2 Şubat 2013 Cumartesi

MİT’te Ajan Paniği


MİT, Murat Şahin’in açıklamalarını “Elemanımız değil, hepsi mizansen” diyerek yalanladı. MİT ajanı Murat Şahin ise, “MİT telaşlandı sanırım. Beni tanıdıklarını söyleseler, bunun Ömer ile MİT arasında bir ilişki olabileceği algısından korkuyorlar” dedi. 

MİT ajanı Murat Şahin’in gazetemizde yer alan kişisel hikayesiyle birlikte Paris katliamıyla ilgil açıklamaları, Türk medyasının da dikkatini çekti. Ancak Türk medyası, ellerindeki Murat Şahin bilgileriyle bu açıklamaları birarada değerlendirip iz sürmek yerine yalanlama veya yeni senaryolar üretmeyi tercih etti. MİT de, yine deşifre olan devlet kayıtlarına rağmen Murat Şahin’i açıklamalarıyla birlikte inkar etti. Şimdiki ilişkisini bilemediğimiz MİT ajanı Murat Şahin de MİT’in açıklamasını “MİT telaşlandı sanırım” diye karşıladı.

MİT adına sızdığı Devrimci Karargah’ta gözaltına alınınca yine MİT’in müdahalesiyle serbest bırakılan Murat Şahin, gazetemize konuşup Paris katliamı zanlısı Ömer Güney’in de kendisi gibi MİT elemanı olduğunu söylemişti. Ankara’da bağlı oldukları birimin başındaki ‘Teyze’nin kendisine bir şahsın fotoğrafını göstererek, tanıyıp tanımadığını sorduğunu ve “Bu Parisli hevaldır” dediğini aktaran Şahin, Paris cinayetinden sonra yayınlanan Ömer Güney’in fotoğraflarını görünce “Parisli heval” olduğunu anladığını belirtmişti. “Ömer tek başına değildir. Aldığımız eğitimler de tek başına yapılmasını öngörmez. 2-3 kişi olması lazım. MİT içindeki iki kanadın çekişmesinin ürünüdür. Savaşın devamından, Kürtlerin hiç bir hak almamasından yana olan kanat ile çözümden yana olan kanat. Eğer tetikçi o ise konuşmayabilir” diyen MİT elemanı Murat Şahin neden gazetemize konuştuğunu da şöyle izah etmişti: “Çünkü ortada bırakıldım. Resmi olarak hala MİT ajanıyım. Devrimci Karargah davasında Başbakanlığın emriyle serbest bırakıldım. Ama bu emir yazılı olarak mahkemeye verilmediği için her an tutuklanabilir ya da bir grubun hedefi olabilirim.”

31 Ocak tarihli sayımızda yer alan bu haber, bütün Kürt medyasınca paylaşıldı ve Kürt yetkililer de haberi ciddiye alıp Fransız makamların dikkatine sundu. Çünkü Murat Şahin, Fransız savcısına da konuş maya hazır olduğunu ifade ediyordu. Türk medyası ise Paris katliamıyla ilgili devletin servis ettiği bilgilerle yetiniyor.
MİT, Türk medyası aracılığıyla haberimiz, öznesi ve bütün anlatımlarıyla birlikte yalanladı. Habertürk gibi gazeteler bunu servis ederken Taraf ise başka bir şantajın borazanı oldu.


Taraf’a göre gazetemiz bu haberi yayınlayarak MİT’i kızdırıyor, dolayısıyla Öcalan’ı hedef alıp İmralı sürecini baltalıyor. 


Murat bir MİT elemanı. Deşifre olmuş, basına yansımış, MİT’in “benim elemanım” diye sahiplendiği, başbakanlığın ise yasa gereği “yargılamayın” dediği için serbest bırakılan biri. Bu konuda hiçbir şüphe yok, MİT “Murat bizde çalışmadı, ilişkisi olmadı” diyecek durumda değilken bunu da yapıp “Elemanımız değil, hepsi mizansen” dedi.


Peki Murat Şahin neden serbest bırakıldı? Dosyası Devrimci Karargah davasından neden ayrıldı? Türk basınının hemen tümünde çıkan “Murat Şahin MİT Elemanı” haberleri, neden o zaman yalanlanmadı? Savcılık Murat Şahin’in yargılanması için neden MİT’ten bilgi istedi ve ardından serbest bıraktı? 


Zaten Türk gazeteleri de “deşifre olan MİT elemanı konuştu” diyerek, Şahin’in ilişkisini şimdi de onaylıyor.


Gelelim Şahin’in anlatımlarına. Şahin, Sol içinde görevlendirilmiş biri. Bu konularda çok şey biliyor, farklı ilişkiler hakkında bilgi sahibi. Fakat biz sadece Paris olayı ile ilgili kendisiyle konuşmayı yeğledik. Sol’a ilişkin şeyleri Sol’a bıraktık. Zira farklı sonuçları olabilir, farklı yönlendirilebilinirdik. 


Eğer Murat’ı yönlendirmek gibi subjektif bir niyetimiz olsaydı, Murat’ın bu olay üzerinden “kendini aklama” niyeti olsaydı anlatımları “sadece fotosu gösterildi”den çok öte bilgileri kapsardı.

Türk basını gibi olamayız


Kaldı ki anlatımlarda zanlı Ömer hakkında da “MİT elemanı” diye bir ifade kullanmıyor. “Teyze”nin Ömeri bir şekilde tanıdığını, MİT’in bir biriminin Ömer’i bildiğini ama ilişkilerinin nasıl, ne düzeyde olduğunu bilmediğini söylüyordu. Eğer biz de Türk basını gibi olsaydık bunu bir fırsata dönüştürüp olayı MİT, devlet vb üzerine yıkma çabasına girerdik. 

 
Gazetemiz de biz de bu konuda çok dikkatliyiz. Zira işin içinde çok farklı şeylerin çıkabileceğini, özellikle yönlendirmelerden uzak duracağımızı kararlaştırmış durumdayız. Biz sadece Ömer Güney iddiasını yazmakla yetindik. Türk basını gibi hiç bir temele, tanığa, delile dayanmadan haber üretmedik. Ortada bir MİT elemanı var, ilişkileri var, verdiği isimler var. Bilgiler ona ait, bizi bağlamaz. Oysa Türk basınında çıkan bütün haberler onları bağlıyor. Zira hiç bir temele ve tanığa dayanmıyor. Tümüyle gazete yönetimlerinin bağlı bulundukları merkezlerin çizdiği senaryolar, salt PKK’yi karalamaya yönelik subjektif haberler. 


Biz rahatız. İddialar Murat Şahin’i bağlar. Bizim ve kamuoyunun görevi iddialar hakkında ilgili çevrelerin de açıklamalar yapmasını sağlamaktır. Biz gerçeği araştırıyoruz. Kanıtlı, tanığı olan bir bilginin bizi belki yeni bilgilere götürebileceğini düşünerek, Şahin’in iddialarını yansıttık. 


Habertürk bile dün “MİT’den yalanlama” haberini yayınlarken, Murat Şahin’e ilişkin “Devrimci Karargah davasında tutuklanmış, MİT elemanı olduğu için serbest bırakılmıştı” diyerek, haber içinde MİT’i yalanlıyor. Bunların yalanlama nedeni ise Murat Şahin Yeni Özgür Politika’ya konuşmadan önce Murat’ın MİT’e çalıştığını çarşaf çarşaf ilan etmiş olmalarından dolayıdır.

Murat Şahin ne dedi?


Murat Şahin, MİT açıklamasından sonra gazetemizi telefonla arayarak şunları söyledi: “MİT telaşlandı sanırım. Beni tanıdıklarını söyleseler, bunun Ömer ile MİT arasında bir ilişki olabileceği algısından korkuyorlar. Gazeteler günlerce beni MİT elemanı olarak haber yaptı, Savcı İsmail Tandoğan mahkeme tutunaklarına da yansıyan ‘Murat Şahin’in MİT’e çalıştığı için Başbakanlık’tan bilgi istenmesine…’ diye neden konuştu. Ya peki iddianamede yazılan ‘Şüphelilerden Murat Şahin’in İstanbul MİT bölge Müdürlüğü tarafından şifai olarak görevli personelleri olduklarına dair bilgi vermesi nedeniyle, hakkında kamu davası açılmasının izne bağlanmasından dolayı dosyasının ayrılması” cümlelerinin anlamı nedir?”


Açıkçası MİT’in Murat Şahin’i inkar etmesi artık birşey ifade etmiyor? MİT,  Murat Şahin”in elemanları olduğunu kabul etmek ve Ömer Güney’e ilişkin açıklamalarının ne anlama geldiğini kamuoyuyla paylaşmak durumundadır. MİT’in toptan inkarı seçmesi, Ömer-MİT ilişkileri ile Murat Şahin’in Ömer’e ilişkin açıklamalarına daha fazla anlam yüklenmesi sonucunu yaratmak dışında hiç bir anlam ifade etmiyor.

Polat Küçük’ü MİT gönderdi


Murat Şahin ve ailesi, Avukat Polat Küçük’ün MİT tarafından tutulduğunu belirtiyor. Murat Şahin şunları söylüyor: “Gözaltında iken beni ziyarete geldi. Yıldızlar MİT merkezinden gönderildim. Avukatlığını üstleneceğim. Korkma yakında çıkarsın” dedi. 


Şahin’in ailesi de “İsviçre’yi aradı. Devlet avukatıyım dedi. Birkaç gün sonra yine aradı. 30 bin TL vermezseniz davayı bırakacağım dedi. Biz de bırak, bu parayı veremeyiz dedik ama o davayı bırakmayıp sürdürdü” şeklinde konuştu. 


Murat Şahin ve ailesinin, Avukat Polat Küçük hakkın söyledikleri bunlar. Tümüyle kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Murat Şahin’e güveniyor muyuz?


MİT tarafından Devrimci Karargah'a sızdırılıp deşifre olunca kendi deyimiyle ‘bir kenara atılan’ Murat Şahin’e güvenme lüksümüz yok. Murat Şahin’in söyledikleri doğru olmayabilir, Murat Şahin hala MİT veya Emniyet tarafından kullanılıyor olabilir. Hatta Murat Şahin’in gazetemize konuşması bile bir operasyon olabilir. Murat Şahin’in bütün anlattıkları doğru ve kendisinin şu anda hiçbir devlet birimiyle ilişikisi olmayabilir. Biz zaten, Murat Şahin’in açıklamalarını, bütün kayıtları düşerek verdik. Bizim de Kürt kamuoyu gibi cevap beklediğimiz iki merkez var: Türk Hükümeti ve Fransız Hükümeti ile ilgili birimleri.


Yeni Özgür Politika

Hiç yorum yok: