yaşadıkları topraklar temel alınarak ayrı bir halk olarak tanımlanamazlar. Dersim denilen bölgede çogunluğu Alevi olmakla beraber Sunni-İslam inancına mensup insanlar da yaşar. Dersim Zaza'dır demek en başta Dersim nüfusunun neredeyse yüzde 30'unu oluşturan ve Kürtçe'nin Kirmanci lehçesini konuşan insanları dışlamaktır. Çünkü onlarda kendilerini Dersimli olarak nitelemekte. Mazgirt, Pertek gibi ilçelerde durum böyledir örneğin. Yine diger ilçelerde ve merkez de de Kirmanci konuşan kendini Zaza olarak tanımlamayan köyler ve insanlar var.

Başta da dediğim gibi işin içine politika ve politik çıkarlar girince söylenen sözlerin, yapılan eylemlerin niyetlerden bağımsız olarak bir işlevi ve etkisi olur. Tabiiki Alevi hareketi hep vardı. Kimi zaman bastırıldı, kimi zaman su yüzüne çıktı. Alevi hareketi derken de hangi Alevi hareketi diye de sormak gerek. Kürt Aleviler, Türk Aleviler veya Zaza Aleviler mi? Neyse fazla ayrıntıya girmeye gerek yok.

Caner'in röportajında belirttiği ve A.Karsan’ın yazısında aktardığı paragrafda yer alan “Alevilğin, Alevilerin Kürt hareketine karşı kullanıldığı ve hatta önünün açıldığı” belirlemesine aynen katılıyorum. Çünkü bu, eskilerin deyimiyle bir vakıadır. Yani Alevilerin veya Alevi hareketinin Kürt özgürlük mücadelesine karşı kullanılması bir gerçektir. Bunu birçok kez devlet yetkilileri de ifade etmişlerdir. CHP'nin bu kadar Alevici olması boşuna değildir. Yine son zamanlarda Zaza ve Zazacılığın da böyle bir kullanılmaya maruz kaldigi başka bir gerçek. Örneğin çok iyi hatırlıyorum MGK eski genel sekreterlerinden,  ismini şu an hatırlayamadım ama soyadi Kılınç’dı; "Kürtler yok ama Zazalar var" demişti. Bu sözün anlamını biraz siyasetten anlayan, yaşamın anlamını birazcık çözmüş ve az çok da okuma yazma bilen herkes bilir. Devlet Kürt hareketine karşı farkli araçlar, yöntemler kullandı. Aleviliği, İslamı ve Zazalığı kullandı. Amaç kendisine karşı gelişen gücü zayıflatmaktı. Hizbullah nasıl Kürt hareketine karşı kullanıldıysa, ki bu durum mahkeme kayıtlarında da mevcut, Alevilik de aynen Caner'in röportajında ifade ettiği gibi Kürt hareketine karşı kontrollu bir şekilde geliştirildei, önü açıldı. Bu durum özellikle 12 Eylül sonrası ve 1990’lar sonrası böyledir.  Bu nedenle Dersimliler şansında yaşanan kimlik bunalımı aslında genel olarak Aleviler ve özellikle Kürt Aleviler arasında yaygındır. Henüz Kürt Aleviler bile bir bütünsel yaklaşıma ve tutuma sahip değildir. Dersim ve diğer Kürt Alevi merkezleri –Varto, Elbistan, Pazarcık ve Bingöl’ün belirli ilçeleri gibi- arasında toplumsal ve bireysel düzlemde yaşanan gerginlik de bunun sonucudur.  Ama bu olgu tabiki daha kapsamlı bir yazının konusu. 

Peki bütün bunları söylemek bağımsız bir Alevi hareketinin ve bağımsız bir Kürt Alevi yapılanmasının olduğunu inkar etmek anlamına gelir mi. Kuşkusuz hayır. Bağımsız bir Alevi hareketi vardır. Seksen öncesi Turk solu icindeydi agirlikli olarak, 80 sonrası ise dernekler ve cemevleri etrafinda örgütlendi. Kürt  hareketi içinde de Alevilik ve Alevi hareketi çok güçlüdür. Bu nedenle devlet bazen de bunu kullanarak "PKK Alevi, Komünist” propagandası yapmıştır ve yapmaktadır.

Bir olgunun var olması ayrı bir konudur, o olgunun farklı güçler tarafından, siyasetin farklı noktalarında yer alan akörler tarafından kullanılması ayrı bir durumdur. Bu nedenle ben A. Karsan'ın Caner'in tespitlerine alınmasına ve duygusal bir tepkiyle yazmasina anlam verebiliyorum.
Şu bir gerçek, gelinen aşamada Dersimli Kürtler kadar kimlik bunalımı yaşayan toplumsal bir kesim az Türkiye ve Kürdistan'da. Dersimliler Türk mü, Kürt mü, Zaza mı, Alevi mi, Arap mı, yoksa kendi başına apayrı bir Dersim halkı mı var? İşe böyle bir kafa karışıklığı Dersimliler’in birçok yönet savrulmasına yol açıyor. Her yöne çekilen, hala yoğun bir kimlik bunalımı yaşayan insanların sosyal ve siyasal açıdan tabiki "kullanılması " veya "kullanılmaya açık" hale gelmesi doğal. Bu nedenle Kürdistan’daki birçok katliamın sorumlusu olarak bilinen Veli Küçük’e bile Alevi kökenli olduğu için sempati duyan Kürt Aleviler var, aynı durum Susurluk kazasından ülkücü/katil Abdullah Çatlı’yla beraber aynı araçtan çıkan alevi kökenli polis Hüseyin Kocadağ için de geçerli.

Konuyu dağıtmadan Dersimli Kürtler’in kendi içinde de tarihten gelen bazı ayrımların ve önyargıların var olduğunu hatırlatalım. Dersim’deki Zaza-Kırmanç farklılaşması aslında her iki kesimde Alevi inancına mensup olsalar da yüzlerce yıl geriye gider belkide. Örneğin ve ben ve yakın ailem kendimizi Kürt olarak tanımlarken, (Alevi kökenli) akrabalarımın çoğunluğu öz be öz Türk olduğumuzu ve aynı zamanda Muhammed'in soyundan olduğumuzu söyler dururlar.  Ama her ne hikmetse yaşlılarımız Kürtçe'den başka da dil bilmez(di). Köylerimizin, dağlarımızın adı yüzlece yıldır Kürtçedir. Yazılı belgelerde de bu böyledir. Ama biz hem Türk hem de Arab'ız ve  sadece Kürt değiliz. Ha bu arada dilimiz Kürtçe tabi. Ama kendimiz Kürt değiliz. Komedi gibi. Siz hiç aynı aileden olan kardeşlerin birinin Alman, diğerinin İngiliz anne babanın İtalyan ama ana dillerinin de İngilizce olduğunu duydunuz mu? Çok bilinmeyenli bir denklem gibi. Ama birçok Dersimli Kürdün yaşadığı böyle bir kimlik bunalımıdır işte.

Şu gerçeği teslim etmek gerekir.  Dersim’de yaşayan insanların lehçe-dil ve din farkı vardır. Kurmanci ve Dimilki (Zazaki veya Kirdaski) konuşanlar pek birbirini sevmez. Bu eskiden beri böyledir. Tabi son kuşakta durum giderek değismekte. Bizim yaşlılarımız Dersimli derken Zazaca konusanları tarif ederlerdi. Yani kendilerini onlardan saymazlardı. Ki bu durum Dersim katliami sırasında direnen aşiretlere sırtlarını dönmelerinden de bellidir.
Peki böyle karışık bir konuyu, böyle kimliksel tanimlamalar üzerinden giden Dersim tartışmasını nereye oturtmak gerek. Dersimliler nedi: Kürt, Türk, Zaza, Alevi vs. Başta söylediğimi tekrarlıyorum. Herkes kendini nasıl tanımlıyorsa öyledir. Ama iş politik arenaya gelince tabiki yaptığınız herşey, kendinizi tanımlamanız bile sizi taraf yapar. Tıpkı Zazaca konuşan Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sunni-İslam kökenli AKP'lier karşısında düştüğü komik ve rezil durum gibi. Şimdi soralım Kılıçdaroğlu'nu kim kullanmaktadir? Aleviler'in özellikle Dersimli Aleviler'in umudu olarak piyasaya sürülen, öne çırarılan Kılıçdaroğlu’nu kullanan Aleviler midir, yoksa CHP şahsında devlet ve  Ergenekoncular mı Alevileri kullanmaktadır. Veya  AKP'liler mi Kılıçdaroğlu’nu kullanıyor desek? Haydi son bir yoksayla bitirelim, yoksa Kürt hareketine karşı mı kullanılmakta bu zat? Öyle ya son iki dönemde en azından merkezde DTP şahsında Kürt legal hareketinin temsilcileri belediyeyi seçimlerini kazanmakta ve Dersim Kürt kimliğine geri dönmekte.
 
kurdishcinema@hotmail.com

Hiç yorum yok: