26 Eylül 2012 Çarşamba

Yanılıyorsun Recep Teknoloji de Seni Kurtaramaz!!!

Faşizmiyle ünlenen AKP-Erdoğan-Fetullah Koalisyonu, Kürdistan Gerillaları karşısında aldığı yenilgiyi, yeni savaş teknolojisine trilyonlar akıtarak, iflas eden klasik devlet mantığıyla 30 yıllık inkar ve imha politikasının yeni yürütücüsü olacağını ilan ediyor.
Gerillalar karşısında ağır kayıplar veren Türk devleti, çareyi en son teknolojik silahları almakta buldu. AKP Hükümeti, Süper Kobralar, dijital karakollar ve güdümlü füzeler alarak Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni yenebileceğini zannediyor. 

Türk medyası, dün yine ''Kürdistan gerillasının yenilmesini sağlayacak üç haberi'' sundu. ABD’den beklenen silahlı Predatörler gelmemişti, ama nihayet üç Süper Kobra imdada yetişmişti. İkinci haber ise İdris Naim Şahin ile birlikte askeri operasyonları anlık izleyen ve Şahin’in “Öldürülenler arasında İrfan Amed de var mı?” heyecanına ortak olan Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi Aldulkadir Selvi’nin kaleminden. Selvi’ye göre; ''TOKİ‘nin yaptığı Kale-kol’lar da baskın yemekten kurtulamayınca ABD’nin Afganistan deneyimine dayanarak Digital/akıllı karakollar dönemi başlayacak''. Selvi, sadece karakollarla yetinmemiş, ''Kandil’i yerle bir edecek formülü'' de eklemiş. ''2500 kilometre menzili güdümlü füzeler (üstelik yerli) Kandil’in tepesine inecek!''

Süper Kobralar


Türk medyası (Taraf gazetesi), ''Türkiye’nin satın almak için uğraştığı üç AH-1W tipi Super Kobra saldırı helikopterinin, hafta sonu, Amerikan C-5 tipi dev nakliye uçağıyla Türkiye’ye getirildiğini'' duyurdu. Gazeteye göre, ''Türkiye’nin envanterine ilk kez giren Super Kobra saldırı helikopterlerinin PKK ile savaşta Türkiye’nin caydırıcılığını arttırmasını bekliyor.''

6 Kobra var


1990’lı yıllarda Amerikan Bell firması yapımı 10 adet Kobra saldırı helikopteri satın alan Türkiye’nin, kazalar sonucu kayıplar vermesi nedeniyle şu anda envanterinde kullanımda olan 6 Kobra saldırı helikopteri bulunuyor. Dolayısıyla Taraf’a göre ''Super Kobralar, Türk ordusunun Kürdistan gerillasına karşı daha etkin mücadele etmesini sağlayacak.''

Füze kalkanı kolaylaştırdı


Amerikan Kongresi, uzun süren pazarlıklar sonrasında geçen kasım ayında Türkiye’ye, stoklarında bulunan üç Super Kobra helikopterinin 111 milyon dolara satılmasını onaylamıştı. ABD ordu stoklarından başka bir ülkeye silah verilmesi nadir görülen bir durum. Ancak, Türkiye’nin, topraklarında ABD’nin öncülüğündeki füze kalkanı projesi çerçevesinde balistik füzelere karşı radar sistemini konuşlandırmayı kabul etmesi, Washington’ın, Super Kobra satışına onay vermesini kolaylaştırdı.

12 tane istiyorlardı


ABD, envanterinde yeterli sayıda üçüncü ülkelere satılacak helikopter bulunmadığı için Türkiye’nin 12 olan saldırı helikopteri talebinin ancak üçünü karşılayabildi. Çift pilotla uçan, çift motorlu Super Kobralarda, TOW ve AGM-114 Hellfire (Cehennem ateşi) füzeleri ile AIM-9 Sidewinder uçaksavar füzelerinin yanı sıra etki gücü yüksek mühimmat taşıyan toplar, roket fırlatıcıları gibi güçlü silah sistemleri bulunuyor.

Bilgi verilmiyor


ABD’nin, Türkiye’nin talebiyle bu helikopterlere ek saldırı yeteneği kazandırdığı bilinse de, teknik detaylar hakkında fazla bilgi yok. Helikopterlerin, planlanandan birkaç ay sonra gecikmeli olarak Türk ordusuna teslim edilmesinde Ankara’nın, ek talepleri etkili oldu.

Güdümlü füzeler


Yeni Şafak gazetesinin Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi ise, yerli ve yabancı ortak yapımı projelerle sevincini paylaştı! Bir önceki İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile birkaç gün bölgeyi gezdiğini, bir gün helikopterlerle karakolların üstünden uçtuklarını belirten Selvi, “Bazen bir iki tur atıp, karakollara tepeden baktık. İndiğimizde hepimizde, ‘Güvenliği sağlamak için karakol kurmuşuz, sonra karakolların güvenliğini sağlamak için üs bölgeleri oluşturmuşuz’ kanaati oluştu. Beşir Bey’le de bunu paylaştık. Karakollar teröre hedef olacak şekilde vadilerin oyuklarında geçiş yollarına göre, sarp yamaçlardan kolayca hedef haline gelecek şekilde inşa edilmişti” diye tespitini aktarıyor. ''TOKİ‘nin yaptırdığı,’Kale-Kol’ların dahi caydırıcı bir unsur olamadığı''ndan yakınan Selvi, “Türkiye’nin birikimi bu değil” diye kızıyor ama hemen toparlıyor. Türk Başbakan’ın talimatının meyvesini izah ediyor: “Yerli füze sistemi.''


Tamamı Türk mühendislerin yazılımı ve yerli imkanlarla üretilen, helikoptere monteli ‘Cirit’ üretildi ve şimdiden sipariş alıyor.Şimdi sırada Diyarbakır ya da Adana’dan düğmeye basıp, Kandil’in, Hakurk’un tepesine inecek olan, 2500 kilometre menzilli yüzde yüz yerli, ‘Güdümlü Füze’ var.”

Modüler karakol


Burada ''Savunma Sanayii Müsteşarlığı uzmanları tarafından yapılan, Aselsan ve özel sektör işbirliği ile gerçekleştirilen, karakol sistemleri hakkında gelişmeleri'' paylaşmaya geçen Selvi, bu yılın başında savunma sanayii uzmanları tarafından, Genelkurmay’a kapsamlı bir sunum yapıldığını hatırlatıyor. 


Selvi’nin sözünü ettiği sunumda, ‘Yüksek Güvenlikli Karakol’ sisteminin esas alındığı çalışmada, karakolların kurulacağı, ‘hakim noktalar’ yeniden belirleniyor, arazi özelliği ve tehdide göre, A,B ve C şeklinde karakol inşası öngörülüyordu. Elektronik sistemleri, etkin bir şekilde kullanmayı öngören; roket ve top mermisinin atışına karşı korunaklı yüksek duvarlarla çevrilmiş bir karakol sistemiydi bu.' İktidar kalemlerinden Türk-İslamcı Abdulkadir Selvi, devam ediyor: “2 kilometrelik bir alana yerleştirilmiş olan sensörler ve nöbet kuleleri yerine, termal kameralar ve içeriden kumanda edilen dürbünlerle donatılmış, dayanıklı çelikten inşa edilmiş, ‘Güvenlik kuleleri’ söz konusuydu. Afganistan’daki operasyonu Kanada’daki üsten yöneten ABD’den esinlenerek, 360 derece dönebilen optik sistemlerin tespit ettiği görüntüleri, karakolun içindeki ana kumanda merkezinden kontrol eden eğitilmiş personelle yürütülecek bir sistemdi. Genelkurmay o gün bu sisteme pek sıcak bakmamıştı ama bir çalışma yapılması için Aselsan görevlendirilmişti. Aselsan yerli firmalarla bir çalışma yaptı. Beklenenden öte başarılı olan, ‘Modüler Karakol’ sistemi ortaya çıktı.”


İç İşleri Bakanı İdris Naim Şahin ile birlikte Amed’de yürütülen bir operasyonu makamında takip eden ve gerilla komutanlarından İrfan Amed’in öldürülmemesi karşısında hafıylanan ‘gazeteci’ Abdulkadir Selvi, yazısını alaturka bir vuruşla tamamlıyor: “Buna, ‘Türk, teknolojiyi keşfetti’ diyebiliriz.''


Ya da önceden türküler, ‘karakolda ayna var, ayna var’ diye söylenirdi artık, ‘Karakolda teknoloji var’.”


Savaşa ne kadar harcadın ?

BDP, Türk Başbakan Recep T. Erdoğan’a savaşa ayrılan bütçeyi sordu. Erdoğan’dan “Çatışmalı sürecin 2012 yılı maliyeti nedir? Zamların gerçek nedeni savaşa ayrılan bütçe midir?” sorularına yanıt istedi. 


BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, son 30 yılda savaşa ayrılan bütçenin maliyeti ile 2012-2013 yıllarında savaşa ayrılan bütçe giderlerine ilişkin Türk Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı‘na yazılı soru önergesi verdi. Önergede Türkiye’de 30 yıldır süren çatışmalı ortamdan dolayı savaşa ayrılan bütçenin bedelinin yoksullara, emekçilere yüklendiğine dikkat çekildi. Erdoğan’ın “savaş için 300 milyon Dolar ayrılmıştır” açıklamasına atıfta bulunularak, ”Savaşa ayrılan bütçeden dolayı yoksullar daha da yoksullaşmakta, insanlar en temel eğitim, sağlık haklarından mahrum kalmaktadır. Her yıl benzer tablo yaşanmaktadır, halkların bütçesi savaşa gitmektedir. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, 2012 yılında sadece Türkiye’deki savaşa değil aynı zamanda muhaliflerin desteklenmesi amacıyla Suriye’de yaşanan savaşa da bütçe ayrılmıştır” denildi. 



Asıl neden savaş harcaması

Resmi söylemde bütçe açığının ‘olağan şüphelileri’ olarak gösterilen personel harcamaları ile sosyal güvenlik transferlerinin, zammın tek gerekçesi olmadığının Maliye Bakanlığı’nın verilerine bakıldığı zaman anlaşıldığını belirten Tuncel, soru önergesinin gerekçe kısmında şunlara değindi: “Temmuz ve Ağustos aylarında savaşa bütçeye ayrılan giderleri Sekiz aylık bütçe rakamlarına bakıldığında son iki ayda (Temmuz ve Ağustos 2012) bütçeden silah araç ve gereçlerine yapılan harcamalarda eşi görülmemiş bir artış yaşanmıştır. Temmuz ve Ağustos aylarında, bütçeden silah, araç gereç ve mühimmata yapılan harcamalar, yılın ilk altıayında yapılan toplam harcamanın üzerine çıkmıştır. Ocak-Hazirandöneminde, ‘Güvenlik ve savunmaya yönelik mal, malzeme ve hizmet alımları’ tutarı, toplam 732.7 milyon lira’yı, bu harcamalar temmuz ayında 473.5, ağustosta ise 372.4 milyon lira’yı bulmuştur”


Bütçede, ‘gizli hizmet giderleri’ kalemi altındaki örtülü ödenekte Ocak-Haziran döneminde toplam 431 milyon lira olan örtülü ödenek harcamasının, son iki ayda yapılan 156.5 milyon liralık harcamayla, 587.7 milyon liraya yükseldiğine dikkat çekti.

Cevap bekleyen sorular


 Tuncel, Erdoğan’ın yanıtlaması talebiyle şu soruları sordu: 


-  1990’dan itibaren yıllara göre güvenlik ve askeri harcamalara ayrılan bütçe nedir? 


- Bu çatışmalı sürecin 2012 yılında Türkiye’ye maliyeti nedir?


- Maliye Bakanlığı’nın rakamları dışında örtülü ödenekten ne kadar bir bütçe savaşa ayrılmıştır? 


-  Güvenlik ve askeri harcamalara ayrılan bütçenin kalemleri nedir?


- Yapılan zamların gerçek nedeni savaşa ayrılan bütçenin maliyetini vatandaşlara yüklemek midir? 


- Kürt sorununun çözümü ve müzakere yönünde adım atılarak, güvenlik ve askeri harcamalara giden Türkiye bütçesinin eğitime ve sağlığa gitmesi için bir projeniz var mı? 


-  Türkiye, Suriye’de muhaliflere yaptığı destek ne kadardır? Bu bütçenin kaynağı nedir? 


- 2013-2014 yılında savaşa ne kadar bütçe ayırmayı planlıyorsunuz?



Yargı silahlanıyor!


Türk Adalet Bakanı Sadullah Ergin, NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç’ın sorularını yanıtladı. Türk savcı ve hakimlerinin korunmasıyla ilgili soruya Bakan Ergin, şöyle yanıt verdi: “Hakim-savcı lojmanlarının güvenliğinin tamamlanmasıyla ilgili çalışmalar saldırıdan önce başlamıştı. Savcıya hakime silah yok tartışması doğru değil. Hakim ve savcılara ruhsatlı silah bulundurma hakları mevcut. Maliyet nedeniyle bakanlık üzerinden edinme talepleri geliyor. Hakim ve savcılarımıza uygun fiyatla silah temin edilecek. Satış fiyatının üçte biri olacak.


YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Hiç yorum yok: