1 Ocak 2010 Cuma

Ecevit’in Gizli Arşivindeki Belgeler

Hem yakın tarihe hem Ecevit’in siyasi mücadelesine ışık tutacak nitelikteki bu belgeler, bu hafta İmge Yayınları’ndan çıkacak “Ecevit ve Gizli Arşivi” kitabında yayımlanacak. Ecevit’in paha biçilmez arşivinin en ilginç belgelerini bu yazı dizisinde ilk kez gün ışığına çıkarıyoruz. Bülent-Rahşan Ecevit çiftinin Oran’daki kütüphane evinin her tarafı kitapla dolu geniş bir salonu var. Bu salonun hemen arkasında daha küçük bir oda bulunuyor. Orada da raflar, raflarda dosyalar var. Dosyaların üzerindeki başlıklar, buranın Türk siyasi hayatının hafıza odası olduğunu kanıtlıyor: “MİT raporları... MGK tutanakları... 12 Eylül mektupları... Arayış yazışmaları... Kıbrıs-Yunanistan dosyaları... Ecevit’in mektupları... Ecevit’e yazılan mektuplar...” Kapağını kaldırdığımız her dosya, yakın tarihin bir başka karanlık köşesini aydınlatıyordu: Biri Maraş’ın... diğeri Susurluk’un... bir başkası 12 Eylül adaletinin... Kürt meselesinin... ya da CHP içi bir çekişmenin... İki belgeselci, böyle bir belge deposuna buyur edilince ne yaparsa onu yaptık biz de: Ecevit’ten bazı belgeleri yayımlamak için izin istedik. İzin verilince de bu hafta çıkacak “Ecevit ve Gizli Arşivi” (İmge, 2008) başlıklı kitapta 100’e yakın belgeyi onun yaşam öyküsü içine yerleştirdik. Bu yazı dizisinde, Ecevit’i, kavgasını, öfkesini, yalnızlığını, yoksulluğunu belgeler anlatacak. Eminiz ki, belgelerin tümü yayımlandığında, gerçekler biraz daha su yüzüne çıkmış olacak. Can Dündar-Rıdvan Akar Ecevit’in Gizli Arşivi’nden çıkan inanılmaz belge: 27 Mayıs’ta askerler, Kürt sorununa İttihatçılar gibi “hicret çözümü” önerdi: “Kürtlerle Karadenizliler yer değiştirsinler!” 1961’de askerler Kürt sorununa çözüm üretmek üzere DPT’de bir “Doğu Grubu” oluşturdu. Bu grup, bir “Doğu Raporu” hazırladı. 27 Mayıs hükümeti de raporu, yeni koalisyon hükümetine devretti. Yıllar sonra, o koalisyonun Çalışma Bakanı Bülent Ecevit’in arşivinde bulunacak bu belgedeki “yapılacaklar listesi”nde göç önerisi vardı: “Bölgenin, kendilerini Kürt sananlar lehindeki nüfus strüktürünü Türk lehine çevirmek için, Karadeniz sahillerindeki fazla nüfusla, memleket dışından gelen Türkleri bu bölgeye yerleştirmek, bölgedeki kendilerini Kürt sananları bölge dışına hicrete teşvik ve bu hicreti finanse ederek, memleketin Türk çocuğu bulunan yerlerine iskan etmek...” Yıl: 1961... 27 Mayıs’ta iktidara el koyan askerler, “vatanın bütünlüğü” konusunda endişeliydi. Muhtemel bir Kürt sorununu önlemek için tedbir araştırıyorlardı. Şunu görmüşlerdi: “Vatan bütünlüğünün yegane garantisi, bölge halkını devlete daha sıkı bağlamaktı.” Bunun temini için “İnkılap Hükümeti”, Devlet Planlama Teşkilatı’na konuyu inceleme görevi verdi. DPT bünyesinde bir “Doğu Grubu” oluşturuldu. Bu grup, bir dokümantasyon merkezi kurarak bölgeyle ilgili MAH’ta (MİT) Genelkurmay’da, Emniyet’te ne bilgi varsa toplayacak ve “bölgenin nüfus strüktürünü değiştirme ve asimilasyon bakımından” gerekli politikaları saptayacaktı. “Doğu Grubu”, 8, 10 ve 16 Şubat ile 24 Mart 1961’de “bölgede çalışmış ve çalışmakta olan başlıca idare ve siyaset adamları”nı bir araya getirdi, ortaya çıkan önerileri Hükümet’e iletti. Gürsel kabinesi, raporu 18 Nisan’da görüştü ve kabul etti. Yayınladığı kararname ile Bakanlıklarca fiiliyata geçirilmesini istedi. Ancak Hükümet o yılın Ekiminde yapılan seçimle devrildi. Yerine Kasım’da İnönü Başkanlığı’nda kurulan AP-CHP koalisyonu geldi. Bunun üzerine “Kürt dosyası”, “bir muhtıra ile” yeni hükümete iletildi ve uygulamanın devamı istendi. “Politika Dairesi Başkanı Kurmay Albay Haşim Tosun” imzasıyla yeni hükümete gönderilen raporun giriş yazısında kibarca “Bunu, sizin tasarruf hakkınızı kullandığımız şeklinde yorumlamayın, size bir yardım kabul edin” deniliyordu. KİŞİYE ÖZEL ZATA MAHSUS T.C. BAŞBAKANLIK KANUNLAR VE KARARLAR TETKİK İDARESİ Karar sayısı .5/1108 KARARNAME SURETİ Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından hazırlanan 3 Nisan 1961 gün ve DPT-SPD-DG-2400 sayılı ilişik “Devletin Doğu ve Güneydoğu‘da uygulayacağı kalkınma programının esasları” adlı rapor Bakanlar Kurulunun 18 Nisan 1861 günü yaptığı oturumda müzakare ve kabul edilmiş ve a. Mezkur esasların Devlet Planlama Teşkilatınca planlama, koordine ve tatbikinin yapılması, b. Esasların yerine getirilmesi için DPT’nin ilgili Bakanlıklar mümessilleriyle kuracağı özel komisyonlarda programlaşan hususların Bakanlıklarca fiiliyat sahasına konulması, 18 Nisan 1961 tarihinde kararlaştırılmıştır. Devlet Bakanı ve Devlet Bakanı ve Devlet Bakanı Başbakan Başbakan Yrd. S. ULAY Org. Cemal GÜRSEL F.ÖZDİLEK Devlet Bakanı Adalet Bakanı Milli Savunma Bak. H. MUMCUOĞLU E. TÜZEMEN M. ALANKUŞ Içişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Maliye Bakanı N. ZEYTİNOĞLU S. SARPER K. KURDAŞ Milli Eğitim Bakanı Bayındırlık Bakanı Ticaret Bakanı A. TAHTAKILIÇ Prof. M.GÖKDOĞAN M. BAYDUR Sa. Ve Sos.Y. Bakanı Güm. Ve Tekel Bakanı Tarım Bakanı R. ÜNER F. AŞKIN O. TOSUN Ulaştırma Bakanı Çalışma Bakanı Sanayi Bakanı V. O. MERSİNLİ C. TALAS K.KURDAŞ Turizm Bakanı İmar ve İskan Bakanı C. BABAN R. ÖZAL Suretinin aynıdır. Haşim TOSUN (Kur.Alb. Politika D. Başkanı) ESBABI MUCİBE İnkilap Hükümeti 1108 sayılı Bakanlar Kurulu kararını çıkarıncaya kadar Doğu ve Güneydoğu bölgesinin yurdun diğer kısımlarına nazaran dikkati çekecek derecede ihmale uğradığını görmüş ve bölgede,devletin nüfusunu daha ziyade arttırmayı ,bölge halkını mevcut devlet nizamına daha sıkı bağlamayı,VATAN BÜTÜNLÜĞÜNÜN YEĞANE GARANTİSİ olduğunu idrak etmiş ve bunun tamini yolunu bulmak için Devlet Planlama Teşkilatına tetkik vazifeleri vermiştir. Bu tetkikler neticesinde, mezkur teşkilatı tarafından ekteki rapor hazırlanmıştır.Bu rapor teklif edilen hususların ,kısa bir zamanda tahakkuk ettirilemeyeceği ve dlayosoyla tatbikatının birbirini takip eden Hükümetler tarafından icra edilebileceği anlaşılmış,bulunduğundan , kendisinden sonra gelen Hükümetlere ,bir muhtıra ile açıklanmasına zaruret hasıl olmuştur. mes'elenin inkilap hükümetinin ,kendisinden sonra gelecek hükümetlerin ,tasarruf haklarını kullandığı gibi bir telakkiye yol açmaması ,teklif edilen tedbirlerin VATAN BÜTÜNLÜĞÜNÜN YEĞANE GARANTİSİ olduğu ve inkilap hükümetinin ,bu işte daha fazla gecikmiyerek ve modern devlet idaresindeki uzun vadeli planlama ihtiyacı zihniyetine uyarak, kendisinden sonra gelecek hükünetlere bir yardımı şeklinde kabul edilmesi temenni olunur. SURETİNİN AYNISIDIR. Haşim TOSUN Kur. Alb. Politika D. Bşk. Bülent Ecevit, yeni kabinenin 35 yaşındaki Çalışma Bakanı’ydı. Göreve gelir gelmez bu raporu masasında buldu. Üzerinde “Devletin Doğu ve Güneydoğu’da Uygulayacağı Kalkınma Program Esasları” yazıyordu. Son derece ayrıntılı hazırlanmış rapor, bazı radikal çözüm önerileri getirirken, sonraki yıllarda uygulanacak kimi politikaları da adeta haber veriyordu: “Devletin yerine ağa yerleşti” Rapora göre Doğu ve Güneydoğu’da dış tahriklerin de etkisiyle yurt bütünlüğünü bozucu bazı faaliyetlere teşebbüs edilmişti ve “bu durum, tahripkar neticeler doğurma temayülü gösteriyor”du. Bunda “devletin bugüne kadar izlediği tezatlı politikalar”ın da etkisi vardı. Bölge ihmale uğramış, otorite boşluğuna ağalık, şıhlık gibi “sosyal müesseseler” yerleşmişti. Hem bölge halkının devlete bağlılığı azalmış hem de bölgedeki ayırıcı faaliyetlere müsait bir zemin yaratılmıştı. Nüfus kompozisyonu değişmeli DPT, acilen “Doğu ve Güneydoğu Bölgesi için özel Kalkınma Planları” hazırlanmasını öneriyordu. Plandan şu yararlar bekleniyordu: “a) Bölgede gelirin artmasını ve iyi dağıtılmasını sağlamak. b) Bölgeye diğer bölgelerden nüfus çekmek veya bölge nüfusunun bir kısmını –iktisadi teşvik tedbirleriyle- diğer bölgelere göndermek suretiyle, bölgenin nüfus kompozisyonunu değiştirmek. c) Sosyolojik ve antropolojik araştırmalara dayanarak bölgenin sosyal yapısını –temsili sağlayacak yönde- değiştirmek...” İttihat Terakki de düşünmüştü Kısmen İttihatçıların 1913-1918 arası uyguladığı yöntemi (Bu konuda bkz: Fuat Dündar, “İttihat ve Terakki’nin Müslümanları İskan Politikası”, İletişim, 2001) çağrıştıran bu teklif, nasıl uygulanacaktı? Raporda bunun yöntemi ayrıntılarıyla ortaya konmuş. İşte rapordaki önerilerden bazıları: HİCRET ESASLARI Kürtler,“Türk çocuğu”bulunan yerlere...  ASİMİLASYON: Halihazır İskan Kanunu ve tatbikatını, tesbit edilen politika ihtiyaçlarını karşılayacak ve asimilasyon temin edecek şekilde incelemek ve tadil etmek...  HİCRET : Bölgenin, kendilerini Kürt sananlar lehindeki nüfus strüktürünü, Türk lehine çevirmek için, bölgelerindeki iktisadi şartların zorluğu karşısında başka taraflara hicrete mecbur kalan Karadeniz sahillerindeki fazla nüfusla, memleket dışından gelen Türkleri bu bölgeye yerleştirmek, bölgedeki kendilerini Kürt sananları bölge dışına hicrete teşvik ve bu hicreti finanse ederek, memleketin Türk çocuğu bulunan yerlerine iskan etmek...  IRAK KÜRTLERİNDEN AYIRMAK: Türkiye’de kendilerini Kürt sananlarla İran ve Irak’taki Kürtlerin irtibatını kesme bakımından bölgeyi, kendilerini Kürt sananların çoğunluğunu dağıtmak üzere, sistemli bir şekilde bölecek iskan sahalarına ayırmak...  KONTENJAN KADRO: Bölgeden batıya ve batıdan bölgeye nüfus akışını temin maksadıyla doğu ve batıda resmi ve özel sektöre ait sınai, zirai ve ticari tesislerin personel kadrosunun muayyen bir nisbetini, diğer bölge halkından olan işçiler için kontenjan olarak tefrik etmek...  MİSYONER YETİŞTİRMEK : Planlanan bölge okulları, köy okulları ve meslek okullarının faaliyete geçirilmesi... kız ve erkek misyoner yetiştirilmesi ve bunun için hususi müessese kurulması... Bölge halkından kabiliyetli ve küçükten asimile edilen gençlere yüksek tahsil imkanları sağlanması...  KÜRT MEMURLAR : Doğuya kendilerini Kürt sananlardan vali, kaymakam, hakim, jandarma subayı, ordu subayı, assubay, öğretmen, memur gönderilmesi...  RADYODA PROPAGANDA: Radyo vasıtasıyla Türkçe güfteleriyle mahalli havaların çalınması ve mahalli radyoların, bölge için, propaganda uzmanlarından müteşekkil gruplar tarafından hazırlanacak programları yayması...  İNANDIRMA FAALİYETİ: Irk bakımından, Türk siyasi düzeninin kendi menfaatleri bakımından en elverişli, en emin ve en çok imkan sağlayan düzen olduğunu telkin eden bir inandırma faaliyetine girişilmesi...  TİYATROCULAR, AŞIKLAR: Uzmanlar tarafından hazırlanmış skeçler oynayacak küçük tiyatro ekiplerine, bölgenin lisanına vakıf saz şairlerine yukarıdaki fikirlerin aşılanması...  KÜRT MESELESİ YOKTUR: Dünya entelektüel muhitine Türkiye’de bir Kürt meselesinin mevcut olmadığının anlatılması...  DOĞUNUN TÜRK TARİHİ: Bir üniversiteye bağlı derhal bir Türkoloji Enstitüsü kurularak kendini Kürt sananların menşelerinin Türk olduğunun ispat olunarak yayınlanması... Doğunun Türk tarihinin yazılarak neşredilmesi...  DAĞLI TÜRKLER : İslam Ansiklopedisi, Rus alim ve politikacısı Minovski’nin tarafgirane bir surette, kendini Kürt sananların menşeinin İrani olduğunu iddia eden yazısını alarak, kendilerini Kürt sananlar kısmında neşretmekle, Lozan’da delegelere kabul ettirilen, kendilerini Kürt sananların dağlı Türkler olup, menşelerinin Turani olduğu tezi ile de tezada düşülmüştür. Doğulu münevverler arasında münakaşayı mucip olan ve ayrılık taraftarlarına tutamak veren bu hatanın, derhal tashih edilmesi...  MENŞELERİ TURAN: Kendilerini Kürt sananların, menşelerinin Turani kavimlere dayandığı hakkında, çeşitli yönlerden arayışlar yapılmaya ve neticelerinin türlü neşir vasıtalarıyla yayılması.. ECEVİT’İN CEVABI “Bir taç gibi Türkiyeliliğim...” Ecevit, Çalışma Bakanlığı sırasında masasına konan Kürt raporunu alıp arşivine kaldırdı. Oradaki görüş ve önerilerin çoğuna katılmadığı biliniyordu. O rapordan 8 sene sonra yazacağı “Pülümür’ün Yaşsız Kadını” şiirinde, Anadolu’nun bütün halklarını sahiplenecek ve “Türkiyeliliği” ile övünecekti. * * * Pülümür’ün bir dağ köyünde gördüm onu yaşını sordum bir giz gibi güldü kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz yüzüne baktım bir giz gibi güldü bir asa vardı elinde bir solmuş krallığın Kadifeden harmanisi üzerinde bir hititliydi o, bir selçukluydu bir ermeniydi bir kürttü bir türk... Yaşını sordum, bir giz gibi güldü Koluma girdi bir soylu kadınca Tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini Beni tek gözlü sarayına götürdü Köy yapısı kulübesinin Zamanı onda yitirdim ben Yitik zamanlara onda eriştim En soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında Bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim...

Hiç yorum yok: