3 Nisan 2012 Salı

Türkiye’nin Kürdistan Fobisi

İstanbul’da düzenlenen ‘Suriye’nin Dostları’ toplantısına Kürdistan korkusu damgasını vurdu. Konferansta konuşan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de yaşananlar Suriye ile sınırlı olmadığını” savunarak BM’den Suriye’ye müdahale etmesini istedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise savaşı neden istediklerini Wall Street Journal’a açıkladı: Türkiye’nin ulusal güvenliğine bir tehdide müsamaha edemeyiz.

Federe Kürdistan Bölgesi’nin bir benzerinin Suriye’de kurulmasından korkan Türkiye, Suriye’de politikasını Kürtlerle mücadeleye dönüştürdü. Kürtlerin Suriye’de statüye sahip olması halinde bunu Türkiye’yi etkilemesinden korkan AKP hükümeti, İstanbul’da düzenlenen ‘Suriye’nin Dostları’ Konferansı’nda BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’ye müdahale etmesini istedi.

Konferansta konuşan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürtlere karşı yıllarca işbirliği yaptığı Şam rejiminin ipleri elinden kaçırdığını belirterek “Suriye’de yaşananlar Suriye’yle sınırlı değil. Defalarca Esad’a söyledik. Bize verdiği sözü tutmadı” dedi. 

Erdoğan konuşmasında sık sık çelişkili ifadeler kullanması dikkat çekti. Libya’nın çektiği acıları Suriye’nin yaşamasını istemediğini savunan Erdoğan, “Suriye’de yaşanan insanlık dramı karşısında uluslararası toplumun müdahale etmesi kaçınılmaz hal oldu” diyerek Libya’da rejimin ABD, Fransa ve İngiltere öncülüğünde başlayan NATO savaşıyla devrildiğini unutmuş gibiydi. Yine BM’nin müdahalesinin istemesinin hemen ardından uluslararası toplumun desteklediği Annan Planın hayata geçmesini gönülden istediklerini ileri sürdü.

Ulusal Konsey birlikmiş!
 
Erdoğan ağzındaki baklayı konuşmasının sonunda dile getirdi. Kürt karşıtlığıyla Türkiye’nin desteğiyle alan Ulusal Konsey’i Esad rejimi sonrası düşündüklerini ifade eden Erdoğan “Biz Suriye halkının ve Suriye halkını temsil eden Suriye Ulusal Konseyi’nin demokratik bir Suriye kurma azim ve kabiliyetine gönülden inanıyoruz” dedi.

Konferans’a evsahipliği yapan Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise daha çok Suriye’de yaşananları anlattı. Davutoğlu, rejimin sivilleri katlettiğini belirterek “ Suriye’de halkın güçlü talepleri doğrultusunda muteber bir siyasi geçiş sürecinin önü açılana kadar da kararlılıkta devam edecektir” dedi. Ancak Davutoğlu, asıl düşüncesini Wall Street Journal’a açıkladı. Davutoğlu, Suriye’de yaşananların Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit etmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz hafta Viyana dönüşü yaptığı açıklamada Irak’ta Saddam sonrasında Federe Kürdistan Bölgesi’nin kurulmasına dikkat çekerek, “Ne kadar uzarsa bölünme riski bir o kadar artar. Suriye’nin bölünmesini istemeyiz” demişti.
Kürtlerin politikası korkutuyor 
 
Konferans öncesi Ankara yönetimi tarafından kampa alınan Suriye Ulusal Konseyi, kendisine verilen direktifleri ezberlemiş olarak katılımcıların karşısına çıktı. Türkiye ile Kürt karşıtlığı konusunda anlaşan ve böylece Ankara yönetiminin tam desteğini alan Ulusal Konsey’in Başkanı Burhan Galyun, muhalifleri kendi çatısı altında topladıklarını ve iktidara geçmeye hazır olduklarını iddia ederek katılımcılardan “askeri güçlerimiz kuvvetlendirilmeli” çağrısı yaptı.

İstanbul’da kurulan ve Batılıların desteğindeki Ulusal Konsey, Kürtlerin bir ulus olarak haklarını tanımayı, kimlik ve özerklik haklarının anayasaca güvence altına alınmasını reddediyor. Bu muhalif konseyin AKP rejimi ile anti-Kürt bir anlaşma imzaladığı da ortaya çıkmıştı.

Suriye’ye yönelik bir savaş isteyen Türkiye’nin en büyük korkusu PYD’nin talepleri. Zira PYD, iktidar kavgasında taraf olmaktan ziyade, Güneybatı Kürdistan’ın geleceğine yoğunlaşmış durumda. 2003 yılında kurulmasına rağmen kısa bir süre kendisini örgütleyen PYD, Kürtlerin kimlik, dil ve kültür haklarının anayasal güveneceye alınmasını istiyor. Rejimden ve dışa bağımlı muhaliflerden bağımsız olarak Demokratik Özerklik’i inşa eden PYD, bütün Kürtlerin Demokratik Özerklik’in inşa sürecine dahil olmasını ve Esad sonrası olası iç savaş tehlikesi karsısında hazırlıklı olmasını istiyor.




‘Suriye’nin Dostları’nı protesto ettiler


Halkların Demokratik Kongresi, İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan ‘Suriye’nin Dostları’ toplantısını, Taksim Tramvay Durağı’nda yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti.
Eylemde, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Emperyalist savaşa hayır”, “Kahrolsun ABD, işbirlikçi AKP”, “Kürecik’e kalkan istemiyoruz” sloganları atıldı. Eyleme, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek ile sanatçı Ferhat Tunç da katıldı.

HDK Yürütme Kurulu Üyesi Bircan Yorulmaz yaptığı açıklamada, emperyalist güçler ve işbirlikçilerinin ‘Suriye Dostları’ adı altında yaptığı toplantının, halkların dostluğu ve kardeşliğini değil, savaşın ve işgalin körüklenmesini amaçladığını söyledi. Yorulmaz, “Halklara zulmeden diktatörlere karşı halkların mücadelesi ne kadar haklı ve meşruysa, halkların ezilen halklarla dayanışması ne kadar doğruysa, emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin hangi gerekçelerle olursa olsun başka bir ülkeye yapacakları müdahale ve işgal bir o kadar gayrimeşrudur” dedi. Yorulmaz, toplantının Ortadoğu ve Kafkaslar başta olmak üzere tüm bölgede gerilimi, silahlanmayı ve savaş kışkırtıcılığını arttıracağını kaydetti.

ABD’nin, Türkiye’ye ileri karakol rolü biçtiğini söyleyen Yorulmaz, Kürecik’e füze kalkanı yerleştirilmesinde yaşandığı gibi, ABD’nin, Türkiye’yi cephanelik haline getirdiğini ifade etti. Yorulmaz, şunları söyledi: “Bir süre önceye kadar sıfır sorun politikaları açıklayan AKP Hükümeti’nin, ortak kabine toplantıları yaptığı komşumuz Suriye’ye yönelik savaş başlatma hevesi, Türk, Arap, Pers halkları başta olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına yeni yıkımlar, acı ve gözyaşları getirecektir. Bir an önce bu politikadan vazgeçilmelidir.”

Hiç yorum yok: