14 Nisan 2012 Cumartesi

İdris Naim Şahin'den Kara Propaganda Güzellemesi...

Bir Kürdistan Gerillasının bir anlık nefes alış verişi senin tüm hayatına bedeldir İdris...Ancak anlamanı beklemiyoruz tabii, anlayabilmen için insana dair bir saç teli kadar bir parçanın yüreğinde atması gerekir ki o da sende yoktur. O yüzden kendimizi yormayacağız.
Akıl sınırlarını zorlayan açıklamaları ile gündemden düşmeyen Türk İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, bu kez insanların "pembe hayatlar vaat edilerek" dağa çıkarıldığını ileri sürerken, "domuz düşmanlığı" yapmaktan da geri durmadı. Türkiye’deki domuz çiftlikleri, kesimhaneleri ve satış noktalarını görmeyen Bakan, gerilla hayatını "Dağlarda avlanan o domuzları keserek protein ihtiyacını karşılayan bir hayat" şeklinde özetleyerek 30 yıldır insanların neden dağlarda olduğu konusundaki cehaletini bir kez daha en “utanç verici” haliyle ortaya koydu.

Gerillanın hangi koşullarda dağlarda mücadele yürüttüğünü Kürtlerden daha iyi bilen yok. Gerillalar da ne için dağlarda olduklarını 30 yıldır bilerek ve kanıtlayarak ortaya koyuyor. Aynı şekilde köylerde, şehirlerde, mahallelerde, evlerde, cezaevleri ve gözaltında, kısaca Türk Devleti’nde maruz kaldıkları "hayatı" da Kürtlerden daha iyi tanıyan yok.

İdris Naim Şahin gibilerinin yarattığı “kapkara hayatlar” karşısında verilen mücadelenin zorluklarına, cezaevlerindeki onbinler, katledilenler, işkence görenler, dilleri, kültürleri ve kimlikleri yasaklananlar, sokakta infaz edilenler tanıktır.

Erzurum'a gelen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Erzurum Valiliğini ziyareti sırasında yaptığı açıklamaları ile yine şaşırtmadı. Bakan, insanların dağa zorla çıkarıldığını ve “pembe hayatlar vaat edilerek” kandırıldığını öne sürerken, hükümetin Kürtlere reva gördükleri ve sunduğu “insanlık dışı hayatlar”dan ise bahsetmedi.

İşte "Türkiye’de İçişleri Bakanlığı görevi hiç bu kadar saçma olmamıştı" dedirtecek "ibretlik" açıklamalar:

“Şu an dağa zorla gençler çıkarılmaya çalışılıyor. Ama bir bilseler o dağlarda neler var. Nasıl bir hayat var. Ne kanarlar ne de kaçırılırken teslim olurlar. Pembe hayatlar vaat ediliyor kendilerine. Ama o vaat edilen hayatı gerçeği şu mağarada yaşamak, dinsiz, inançsız, ahlaki ölçüleri olmayan bir hayat. Sadece senede bir defa banyo yapabiliyorlar onu da bulabilirlerse.

Dağlarda avlanan o domuzları keserek protein ihtiyacını karşılayan bir hayat. Babalarının dedelerinin hayatlarını feda ettikleri din ve inancın yok edildiği bir hayat. Bir terörist başının yerine göre tanrı, yerine göre ilah, peygamber olarak kabul edilmeye çalışıldığı bir hayat. Bir mevsim zerdüşlük bir mevsim Tevratlık hayranlığının bulunduğu bir hayat. Ve kendi süfli arzularına boyun eğmeyen genç kızların namuslarının kirletildiği hayatlarının sona erdiği bir hayat. Ve kurşuna dizilip öldürüldükten sonra üzerine çığ düştü ya da içerde gaz sıkışması oldu öldüler denilen bir hayat. Kızlarımızın kaçırılan genç kızlarımızın hayatlarının sona erdiği bir hayat.

Türkiye'de ortalama ömür 75-76 yaş ortalamasına çıkarken, O mağaralarda ortalama ömür 20 yılı geçmediği bir hayat. 40 yaş üzeri sadece baronların yaşadığı kandırılan gençlerin şu anda Kağızman'da sıcak temasta bulunanlar dahil hiç birinin yaşının ömrünün 40'ı geçmediği insanlar.

Bu hayatı bilebilseler hiç birinin gitmeyeceği bir yol. Biz bu yollarda bu yaşantıyı hep açıklıyoruz, hep açıklamaya da devam edeceğiz. Bu kanlı örgütün maskesini her gün her yerde düşüreceğiz. Yerine göre timsahın gözyaşlarının döküldüğü daha sonrada kurulan sofralarda kahkahaların atıldığı bir baron düzeni. Bir ağalar düzeni. Fakir çocuklarının kandırılıp dağlarda dolandırıldığı ve tekrar kendi insanını öldürmeye gönderildiği bir hayat. Ama ağaların, baronların Türkiye'de yetmedi Avrupa'da çocuklarını okuttuğu bir hayat. Çelişkilerle dolu bir hayat."


ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: