25 Ekim 2011 Salı

İntikam Taburları

Merkez üssü Van olan depremin Van'da ve Erciş'te can ve mal kaybına neden olduğu bildiriliyor. Depremde ilk belirlemelere göre ölü sayısı yüzü aştı... Söylendiği gibi deprem 7.3 şiddetinde ise korkmalıyız ki, enkazların kaldırılmasıyla birlikte kayıp bilançosu çok daha yüksek olacak. Çünkü sömürgeci Türk devleti, insan yaşamına değil, ölüme yatırım yapmaktadır. İnsanları öldüren depremler değil, binalardır. Deprem, bir yer hareketidir. Binaları 8 hatta 9 şiddetindeki depremlere karşı dayanıklı yapmak mümkündür.

Fakat Kürt yaşamı ucuzdur. Kürt için hayata değil, ölüme yatırım yapılır. Bakalım Van'daki depremde diğer vatandaşların can kaybı ile orantılı olarak kaç karakol binası veya kışla yıkılacak? Askeri lojmanlardan kaç ölü çıkacak?

Sömürgeci Türk devletinin çaresiz bıraktığı halk, işsizlikle, yoksullukla, baskı ve zulümle; bir de küçük şiddette de olsa derme çatma evlerini yıkan depremlerle boğuşup durmaktadır. Deprem, bir doğa olayıdır. Türk devletinin gasp etmiş olduğu Kürdistan'daki depremler ise, çağ öncesinden kalma evlerinin yıkılması ve yaşamın yıkıntılar altında kalmasıdır...

Türk hava ve kara kuvvetlerinin hiç bitmeyen bombardımanlarıyla Kürdistan coğrafyasındaki yer altı hareketlenmelerinin seyri değişmiştir. Depremlerin bu kadar sık olması biraz da bundandır.
Depremden dolayı Van halkına başsağlığı mesajlarımızı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

PKK, Çukurca'daki askeri birliğe yönelik saldırıyı Türk sömürge birlikleri tarafından öldürülen ve içinde HPG'li komutanların da olduğu 7 gerilla için taptığını açıkladı. PKK'li komutanlardan Rüstem Cudi'nin adını duymuştum. HPG Askeri Konseyi Üyesi Alişer Koçgiri(Yücel Halis) ise 1992-93 yıllarında Özgür Gündem Gazetesinde çalışma arkadaşımız idi. 200 çalışanından 25'nin öldürüldüğü bir gazeteden söz ediyorum. O zamanlar Özgür Gündem'de çalışmak Rus Ruleti oynamak gibi bir şeydi. Bu Ruleti dağda veya gazetede oynamak farketmiyordu. Yücel Halis bu koşullar altında dağlara gitmeyi tercih etti. Ve Türk sömürgeci ordusunun yer delen bombalarıyla hayatını kaybetti... Kürdistan halkının ve ailelerin başı sağ olsun...


Sömürgeci Türk basını, 22 intikam taburuyla Türk genelkurmayından önce sınır ötesi operasyonlara başladı. Gençliğini Türk milliyetçiliği ve islamcı militanlıkla tamamlamış Türklerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "İntikam"diyince, Türk basını "intikam taburları" oluşturdu. Manşetli cinayet yarışına girmişler... 

"Beş, on, onbeş"... Bazen ölen gerilla sayısı 70 oluyor. Böylece ölen askerlerin kanı yerde kalmamış oluyor. Hızını alamayıp, 100-200 diyen de var. Bunlar gazeteci-insan değil, ceset sayıcılardır... Cinayet olmadığı zaman huzursuz olan bir basın varsa, o da Türk basınıdır.

Ben hiç bir zaman Türk askerlerinin ölmesine sevinmedim. Bizim en ilkel dugulara sahip arkadaşlarımız bile "ohh bir sürü asker öldü" demedi... Türklerin en hümanist yazarı görünen Ahmet Altan, PKK'nin karakol baskınlarında az kayıp vermesinden yakınıyor. 

Zafere sevinirim, fakat ölüme asla... Hangi taraftan olursa olsun ölüm ancak soğuk hislerle karşılanır. Fakat Türk basını, Türk milliyetçiliği PKK'li ölümlerden cinselliğe varan bir haz alıyor. Zaten bundan dolayı Kürtlerle Türklerin anlaşması, imkansıza yakındır demiştim.

Türkler Kürtleri ölme ve öldürme hastası yaptı. Günlerce Türk ordusunun saldırısı altında kalan PKK'nin ne zaman bir saldırısı gündeme gelse, çürmüş Kürt kafasının sağa sola saçılmış çürümüşleri sömürgeci Türk basının konuğu olurlar:

"PKK işte şimdi büyük bir hata yaptı!"

"PKK koşulsuz silah bırakmalıdır."

Türk devletinin doğrudan desteği olmasa, Türkiye ve Kürdistan'ın herhangi bir köyünde tek gün yaşayacak güçleri olmayan bu çürümüş takıma Kürtlerde isyan yenilgisinin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmanın lüzumu yok. Yenilgi varsa dirilmenin yeniden arayışları olacaktır. Türklerin İntikam Taburları varsa, Kürtlerin Özgürlük Taburları olacaktır...

Bin yıldır Türklerin idaresi altında yaşayan Kürtlerde ilginç alışkanlıklar oluşmuş. PKK'nin otuz yıllık mücadelesi demek ki, bu alışkanlıkları değiştirmeye yetmedi. Tarihi bin yıl baş aşağı giden bir ulusun trajedisidir bu. Sosyalist görünüp yasaklı Kürt kimliğiyle, sosyalizm karşıtı muhafazakar Türklüğün dizinin dibine oturmak için kişinin midesinin çok geniş olması ve her türlü yiyeceği kabul etmesi gerekiyor.

Benim zaten Türklük üzerine başka bir görüşüm var. Kürtlerin bir kesimi her zaman Türk rejimlerini zorlamıştır, ancak önemli bir kesimi de ucuz desteklerle Türk gericiliğinin ebedi hakimiyetini sağlamıştır. Gerci Kürtlüğün kendini inkar eden sömürgeci Türk faşizminden desteğini çektiği yerde, mevcut haliyle Türk devleti denen bir şey kalmayacaktır.

Kürt özgürlükçüleri, Türk sömürgeciliğinin basın, bürokrasi ve askeri alandaki temsilcilerinin ucuz kabadayılıklarına teslim olmamalıdırlar. Türk sömürgeciliğine uşaklık yapan ucuz işbirlikçilerinin sağa sola saçılmış ilkesiz, korkak ve düşmanca açıklamalarına kulak asmamalıdırlar.

Kürdistan'ın kemiklerini kıran Türk intikam taburları varsa, buna karşı da Kürdün özgürlük taburları olacaktır.

Bir isyan ve direniş zaafa uğrarsa, başka bir direnişin felsefesi, siyaseti ve güvenliği tartışılacaktır.

Unutulmasın ki, yer yüzünde hiç bir hayat Türk sömürgeciliği altında geçen yasaklı, korkak ve inkar hayatlardan berbat olamaz...

Hiç yorum yok: