Zübük tiplemesini az çok artık herkes biliyor. Aziz Nesin’in kaleme
aldığı Kemal Sunal’ın beyaz perdede canlandırdığı Zübük tipik bir kasaba
politikacısıdır.
Kasaba politikacılığı neyi ifade ediyor? Kasaba
politikacılığı ayak oyunlarına dayalı, üçkâğıtçılığı içeren,
başkalarını manipülasyonu esas alan, ajitatif, duygular üzerinde
oynayarak günü kurtarmak için uygulanan politikadır.
Denilecek ki
yukarıda sıralananlar başka kişilik yapılanmalarında da vardır. Örneğin
feodallerin benzer bir yönetme yürütme biçimi vardır. Denilecek ki
söylenenleri özel savaş kurumları da uyguluyor.
Sosyal olaylar
başka sahalarda olduğu gibi bıçak gibi birbirinden ayrılmazlar,
kesilmezler. Mutlaka benzerlikler, yakınlıkları olacaktır. Ancak
yukarıda dile getirilen kasaba politikacılığının esası günü
kurtarmaktır. Özel savaş sistemleri uzun vadeli politikalar üretirler.
Bu politikalarla toplumları yönlendirmeyi esas alırlar. Yine feodal
yapılarda bu yönetme biçimi kurumsallaşmış ya da atalardan öğrenilenin
bir tarz haline getirilmesi söz konusudur. .
Lakin bizim söylediğimiz kasaba politikacılığın çokta ciddi bir sistemi yoktur. Bir sorunla karşılaşılmışsa bu sorunu aşmak için o an üretilen bir politikadır. Yani benzer sorunları ancak ortamlar farklı oldukları için çözümleri de farklı üretebilirler. Çünkü birinin yanında zaman mekân koşulları farklı olduğu için çözümü bir şekildedir, diğerinin yanında zaman ve mekân koşulları farklı olduğu için çözümü bir şekildedir.
Örneğin
kasaba politikacılığı yapan tipler birinin yanında dindar olabilirler,
ancak diğerinin yanında laikliğin savunucuları da olabilirler. Çünkü bu
kişiliklerde en az bulunan, ilkelerdir. Esasta fırsatları
değerlendirirler. Fırsatçıdırlar. Kaptı kaçtı diyorlar son zamanlarda bu
tiplere… Kaptı kaçtı kişilikleri vardır, yaranmacıdırlar. Sağlıklı bir
dünya görüşleri yoktur. Dünya görüşleri onların çıkarlarıdır. O anki
çıkarları demek gerekir.
Kasaba politikacılığına en iyi örnek
Aziz Nesin’in çizdiği bu Zübük tipidir. Geçmişte en ileri düzeyde Zübük
olarak Erdoğan’ı tarif etmiştik. Nedeni ise Zübük filminde Zübük rolünü
oynayan Kemal Sunal’ın gösterdiği:
“Zübük, kendisine dindar
görünümü vererek dindarlığın tüm nimetlerinden yararlanarak bunu
istismar ederek durumu -pozisyonu lehine çevirebilen bir tiptir.
Zübük kendisini vurmaya gelenleri atlatmak için namazı, niyazı saatlere uzatabilir.
Zübük dindarlık kisvesiyle saygın bir insanın kızı ile oynayarak düşürebilir.
Zübük
öyle bir tiptir ki kimse yokken namaz kılmaz. Ancak camide hem de çok
sincice hoparlörleri açarak rakibini cami yapımında-ki rakibi okul
yapımına dönük düşünceler öne sürdüğü sırada- tahrik ederek teşhir
edebilir.
Zübük kendi kasabalılarıyla ile yürürken gazetecilere
ayrı bir görünüm vermek için kaçırılmış süsü vererek oyun oynayabilir.
Polislerce alı konulan akrabalarına karşısında kurtarıcı olarak
çıkabilir.
Hem tutuklanmalarının gerekçesi hem de serbest bırakmanın nimetlerini cebine atabilir.
Zübük
kendisini basmaya gelen esnaf, manav, dükkân sahiplerini atlatmak için
kendisini iki tipe büründürerek dalavereden kaçınmaz. Kazıkladığı
esnafları savunuyormuşçasına yüzbaşı rolü oynayabilir.
Çıkarlarını yüz başı karşısında savunabilir. Ve de ona yönelmeye gelenleri mahcup düşürebilir.
Zübük bir partinin kuruluşunda çok fazla bağırdığı için başkan seçilebilir.
Zübük öyle bir zübüktür ki karısını da kendisine benzeştirmekten zorluk çekmez.
Gelenlere
rüşvet verdikleri için fırça atar ancak çekmeceyi çekerek de paranın
nereye atılması gerektiğini gösterir. Yâda masa üstünde bulunan bezi
kaldırarak paranın nereye indirilmesi gerektiğini gösterir.”
Evet,
Zübük böyle yetenekli ama bu zübüklüğün sadece birkaç saatlik etkisi
vardır. Çünkü diyorlar ya: “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” diye.
Yani zübük’ün yaptıkları hep yatsıya kadardır. Ya da daha az bir zamanda
açığa çıkarlar.
Evet, Türkiye’de iktidarına çalışan devlet memurları, siyasetçileri, medyacılarının tümü neredeyse bir zübükleşmeyi yaşıyorlar.
Kasım Engin
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder