20 Mart 2012 Salı

Karayılan: Yeni Bir Süreç Başladı

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, yasaklara rağmen yüzbinlerin sokaklara çıktığı bu Newroz'la yeni bir süreç başladığını belirterek, artık kutlamaların tümden siyasi olmasını istedi. Karayılan, "Onların sistemini reddediyoruz. Askere gitmeyi, Türkçe konuşmayı, vergi vermeyi artık sonlandırmalıyız. Eğer o bizi tanımıyorsa biz de onu tanımıyoruz" dedi.

ANF'ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, 18 Mart'ta Diyarbakır ve İstanbul başta olmak üzere yasaklara rağmen yüzbinlerin sokaklara çıktığı Newoz kutlamalarını değerlendirdi. Karayılan, yeni bir sürecin başladığını belirterek, "Kutlamalar bundan sonra tümden siyasi olmalıdır. Madem onlar şiddet bulaştırdılar, o zaman bizde irademizi ortaya koymalıyız. Onun için ben, yeni süreci özgürlük süreci olarak değerlendiriyorum" diye belirtti.

ORTATOĞU KAYNAYAN KAZAN GİBİDİR

* Başta Amed ve İstanbul olmak üzere, yasaklama ve engellemelere rağmen halkın sokaklara çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürt halkının ve Ortadoğu halkalarının Newrozunu kutluyorum. Bugünlerin yaratıcı olan önder Apo'nun Newrozunu kutluyorum. Özellikle de şehit annelerinin Newrozunu içtenlikle kutluyorum. Newroz ateşiyle bedenini ateşe veren ve Newroz gününü bir direniş ve serhildan günü yapan bütün bu değerli kahramanları Çağdaş Kawa Mazlum Doğan'ın şahsında anıyorum. Onlara verdiğimiz sözü bir kez daha yineliyorum. Onların anısına bağlılığın bir gereği olarak Newroz ateşini özgürlük ve başarı ateşi yapacağız.

Şimdi Ortadoğu ve Kürdistan'ın içinde bulunduğu koşullar 2012 yılı Newrozunun özel bir newroz olduğunu göstermektedir. Yine Kürt halkı ve hatta bölge halkları açısından yeni bir başlangıç olabilir. Bilindiği gibi bugün Ortadoğu kaynayan kazan gibidir. Ortadoğu'nun bu kaynama durumunda Kürdistan'ın da kendisini özgürleştirebilme koşulları vardır. Bugün Ortadoğu bölgesinde halklar özgürlük çığlıkları atmaktadırlar. Özgürlüğe ve adilane bir sisteme en çok ihtiyacı olan Kürt halkıdır. Onun için Kürt halkı da sesini bu özgürlük sesine katmalıdır. Kürt halkının mücadelesi zaten önceden de ulusal özgürlük temelinde birçok aşamalardan geçmiş ve bugün artık çözüm aşamasına gelmiştir.

Bu gerçekliği AKP devleti de çok iyi bilmektedir. Bugün AKP devleti Kürt halkının bölgedeki bu gelişmelerden istifade etmemesi, ondan etkilenmemesi ve yeni bir özgürlük adımı atmaması için yoğun çaba harcamaktadır. Son bir yıldır AKP öncülüğünde Türk devletinin Kürdistan'a yönelik geliştirdiği siyaset bu çerçevededir. Ne yapıp edip bölgenin yeniden dizaynında Kürt halkının yerini almasını engellemeye ve Kürdistan'daki kölelik statüsü devam ettirmeye çalışmaktadır. Bütün çabaları bu yönlüdür. Onun için Suriye ile çelişkileri olmasına rağmen ilişkilerini tam koparmamaktadırlar. İran ile de görüşmeleri devam etmektedir. Yani bölgedeki tüm siyasetlerini buna göre geliştiriyorlar. Ama bu beyhude bir çabadır. Neden? Güneybatı Kürdistan kaynamaktadır. Bugün Güney Kürdistan artık kendisini nasıl devletleştirip, ilan edeceğini tartışmaktadır. İran ve batı arasındaki çelişkiler çerçevesinde Doğu Kürdistan'da da gelişmelerin yaşanacağı uzak bir ihtimal değildir. Kürdistan gelişmelerin ortasındadır. AKP devletinin çabaları bu açıdan beyhude çabalardır. Sonuç alamaz.

KÜRT HALKI ARTIK ÖZGÜRLEŞECEKTİR

Kürt halkı da artık özgürleşecektir. Bu halkın da bu topraklarda özgür yaşama hakkı vardır. İşte onlar Kürt halkının bu sürecin dışında kalması ve bir kez daha Kürdistan üzerindeki kölelik siyasetini sürdürmek için daha yılın başından itibaren bize karşı topyekun bir savaş ilanında bulundular. İmralı ve Oslo diyaloglarını bu nedenden dolayı engellediler. Yine Önder Apo üzerindeki tecridin nedeni de budur. Onlar Kürt halkının bu gelişmelerden istifade etmelerini istemiyor ve seslerini kesiyorlar. 7000'e yakın Kürt siyasetçisini tutuklayıp, zindanlara atmalarının nedeni budur. Kürdistan'da gerçekleştirilen soykırımların en bariz örneği Roboski'ydi. Bunun nedeni de budur. Kürt çocuklarına yönelik taciz var, tecavüz var. Bunun nedeni de budur. Kürdistan üzerinde bir baskı var, faşizan bir sistem var. Kürt halkının başkaldırmaması için, Kürt halkının bölgede yaşanan gelişmelerden istifade etmemesi ve ezilen bir halk olarak kalması için AKP hem uluslar arası siyaseti hem de bölge siyasetini kendi çizgisine göre yürütmek istiyor. Kürt halkının bu süreçten yararlanmasını istemiyor. Bundan dolayı newrozu yasakladılar. Bir güne sığdırmak istediler.

NEWROZ'A KATILANLARI SELAMLIYORUM

Kürtler yıllardır newrozu bir hafta boyunca kutluyorlar. Bu yıl neden bir güne indirdiler. İşte bundan dolayıdır. Halkımızın özgürlük mücadelesini bastırmak istiyorlar. Halkımızın güç ve irade olmasını itemiyorlar. Aksine iradesini bastırmak istiyorlar. Bundan dolayı da böyle faşizanca saldırıyorlar. Ama halkımızın başta Amed olmak üzere yurtsever halkımızı, newroza katılan halkımızı selamlıyorum, saygılarımı sunuyorum.

Halkımız Amed'de devletin kararına karşı baş kaldırdı. Sokak sokak çatışarak newroz alanına ulaştı. Newroz her yıldan daha fazla katılımla kutlandı. Bu önemli bir tutumdur. Önemli bir çıkıştır, bir mesajdır. Herkes için mesajdır. Kürt siyasetçilerinin de söyledikleri gibi AKP siyaseti iflas etti, sömürgeciler Kürdistan'da büyük bir çıkmazdadır. Aldıkları kararı Kürdistan'da uygulayamadılar. Tüm engelleri aşıldı. Aslında orada aşılan engeller sömürgeciliğin aşılması anlamındadır.

HACI ZENGİN'İ SAYGIYLA ANIYORUM

Aynı zamanda İstanbul'da da halkımız ve dostları büyük direniş gösterdiler. İstanbul'un her yanını direniş alanına çevirdiler. Büyük bir irade gösterdiler. Onları da selamlıyorum. Orada bir de şehit verdik. BDP üyesi Hacı Zengin şehit düştü. Onu saygıyla anıyorum. Anısı mücadelemizde yaşayacaktır. Özellikle ailesine, Kürt halkına başsağlığı diliyorum. Yüzden fazla kişi de yaralandı. Bıçakla yaraladılar. Faşist gruplar polislerle halka saldırıp bıçaklıyorlar, silah sıkıyorlar. Düşmanca halkımıza saldırdılar. Çoluk çocuk, yaşlı demediler, siyasetçi, parlamenter, parti başkanı demediler, saldırdılar. Faşistçe saldırılar, düşmanca saldırılar gerçekleştirdiler.

ÇAĞRI YAPTIM, NEWROZ'DA ŞİDDET OLMASIN İSTEDİM

12 yıldır newroz barış içerisinde kutlanıyordu. Eskiden hep çatışmalı geçiyordu. Yüzden fazla şehit veriyorduk. Yani biz o kadar kolay bu newrozu kabul ettirmedik. Cizre'de, Şırnak da diğer yerlerde yüzlerce şehit veriyorduk. Bu halk kanını dökmüş, direnmiş ve ulusal bayramı newrozunu bu şekilde kabul ettirmiştir. Ama AKP tekrar ellerinden almak istiyor. Ben kendim çağrı yapıp, newrozda şiddet olmamasını istedim. Herkesin barışçıl bir şekilde newrozu kutlamasını istedim. Ama AKP devleti terör estirdi, kan döktürdü. Halka düşmanca saldırdı. Polisin saldırısında, Hacı Zengin'in katliamıyla Roboski katliamını bize hatırlattılar. 

Zulümkar, vicdansız bir devlet var karşımızda. 21. Yy da bu şekilde üzerimizde terör estiriyor. Artık biz bunu kabul etmemeliyiz. Kabul edemeyiz de. Tüm değerlerimiz üzerine sömürgeci bir saldırı var ve biz onun için artık yeter dedik. Zulme, sömürgeciliğe, vahşiliğe yeter diyoruz. Buna karşı sessiz kalmamalıyız.

TÜRK MEDYASININ SÖMÜRGECİ YAKLAŞIMI

*Türk basını Amed ve İstanbul Newrozunda yaşanan direnişleri, yüzbinlerce insanın alanlara akışını ve devletin saldırılarını görmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tamamen sömürgeci bir tutum. Kürtlere karşı ayrımcılık yapıyorlar. Bu ayrımcılığı devlet yöneticileri, devletin siyasetçileri yapıyor. Kürdistan'da uygulanan sömürgeci hukukta ayrımcılık var. Aynı şeyi Türk basını da yapıyor. Hiç utanmıyorlar. Onların merkezi İstanbul'da her yerde çatışma var ama hiçbir tanesi görmüyor. İnsanlar kendilerini denize atıyorlar, ölüyorlar görmüyorlar, söz etmiyorlar. Amed de bir milyon tüm baskılara, engellemelere rağmen, her yeri polis ablukaya almasına, sıkı yönetime almalarına rağmen söz etmiyorlar. Çifte standart var, iki yüzlülük var. Bu basına nasıl inanacağız, Türk adaletine nasıl güveneceğiz. Vicdanlı, ahlaklı temelde gazetecilik yapıp bunu gören adeta yoktur.

CEMİL BAYIK'IN TALİMAT GÖNDERDİĞİ HABERLERİ SENARYO

Sadece ayın 18'inde değil, bir haftadır basın newrozu sabote etmek için, kutlamasını engellemek için yalan haber üretiyor. Önce PKK halkı kuşuna dizecek dediler. Peki kim bunu yaptı? Dediler ki, PKK newrozda bomba patlatacak. En son Cemil Bayık 12 maddelik talimat göndermiş diyorlar. Bunların hepsi senaryodur. Hepsini kendileri yapmışlar. Bunu utanmadan haber yapıyorlar. Newrozu sabote etmek için Cemil Bayık arkadaşın talimat verdiğini söylüyorlar. Böyle bir şey yoktur. Öncelikle onlar bizim iç sistemimizi bilmiyorlar.  Tümden yalan üretiyorlar.

SÖMÜRGECİLİK VE YALAN ÜZERİNE HABER YAPIYORLAR

Biz newrozu kitlesel kutlamak istiyoruz. Bunu bir siyasal hamle olarak ele almak istedik, onun için çağrı yaptık. Ama onlar şiddet bulaştırdılar. Türk basını bunu görmüyorlar. İki yüzlü bir basındır. Sömürgecilik ve yalan üzerine gazetecilik yapıyorlar. Onun için doğru gazetecilik yapmıyorlar. Belki bazı köşe yazarları, kimi gazeteciler var, onlara saygımız vardır. Ama genelde Kürdistan'daki gelişmeleri, gerçekleri görmüyorlar. Katledilen Kürtleri görmüyorlar, Kürt insanını insan olarak görmüyorlar. Ayrımcılık yapıyorlar, bu basını kınıyorum. Sömürgeci sistem köklü bir karar almadan, Kürtlere uyguladığı zulmü itiraf etmeden, Kürt halkından özür dilemeden bu politikalarını sürdürecektir. Yani kimse, sömürgeci Türk sisteminde yumuşama olacağına, AKP ve gülen cemaatine inanmamalıdır. Onlar bizi boğmak, halkımızı boğmak istiyorlar.

Onlar PKK'ye karşı oldukları söylüyorlar, bu büyük bir yalandır. Herkes de PKK'nin halk olduğunu biliyor. Newroz alanında milyonlarca insan sloganlarıyla PKK halktır halk burada diye haykırmıyorlar mıydı? Biji serok apo demiyorlar mıydı? Bunu bir milyon insan haykırmadı mı? İşte onlar bu PKK'yi tasfiye etmek istiyorlar, Kürt halkını, onun iradesini tasfiye etmek istiyorlar. Bunlar düşmanca  yöntemlerle bizi tasfiye etmek istiyorlar.

BU NEWROZLA YENİ BİR SÜREÇ BAŞLADI

*Son olarak, siz bu newrozu Kürt özgürlük mücadelesi açısından yeni bir süreç olarak değerlendirdiniz. Bu yeni sürecin karakteri nedir, biraz açar mısınız?

Tüm halkımız gençler, kadınlar, emekçiler, yurtseverler, demokratik kurum kuruluşlar ve Kürt halkının dostları bu hakikati bilmelidirler. Amed ve İstanbul'daki serhıldanlar sömürgeciliğe karşı bir iradeleşmedir. Kendisiyle yeni bir süreç başlatmıştır. Bu yeni süreç artık sömürgeciliğin tümden reddidir. Türk devleti, AKP hükümeti Suriye devleti halkına zulüm uyguluyor, diyor. Erdoğan zulümle abadolunmaz diyor, peki neden Kürdistan'da zulüm var ve sen kendin uyguluyorsun? Bu çifte standart nedir? Sen kendince ileri demokrasi uyguluyorum diyorsun, senin ileri demokrasin bu mudur? Bizim için her zaman zulümdür.

Tüm Kürt siyasetçilerini suçsuz, günahsız yere içeri atmışlar. Sivil kurumlardaki insanları, insan hakları kuruluşlarındaki, sendikalardaki herkesi içeri atmışlar. Kürt hukukçularını, sanatçılarını hepsini içeri atmışlar. Suçları ne? KCK'lisiniz diyorlar, böyle bir şey yoktur. Kürt gençlerini Roboski'de olduğu gibi katlediyorlar. Pozantı'da Kürt çocuklarına taciz, tecavüzde bulunuyorlar. Onuruyla oynamak istiyorlar, Kürtlerin geleceğini karartmak istiyorlar. Biz bunları artık kabul etmiyoruz. Buna karşı başkaldırmalıyız. Bu çerçevede tüm Kürt halkı, gençleri bu yıl ki newrozu halkımız Amed'de başlattı bizde bugün ve bundan sonra bu çıkışı devam ettirmeliyiz. 

Zirveleştirmeliyiz. Sömürgeciliği reddetmeliyiz. Yasaklarını dinlememeliyiz. Şerefimiz, onurumuz için boynumuzu başımızı eğemeyiz. Yeter artık gençlerimizi şehit etmesinler. Annelerimiz sokaklarda potinlerinin altında ezilmesin.

Türk devleti bugüne kadar Kürt halkının önderlerinin hepsini idam etti. Önder Apo'yu asamadılar ama onu da diri diri mezara koymak istiyorlar. Bunu kabul etmeyeceğiz. Biz defalarca Önder Apo'ya işkence Kürt halkına işkencedir dedik, ama buna rağmen AKP bunu devam ettirdi. Biz ne dersek "ya öyle mi diyorsunuz, size gösteririz" deyip saldırmıştır. Yeter, biz de artık buna karşı isyan etmeliyiz. Neden en örgütsüz komşu halklar dahi kalkıp sokaklara özgürlükleri için çıkıyorlar neden biz çıkmayalım.

ASKERE GİTMEK, TÜRKÇE KONUŞMAK, VERGİ VERMEK ARTIK SONLANDIRILMALI

Halkımız newrozu çıkışın başlangıcı yapmalı. Onların sistemini reddediyoruz. Askere gitmeyi, Türkçe konuşmayı, vergi vermeyi artık sonlandırmalıyız. Türk sömürgeciliğiyle ilişkilerimizi bu şekilde koparmalıyız. Eğer o bizi tanımıyorsa biz de onu tanımıyoruz. İrademizi kırmak istiyor. Her türlü yöntemle saldırıyor ve bizi yok etmek istiyor.

BİZİ KÖLE YAPMAK İSTİYORLAR

Bizi köle yapmak istiyorlar. 21. yüzyılda köleliği kabul etmeyiz. İşte biz bu tutumu şimdi göstermeliyiz. Halkımız göstermelidir. Tüm yurtsever Kürtler, gençler bilmelidirler ki, 2012 Newrozu tarihi bir Newrozdur. Bu Newrozu özgürlük mücadelesini yükseltme başlangıcı yapmalıyız. Önder Apo'nun özgürlüğünü bu mücadeleyle geliştirmeliyiz. Biz şehit verdik. Şehitlerin çizgisine bağlı olmalıyız. Yüzden fazla insanımız kurşunla, bıçakla yaralıdır. Halkımız her şeyden önce şehitlerine doğru sahip çıkmalıdır. Tüm Newroz şehitlerine sahip çıkmalıdır. Bu Newrozun ateşi Amed zindanında üç kibrit çöpüyle alev aldı. Mazlum Doğan Amed zindan koşullarında nasıl ki isyanı başlattıysa şimdi ondan 30 yıl sonra biz de Kürdistan meydanlarında bu geleneği devam ettirmeliyiz. Newroz serhıldan, özgürlük ve birlik günüdür. Sömürgeciliğe, AKP faşizmine karşı halkımız Newroz ruhuyla sesini yükseltmelidir. Tutumunu netleştirmelidir.

KUTLAMALAR BUNDAN SONRA TÜMDEN SİYASİ OLMALI

Bu çerçevede halkımızın dostları, barışseverler, demokratlar halkımızın yanında yer almalıdırlar. Biz doğal haklarımızı istiyoruz. Biz bu topraklarda insanca ve özgürce yaşamak istiyoruz. Bu temelde tüm yurtsever, onurlu, bu değerlere bağlı olanlar bu dönemde newroza katılmalıdır. Kutlamalar artık direniş ruhuyla gelişmelidir. Kutlamalar bundan sonra tümden siyasi olmalıdır. Madem onlar şiddet bulaştırdılar, o zaman bizde irademizi ortaya koymalıyız. Onun için ben, yeni süreci özgürlük süreci olarak değerlendiriyorum. Bu temelde özgürlük mücadelesini yükseltmeliyiz. İnanıyorum ki, Kürdistan'ın her tarafı özellikle Botan, Serhat, Garzan, Dersim, Ruha, Dilok tüm kuzey Kürdistan'da halkımız Amed'de ortaya çıkan tutumu göstermelidir ve kararlılığını daha yüksek düzeyde göstermelidir. AKP faşizmine karşı sessiz kalmamalıdır. Bugünlerdeki duruşumuzun halkımızın geleceğini tayin edeceğini bilmeliyiz. İrademizi ezemeyeceklerini onlara gösterirsek devlet de o zaman hesaplı kitaplı yaklaşmak zorunda kalacaktır. Ama güçsüz olursak, tutuklanmaktan korkarsak, başkaca şeylerden korkarsak o zaman bize daha fazla saldıracaklar. Bizi köle yapmak istiyorlar. Ama biz irade sahibi olmalıyız.

ARTIK KİMSE KORKMAMALI

Amed'de halkımız güç birliğini geliştirdiği, korkmadı ve sonuç aldı. Onun için artık kimse korkmamalıdır. Cesaretli bir şekilde onuruna, değerlerine sahip çıkmalıdır. Newrozu adı gibi karşılamalı. Serhıldana çevirmelidir. İradeleşme günü yapmalıdır. Bizden istenen budur. Tüm yurtsever halkımızın bu newrozu bulundukları yerlerde bu şekilde kutlayacaklardır. 2012 newrozunu özgürlük newrozu yapacaktır. Bu inanç ve umutla tüm halkımızın newrozunu kutluyorum.

Halit Ermiş-ANF

Hiç yorum yok: