11 Haziran 2012 Pazartesi

Bayık: Direnişten Başka Seçenek Yok

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın açıklaması ile CHP-AKP arasındaki görüşmeyi değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Üyesi Cemil Bayık, bunun “Kürtleri oyalama” ve “teslim alma” politikası olduğunu söyledi. Bayık, “Artık AKP’nin her saldırısına direnişle cevap vermek ve direnişi yükseltmekten başka bir şeyin düşünülmemesi gerekir. Bunun dışındaki her düşünce ve eğilim en hafif deyimle gaflettir” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Cemil Bayık, Yeni Özgür Politika gazetesinde Kürt sorununa ilişkin CHP-AKP arasındaki görüşmeyi değerlendirerek Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın ‘PKK silah bırakacak’ açıklamasına yanıt verdi.

Türk devletinin inkâr, asimilasyonun ve Kürtleri ortadan kaldırma politikasını yeni biçimlerde sürdürüldüğünü belirten Bayık, “’Kürtler üzerinde bu kadar soykırım operasyonu ve çözümsüzlükte ısrar sürerken sadece direnişin yükselmesi beklenir’’ dedi.

KÜRTLERE KARŞI YÜRÜTÜLEN SAVAŞ TIRMANDIRILDI


Cemil Bayık, “Gündem, mücadeleyi yükseltmektir” başlıklı yazısında, Türk devletinin Kürtlerin iradesini kırma ve kültürel soykırımı sürdürme dışında bir politikası olmadığını vurguladı. Bayık, “Bir taraftan Kürtleri oyalama politikası izlerken, diğer taraftan Kürt halkı üzerinde çok yönlü baskı yürütülmektedir. CHP Genel Başkanıyla Tayyip Erdoğan görüşmesinden bir gün sonra Van’ın tüm belediye başkanları gözaltına alınıyor. Birçok ilde onlarca tıp öğrencisi gözaltına alınıyor” diyerek Kürtlere karşı yürütülen savaşın tırmandırıldığını kaydetti.

BEKLENTİ VE OYALAMA

Kürt sorunu konusunda CHP ve AKP genel başkanlarının görüşmesinin ciddiyetten uzak olduğunu ve CHP’nin çözüm için ciddi bir önerisi olmadığını belirten Bayık, CHP-AKP görüşmesini ‘’beklenti ve oyalama yaratmak istiyorlar’’ sözleriyle değerlendirdi. “Kürtler bir siyasi irade olarak tanınmaz ve demokratik özyönetimleri kabul edilmezse Kürt sorunu çözülemez” diyen Cemil Bayık, AKP’nin Kürt halkına kabul ettiremediği yeni siyasal egemenlik ve kültürel soykırım politikalarının CHP-AKP ortaklığıyla kabul ettirilmek istendiğini kaydetti.

Türk devletinin yeni dönem politikasını “bir taraftan oyalama, bir taraftan Kürtlerin iradesini kırma, diğer taraftan kendi politikalarını Kürtlere kabul ettirme” olarak yorumlayan Bayık, “Tabii ki bu teslim alma politikasıdır” dedi.

DİRENİŞ YÜKSELTİLMELİ


Bayık şöyle dedi: “’Beşir Atalay, silah bıraktırılmasından ve kursların yeni biçimi olan seçmeli Kürtçe dersinden söz ederek asıl programlarını ortaya koymuştur. Anadilde eğitim talebini böyle savuşturacaklar. Zaten Kürtlerin özyönetim talebini ise belediyelerinin hizmet alanını kısmi olarak genişletip boşa çıkarmak istemektedirler. Özcesi inkâr da, asimilasyon da, Kürtleri ortadan kaldırma politikası da yeni biçimde sürdürülmektedir.

Beşir Atalay’ın 'silah bırakacaklar' sözü kendilerinin teslim alma politikasının dillendirilmesidir. Kürtler üzerinde bu kadar askeri ve soykırım politikası ve çözümsüzlükte ısrar sürerken sadece direnişin yükselmesi beklenir. Bunun dışındaki her söz ve değerlendirme oyalama ve tasfiye politikasının psikolojik savaş söylemleridir. Beşir Atalay’ın söyledikleri tamamen bir psikolojik harekâttır. Seçmeli Kürtçe öğretim Kürt kimliğinin tanınmasını ve asimilasyonun durdurulmasını ifade etmiyor. Olsa olsa kültürel soykırımın sürdürülmesini örtme aracı olabilir.”

KENDİ HAYALLERİDİR


Anayasal vatandaşlık ve belediyelerin hizmet alanının genişletilmesiyle Kürt meselesinin çözülmeyeceğine dikkat çeken Bayık, “Bu yaklaşım ‘alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete’den başka bir anlam ifade etmiyor. Türkiye belki bazı dış güçler ve kimi Kürtlerle bu tür yeni inkârcılık ve egemenlik karşılığında gerillaya silah bıraktırma konusunda anlaşmış olabilir. Bu kendi hayalleridir. Ancak Kürt Özgürlük Hareketi’nin ne böyle bir politikaya aldanması ne de bu tür teslimiyet teorilerine evet demesi mümkündür” dedi.

AKP FAŞİZMİ SEÇMELİ KÜRTÇE DERSLERLE ÖRTÜLÜYOR


Bu tür söylemlerin tasfiye harekâtının yoğunlaştırıldığı günlerde gündeme getirildiğine dikkat çeken Bayık şunları ifade etti: “Belediye başkanları tutuklanıyor, dışarıda demokratik siyasetçi bırakılmıyor, gençler zindanlara dolduruluyor, halk üzerinde terör estiriliyor. Tam bu sırada sanki hükümet Kürt sorununun çözümü için bir şeyler yapacak havası verilmeye çalışılıyor. Asimilasyonu örtmenin aracı haline getirilen kursların resmi biçimi olan seçmeli Kürtçe öğretim dersleriyle Kürt sorununun çözülmesi söz konusu olamaz. Buna rağmen baskıların ve tasfiye harekâtının arttırıldığı bir süreçte bu tür gündemler yaratılıyor. Böylece AKP faşizmi örtülüyor.”

DİRENİŞİ YÜKSELTMEKTEN BAŞKA SEÇENEK YOK

“Kürt halkı üzerinde bu düzeyde terör estirilirken çözümden söz etmek, hatta bu tartışmalara kulak kabartmak, kendini kandırmak ve AKP Hükümetinin tasfiye politikasına alet olmaktır” diyen Bayık, devamla şöyle dedi: “Bu anlamda çözümden, yumuşamadan söz edilemez. Bu ortamda sadece AKP politikalarına karşı mücadeleden ve mücadelenin her yerde yükseltilmesinden söz edilebilir. Artık AKP’nin her saldırısına direnişle cevap vermek ve direnişi yükseltmekten başka bir şeyin düşünülmemesi gerekir. Bunun dışındaki her düşünce ve eğilim en hafif deyimle gaflettir.”


Behdinan

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com - www.lekolin.org - www.lekolin.net – www.lekolin.info

Hiç yorum yok: