KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, yasaklara rağmen
yüzbinlerin sokaklara çıktığı bu Newroz'la yeni bir süreç başladığını
belirterek, artık kutlamaların tümden siyasi olmasını istedi. Karayılan,
"Onların sistemini reddediyoruz. Askere gitmeyi, Türkçe konuşmayı,
vergi vermeyi artık sonlandırmalıyız. Eğer o bizi tanımıyorsa biz de onu
tanımıyoruz" dedi.
ANF'ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, 18
Mart'ta Diyarbakır ve İstanbul başta olmak üzere yasaklara rağmen
yüzbinlerin sokaklara çıktığı Newoz kutlamalarını değerlendirdi.
Karayılan, yeni bir sürecin başladığını belirterek, "Kutlamalar bundan
sonra tümden siyasi olmalıdır. Madem onlar şiddet bulaştırdılar, o zaman
bizde irademizi ortaya koymalıyız. Onun için ben, yeni süreci özgürlük
süreci olarak değerlendiriyorum" diye belirtti.
ORTATOĞU KAYNAYAN KAZAN GİBİDİR
* Başta Amed ve İstanbul olmak üzere, yasaklama ve engellemelere rağmen halkın sokaklara çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kürt halkının ve Ortadoğu halkalarının Newrozunu kutluyorum.
Bugünlerin yaratıcı olan önder Apo'nun Newrozunu kutluyorum. Özellikle
de şehit annelerinin Newrozunu içtenlikle kutluyorum. Newroz ateşiyle
bedenini ateşe veren ve Newroz gününü bir direniş ve serhildan günü
yapan bütün bu değerli kahramanları Çağdaş Kawa Mazlum Doğan'ın şahsında
anıyorum. Onlara verdiğimiz sözü bir kez daha yineliyorum. Onların
anısına bağlılığın bir gereği olarak Newroz ateşini özgürlük ve başarı
ateşi yapacağız.
Şimdi Ortadoğu ve Kürdistan'ın içinde bulunduğu koşullar 2012 yılı
Newrozunun özel bir newroz olduğunu göstermektedir. Yine Kürt halkı ve
hatta bölge halkları açısından yeni bir başlangıç olabilir. Bilindiği
gibi bugün Ortadoğu kaynayan kazan gibidir. Ortadoğu'nun bu kaynama
durumunda Kürdistan'ın da kendisini özgürleştirebilme koşulları vardır.
Bugün Ortadoğu bölgesinde halklar özgürlük çığlıkları atmaktadırlar.
Özgürlüğe ve adilane bir sisteme en çok ihtiyacı olan Kürt halkıdır.
Onun için Kürt halkı da sesini bu özgürlük sesine katmalıdır. Kürt
halkının mücadelesi zaten önceden de ulusal özgürlük temelinde birçok
aşamalardan geçmiş ve bugün artık çözüm aşamasına gelmiştir.
Bu gerçekliği AKP devleti de çok iyi bilmektedir. Bugün AKP devleti
Kürt halkının bölgedeki bu gelişmelerden istifade etmemesi, ondan
etkilenmemesi ve yeni bir özgürlük adımı atmaması için yoğun çaba
harcamaktadır. Son bir yıldır AKP öncülüğünde Türk devletinin
Kürdistan'a yönelik geliştirdiği siyaset bu çerçevededir. Ne yapıp edip
bölgenin yeniden dizaynında Kürt halkının yerini almasını engellemeye ve
Kürdistan'daki kölelik statüsü devam ettirmeye çalışmaktadır. Bütün
çabaları bu yönlüdür. Onun için Suriye ile çelişkileri olmasına rağmen
ilişkilerini tam koparmamaktadırlar. İran ile de görüşmeleri devam
etmektedir. Yani bölgedeki tüm siyasetlerini buna göre geliştiriyorlar.
Ama bu beyhude bir çabadır. Neden? Güneybatı Kürdistan kaynamaktadır.
Bugün Güney Kürdistan artık kendisini nasıl devletleştirip, ilan
edeceğini tartışmaktadır. İran ve batı arasındaki çelişkiler
çerçevesinde Doğu Kürdistan'da da gelişmelerin yaşanacağı uzak bir
ihtimal değildir. Kürdistan gelişmelerin ortasındadır. AKP devletinin
çabaları bu açıdan beyhude çabalardır. Sonuç alamaz.
KÜRT HALKI ARTIK ÖZGÜRLEŞECEKTİR
Kürt halkı da artık özgürleşecektir. Bu halkın da bu topraklarda
özgür yaşama hakkı vardır. İşte onlar Kürt halkının bu sürecin dışında
kalması ve bir kez daha Kürdistan üzerindeki kölelik siyasetini
sürdürmek için daha yılın başından itibaren bize karşı topyekun bir
savaş ilanında bulundular. İmralı ve Oslo diyaloglarını bu nedenden
dolayı engellediler. Yine Önder Apo üzerindeki tecridin nedeni de budur.
Onlar Kürt halkının bu gelişmelerden istifade etmelerini istemiyor ve
seslerini kesiyorlar. 7000'e yakın Kürt siyasetçisini tutuklayıp,
zindanlara atmalarının nedeni budur. Kürdistan'da gerçekleştirilen
soykırımların en bariz örneği Roboski'ydi. Bunun nedeni de budur. Kürt
çocuklarına yönelik taciz var, tecavüz var. Bunun nedeni de budur.
Kürdistan üzerinde bir baskı var, faşizan bir sistem var. Kürt halkının
başkaldırmaması için, Kürt halkının bölgede yaşanan gelişmelerden
istifade etmemesi ve ezilen bir halk olarak kalması için AKP hem uluslar
arası siyaseti hem de bölge siyasetini kendi çizgisine göre yürütmek
istiyor. Kürt halkının bu süreçten yararlanmasını istemiyor. Bundan
dolayı newrozu yasakladılar. Bir güne sığdırmak istediler.
NEWROZ'A KATILANLARI SELAMLIYORUM
Kürtler yıllardır newrozu bir hafta boyunca kutluyorlar. Bu yıl neden
bir güne indirdiler. İşte bundan dolayıdır. Halkımızın özgürlük
mücadelesini bastırmak istiyorlar. Halkımızın güç ve irade olmasını
itemiyorlar. Aksine iradesini bastırmak istiyorlar. Bundan dolayı da
böyle faşizanca saldırıyorlar. Ama halkımızın başta Amed olmak üzere
yurtsever halkımızı, newroza katılan halkımızı selamlıyorum, saygılarımı
sunuyorum.
Halkımız Amed'de devletin kararına karşı baş kaldırdı. Sokak sokak
çatışarak newroz alanına ulaştı. Newroz her yıldan daha fazla katılımla
kutlandı. Bu önemli bir tutumdur. Önemli bir çıkıştır, bir mesajdır.
Herkes için mesajdır. Kürt siyasetçilerinin de söyledikleri gibi AKP
siyaseti iflas etti, sömürgeciler Kürdistan'da büyük bir çıkmazdadır.
Aldıkları kararı Kürdistan'da uygulayamadılar. Tüm engelleri aşıldı.
Aslında orada aşılan engeller sömürgeciliğin aşılması anlamındadır.
HACI ZENGİN'İ SAYGIYLA ANIYORUM
Aynı zamanda İstanbul'da da halkımız ve dostları büyük direniş
gösterdiler. İstanbul'un her yanını direniş alanına çevirdiler. Büyük
bir irade gösterdiler. Onları da selamlıyorum. Orada bir de şehit
verdik. BDP üyesi Hacı Zengin şehit düştü. Onu saygıyla anıyorum. Anısı
mücadelemizde yaşayacaktır. Özellikle ailesine, Kürt halkına başsağlığı
diliyorum. Yüzden fazla kişi de yaralandı. Bıçakla yaraladılar. Faşist
gruplar polislerle halka saldırıp bıçaklıyorlar, silah sıkıyorlar.
Düşmanca halkımıza saldırdılar. Çoluk çocuk, yaşlı demediler, siyasetçi,
parlamenter, parti başkanı demediler, saldırdılar. Faşistçe saldırılar,
düşmanca saldırılar gerçekleştirdiler.
ÇAĞRI YAPTIM, NEWROZ'DA ŞİDDET OLMASIN İSTEDİM
12 yıldır newroz barış içerisinde kutlanıyordu. Eskiden hep çatışmalı
geçiyordu. Yüzden fazla şehit veriyorduk. Yani biz o kadar kolay bu
newrozu kabul ettirmedik. Cizre'de, Şırnak da diğer yerlerde yüzlerce
şehit veriyorduk. Bu halk kanını dökmüş, direnmiş ve ulusal bayramı
newrozunu bu şekilde kabul ettirmiştir. Ama AKP tekrar ellerinden almak
istiyor. Ben kendim çağrı yapıp, newrozda şiddet olmamasını istedim.
Herkesin barışçıl bir şekilde newrozu kutlamasını istedim. Ama AKP
devleti terör estirdi, kan döktürdü. Halka düşmanca saldırdı. Polisin
saldırısında, Hacı Zengin'in katliamıyla Roboski katliamını bize
hatırlattılar.
Zulümkar, vicdansız bir devlet var karşımızda. 21. Yy da
bu şekilde üzerimizde terör estiriyor. Artık biz bunu kabul etmemeliyiz.
Kabul edemeyiz de. Tüm değerlerimiz üzerine sömürgeci bir saldırı var
ve biz onun için artık yeter dedik. Zulme, sömürgeciliğe, vahşiliğe
yeter diyoruz. Buna karşı sessiz kalmamalıyız.
TÜRK MEDYASININ SÖMÜRGECİ YAKLAŞIMI
*Türk basını Amed ve İstanbul Newrozunda yaşanan direnişleri,
yüzbinlerce insanın alanlara akışını ve devletin saldırılarını görmedi.
Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tamamen sömürgeci bir tutum. Kürtlere karşı ayrımcılık yapıyorlar. Bu
ayrımcılığı devlet yöneticileri, devletin siyasetçileri yapıyor.
Kürdistan'da uygulanan sömürgeci hukukta ayrımcılık var. Aynı şeyi Türk
basını da yapıyor. Hiç utanmıyorlar. Onların merkezi İstanbul'da her
yerde çatışma var ama hiçbir tanesi görmüyor. İnsanlar kendilerini
denize atıyorlar, ölüyorlar görmüyorlar, söz etmiyorlar. Amed de bir
milyon tüm baskılara, engellemelere rağmen, her yeri polis ablukaya
almasına, sıkı yönetime almalarına rağmen söz etmiyorlar. Çifte standart
var, iki yüzlülük var. Bu basına nasıl inanacağız, Türk adaletine nasıl
güveneceğiz. Vicdanlı, ahlaklı temelde gazetecilik yapıp bunu gören
adeta yoktur.
CEMİL BAYIK'IN TALİMAT GÖNDERDİĞİ HABERLERİ SENARYO
Sadece ayın 18'inde değil, bir haftadır basın newrozu sabote etmek
için, kutlamasını engellemek için yalan haber üretiyor. Önce PKK halkı
kuşuna dizecek dediler. Peki kim bunu yaptı? Dediler ki, PKK newrozda
bomba patlatacak. En son Cemil Bayık 12 maddelik talimat göndermiş
diyorlar. Bunların hepsi senaryodur. Hepsini kendileri yapmışlar. Bunu
utanmadan haber yapıyorlar. Newrozu sabote etmek için Cemil Bayık
arkadaşın talimat verdiğini söylüyorlar. Böyle bir şey yoktur. Öncelikle
onlar bizim iç sistemimizi bilmiyorlar. Tümden yalan üretiyorlar.
SÖMÜRGECİLİK VE YALAN ÜZERİNE HABER YAPIYORLAR
Biz newrozu kitlesel kutlamak istiyoruz. Bunu bir siyasal hamle
olarak ele almak istedik, onun için çağrı yaptık. Ama onlar şiddet
bulaştırdılar. Türk basını bunu görmüyorlar. İki yüzlü bir basındır.
Sömürgecilik ve yalan üzerine gazetecilik yapıyorlar. Onun için doğru
gazetecilik yapmıyorlar. Belki bazı köşe yazarları, kimi gazeteciler
var, onlara saygımız vardır. Ama genelde Kürdistan'daki gelişmeleri,
gerçekleri görmüyorlar. Katledilen Kürtleri görmüyorlar, Kürt insanını
insan olarak görmüyorlar. Ayrımcılık yapıyorlar, bu basını kınıyorum.
Sömürgeci sistem köklü bir karar almadan, Kürtlere uyguladığı zulmü
itiraf etmeden, Kürt halkından özür dilemeden bu politikalarını
sürdürecektir. Yani kimse, sömürgeci Türk sisteminde yumuşama olacağına,
AKP ve gülen cemaatine inanmamalıdır. Onlar bizi boğmak, halkımızı
boğmak istiyorlar.
Onlar PKK'ye karşı oldukları söylüyorlar, bu büyük bir yalandır.
Herkes de PKK'nin halk olduğunu biliyor. Newroz alanında milyonlarca
insan sloganlarıyla PKK halktır halk burada diye haykırmıyorlar mıydı?
Biji serok apo demiyorlar mıydı? Bunu bir milyon insan haykırmadı mı?
İşte onlar bu PKK'yi tasfiye etmek istiyorlar, Kürt halkını, onun
iradesini tasfiye etmek istiyorlar. Bunlar düşmanca yöntemlerle bizi
tasfiye etmek istiyorlar.
BU NEWROZLA YENİ BİR SÜREÇ BAŞLADI
*Son olarak, siz bu newrozu Kürt özgürlük mücadelesi açısından yeni
bir süreç olarak değerlendirdiniz. Bu yeni sürecin karakteri nedir,
biraz açar mısınız?
Tüm halkımız gençler, kadınlar, emekçiler, yurtseverler, demokratik
kurum kuruluşlar ve Kürt halkının dostları bu hakikati bilmelidirler.
Amed ve İstanbul'daki serhıldanlar sömürgeciliğe karşı bir
iradeleşmedir. Kendisiyle yeni bir süreç başlatmıştır. Bu yeni süreç
artık sömürgeciliğin tümden reddidir. Türk devleti, AKP hükümeti Suriye
devleti halkına zulüm uyguluyor, diyor. Erdoğan zulümle abadolunmaz
diyor, peki neden Kürdistan'da zulüm var ve sen kendin uyguluyorsun? Bu
çifte standart nedir? Sen kendince ileri demokrasi uyguluyorum diyorsun,
senin ileri demokrasin bu mudur? Bizim için her zaman zulümdür.
Tüm Kürt siyasetçilerini suçsuz, günahsız yere içeri atmışlar. Sivil
kurumlardaki insanları, insan hakları kuruluşlarındaki, sendikalardaki
herkesi içeri atmışlar. Kürt hukukçularını, sanatçılarını hepsini içeri
atmışlar. Suçları ne? KCK'lisiniz diyorlar, böyle bir şey yoktur. Kürt
gençlerini Roboski'de olduğu gibi katlediyorlar. Pozantı'da Kürt
çocuklarına taciz, tecavüzde bulunuyorlar. Onuruyla oynamak istiyorlar,
Kürtlerin geleceğini karartmak istiyorlar. Biz bunları artık kabul
etmiyoruz. Buna karşı başkaldırmalıyız. Bu çerçevede tüm Kürt halkı,
gençleri bu yıl ki newrozu halkımız Amed'de başlattı bizde bugün ve
bundan sonra bu çıkışı devam ettirmeliyiz.
Zirveleştirmeliyiz.
Sömürgeciliği reddetmeliyiz. Yasaklarını dinlememeliyiz. Şerefimiz,
onurumuz için boynumuzu başımızı eğemeyiz. Yeter artık gençlerimizi
şehit etmesinler. Annelerimiz sokaklarda potinlerinin altında ezilmesin.
Türk devleti bugüne kadar Kürt halkının önderlerinin hepsini idam
etti. Önder Apo'yu asamadılar ama onu da diri diri mezara koymak
istiyorlar. Bunu kabul etmeyeceğiz. Biz defalarca Önder Apo'ya işkence
Kürt halkına işkencedir dedik, ama buna rağmen AKP bunu devam ettirdi.
Biz ne dersek "ya öyle mi diyorsunuz, size gösteririz" deyip
saldırmıştır. Yeter, biz de artık buna karşı isyan etmeliyiz. Neden en
örgütsüz komşu halklar dahi kalkıp sokaklara özgürlükleri için
çıkıyorlar neden biz çıkmayalım.
ASKERE GİTMEK, TÜRKÇE KONUŞMAK, VERGİ VERMEK ARTIK SONLANDIRILMALI
Halkımız newrozu çıkışın başlangıcı yapmalı. Onların sistemini
reddediyoruz. Askere gitmeyi, Türkçe konuşmayı, vergi vermeyi artık
sonlandırmalıyız. Türk sömürgeciliğiyle ilişkilerimizi bu şekilde
koparmalıyız. Eğer o bizi tanımıyorsa biz de onu tanımıyoruz. İrademizi
kırmak istiyor. Her türlü yöntemle saldırıyor ve bizi yok etmek istiyor.
BİZİ KÖLE YAPMAK İSTİYORLAR
Bizi köle yapmak istiyorlar. 21. yüzyılda köleliği kabul etmeyiz.
İşte biz bu tutumu şimdi göstermeliyiz. Halkımız göstermelidir. Tüm
yurtsever Kürtler, gençler bilmelidirler ki, 2012 Newrozu tarihi bir
Newrozdur. Bu Newrozu özgürlük mücadelesini yükseltme başlangıcı
yapmalıyız. Önder Apo'nun özgürlüğünü bu mücadeleyle geliştirmeliyiz.
Biz şehit verdik. Şehitlerin çizgisine bağlı olmalıyız. Yüzden fazla
insanımız kurşunla, bıçakla yaralıdır. Halkımız her şeyden önce
şehitlerine doğru sahip çıkmalıdır. Tüm Newroz şehitlerine sahip
çıkmalıdır. Bu Newrozun ateşi Amed zindanında üç kibrit çöpüyle alev
aldı. Mazlum Doğan Amed zindan koşullarında nasıl ki isyanı başlattıysa
şimdi ondan 30 yıl sonra biz de Kürdistan meydanlarında bu geleneği
devam ettirmeliyiz. Newroz serhıldan, özgürlük ve birlik günüdür.
Sömürgeciliğe, AKP faşizmine karşı halkımız Newroz ruhuyla sesini
yükseltmelidir. Tutumunu netleştirmelidir.
KUTLAMALAR BUNDAN SONRA TÜMDEN SİYASİ OLMALI
Bu çerçevede halkımızın dostları, barışseverler, demokratlar
halkımızın yanında yer almalıdırlar. Biz doğal haklarımızı istiyoruz.
Biz bu topraklarda insanca ve özgürce yaşamak istiyoruz. Bu temelde tüm
yurtsever, onurlu, bu değerlere bağlı olanlar bu dönemde newroza
katılmalıdır. Kutlamalar artık direniş ruhuyla gelişmelidir. Kutlamalar
bundan sonra tümden siyasi olmalıdır. Madem onlar şiddet bulaştırdılar, o
zaman bizde irademizi ortaya koymalıyız. Onun için ben, yeni süreci
özgürlük süreci olarak değerlendiriyorum. Bu temelde özgürlük
mücadelesini yükseltmeliyiz. İnanıyorum ki, Kürdistan'ın her tarafı
özellikle Botan, Serhat, Garzan, Dersim, Ruha, Dilok tüm kuzey
Kürdistan'da halkımız Amed'de ortaya çıkan tutumu göstermelidir ve
kararlılığını daha yüksek düzeyde göstermelidir. AKP faşizmine karşı
sessiz kalmamalıdır. Bugünlerdeki duruşumuzun halkımızın geleceğini
tayin edeceğini bilmeliyiz. İrademizi ezemeyeceklerini onlara
gösterirsek devlet de o zaman hesaplı kitaplı yaklaşmak zorunda
kalacaktır. Ama güçsüz olursak, tutuklanmaktan korkarsak, başkaca
şeylerden korkarsak o zaman bize daha fazla saldıracaklar. Bizi köle
yapmak istiyorlar. Ama biz irade sahibi olmalıyız.
ARTIK KİMSE KORKMAMALI
Amed'de halkımız güç birliğini geliştirdiği, korkmadı ve sonuç aldı.
Onun için artık kimse korkmamalıdır. Cesaretli bir şekilde onuruna,
değerlerine sahip çıkmalıdır. Newrozu adı gibi karşılamalı. Serhıldana
çevirmelidir. İradeleşme günü yapmalıdır. Bizden istenen budur. Tüm
yurtsever halkımızın bu newrozu bulundukları yerlerde bu şekilde
kutlayacaklardır. 2012 newrozunu özgürlük newrozu yapacaktır. Bu inanç
ve umutla tüm halkımızın newrozunu kutluyorum.
Halit Ermiş-ANF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder