25 Ekim 2011 Salı

‘Sıfır Sorun’ Politikasından Suriye Harekâtına

İran’daki muhafazakârların yayın organı ve genellikle İran İslam cumhuriyetinin siyasal çizgisini yansıtan KÊYHAN gazetesinde yayınlanan bir haberde...

İran’daki muhafazakârların yayın organı ve genellikle İran İslam cumhuriyetinin siyasal çizgisini yansıtan KÊYHAN gazetesinde yayınlanan bir haberde; AKP hükümetinin meclisten geçirdiği ve PKK’ye karşı olduğu söylenen sınır ötesi operasyon tezkeresinin gerçekte Suriye’ye karşı çıkartıldığı ifade edildi.

Gazetenin konu ile ilgili haber analiz yazısında şu hususlara yer verildi. Suriye’deki muhalif adı verilen ABD ve AKP tarafından devşirilen işbirlikçilerin Türkiye’de ki gizli askeri üslerde eğitildiği, yine bu işbirlikçi muhaliflere Türkiye üzerinden silah ve askeri mühimmat gönderildiği belirtiliyor.

AKP hükümetinin ABD ile yaptığı gizli anlaşmada PKK konusunda ABD, AKP hükümetine destek vereceği bunun karşılığında da Türkiye,  Suriye’ye savaş tehdidini kullanarak baskı uygulayacağı açıklanıyor. Bu planın ilk aşamasında Türk devletinin BM kararı olmadan Suriye’ye yaptırım kararı alması oldu.

Tayip Erdoğan, Obama ile yaptığı görüşmede, PKK sorunundan dolayı Suriye’ye bir savaşı göze alamayacağını dile getirmişti. Bunun üzerine ABD, PKK konusunda ‘sıcak istihbarat’ adı altında Medya Savunma Alanları üzerinde dolaştırılan Predatör keşif uçaklarıyla istihbarat vermeye başladı. Suriye harekâtı başlamadan önce PKK sorunun bitirilmesi için harekete geçildi. 

ABD’nin Türk devletine verdiği ‘sıcak istihbarat’ kapsamında Medya Savunma Alanları içinde yer alan köylerin-köylülere ait tuvalet ve banyoları, hayvanlarına ait ahırları; cephanelik, iletişim merkezi, malzeme deposu, kontrol noktaları olarak Türk uçaklarınca hedef gösterilerek vurduruldu. Türk ordusuna ait bir savaş uçağının bomba yüklü olarak kalkışı 1 milyon doları bulmaktadır.  Hedeflere atılan bir füze 150 bin dolar, 1 tonluk bir kazan bombası ise 250-300 bin doları bulmaktadır. Köylülerin en fazla 300 dolara yaptırdıkları banyo ve tuvaletler, “PKK kampları” istihbaratı ile 300 bin dolarlık kazan bombaları ile vuruldu.

Bir taraftan Türk savaş uçakları, ABD’nin verdiği ‘sıcak istihbarat’ ile Medya Savunma Alanlarını vururken diğer taraftan da Türk devleti, Suriye sınırına sıfır noktada bulunan alanlarda dokuz gün süren bir tatbikat başlattı.  Bu tatbikatın Suriye’ye yönelik ABD destekli bir saldırının ön hazırlıkları olduğu, tatbikat gerekçesiyle Suriye sınırında olan Antep, Mardin ve Urfa Hatay, İskenderun’a tren ve askeri tırlarla ağır silahlar kaydırıldığı kamuoyundan gizlenmeye çalışıldı.

ABD’ye ait bir casus uydu da Suriye üzerine kaydırıldı. Suriye devletine ait askeri tesis, savaş uçakları ve ağır silahların fotoğraflarını çekerek AKP hükümetine vermeye başladı.  Bu hazırlıklar yanında ABD’ye ait Adana’daki İncirlik üssünde de yoğun askeri hazırlık yapılmaya başlandı. Son dönemlerde üsse yeni savaş uçakları aktarılırken, kargo uçaklarının iniş kalkışlarında da yoğun bir hareketlilik yaşanıyor. Türk devleti de Diyarbakır, Batman ve Malatya bulunan savaş uçaklarının sayısını arttırdı.
Suriye’de, Türk devletinin sınırda başlattığı askeri tatbikata tepki göstererek sınır kapılarını kapatarak, sınırlara ağır silah ve asker takviyesi yaptı. Suriyeli üst düzey yetkililerin Arap basınına yaptıkları açıklamalarla Türk devletinin sınırda yaptığı askeri tatbikattan duydukları rahatsızlıklarını dile getirdiler. Basına verilen demeçlerde AKP hükümetinin bir süre önceye kadar kendileri ile milyarlarca dolarlık anlaşma gerçekleştirdiğini, kendilerine birçok konuda söz verdiklerini söylediler. AKP hükümeti ve başbakanının daha önce ticari ve ekonomik işbirliği anlaşmaları yaptığı Mısır, Ürdün ve Libya’da olayların çıktığı bazılarında rejimlerin değiştirildiğine dikkat çektiler. AKP hükümetinin İslam kimliği adı altında ABD’nin Truva atı olarak İslam ülkelerinin içine sokulmak istendiğini dile getirdiler. Bir yetkili, Suriye için en tehlikeli düşmanın AKP olduğunu, bir taraftan kendileri ile milyonlarca dolarlık anlaşmalar imzalarken bir taraftan da ABD’nin desteği ile arkadan kuyularını kazdığı ifade etmişti. Aynı yetkili, Suriye üzerinde Fransa ile Türk devleti arasında gizli bir çatışmanın yaşandığını, Türk devletinin Suriye’nin işgal edilmesi durumunda pastadan daha fazla pay alabilmek için Fransa’yı kendine rakip gördüğünü sözlerine eklemişti.

Suriye’ye yönelik uygulanan planın bir benzeri İran’a karşı uygulandı. AKP hükümeti, İran devleti ile bir taraftan stratejik anlaşmalar imzalarken bir taraftan da karşılıksız sözlerle İran’ı PJAK’ın üstüne sürdü. ABD’nin İran’a karşı olduğunu söylediği füze kalkanının Malatya’ya kurulmasına öncülük etti. İran’a yönelik yürütülen gizli harekât bununla da sınırlı kalmadı. AKP,  İran devletini PJAK ile savaştırırken;  bir yandan da İran’ın Tebriz, Urmiye, Erdebil, Şiraz, Ahwaz’da, GAP-Güney Azerbaycan Partisi (Merkezi Ankara’da)  ve Cümbüji Azeri-Azeri Birliği (Merkezi Bakü’de)  ile ayaklanma başlattılar.  Azerilerin yaşamış olduğu bu bölgelerde AKP ve işbirlikçileri tarafından başlatılan ayaklanmalarda Urmiye’de 3, Tebriz’de 6, Erdebil’de 5 Şiraz’da 3 kişi öldürülürken, 100’den fazla yaralı ve 1000’den fazla ise gözaltı yaşanmıştı.

Suriye’ye yönelik askeri harekât hazırlıkları AKP yandaşı Türk basını tarafından gizlendi. PKK’ye yönelik sınır ötesi operasyon,  AKP hükümeti ve onun başbakanının Kürtlere yönelik başlattığı ırkçı-faşist saldırıların allana-pullana verildiği gündemlerle kamuoyu oyalandı.

Obama ile Tayip Erdoğan arasında yapılan gizli anlaşmada Suriye’nin işgal edilmesi ardından Türk devletinin payına nelerin düşeceği de belirlendi. Buna göre, AKP hükümeti Güneybatı Kürdistan’ın Cizire bölgesindeki zengin petrol alanlarından pay verilecek. Ayrıca AKP’nin girişimleri sonucu AKP tarzı ABD işbirlikçisi bir hükümetin Suriye’de iktidara getirilmesi planlandı. Güneybatı Kürdistan’ın denetiminde AKP’nin daha etkin duruma getirilmesi, bu şekilde Güneybatı Kürdistan’da da AKP işbirlikçisi Kürt partileri ile Güneybatı Kürdistan’da etkin duruma gelerek PKK’nin oradaki etkisini kırarak, Kürtler arası ulusal birlik ittifakının önüne geçilmesi amaçlanıyor.

PKK’nin tasfiyesi konusunda oluşturulan konsept kapsamında,  PKK’nin denetiminde Medya Savunma Alanları içinde yer alan köylerin boşaltılması için de planlar yapılıyor.  Medya Savunma Alanlarına yakın Ranya, Sengeser, Amediye ve Xanêxîn’e konteyner tipi prefabrik evlerin yapılması için harekete geçildi. Konteyner tipi evlerin yapım masraflarını Türk devleti karşılayacak. 1,5 ay içinde tamamlanması istenen bin adet konteyner yapımı için ihale açıldı. Tahmin edileceği üzere, konteyner evlerin ihaleleri MÜSİAD bağlantılı AKP işbirlikçisi; Eras İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Gestaş İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş, İHE İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Ekşioğulları İnşaat Endüstri Ticaret Anonim Şirketi, Siyah Kalem Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine verildi.

KDP ve YNK’yi PKK’ye karşı kışkırtamayan AKP hükümeti Irak merkezi hükümetten medet ummaya başladı. Irak başbakanı Nuri Maliki’ye gönderilen özel bir heyet aracılığıyla gizli bazı anlaşmalar yapıldı. Bu anlaşmaya göre  “PKK ve PJAK sorununun en iyi çözüm yolu, sınırlara Irak askerini göndermek olduğu sonucuna varıldı. Maliki’nin AKP heyeti ile yaptığı görüşmede Türk heyeti Maliki’ye; “merkezi hükümet ile Hewler arasında var olan sorunları bir biçimde Kuzey Irak’taki PKK varlığı ile ilişkilendirin. Biz de Irak içi dengelerde size destek verelim” biçiminde bir mesaj iletildi. Bu mesaj üzerine Maliki basın önüne geçerek Irak askerinin Güney Kürdistan sınırlarına yerleştirilebileceğini söyledi.

Bu gelişmelerin yaşandığı bir dönemde Irak ordusu Xaneqin, Diyala ve çevresindeki resmi dairelerde Kürdistan bayrağını zorla indirdi. AKP’nin isteği doğrultusunda Irak ordusunun tankı, topu ve büyük bir askeri güçle Güney Kürdistan’ın Hewler, Süleymaniye ve Duhok’a girerek gelip dağlarda operasyon yapması her şeyden önce Güney Kürdistan’ın yeniden işgal edilmesi olacaktır. Böyle bir durumun- bedel vermiş Güney Kürdistan halkı tarafından kesinlikle kabul edilmeyeceği, hiçbir Kürt partisinin AKP’nin paralı askeri olmayacağı açıktır.

AKP hükümeti, ABD’nin paralı uşaklığını yaparken başkalarını da kendi uşağı yapmaya çalışmaktadır. Fakat bu politika bir türlü sonuç vermemektedir. Bu bağlamda “sıfır sorun politikası” çökmüş durumdadır. Suriye, İran ve Güney Kürdistan politikalarında ABD’nin istemlerini karşılayamaz duruma gelmiş, bölge güçleri arasında sıkışıp kalmıştır.

Yasin Kılıçkaya

Hiç yorum yok: