1 Nisan 2012 Pazar

Eski Stratejiye Yeni Kılıf Ya Da Gündem Saptırma

Yeni TC stratejisi belli oldu:  Sonuna kadar şiddet, sonuna kadar katliam. Fikret Bila yeni stratejinin davulu, Cengiz Çandar gibileri de zurnalarıdır. Aslında iki anketin farklı soruları gibi Kürtleri sınayan bir durumla karşı karşıyayız.

Türkiye hiç bir zaman bu konuda eskimedi ki yenilensin. İktidarların farkı sadece döneme göre askeri, siyasal ve toplumsal silahları, Kürt Hareketi'nin düzeyine göre yenilenmektedir.
Asıl olan mesele yenilenmesi değildir; tehdit ve şantaj haline getirilmesidir. Korkmak, zor ve ıstırap çekici gelse de en kolayca en kölece bir zavallılıktır. Kürtler bir daha korkmayacaklardır çünkü zora alıştılar.

AKP'nin darbeci anayasası, polisi ve “Süpermen”leri durduramadıkları Newroz’un intikamı içerisindeler. Adeta ; "başarırsanız katlederiz" şeklinde bir tavır var.

Batı Kürdistan’da özgürlüğe yaklaşıldıkça Türk faşizminin Kürtlerle ipleri koparma hızı artmaktadır. Buna denenmiş tükenmiş bahaneler üreterek olası katliamlara zeminler aranmaktadır.                                       

AKP üç beş açılım kırıntısıyla Kürtleri kandırmayınca değişik kalemşorlar aracılığıyla "bakın ikna olmazsanız başınıza bunlar gelir" dedirterek kendisince Kürt Hareketini “terbiye etmeye” çalışmaktadır.
Diğer taraftan bir kaç kişi karşı çıkarak sonuçta devletin yarattığı bir gündeme güya herkesi sürükleyecek. Kürt Hareketi ve Kürt halkı kendi düzeyiyle eylem ve yapılandırmasına devam etmelidir. Gündem belirleyen olmalıdır.

Biz devlet içinde güya çözüm isteyen ve istemeyenlerin seyircisi olmaktan vazgeçmeliyiz. Türkiye’de aydın geçinenler yazdıkları 'olumlu' makalelerden sonra sistemle yaşamaya devam ediyorlar mı?

Evet ediyorlar.

Türkiye’de çözümden yana görünen aydınlar diğer parçalarda bir kazanım sinyali olduğunda da devlete akıl vermekten geri durmuyorlar.

O halde devletin rol verdikleriyle çözümü tartışmak çözümsüzlükte oyalanmaktır.

2012 Newrozu'nun verdiği ders, Kürtlerin kendi gündemini ve kendi sistemlerini yaratması gerektiğidir.

Devletin kurumlarına, yasalarına, basınına ve akil adamlarına gündem belirleme fırsatı verilmemelidir.

Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla kaplı olan TC, bugünlerde üç tarafı Kürt realitesiyle kaplı bir döneme girmektedir. Bu yüzden Davutoğlu’nun "komşularla sıfır problem" tezi giderek "komşularla her türlü problem" tezine doğru evrilmektedir.

Ozan Erdem

Hiç yorum yok: