3 Ocak 2012 Salı

Selahattin Demirtaş: Erdoğan, Biz senin Başbakanlığını Tanımıyoruz, Haddini Bileceksin!

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi: "Biz senin meşruiyetini, Başbakanlığını tanımıyoruz. Sen kendini ne zannediyorsun. Bu halkın çocuklarını katledeceksin kanlı ellerinle de, BDP'den hesap soracaksın. Haddini bileceksin. Sen hesap vereceksin. Çıkıp bu çocukları katlettiğin için hesap vereceksin. Sen bizden hesap soramazsın.”

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Grup toplantısına Adalet Bakanlığı'na PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ve siyasi tutsakların serbest bırakılması talebiyle dosya sunan TUHAD-FED üyelerinin yanı sıra Barış Anneleri de katıldı. Demirtaş, konuşmasına annelere Kürtçe "hoş geldiniz" diyerek başladı. 2011 yılının zorlu bir yıl olduğunu kaydeden Demirtaş, "Gerek operasyonlar sonucunda yaşamını yitirenlerin, askerlerin, gerillaların polislerin, sivillerin bir bütün olarak bütün yurttaşların acısını yoğun yaşadığımız bir yılı geride bıraktık" dedi.

UTANÇ VERİCİ BİR KONUŞMAYDI

Türkiye'nin en zorunlu ihtiyacı olan barış konusunda 2011 yılının mücadele ile geçen bir yıl olduğunu anımsatan Demirtaş, yeni yıldan beklentilerinin ise barışçıl bir ortamın hayata geçmesi olduğunu kaydetti. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmayı dinlerken insan olmaktan utandığını belirterek, "Utanç verici bir konuşmaydı. İnsan duygusundan yoksun kurgulanmış, danışmanların önüne koyduğu camdan, sadece katliamdan nasıl sıyrılırım kurgusu ile hazırlanmış bir konuşmayı dinlemekten utandım. 50 bin defa lanet olsun siyasetinize de çıkarlarınıza da" dedi.

ORTADA KAÇAKÇILIK YOK, KARAKOL VERGİ ALIYOR

Uludere İlçesi'nde yapılan sınır ticaretinin sadece ihtiyaçların giderilmesi nedeniyle yapıldığını kaydeden Demirtaş, "Orada yaşayanlar sunni sınırlarda kendi akrabaları ile ticaret yapıyorlar. Bu, yıllardır oluşmuş sosyal bir ticari realitedir" diyerek aslında sınırda getirilen malların da vergisinin verildiğini tek farkının ise bu "vergilerin" karakollara ödendiğini ifade etti. Demirtaş, "Ortada bir kaçakçılık yok. Satılan maldan oradaki karakol vergi alıyor. Bunu bilmeyen mi var" dedi. Demirtaş, sınır ticareti yapanların AKP hükümeti döneminde sürekli katledildiğini hatırlatarak, "Bunlar kaçakçılık yapıyor adı altında her zaman katledildi. AKP döneminde sınır ticareti yapan 50 köylü katledildi. Roboski köylüleri de yıllardan beri ticaret yapıyorlar. Sigarayı, mazotu getiriyorlar. Bunlar Türkiye geneli yapılan kaçakçılığın yüz binde biridir. Mersin Limanı'na yanaşan, İstanbul Limanı'na yanaşan kaçak mazot tankerleriyle kıyaslarsak bunlar hiçbir şey değildir" diye konuştu.

ÖLDÜRÜLENLERİ İSİM İSİM BİLİYORLARDI

Köylülerin öğlen saatlerinde karakolun önünden geçerek sınırın diğer tarafına geçtiğini bunu bütün karakolun gördüğünü belirten Demirtaş, "28 Aralık günü yine gidiyorlar. Kuş uçsa haberi olan devletin karakolunun önünden geçip gidiyorlar. Kaç katırın kaç insanın gittiğini biliyorlar" diye konuştu. Demirtaş, grubun döndüğü sırada yolun askerler tarafından kesildiğini görmeleri ardından aralıklarla beklemeye başladıklarını ve bu sırada ailelerini aradıklarını, ailelerin de karakolu aradığını hatırlatarak, çocukların beklemesinin ardından Ankara'nın talimatı ile o bölgenin bombalandığını ifade etti. Hükümet ve devlet yetkililerinin aradan 24 saat geçtikten sonra "halen araştırıyoruz" demelerinin tümüyle yalan olduğunu belirten Demirtaş, yaşamını yitirenleri isim isim bilindiğini ve hangi aileden olduklarının dahi yetkililer tarafından bilindiğini söyledi.

BAŞBAKAN’IN AÇIKLAMALARI KATLİAM KADAR ACI


Demirtaş, olayı duyduktan sonra hemen hükümet nezdinde de telefon aramaları yaptıkların ancak karşılaştıkları durum karşısında hükümetin olayın üstünü örtmeye çalıştığının ortaya çıktığını belirterek, "Başbakanlık medyayı arıyor haberi girmeyeceksiniz diye. Bürokratları, bakanları arıyorlar açıklama yapmayın diye. Üstü örtülecek. Katliamı planlayanlar nasıl örteceklerini de planlıyor. Bundan dolayı partimiz hızlı şekilde devreye girmiştir. Tarihi bir katliam gerçekleştiği anlaşılmıştır ama bu duyulmasın diye üstü örtülsün talimatı verilmiştir. BDP bundan dolayı hızlı davrandı ve halkının yanında oldu. İnsani borcunu yerine getirmiştir. Öyle oy için, siyasi çıkar için yapılmış bir şey değil. Köyler zaten partimize oy veren köylerdir. Neyin siyasi çıkarını yapacağız" diye sordu. Hükümetin açıklamalarının katliam kadar acı olduğunu kaydeden Demirtaş, "Başbakanın açıklamaları katliam kadar acı olmuştur. Bilmeyen katliamı yapan BDP, Başbakan hesap soruyor sanacak. Hesap vermesi gereken göstermelik bir şahlanma ile bize hakaret yağdırıyor" ifadesinde bulundu.

BİZ SENİN BAŞBAKANLIĞINI TANIMIYORUZ

Demirtaş konuşmasının devamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad için söylediği "Halkını katleden yönetim meşru değildir" sözünü hatırlatarak şunları kaydetti: "Biz senin meşruiyetini, Başbakanlığını tanımıyoruz. Sen kendini ne zannediyorsun. Bu halkın çocuklarını katledeceksin kanlı ellerinle de, BDP'den hesap soracaksın. Haddini bileceksin. Sen hesap vereceksin. Çıkıp bu çocukları katlettiğin için hesap vereceksin. Sen bizden hesap soramazsın. Sen bu katliamın baş sorumlususun, önce bunun hesabını vereceksin. Önce sen bu katliamın hesabını bu topluma vereceksin. Öyle BDP'ye bağırarak, hakaret ederek bu işi kapatamazsın. Bu sayfa kapanmaz. Neye mal olursa olsun kapanmaz. Asla bunu aklından çıkarma. Hiçbir şeyden tereddüt etmeyiz. Oy, siyasi rant, elli bin defa bu anaların ayaklarının altına kurban olur. Sizin tehditlerinize boyun eğmeyiz. Bunu sen iyi biliyorsun ama aynı zamanda yalan konuşmayı çarpıtmayı ve öldürmeyi de iyi biliyorsun."

BUNLARIN HADDİ HESAP SORMAK DEĞİL


Demirtaş, 35 yurttaşı katleden savaş uçaklarını kaldıran veya tezkereye onay verenin AKP hükümeti olduğu hatırlatmasında bulunarak, "Bunların haddi değil hesap sormak. Bu faşizan ırkçı anlayışın haddi değil. Biz burada konuşuyorsak bu halkın direnişi ile geldik. Senin haddin değil sen bizden hesap soramazsın. Biz senin kirli yüzünü teşhir ederiz, sen de bunun hesabını verirsin. Yaptığın açıklamayı anlayacak kapasiten yok. Burada ölüm var, orada eğlence var. Kimse bu acıyı görmüyor. Bakın böyle böldünüz diyorum. Kendisi çıkmış bunlar ülkeyi bölmek istiyor diyor. Lafı anlayacak kapasite yok. Bu ülkeyi siz böldünüz. Bu halk sevindi, saldırdınız. Taziye yaptı, saldırdınız. Siz bu katliamı örtmeye çalışarak bu ülkeyi böldünüz" dedi.

DUYGUDA BÖLDÜNÜZ ÜLKEYİ

Demirtaş konuşmasının devamında Türk halkına da çağrı yaparak, "Şu anda duygu düzeyinde 2 ülke var. Kimse kimseyi kandırmasın. Marmaris'in bir köyünde 35 yurttaş bombalansa ey kardeş Türk halkı tepkiniz bu mu olurdu? Kimse kimseyi kandırmasın. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı 2 gün sessiz kaldı. AKP adına bir Kürdü çıkarıp temizlemeye çalıştılar. Bu ülkeyi bir arada tutan bizim duygumuzdur. Bir ülkenin 35 evladı bombalanacak o ülkenin Cumhurbaşkanı Meclis Başkanı kendine milliyetçiyim diyen ırkçılara sessiz kalacak. Size göre onlar Türk milleti değil mi. Size göre öyledir. Ama sessizsiniz. Kayseri de Allah korusun 35 yurttaş savaş uçağı ile parçalansa tepkiniz bu mu olur? Başbakan'a sesleniyorum bizimle alay etmeyin. Duyguda böldünüz ülkeyi. Siz yaptınız. İlk saatte katliama tepki gösterseniz biz peşinizden gelirdik. Ama siz örtmeye çalıştınız. Bundan dolayı herkes elini vicdanına koysun bir kez daha düşünsün" diye konuştu.

BU İRADE SANA BOYUN EĞMEYECEK

Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu savaşın yarattığı tahribat hepimizin içini yakıyor. Bu savaş bu nedenle bitmelidir. Orada yaşamını yitirenlere vefa borcunu istiyorsak tazminat değil yapacağımız onurlu bir barıştır. Ama çıkmış ne diyor. Sonuna kadar devam edecek nerede saklanmışsa vuracağız diyor. Senin katledeceğin kimin evlatları. Neyi planlıyorsun. İki yüzlüsünüz, riyakarsınız bu konuda da başarılısınız. Bir yandan zulüm yaparken üstünü örtüp öbür tarafta kendinizi insanmış gibi gösterebiliyorsunuz. Yavuz hırsız misali ev sahibini bastırmaya çalışıyor. Katliamı yapıyor, çıkmış bir de halka hakaret ediyor. Bu irade sana boyun eğmeyecek" şeklinde konuştu.

CEMAATİN KÖLELERİ

Başbakan Erdoğan'ın BDP'nin özgür olmadığı yönünde yaptığı değerlendirmeyi de eleştiren Demirtaş, "Cemaatin izni olmadan nefes alamayanlar, Pensilvanya'dan talimat gelmeden konuşamayanlar bugün çıkmış bize hakaret ediyor. Pensilvanya konuşmadan siz bir şey diyemediniz. ABD ve İsrail ile görüştünüz önce, yalan mı? Önce onlarla tartışmadınız mı? Sonra oturup A takımınız ile Katliamı nasıl kapatacağınızı planlamadınız mı? Cemaatin köleleri çıkmış bu özgür insanlara hakaret ediyor. Senin 30 kanalın olabilir bize bir tane de yeter. Bir kanalla da biz halkımıza ulaşırız. Ev ev gezeriz derdimizi anlatırız. Halkımız bizi anlar. Bunu örtemezsin işte. Senin gücün senin arkandaki holdinglerin, cemaatin, bu halkın direnişini kırmaya yetmez. Hiçbir halk hareketi zalimler karşısında boyun eğemez" dedi.

FİLİSTİN HALKI NASIL DİRENİYORSA BİZ DE ÖYLE DİRENİYORUZ

Erdoğan'ın grup toplantısına Filistinli liderin geldiğini ve bunun şova dönüştürüldüğünü söyleyen Demirtaş, "Bugün elinden tuttuğun Haniye gibi bütün Filistin halkı gibi biz de direniyoruz. Sen bu halk için İsrail'sin. Filistin halkı nasıl direniyorsa biz de öyle yapıyoruz. Hükümetin açıklamaları faciadır. Hükümet sözcüsü çıkmış hükmü açıklıyor. Ortada ne görevden alma var ne bir şey var. Veririm paranı katlederim diyor. Peki yargılama olmayacak mı. Dava açılmayacak mı? Açılacaksa niye sorumluları açığa almıyorsun. Bir slogan attı diye 15 yaşındaki çocuğu yakalayıp cezaevine atıyorsunuz" diye sordu. Demirtaş, yapılan katliamı İsrail'in yapması durumunda bir ay boyunca protestoların yapılacağını söyleyerek, "Savaş uçağı ile bir devlet kendi vatandaşını bombalıyorsa orada söylenmesi gereken ilk şey BDP'ye hakaret değildir. Senin bütün engellemene rağmen BDP bu ülkenin 4. büyük partisidir. Seni aşar BDP'ye laf etmek. Zekanı da siyasetini de aşar. 33 kurşuna benzemiyormuş, doğru benzemiyor orada generali göstermelik de olsa yargıladılar. Sizin gibi parasını vereceğiz demediler. Sizin kadar yüzsüz, ciddiyetsiz değildiler. En azından bir generale sorumluluğu yüklediler. Ama geri kalan bütün yönleri ile o gün yaşanan ile bugün yaşanan devletin katliamcı zihniyetinin devam ettiğini gösteriyor" ifadesinde bulundu.

SİYASİ DENGESİNİ YİTİRMİŞ BİR BAŞBAKAN

Demirtaş, hükümetin katliamı kapatma çabasına karşın bütün mekanizmaları kullanacaklarını, BM'ye ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyleyerek, "Uludere olayının örtülmemesi kardeşliği güçlendirir. Orada olup biteni Kürt halkı biliyor. Üstünü örterseniz orada bölünme olur. Başbakan komutanlara teşekkür ediyor, grup ayakta alkışlıyor. Gerçekten de kan dondurucu bir görüntü. Bir insan bu kadar çılgınlaşamaz. Çılgın bir Başbakan tarafından yönetilen bir ülke iyi durumda olamaz. Tez elden vicdanı haysiyeti önde tutan herkes harekete geçmelidir. AKP'ye oy verenler tez elden harekete geçin. Siyasi dengesini yitirmiş bir Başbakan tarafından yönetiliyorlar. El ele verelim onurlu barışı savunalım. Yoksa ölümler hepimizin canını yakmaya devam edecek" dedi.

Demirtaş, diyalog yollarının kapalı olmasının sakıncalarına da dikkat çekerek, "İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit için analar burada. Bu diyalogsuzluğun yol açtığı tehlikeyi görüyorlar. Başbakan bunu görmüyor mu? Artık el ele verelim, bu ayrımcı söyleme aldanmayın. Hayatında bölgeyi görmemiş, oraya adım atmamış insanlar oturmuş köşklerinden kürsülerinden ahkam kesiyorlar. Bu yüzden biz tecride, soykırıma ve askeri operasyonlara karşı çıkacağız" diye konuştu.

Hiç yorum yok: