2 Kasım 2011 Çarşamba

Çukurca Eylemine Katılan Gerillalar Anlattı



HPG’nin, “Devrimci Harekat” olarak nitelendirdiği Çukurca eylemine katılan bazı gerillalar ANF’ye konuştu. Türk ordusunun gerilla karşısında çaresiz olduğunu ifade eden gerillalar, bu kadar kapsamlı bir eylem ile herkese gerillanın gerçek gücünün gösterildiğinin altını çiziyorlar.

 Eylemin amacının, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikasına, Kürt halkı üzerindeki devlet terörüne bir cevap olduğunu ifade eden gerillaların eylem ilişkin aktarımları şöyle:

Mahmut Kobani: “Bu eylemin birkaç amacı vardı. Birincisi, uzun süreden beri Önderliğimiz üzerindeki tecrittir. Bizim için kırmızı çizgilerin en önemlisidir. Süren bu tecrite karşı gerillada büyük bir öfke birikti. Bu eylemde biriken bu öfkenin taşması oldu. İkinci amaç, gerillaya karşı gelişen imha saldırılarına karşı yapıldı. Üçüncüsü, halkımız üzerinde yürütülen soykırıma ve imha planına karşı yapıldı. HPG olarak altıncı konferansımızda Devrimci Halk Savaşı kararı aldık. Ve bu kararımızı pratikleştirmek için çalıştık. Bu eylemde devrimci halk savaşının pratikleşmesi için bir adım oldu. Bu eylem oldukça kapsamlıydı. Gerillanın birçok taktiği vardı. Saldırı, pusu, taciz, darbeleme, suikast gibi taktikler vardı. Hem gece hem gündüz bu taktikler yapıldı. Gerillanın derin gizliliği ile yapıldı. Çok sayıda gerilla gizli bir şekilde başarılı ve kusursuz bir eylem başardı. Biz bu eylemle yetinmeyeceğiz. Herkes şunu çok iyi bilmeli ki Önderliğimiz ve halkımız üzerindeki saldırılar durmazsa eylemlerimiz devam edecek.”

Agit Garzan: “Daha önce hem AKP hükümetini hem de devleti uyarmıştık. Eyleme giderken büyük bir sorumluluk altında gitmiştik. 18 askeri hedefimiz vardı ve bunların içinde iki tanesi tamamen imha edildi. Bilican Karakolu, Tepe Güvenlik, Sere Seve Karakolu, Tepe Gire ve Çukurca merkezindeki Jandarma Karakolu. Ben de Bilican Karakolu’na yapılan eylemde yer aldım. Üç koldan bu karakolu vurduk. Burada 60 asker vardı. Karakol tamamen elimize geçti. Yaklaşık bir saatte karakol elimize geçti. Tam bir gerilla taktiği ile başarılmış bir eylem oldu. 60 tane silah topladık. Ama silahların sadece 21 tanesini getirdik. Diğer silahların hepsini imha ettik. İmha ettiğimiz silahlar içinde A-4, A-6, Uçak savar, bomba atar, BKC, nikon dürbünleri vardı. Taşıyamadığımız bütün silahların ve askeri teçhizatları imha ettik. Yine bazı askerlerin üzerinde bulduğumuz kimlikleri de aldık.”

Botan Bingöl: “Türk basını sürekli olarak kendi ordusunu övüyor. ‘Profesyoneldir, donanımlıdır ve dünyanın sayılı ordularındandır’ deniliyor ama öyle olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Türk ordusu zayıf ve iradesiz bir ordudur. Biz karakola girdiğimizde bir asker bile bizimle savaşamadı. Mevzilere saklandılar ve arkadaşlar tek tek mevzilere girdiler. Çok kısa bir sürede karakol elimize geçti. Eylem öncesi yaptığımız keşiflerden edindiğimiz bilgilere göre asker sayısı karakolda 30-40 arasıydı. Ama karakola girdiğimizde eylem günü fazladan asker takviyesi yapıldığını gördük. Asker sayısı ikiye katlanmıştı. Yine bazı karakollara ağır silahlarla eylem yapılırken, bazılarına da aynen bizim gittiğimiz karakol gibi eylem yapıldı. Bazı yerlerde de sadece suikast eylemleri yapıldı. Bazı arkadaşlar da saldırı güçlerinin savunmasını yaptı. Bu tür eylemeler gerilla için zor değil. Başarı elde edene kadar eylemlerimiz devam edecek.”

Baz Met Samsur: Bu eyleme büyük bir fedakarlıkla hazırlanıldı. Bütün arkadaşlar canla başla katıldı. Ben havan başındaydım. Yani saldırıya giden arkadaşların savunmasını yapıyorduk. Eylemimizle hedefimizdeki karakolu etkisizleştirdik. Bu sayede de diğer arkadaşlarımız da eylemini başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. 18 noktadan düşman üslerinin aynı anda tek darbeyle vurulması gerillanın başarısını gösteriyor. Bu eylemle Türk ordusunun yıkılmışlığı ortaya çıktı. Dünyanın en gelişmiş tekniğine rağmen gerillaya karşı bir şey yapamadıkları ortaya çıktı. Ayrıca şimdiye kadar gelişen saldırılara karşı kendimizi savunduğumuz gibi düşmanın en güçlü kalelerinden bir olan Çukurca’daki karakollarına büyük bir darbe vurduk. Şunu açık söyleyebilirim, Türk ordusu kendine güvendiği ve Güney Kürdistan’a gerçekleştirdiği kara operasyonlarında bir kapı olarak kullandığı Çukurca’da kırıldı.”

Eylül Amed: Eylemimiz bir saati aşkın sürdü. Eylem oldukça başarılı bir eylemdi. Bu kadar kapsamlı bir eylemin açık vermeden gerçekleşmesi kolay bir iş değildir. Gerekirse ölmeye hazır olan bir gücüz ve bütün arkadaşlar bu yaklaşımla çalıştı. Eylem sırasında ve sonrasında çıkan operasyonlar sırasında da arkadaşlar etkili bir şekilde savaştı. Sonuçta düşmana ağır bir darbe vurduk. Deyim yerindeyse Çukurca kuşatma altına alındı. Deştan Karakolu dışındaki bütün askeri noktalar vuruldu. Bilican Alayı, Güvenlik Tepesi gibi yoğun teknikle donanımlı tepeler arkadaşlar karşısında bir mermi bile atamadılar. Çukurca da yerel halkın nüfusunu aşan bir asker sayısı var. Yani Çukurca işgal edilmiş ve kuşatılmış durumda. Ona rağmen böyle bir eylemin gerçekleşmesi büyük bir başarıdır.

Kendal Doğan Kato: Bir planlama kapsamında ve devrimci halk savaşı ruhuyla gerçekleşen bir eylem oldu. 20 bin askerin bulunduğu Çukurca’da eylemin yapılması önemliydi. Eylemin hazırlığı, katılımı ve sonrası büyük bir çaba ve fedakarlıkla yapıldı. Devrimci halk savaşının nasıl olacağının bir göstergesi oldu. Ben eylemde kattuşa kullanıyordum. Ağır silahlar konusunda biz de kendimizi geliştirdik. Biz ağır silahlarla Bilican Alayını vurduk. Askerlerin toplandığı yerler, arabaların garajları, çadırları hedef aldık. Düşman bizim böyle ağır bir tekniği kullanabileceğimizi de beklemiyordu. Onlar için sürpriz oldu. 2008’de Zap operasyonunda arkadaşlar ferdi silahlarla Türk ordusuna ağır darbe vurmuştu. Ama bu gün farklı silahlarla da darbe vurabiliyoruz.”

Gerilla Şoreş Agır: Ben de doçka kullandım. Bizim de hedefimizde Bilican Taburu vardı. Bir doçkayla taburu susturduk. Çok seri bir şekilde kullanmamız gerekiyordu doçkayı ve öyle de yaptık. Hedefimiz isabetliydi. Kobra da zaten gelemiyordu, bize yaklaşamıyor, uzakta duruyordu. Elimizden geldiğince kobraların da arkadaşlara vurmasını engelliyorduk. Türk devleti saldırılarına devam ettiği sürece, gerilla tarafından da böyle operasyonlar devam edecektir.

Gerilla Şex Tufan: Vurduğumuz 18 yerde düşmanın tamamen kırıldığını belirtebiliriz. Hem psikolojik olarak hem de askeri iradede kırıldı. Biz savunmada yerimizi alıyorduk, ağır silahlardan katuşayı kullanıyorduk. Hedefimiz ise Bilican Taburu’ydu. Operasyon gücüydü bunlar. Topçu taburu vardı. Hedefimiz onlardı. Yine bu taburun etrafında askerlerin olduğu tepeler vardı, arkadaşlar da buralara eylem gerçekleştirdi. Taburun geneli adeta sustu. Kırk beş dakika içerisinde 3-4 tepe arkadaşların eline geçti.

Sipan Dılşer: Böylesine büyük ve donanımlı karakollar gelişen bu eylemler karşısında bir şoku yaşadılar. Sanki böylesine güçlü eylemleri yapabileceğimizi tahmin edemiyorlardı. Adeta üzerimize gelmesinler diye bir savunma psikolojisine girmişlerdi. Çok asker vardı bu karakollarda, tepelerde. Ancak bu bile savaşma gücünü yaratamıyordu onlarda. Oysaki o tepeleri öylesine savunmaya almışlar, tedbirlerini geliştirmişlerdi. Tellerle, mayın ve kameralarla etraflarını sağlama almışlardı, her tarafa elektrik çekmişlerdi. Takviye gönderip askerlerini kurtarmak istediyseler de, bunları da vurduk. Bu takviyeler de bir şey yapamadılar. Tamamen savunma durumunda kaldılar.

Ruken Cudi: Benim bulunduğum eylem grubunda Bilican Karakolu’nu ve ona bağlı tepeleri kaldırmayı hedefledik. Kapsamlı planlamalar yaptık, guruplar oluşturduk. Biz de ağır silahlar, doçka gurubunda yerimizi aldık. Hem arkadaşlarımızı korumayı, hem de düşman hedefini darbelemeyi esas aldık. Bu eylemde atik bir hareket tarzını izledik. Eylemler karşısında düşmanda teknik bir yönelimde bulunmaya çalıştı, fakat biz duyarlı, savunmalı ve hızlı bir çekilmeyi esas alarak kendimizi koruduk. Teknik bir yerden sonra gerilla önünde engel olamıyor. Üzerimize düşen tüm görevleri başarı ruhuyla yerine getireceğiz, halkımız şunu bilmeli, çözümü yaratıncaya dek savaşacağız. Bu savaşta haklı olan kazanacaktır, halkımız bu inançla başaracağımızı bilmelidir.”

Rojhat Botan:
Bizim vurduğumuz tepede 40 asker vardı, bu askerlerin hepsi imha edilerek, 18 silaha, dürbün ve teknik bazı malzemelere el konuldu. HPG olarak bu eylemlerle başarımızı kanıtladık.

Demhat Tolhildan - Delil Zilan / ANF

Hiç yorum yok: