14 Ekim 2011 Cuma

YJA: Fatma Şahin Kadınlara AKP Aile Modelini Dayatıyor

Kadın hareketi YJA Koordinasyonu, Türkiye’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in AKP hükümetinin başında olduğu devletin kadınlara uyguladığı şiddeti görmediğini belirterek, erkek zihniyetli AKP’nin geleneksel kadın tipini ve aile modelini topluma empoze etmek için Şahin’in öne sürüldüğünü belirtti.

YJA Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, AKP hükümetinin kadın sorununa yaklaşımını sert bir dille eleştirdi. Bugün binlerce BDP’li kadının AKP hükümetinin uyguladığı devlet şiddetinin mağduru olduğunu kaydeden YJA, Şahin’in kadına karşı şiddetle mücadele ederken, Kürt kadınlarının maruz kaldığı devlet terörünü görmeyerek samimiyetsizliğini ortaya koyduğunu ifade etti.

YJA Koordinasyonunun açıklaması şöyle:

“Yaşamımızın her anında ve alanında, yıllardır erkek egemenlikli zihniyet ve sistem tarafından uygulanan kadına karşı şiddet, sistematik olarak hızından ve yoğunluğundan hiçbir şey kaybetmeden süregelmektedir. Buna karşı bilinçlenen ve örgütlenen kadının da mücadelesi her zaman olduğu gibi, bu günde devam etmektedir. Ancak toplumsal cinsiyetçiliğin ve egemen sistemin politikalarıyla toplumun her kademesine işlenmesi, erkeğin bireysel şiddetinin yanı sıra, toplumsal ve özelde devlet yapılanmasıyla bağlantılı geliştirilen şiddet kadını ne yazık ki, açık veya örtülü vurmaya devam ediyor. Kadınların bilinçlenmesi ve örgütlenmesiyle kadına karşı uygulanan çok yönlü şiddete karşı mücadelede ivme kazanılmasına rağmen, ortak mücadele yeterince açığa çıkarılamamıştır. Kapitalist modernitenin özgürlük bilinci ve örgütlülüğünü çarpıtan politikaları karşısında güçlü bir kadın dayanışması yaratılamamıştır. Bundan dolayı kadın adına geliştirilmek istenen birçok politika veya mücadele yöntemi adı altında kadını derin ve gizli köleliğe, geleneksel kadın duruşuna yöneltme son dönemlerin en fazla başvurulan tehlikeli politikalar olmaktadır.

Kürt kadınları toplumsal cinsiyetçilikten kaynaklı şiddetle, en fazla da devlet terörüyle yıllardır karşı karşıya kalmaktadır. Kazandığı özgürlük bilinci ve örgütlülüğüyle toplumsal cinsiyetçilik ve karşılaştığı çok yönlü şiddetle mücadelesini her geçen gün daha da yükseltmekte ve yaymaktadır. Kürt kadınları yaşamının her anında devlet terörü ve şiddetliyle karşı karşıyadır. Türk devleti nasıl Kürt halkına karşı inkar-imha siyasetiyle neredeyse Kürdistan’ı açık bir cezaevi ve işkencehaneye çeviriyorsa, özelde Kürt kadınına karşı çok daha ağır saldırılar geliştirmektedir. AKP Hükümetinin tek tipleştiren faşizan karakteri Kürt kadınları karşısında ise tam bir maço devlet kimliğini kazanmakta ve Kürt kadınlarına karşı uyguladığı tacizi, fuhuşu, işkenceyi, tecavüzü ‘terörle mücadele’ adı altında bir devlet politikası olarak meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Kürt kadınları çok yönlü bu sistematik devlet terörü ve şiddeti karşısında direnişini sürdürmekte ve özgürlük duruşunu tavizsiz korumaktadır.

FATMA ŞAHİN KADIN MÜCADELESİNİ FRENLEMEYE ÇALIŞIYOR

Kadınların özelde Kürt kadınlarının yükselen özgürlük duruşu ve mücadelesi karşısında geleneksek erkek zihniyeti ve politikalarına sahip AKP hükümeti, bir kadın bakanı öne sürerek kadın mücadelesini kadın eliyle geriye çekmeye ve geleneksel kadın duruşunu topluma empoze ettirmeye çalışmaktadır. Bakan Fatma Şahin kadın kimliği üzerinden sözde kadına karşı şiddete yönelik bir mücadele başlatmanın propagandasını yapmakta, kendince etrafına bazı kadınları da alarak Türkiye’de ve Kürdistan’da gelişen kadın mücadelesini frenlemeye, AKP politikaları doğrultusunda revize etmeye çalışmaktadır.

NEDEN KADINA YÖNELİK DEVLET TERÖRÜNÜ GÖRMÜYOR


Kadına karşı şiddetle mücadele ederken, Kürt kadınlarının yaşadığı devlet terörünü görmemek, AKP’nin, özelde başbakanın tamamen egemen erkek zihniyetini, dilini ve devreye koyduğu şiddet uygulamalarını es geçmek hangi Kürt kadınına inandırıcı gelebilir? Başbakanın ‘kadın da olsa, çocuk da olsa, gereken neyse yapılacaktır’ sözünü, Ceylan Önkol gibi onlarca kız çocuğunun polis, asker tarafından katledilişini, barış isteyen yaşlı anaların demokratik taleplerini dile getirirken coplar altında kan revan içerisinde bırakılışını, yerlerde sürüklenmesini, tekmelenmesini bakan Fatma Şahin neyle tanımlıyor acaba? Kendisiyle aynı mecliste yer alan ve kadın özgürlüğü için yıllardır mücadele eden halkın temsilcilerine saldırılar geliştirilirken Fatma Şahin gibileri neden ek bir tepki açığa vurmuyorlar? Bu halkın seçilmiş milletvekili olan Ayla Akat’ın karnına asker silahının namlusunu dayatırken, Sebahat Tuncel ve Sevahir Bayındır tazyikli su sıkılarak hastanelik edilirken, en son tüm dünyanın gözü önünde BDP eşbaşkanı Günten Kışanak’ın üzerine polis panzeri sürerken Bakan Şahin tüm bunları hangi şiddet kapsamına alıyor? N. Ç. Gibi Kürt genç kızlarına polis, asker, devlet memurları başta olmak üzere yüzlerce devlet yetkilisi tecavüz etmesine rağmen, bu ve buna benzer onlarca davanın hasır altı edilmesini nasıl tanımlıyor? Tüm bunlar kadına karşı şiddet kapsamında değil midir? Başbakanın veya hükümetin, polisinin bu şiddetine karşı bakanın bir kınama açıklaması oldu mu? Kürt kadınlarına karşı uygulanan polis, yargı şiddetine karşı tavrı nedir?

AKP’NİN GELENEKSEL AİLE MODELİ EMPOZE EDİLİYOR


Kuşkusuz içine girdiği tutumlar, sözde şiddete karşı parlamentoda ortak mücadele arayışında CHP ve MHP’li kadınlarla bir araya gelirken, en fazla şiddete maruz kalan BDP’li kadınlarla Fatma Şahin’in görüşmemesi hangi amaçlarla yola çıktığını açıkça ortaya koymaktadır. Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesini görmezden gelmesi, erkek zihniyetli AKP’nin geleneksel kadın tipini ve aile modelini topluma empoze etmekten başka hiçbir amacının olmadığını, kadın olarak kadın adına bir mücadele arayışında samimi olmadığını ortaya koymaktadır.

KADINLAR AKP ŞİDDETİNİN MAĞDURU

Ama ne var ki, bakan Fatma Şahin gibi devlet ve erkek zihniyetiyle hareket eden ancak ‘kadın adına mücadele ediyoruz, bize destek verin, bakın AKP bu kadar kadın için çalışma yürütüyor’ edebiyatıyla toplumun zihnini karartmayı, kadın cephesinde de kendince bir yanıltmayı veya en ucuz hesapla alternatif kadın politikaları geliştireceğini sanıyor. AKP’nin erkek egemen zihniyetini hemen herkes görüyor. Özellikle Kürt kadınları her gün zaten şiddet politikalarının sonuçlarını yaşıyor. Şu an binlerce Kürt kadını zindanlara sudan gerekçelerle tıkılmış durumdadır. Binlerce oyla seçildiği halde milletvekilliği kabul edilmemekte, onlarca seçilmiş kadın belediye başkanı hapislere atılmaktadır. Bu kadına karşı şiddetin en üst boyutudur ve bizzat Bakan Şahin’in üyesi olduğu AKP hükümetinin uyguladığı devlet şiddetidir. Bunlara karşı bir mücadele, tepki, tavır olmadığı müddetçe yapılan çalışmaların Kürt kadınları nezdinde hiçbir değeri yoktur. Çünkü Fatma Şahin eliyle yürütülmek istenen politika; özgürlük için mücadele eden kadınları sınırlamak, geleneksel kadın ve aile çizgisinde boğmaktır.

Kürt kadınları her zaman olduğu gibi, gerçek özgürlük mücadelesi veren tüm kadınlarla ortak mücadelesini ve dayanışmasını sürdürecektir. Özgürlük mücadelesi ve kadın dayanışmasına inan tüm kadınların erkek zihniyetiyle yürütülmeye çalışılan bu tehlikeli politikalara karşı gereken cevabı vereceklerine ve kadının öz iradesi, bilinci ve örgütlülüğüyle eşit- özgür- demokratik bir toplum yaratılmasında daha güçlü bir mücadele ve örgütlülük içerisinde olacaklarına inanıyoruz. Başta Kürt kadınları olmak üzere tüm kadınları kadın eksenli örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.”

Hiç yorum yok: