9 Nisan 2012 Pazartesi

12 Eylül'ün Uyduruk Yargılanması ve Soytarıların Oyunu

Fuat Kav*
 
 
Bir yalancı ve ikiyüzlü başka bir yalanıcı ve ikiyüzlüye yalancı ve ikiyüzlü olduğunu yüksek sesle ifade edebilir mi, elbette ki eder...
Bir cellat başka bir celladı yargılar mı, yargılar...

Bir katil başka bir katilin katil olduğunu söyler mi, tabibi ki söyler...

Bir hırsız başka bir hırsızı ele veriri mi, verir...

Peki, bir darbeci, bir diktatör, her türlü insanlık değerlerini ayaklarının altına alıp, gözlerini kırpmadan çiğneyen bir askeri veya sivil cuntacı, kendisiyle aynı konumda olan başka bir cuntacıyı yargılar mı, evet yargılar...

İşte, tıpkı bugünlerde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül cuntacıları ‘yargıladığı’ gibi. Tam bir traji-komik durum, bir tiyatro oyunu, soytarıların kralı eğlendirmek için ipe un serme yanılsamasına dayanan bir gösteri.
Düşünebiliyor musunuz, binlerce insanın ölümünün altına imza atan, kimyasal silahlarla gerilla katliamını sırıtarak izleyen ve bunun yasal kılıfını oluşturan,’kadın da olsa çocuk da olsa gereğini yapın’ diyerek, onlarca Kürt çocuğunun öldürülmesi kararını veren, Roboski katliamını gerçekleştiren genelkurmay başkanına teşekkürlerini sunan, Sivas’ta hunharca öldürülen 38 Alevinin katillerine zamanaşımı kararından dolayı ‘halkımıza hayırlı uğurlu olsun’ diyen bir cellat, uyduruk bir yasa ve uyduruk bir mahkemeyle sözde yargılıyor. Esas olarak yargılanması ve hesap vermesi gereken Tayyip Erdoğan ve şürekası olmalıdır.

Kim kimi kandırıyor, kim hangi süreçle bağlantılı olarak bu ‘yargılama’nın bir piyonu olarak öne çıkıyor?

Evet, bazıları bu uyduruk ‘yargılama’nın özünü bilmeden, anlamadan, soytarıların bir oyunu olduğunu farkına varmadan, deyim yerindeyse balıklama atlayarak ‘biz de müdahiliz’ diyip, AKP ile aynı kulvarda buluşuyorlar. Herkes çok iyi biliyor ki, 15.maddeyi değiştirmek ve böyle komik bir yargılama sürecini isteyen bizzat Tayyip Erdoğan’dı. Referandumu bunun için yaptı. Meydanlarda, ’12 Eylül’ü yapanları, insanlara eziyet edenleri, cezaevlerinde vahşeti uygulayanları biz yargılayacağız’ diyen yine Erdoğan’dı.

Ve aynı Erdoğan şimdi bu uyduruk mahkemeyle, ne yazık ki amacına ulaşmış oluyor. Bir diktatörün başka bir diktatörü yargılayabilir ve bunun da son derece doğal, anlaşılır olduğunu söylemiştik. Ama bir diktatörün pençesinde kıvrananların bir başka diktatörün oluşturduğu uyduruk mahkemeye dahil olunması hiç, ama hiç normal değildir. Bu mahkemenin uyduruk olunduğu, Erdoğan’ın istemi temelinde oluşturulduğu ve 12 Eylülcülerin yargılanmayacağı gayet iyi bilinmesine rağmen, ısrarla bu uyduruk mahkemeye müdahil olarak katılım gösterilmesi yaşanan oyunun bir parçası olma anlamına geldiği kesindir. Evet, objektif olarak böyledir.

12 Eylül sürecinde büyük işkence ve acıları yaşayan birisi olarak hep şunu vurguladım: 12 Eylül’ün hesabının sorulması, birçok kesimlerin katılımı ile oluşturulacak olağanüstü bir yetkiyle donanmış bir komisyon ve bu komisyonun elde edeceği bilgi ve belgelerle, yine oluşturulacak özel bir savcı ve hakimler heyetiyle ancak gerçek anlamda bir yargılama olabilir. Tüm vicdanları rahatlatacak, yaşamlarını yitirenlerin yakınlarının acılarını dindirtecek bir yargılamayla ancak gerçek anlamda adalet sağlanabilir. Bunun dışında ne gerçek anlamda bir yargılama olur, ne adalet tecelli edilir, ne de 12 Eylül sürecinde hayatlarını kaybedenlerin ruhları şad olur. Bu anlamda 12 Eylül mağdurlarının yapmaları gereken tek şey var: Tayyip Erdoğan’ın direktifi temelinde yapılan bu uyduruk ve soytarıların oynadığı oyna katılmamaları, müdahil olmamaları ve alternatif bir yargılama sürecine dahil olmalarıdır.

*Fuat Kav, 1 Mart tarihinden bu yana Strasbourg'da süresiz dönüşümsüz açlık grevinde.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: