5 Şubat 2013 Salı

TBMM Meclis Tutanaklarından Pontus...

Pontus İsyanı ve Koçgiri İsyanı olarak adlandırılan olaylar sırasında gerçekleştirilen katliamlarda Sakallı Nurettin Paşa komutasındaki Merkez Ordusu tarafından öldürülen Rumların sayısı, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı'nın gösterdiği resmî rakama göre, 11.181 kişidir.


Mersin Milletvekili (Hüseyin) Selahattin Bey (Köseoğlu) de konuşmasını aynı yükses ses tonuyla yaptı:

''... Yüz, yüzyirmi yıl boyunca yönetimin düzeltilmesine dönük, pek de memnun edici olmayan çabalar oldu. Avrupalı güçler yönetimimizde eksikler gördüğü sürece, bize saldıracaklardır. Reformlar talep edecekler. Taleplerinde haklılar mı? Evet haklılar. Tebaa sıfatıyla bizleri elinden geldiğince kucaklayan halkın namusunu, itibarını ve malını korumaya dönük görevlerimizi yerine getiremedik... Millet Meclisinin amacı, tek bir gayrimüslimin dahi geriye kalmaması, en sonuncusunun bile sürülüp, imha edilmesi midir acaba? Böylesi bir durumda dünyanın gözündeki varlığımız ne olur? Kendi ayaklarımızın üzerinde durabilir miyiz? Affınızı diliyorum, ama bu sorunun çözümlenmesi milli can damarlarımızla alakalalıdır.

Efendiler, bir hükümet bir İslami hükümet, bir Osmanlı hükümeti ya da nasıl adlandırırsanız adlandırın, bir Türk hükümeti, dininden, cinsiyetinden veya dogmalardan bağımsız olarak düzenine tabi olan tüm tebaanın hükümetidir. Yoksa sadece müslümanların olan bir hükümet mi? Herkese aynı eşit haklar tanıyacak mı? Neden imhaya ve yıkıma dayalı bir politika izliyoruz? Zira imha, başka tarz ve yöntemlerle hayata geçirilebilir. Çeşitli yolları var...''

Kayseri Milletvekili Osman Bey (Uşşaklı) tam da bu noktada konuşmacının sözlerini şu sözlerle kesti: ''Bu yağmaya ve yıkıma dönük bir politikadır'' Selahattin Bey onaylayarak devam etti:
''Bu sayede kimin adı lekeleniyor? Zavallı millet!.. Ve şöyle sorulacaktır: acaba hangi ulusun tarihinde katliamlarla onur duyulur ve övünülür?''

TBMM: Türk Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi (T.İ.H.) cilt 4, Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, Ankara, 1962, sayfa 2708)
............................................................................................................
Kırşehir Milletvekili Yahya Galip (Kargı) söz alıyor:
''... Pontos sorunu çok önceden ortaya çıkmıştır. Pontosluların bir örgüt kuracağını, bir hükümet kuracağını, şunu bunu yapacağını duyduk. Ancak insanların tehcirlerden dolayı ortadan yokedildiği gibi bir sorun olduğunu duymadık... Efendiler, meydana geldiği söylenen tüm kötülüklerin özel yetkilerden kaynaklandığına emin olabilirsiniz. Şunu anlamıyorum; bir ülkeyi ayakta tutan, yasalardır. Ve yıkan şey ise yasaların çiğnenmesidir. Özel yetkilerin anlamı, herkesin keyfine göre insan asması, kesmesi, kentleri yerle bir etmesi, evlerin talan edilmesi ve dünyanın yakılıp kül edilmesi midir?
Çünkü işleri baskı olan insanlar, hırsızlıkları ortaya çıkmasın diye evleri yakıyorlar. Pontos sorununu yaratan ve bu kötülüğü Pontos'un başına getiren herkes, bize en büyük kötülüğü yaptılar. Pontosluların techir edilmesi adı altında köylerdeki yaşamı, mal ve mülkü ortadan kaldırdılar... Tek bir kişinin bile techirini onaylamadığıma buradaki herkesin şahit olmasını istiyorum. Sürgünler bu ülke için saatli bomba gibidir. Çok korkunçtur. Bunun bedelini daha kaç yıl boyunca ödemek zorunda kalacağız? Mahkemeler kimin suçlu kimin suçsuz olduğuna karar vermelidir.''

TBMM: Türk Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi (T.İ.H.) cilt 4, Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, Ankara, 1962, sayfa 2708)
............................................................................................................
Kemalist vekiller, özellikle de Pontos bölgesinden olanlar, Kemalist hükümetin vahşi tutumundan rahatsızdılar. Bunlar 21 Ağustos 1922'de yapılan parlamento oturumunda Bursalı meslektaşları Emin Bey tarafından ''Pontos Fikirleri''nin savunucusu olmakla suçlandılar ve ardından da tutumlarından dolayı soruşturma komisyonu önünde hesap vermek zorunda kaldılar. (Goloğlu Mahmut: Trabzon Taribi, Ankara 1975, sayfa 3)

21 Ağustos 1922'de yapılan sözkonusu oturumda öne çıkan kişi özellikle büyük bir gayretle tehcirlerle (zorunlu göç) kendi arasına mesafe koyan Sinop milletvekili Hakkı Hami Bey'di (Ulukan) ve konuşmasında şöyle diyordu:

''Tehcirlerden dolayı yüzümüzdeki utanç lekesi ebediyen silinmeyecek. Eğer insanlığın benliğini katleden tehcirlerin muhasebesini yapacak olursak, o zaman efendiler, bu çok nefret verici bir şeydir. Bu olaylar tüm dünyanın gözü önünde bizi kirletmektedir. Zira artık hükümet de kendini haklı çıkaramaz. Kendi gözlerimle gördüm. Öyle ahlak dışı şeyler yaşandı ki, Beyler, bugün bizim memurlarımızın yaptığı çirkinlikler, İngilizler tarafından bile yapılmadı.''

TBMM Gizli Celse Zabıtları, Ankara, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Cilt 3, sayfa 721)


Hiç yorum yok: