17 Kasım 2011 Perşembe

Eğitim ve Bilime Gülen Cemaati Kuşatması

Maxime Azadi-ANF

 
AKP iktidarı Türkiye’yi öğretmenler açısından da dünyanın en büyük cezaevi haline getirdi. Bugün 21’i Eğitim-Sen üyesi olmak üzere KESK’e bağlı 40 yakın kamu çalışanı cezaevinde bulunuyor. Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, eğitimdeki muhafazakarlaşmaya dikkat çekerek, “Türkiye’yi şu anda Fethullah Gülen yönetiyor” dedi.

2002 yılında iktidar olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’si 9 yılda Türkiye’yi düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklananlar açısından dünyanın en büyük cezaevi haline getirdi.

Her açıdan dünyanın en büyük cezaevi

Bugün 70’e yakın gazeteci, 500 dolayında öğrenci, en az 18 belediye başkanı ve 8 milletvekili (6 BDP'li, 2 CHP'li) cezaevlerinde bulunuyor. Adı konulmamış bir faşizm sözkonusu iken Erdoğan, “ileri demokrasi”sini tüm dünyada pazarlamaya devam ediyor. Kürtlerin 2009’da belediye seçimlerindeki başarısının ardından startı verilen KCK operasyonları kapsamında 8 bine yakın BDP üyesi gözaltına alındı. Bunlara PKK ile bağlantısı oldukları iddiasıyla gözaltına alınan veya tutuklanan binlercesi dahil değil.

Aynı operasyonların iş ve eğitim dünyasındaki hedefi ise KESK oldu. Bugün 40’a yakın KESK üyesi cezaevlerinde bulunuyor. AKP ve Fethullah Gülen cemaati eğitimde kadrolaşarak ve işçilerin sesi olmaya çalışanları susturmaya çalışarak yandaş örgütlenmeleri güçlendirirken, siyasi operasyonlarının eğitim alanındaki hedefinde Eğitim-Sen’liler var.

Büşra Ersanlı dahil 21 eğitimci cezaevinde

ANF’ye konuşan Eğitim-Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, aralarında Kasım başında tutuklanan profesör Büşra Ersanlı’nın da olduğu 21 Eğitim-Sen üyesinin cezaevlerinde olduğunu söyledi. Bu tutuklamaların 2009’da kamu çalışanlarına yönelik başlatılan “konseptin bir parçası” olduğunu söyleyen Bozgeyik, 1990’lı yıllarla paralellik kurarak, konsept değil, biçimin değiştiğini söyledi: “1990’lı yıllarda 120’ye yakın kamu çalışanları öldürüldü. Konsept değişmedi, biçim değişti.”

Türkiye’de son 9 yılda cezaevlerindeki tutuklu sayısı çılgın bir şekilde arttı. AKP iktidara gelirken 50 bin dolaylarında olan tutuklu sayısı 130 bine çıktı. Associated Press’in anti-terör yasasına ilişkin yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye 11 Eylül 2001’de ABD’deki saldırılardan bu yana “terörizm” suçlamasıyla en fazla insanı içeri atan ülke oldu. ABD’nin çok önünde olan Türkiye’nin 12 bin 897 kişiyi bu kapsamda tutukladığı, 2005’te 273 kişiyi, 2009’da ise 6345 kişiyi mahkum ettiği vurgulandı.

Eğitimde 'temizlik' operasyonu

Tüm muhalif sesleri susturma ve AKP-Gülen iktidarını toplumu tüm kesimleri üzerinde hakim kılmayı amaçlayan operasyonlarda, eğitim kurumlarına özel bir önem veriliyor. Gülen Cemaati kuruluş aşamasından bu yana özellikle Kürt bölgesine eğitim adı altında yoğun bir asimilasyon yürütüyor. Bu faaliyetler Avrupa, Orta Asya ve Kafkas ülkelerinde de hükümetlerin dikkatlerinden kaçmıyor.

Gülen hareketi AKP hükümetinin gelmesiyle birlikte devlet mekanizmalarının tümüne nüfuz ederken, eğitimdeki asimilasyonist politikasını bir sistem haline getirmek için “temizlik” operasyonları yürütüyor. Gülen’in kendisi bu politikasını şöyle özetliyor: “Polis, öğretmen, sağlıkçı, savcı gitsin onların alyuvarlarına-akyvarlarına girsin! Kuşatsın çembere alsın altını üstüne getirsin.”

Kamu çalışanları açısından zor bir dönem

Kamu çalışanları açısından zor bir dönem olduğunu söyleyen Bozgeyik, örgütlü tüm muhaliflere karşı, “marjinalize etme”, “kriminalize etme”, “sanal iddianamelerle tutuklama” saldırılarına dikkat çekiyor. Eğitim alanında Eğitim-Sen üyelerinin sadece tutuklamalara değil, sürgün ve açığa almalara da konu olduğunu ifade eden Bozgeyik, eğitimcilerin Çankırı, Burdur ve Giresun gibi kentlere sürgün edildiklerini söyledi. “Eğitimde giderek muhafazakarlaşma var” diyen Bozgeyik, bilimsel eğitime karşı bir yaklaşımın sözkonusu olduğunu belirterek, özellikle Gülen Cemaati’nce yürütülen kadrolaşmaya dikkat çekti.

Her ilde Gülen Cemaati’nin oluşturduğu birimlerce eğitimdeki kadroların belirlendiğine işaret eden Bozgeyik, “Şu anda Türkiye’yi Fethullah Gülen yönetiyor. Doğlal olarak Eğitim-Sen, KESK üyeleri hedef haline getiriliyor” dedi. KESK’e yönelik operasyonların bir nedeninin de cemaate yakın sendikaların ve örgütlenmelerin daha güçlendirilmesi olduğunu söyleyen Bozgeyik, 10 Aralık’ta Urfa’da KESK öncülüğünde bir protesto mitingi yapılacağını belirtti.

Hiç yorum yok: