11 Mayıs 2012 Cuma

HDK’de Yeni Sürece Doğru


HDK'nin 1. kongresi öncesinde ANF'ye konuşan Çiçek, HDK'nin emekçi sol hareketinin 30-40 yıllık sürecini tersine çevirmeye çalıştığını belirtti, "Cepheleşme yeteneği yok. Biz bu süreci şimdi tersine çevirmeye çalışıyoruz" dedi. Çiçek, HDK'nin en büyük hedefinin de bir halk inisiyatifini açığa çıkartmak olduğuna dikkat çekti.

Geçtiğimiz Ekim ayında Ankara'da topladığı genel kurulu ile kuruluşunu ilan eden Halkların Demokratik Kongresi'nin 1. Genel Kurulu, bu hafta sonu toplanıyor. Kongrede geride bırakılan yaklaşık 7 aylık süreç siyasi ve örgütsel açıdan değerlendirilerek, gelecek sürece ilişkin önemli kararlar alınacak. Kararlardan biri de HDK'nin bir parti kurması ve 2014 yerel seçimlerine bu parti ile katılması.

HDK Genel Meclis üyesi İbrahim Çiçek, kongre öncesinde HDK'nin dünü, bugünü ve yarınına ilişkin sorularımıza yanıt verdi.

* HDK nasıl bir hedefle yola çıkmıştı?

- Siyasal açıdan ele aldığımızda HDK her şeyden önce egemen sınıfların iki belirgin odağı karşısında emekçilerin, ezilenlerin, ezilen inanç gruplarının ve ulusal toplulukların, Kürt halkının, çevre, emek, kadın ve gençlik hareketlerinin, LGBT bireylerin bütününün alternatifini yaratma çabası olarak ortaya çıktı. Siyasi olarak da bu yönlü çalışmalarını sürdü.
Genel perspektif içinde bir kısım sosyal ve siyasi hareketleri birleştirmekti. Bütün çabaları da bu yönde oldu. Bir bütün olarak Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki mücadeleye müdahale etmek anlamına geliyordu. Bir yerden başlamış oldu. rdü. İddiası şuydu:

*Tanımladığınız bu hedefe ulaşabildi mi?

- Kolay bir sorun değil. Ezilenlerin hareketi parçalanmış durumda ve bütün parçalar kendilerine dönük haldeler. Asıl sorun da bütün parçaları kendine dönüklükten kurtarmak ve birbiriyle karşılıklı etkileşim içine sokmak ve bütün parçaların siyaset tarzının değiştirilmesi. Bunun 3-5 aylık zamanda gerçekleştirilmesi ve sonuçlandırılmasını beklemek olanaklı değil. Fakat önemli olan şu; yola çıktık ve hedefe doğru yürüyoruz.

* HDK kuruluş aşamasını tamamladı mı? Örneğin Meclisleri kurabildiniz mi?

-15-16 Ekim'de Ankara'da genel kurulumuzu toplayıp, kongre hareketinden kongreye sıçradığımız zaman kongreyi kurduğumuzu düşünüyorduk. Fakat, çok geçmeden hemen anladık ki, biz kuruluş çalışmasının yalnızca birinci aşamasını tamamlamış bulunuyoruz. O aşamayı tamamladığımız ölçüde de yeni bir aşamaya yükseldiğimizi gördük. Kuruluşumuzu ilan ettik, program ve tüzüğümüzü kararlaştırdık, 121 kişilik Meclis kurduk ama 17 Ekim'de HDK bir maddi güç ve örgüt olarak hiç yoktu. Dolayısıyla oradan tekrar başlamamız gerekiyordu. Yeni sürecin sorunlarını anlama konusunda ciddi zorluklar çıktı. O zorlukları yenmek için harcadığımız çaba bize biraz zaman kaybettirdi. Daha sonra genel meclisimiz yürütmeyi oluşturdu, yürütme bazı kararları Aralık sonu ve Ocak başında almaya başladığı zaman, bir yandan meclisleri kurmaya başlamıştık. HDK'nin kurucu çalışması yeni aşamada iki hattan yürüdü. Bunlardan biri, kendisini siyasi mücadele tarzı, pratiği ve zihniyeti olarak kurmak. Diğeri de örgütsel olarak kurmaktı. İllerde yürütmeler oluşturduk, meclis kurma girişimlerinde bulunduk ya da kurduk. Meclisleri ilçelere doğru yaymak, mahalle ve sokaklara doğru derinleşmek perpektifiyle hareket ettik. Bu çalışmalar onlarca ilde yürütüldü. Özellikle daha güçlü bir şekilde Batı'da yürütüldü. Fakat, gelişme eşitsiz. Değişik kentlerin aldıkları mesafeler birbirinden farklı.

KARAR ALMAKTA ZORLUKLAR ÇEKİLDİ

* Ekim ile Ocak ayının başı eylemsizlikle geçti. Bu eylemsizliğin nedeni de kuruluş aşamasına ilişkin yanılgılar mıydı?

- Bence öyle. Çünkü biz hala kuruluş aşamasında olduğumuz fikrinden hareket etmediğimiz için biçimsel olarak tüzükten hareket ettik. Bu da önümüze çıkan sorunları çözme konusunda zorluk yarattı. Çünkü kurucu dönemin yaklaşım tarzları daha esnek, daha kapsayıcı, mutabakatlar oluşturarak yürümeyi içeriyordu. Hepimiz böyle düşünmesek de baskın olan "Kurulduk" varsayımı, formel çözümler aramaya yöneltti, bu kısmen bir tıkanma ve patinaj yarattı. Fakat bir iki aylık bir süreç oldu bu. Yeni bir şey yapılırken, hep başlangıç aşamasında olan şeylerdir bunlar. Onu izleyen süreçte de genel meclis ve yürütmeler karar almakta da zorluklar çekti. Gündeme müdahale etmek konusunda zorlandığımız gerçeği var.

* Karar alma zorluğundan bahsettiniz. Örgütsel yapının hantallığı ile mi ilgili yoksa o yapıyı işletme konusundaki deneyimsizlikten mi kaynaklı?

- Karmaşık bir mesele. Birçok faktör var. Çok değişik partiler, siyasi gruplar ve toplumsal örgütler yer alıyor. Kuruluşumuzun temel etkenlerinden biri olarak bireyler var. Bütün bunları HDK potası içinde bir araya getirdik ancak hala eski yapılarıyla varlar. Dolayısıyla HDK potası bunları belirli ölçülerde dönüştürecek ki, yeni bir siyaset tarzı, yeni düşünüş şekli açığa çıkabilsin, bu da işlerimin önünü açabilsin. Fakat bu aşamada doğal olarak siyasal kararları almakta, öncelikleri saptamakta zorluklar çekiyoruz. Öncelikleri saptadığımızda hangi tarzda nasıl mücadele edeceğimiz konusunda zorlukla karşılaşıyoruz. Çünkü bu hareketin genişliğini ve geçmişten gelen deneyim ve yaklaşım farklılıklarını dikkate aldığımızda hızla bir parti gibi istediği kararları alması olanaklı değil. Bu gerçekliği görmemiz gerekiyor. Bir yanı bu tür tarihsel ve siyasal sebepler. Diğer yanında da sizin dediğiniz gibi örgütsel yanları da var. Fakat bu örgütsel yanlar biraz daha ikincil. Yapımız çok seri bir şekilde kararlar almaya uygun değil, bunu da daha fazla anlıyoruz. Ama biz karar alma hızımız kadar nasıl aldığımızı da önemsiyoruz. Çünkü bu hareketle aynı zamanda kitle inisiyatifini açığa çıkartmak istiyoruz. Aşırı merkezi bir yapı tarzıyla değil, tam tersine söz ve karar yetkisinin bizzat meclislerde olduğu ve bir halk inisiyatifinin açığa çıktığı bir süreci önemsiyoruz. İhtiyacımız bu ancak kültürümüz zorlanıyor. Bekle, gör anlayışı ile birleşiyor. Çok değişik şekilde ele alınabilecek zorluklar olduğunu söylebilirim.

CEPHELEŞME YETENEĞİ YOK


* Yeni bir siyasi tarz dediniz. Grupçu anlayışları aşan, yüzünü kitlelere dönen ve günlük politika yapan bir tarza ne kadar yakın HDK?

- Politik bir cevap olacak ama şunu söyleyebilirim: Ekim ayındakine, Ocak ayındakine göre de daha yakın. İki sene öncekine de göre de çok daha yakın. Fakat, ihtiyaç olanla kıyasladığımız zaman o kadar da yakın değil. Önümüzde zor bir yol var. Gerçekten de dirayetli bir yürüyüş istiyor. Şimdiye kadar biz eylem birlikleri yaptık, 1990 ve 2000’li yıllarda envai çeşit platformlar kurduk. Seçim blokları oluşturduk, çatı partisi girişimlerinde bulunduk. Fakat şimdi yeni bir şey yapıyoruz. HDK’nin hem iddiası o örgütlenmeleri aşıyor hem de tarzı onları aşıyor. İddiamız onları aşıyor, çünkü bir programımız ve sürekliliği olan bir örgütümüz var. Büyük bir toplumsal hareket yaratmak istiyoruz. Tarzımız onları aşıyor, hem örgütümüz var ve hem de bir kitle inisiyatifi açığa çıkartmak istiyoruz. Son 50 yıllık deneylerden farklı bir şey yapıyoruz. 50 yıllık tarihimizi tersine çevirmeye çalıştığımızı, onun en zayıf yanları ile boğuştuğumuzu söyleyebilirim.

* Nedir en zayıf yanı?

- Cepheleşme yeteneğinin olmaması. Bölünüp parçalanarak gelen bir süreç var. Ve en yakın parçaların en sert bir biçimde birbiriyle mücadele ettiği bir süreç var. Biz bu süreci şimdi tersine çevirmeye çalışıyoruz.

* Tersine çevirmenin neresindesiniz?

- HDK’yı kurarak başladık. 30-40 yıldır bir araya gelmeyen siyasi çevreleri bir yapı içinde bir araya getirmiş olduk. Bir örnek vereyim: Bizim 40 yıllık geleneğimize bakarsanız, siyasi parti ve örgütler, farklı siyasi parti ve örgütlerden kopmuş ama bir şeyler de yapmak isteyen bireyleri asla muhatap almazlar. Bu siyasi parti ve örgütlerden kopmuş bireyler de o siyasi parti ve örgütlerle bir araya asla gelmek istemezlerdi. Şimdi HDK bunları bir hukuk çerçevesinde -kurumlar yüzde 60, bireyler yüzde 40- bir araya getirdi. Her iki taraf karşısındaki özne olarak kabul ediyor. Biz de "Birleşik bir özne yaratmak istiyoruz" derken hem sosyal hareketleri, hem siyasi hareketleri hem de örgütsüzleşmiş bireyleri kastediyoruz. Bu olmuş bitmiş bir yenilenme durumu değil, başlamış ve olmakta olan bir yenilenme durumu.

HAZIR TOPLUMSAL BİR HAREKETE DAYANMIYORUZ

* Başlangıçta geniş olan bu tip birliktelikler zaman içinde daralır. HDK’de bu anlamda durum nedir?

- Herkes için yeni bir şey yapıyoruz. Nasıl yapacağımız konusunda her şey açık değil önümüzü net olarak göremiyoruz. Başlıyoruz, bir adım atıyoruz, ikinci atımı atıyoruz. Her defasında bir takım sorun ve zorluklarla karşılaşıyoruz. İlerleyebilmemiz için mutlaka bunların üstesinden gelmemiz, kimi esneklikler göstermemiz ve özveride bulunmamız gerekiyor. Bu durumları herkes aynı şekilde göğüsleyemiyor. Dolayısıyla her şeyden önce bu yeni durumun zorluklarını aşma konusunda zorlananlar bir etkinlik kaybına uğruyorlar. Ama aynı zamanda kurumsal olarak yada bireysel olarak daha etkin katılanlar da oluyor. Durum bu anlamda biraz hareketli. Ben ilerlemekte olduğumuzu düşünüyorum, yerimizde saymıyoruz, geriye doğru gitmiyoruz, ilerlemekteyiz. Belki çok özel olarak şunun altını çizebiliriz, biz hazır bir toplumsal harekete dayanmıyoruz. Bu nedenle HDK daha çok bir toplumsal hareketi yaratmanın kaldıracı olarak kendini tasarladığı için HDK’nin kurumlarının ve yapısının zaman zaman canlanması, zaman zaman aktivite kaybına uğraması çok normal. Ancak güçlü bir kitle hareketinin doğduğu durumda bu sağlam bir temele dayanacaktır, kitle inisiyatifinin esas kaynakları açığa çıkmış olacaktır, asıl olarak gerçek işlevine o zaman kavuşacaktır.

DEVLET HDK'NİN POTANSİYELİNİ GÖRDÜ

* HDK ile ilgili hükümet medyasında bazı haberler çıktı, ardından da gözaltı ve tutuklamalar yaşandı. Nasıl algılıyorsunuz bu operasyonları ve HDK’yi nasıl etkiliyor?

- Devlet kuşkusuz, siyasal sezgi gücü en gelişkin siyasal örgüttür, devlet yöneticilerinin de böyle bir koku alma duygusu vardır. HDK için arzuladığımız şeyler açısından başlangıçta bulunuyoruz. Muazzam bir güç ortaya çıkmış değil ama burada büyük bir imkan var ve bu büyük imkan gitgide realize olmakta. Devlet bunu gelecek açısından çok ciddi bir muhalefet potansiyeli, egemen sınıflara karşı ciddi bir alternatif olarak gelişeceği olasılığını, gelişmekte olan durumu görüyor, dolayısıyla kriminalize etmeye çalışıyor. Hem toplumun gözünde kriminalize ederek, toplumun HDK’ye ilgisini kesmeye çalışıyor, hem de bizzat HDK çalışmasına katılan kişi ve kurumları kriminalize etmeye çalışıyor. Fakat toplumda güçlü bir mücadele arzusu var. Bu tür kriminalize etme çabalarının bunun önünü kesmesi düşünülemez. Kuşkusuz bu durumdan etkilenen kişi ve çevreler olabilir, olacaktır da, bu da işin doğasında vardır, ama bunun olayların genel akışının yönünü değiştirebileceği sanmıyorum. Newroz ve 1 Mayıs toplumda güçlü bir mücadele arzusunun mayalandığını gösteriyor. Bu mücadele arzusunun siyasetteki bir yansıması olarak HDK var. Bu ikisi buluştuğu zaman, bizim sokaklarımıza da bayram gelecek.

HDK SEÇİME ŞİMDİDEN HAZIR

* Bu hafta sonu genel kurulunuz var. Geçtiğimiz Ekim ayındaki kuruluş genel kurulunda partileşme kararı alınmamıştı. Temel gündem sanırım parti konusu olacak. Bu genel kurulda alınacak mı?

- Partileşme kavramını düzeltmek istiyorum, bir partileşme olmayacak. Bir parti kuracağız. Halkların Demokratik Kongresi, meclisleri örgütleme, kitle inisiyatifini açığa çıkartma yönünde çalışmalarını sürdürecek. Bir siyaset odağı olarak kendini organize etmeye ve geliştirmeye devam edecek. Bu kongrenin temel gündeminin parti konusu olacağını söylememiz de doğru değil. Gündemimizde parti konusu var, bu konuda bir tutum açığa çıkartacağız. Zaten bizim baştan beri bir parti kurma kararımız vardı. Bu kararı daha pratikleştirecek bir hareket hattı üzerinde duracağız. Bu kongre esas olarak HDK’nın 1. Kongresi niteliğindedir. HDK ilk defa kendi gerçekliği içerisinde ilk genel kurulunu yapıyor. Bu gerçekliği içerisinde deneylerini tartışması ve sonuçlar çıkartması, nasıl ilerleyeceği üzerine odaklanması ana gündemini oluşturuyor. Bu ana gündemin yanında tartışacağı konular var. Bunlardan biri parti konusudur ve bu konunun kongrenin ağırlıklı bir zamanını alacağını da çok zannetmiyorum. Artık partinin kurulması sürecini planlamamız gerekiyor. Bu baskın olarak seçim partisi olacaktır. Önümüzde yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi önemli süreçler var. Parti biraz daha önem kazanmış oluyor.

HDK’nin önemini anlatmak açısından size somut bir örnek vermek istiyorum. Geride kalan 30-40 yılı düşündüğümüzde, hem ulusal demokratik hareket hem de emekçi sol hareket bakımından, bunların toplamı açısından baktığımız zaman, yarın bir seçim olacak olsa, en hazır olduğu durumdadır. HDK böyle bir zemin sundu. Hükümet önümüze baskın bir belediye seçimlerini getirse, HDK kısa sürede kendi politikasını belirleyip bu konuda yönlendirici bir tutum takınabilir. Bu imkâna sahip. Geride bıraktığımız zaman içinde böyle bir imkanı hazırlamış olduğumuzu herkes görebilir.

* Başkaca nasıl bir anlam biçiyorsunuz bu kongreye?

- Belki de bu kongre birinci kongreden daha da önemli. Çünkü artık bir deneyimimiz var. Biraz daha ne yaptığımızı biliyoruz. Biz kongre sürecinde "keşfederek ilerliyoruz" diyorduk. Bu söz bugün için de biraz geçerli. Ancak kendi deneyimimiz olarak, örgütsel ve siyasal olarak biriktirdiğimiz bir havuzumuz var. Bu havuzumuzu şuradan görmek istiyoruz. Birincisi, geride kalan süreçte açığa çıkan sorunlarımızı deneylerden yararlanarak nasıl çözebiliriz? İkincisi hangi yönde ve nasıl ilerleyeceğiz? Bu HDK açısından kendi gerçekliğini kavramada bir derinleşme, kendi gerçekliğinin bilgisiyle aydınlanmak açısından önem taşıyor. Buna ihtiyacı var gerçekten. Kendi gerçekliğinin bilgisiyle aydınlanmasına ihtiyacı var. 30-40 yıllık süreci tersine çevirmeye çalışıyoruz. Bunu daha önce yapmadık. Bu aslında derin bir özeleştiri sürecidir de. Derin bir özeleştiri sürecini derin bir değişim ve dönüşüm sürecidir anlamında söylüyorum. Ama bu olmuş bitmiş bir durum değil. Başlamış ve mayalanmakta olandır. Dolayısıyla kongre bu derin değişim ve yenilenme sürecinin, kendi dönüşüm bilgimizle aydınlanma sürecinin önemli bir zeminidir. Kendi deneyimlerimizi ne kadar iyi tartışırsak, ne kadar çok sayıda aktivistimiz ya da delegemiz bu tartışmaya katılırsa bu dönüşüm potamız, yeni politika ve ilişki tarzının, yeni sol siyasi zihniyetin, bu potanın o kadar işlerli olacağını düşünüyorum.

*HDK rüştünü ispatladı diyebilir miyiz?

- Bu soruya iki şekilde yanıt verebilirim. Birincisi bu tamamlanmamamış süreç, HDK rüştünü ispatlamak yolunda ilerliyor. Fakat henüz HDK’nin rüştünü ispatladığını söylemeyemiz. Çünkü bunu toplumsal barometreyle ölçebiliriz. Toplumun bakış açısında HDK’ye ilişkin hala bekle ve gör anlayışı var. Hatta HDK içindeki kurucu unsurların kendi tabanları ve kadrolarında bile böyle bir eğilim söz konusu. Daha önceki eylem birliklerinde, platformlarda değişik siyasi yapıların temsilcileri bir araya geliyor, kararlar alıyor bunları örgütler uyguluyordu. Şimdiki durum ise temsilcierin bir araya geldiği örgütlenme değil. Bu yapıların tüm gövdeleriyle içinde yer almasını istiyoruz. Varlıklarına son vermelerini istemiyoruz. Ama bu henüz anlaşılabilmiş değil. Bu lafzi olarak anlaşılmış olsa bile gerçek ilişkiler bakımından anlaşılabilmiş değil. Burada dönüşme, yeniyi anlama ve uygulama konusunda yeninin gerektirdiği dönüşümü gerçekleştirme konusunda bir dirençle karşılaşıyoruz. Bu da anlaşılır bir şey, 30-40 yıllık süreci tersine çevirmeye çalışıyoruz. Bütün bu eski kültür içinde yetişmiş bizlerin, yapıların, bireylerin direnç göstermesinden daha anlaşılır bir şey olamaz. Bunun için zaman, dirayet ve karalılığa ihtiyacımız var.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: