Başbakan Erdoğan, Makedonya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hürriyet gazetesinden Metehan Demir’in bildirdiğine göre Erdoğan, PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından hazırlanan, kendisiyle görüşen devlet heyetinin de mutabık olduğu 3 protokolün varlığını inkar etti.
Erdoğan, devlet-İmralı-PKK arasında imzalanmış ya da hazırlanmış bir protokolün söz konu olmadığını söyledi. Erdoğan, “Protokollerden bahsediliyor. Gördüğünü söyleyenler var. Türk hükümetinin, devletinin veya benim imzaladığım veya mutabık kaldığımız bir belgeden bahsediliyor. Bu noktada özellikle belirteyim; Devlet-İmralı PKK arasında bir protokol asla söz konusu değildir. A’dan Z’ye yalandır. Böyle bir protokol yok. Yaptıkları görüşmeleri protokol diye söylüyorlar, yayıyorlar” dedi.
‘FİDAN’I ORAYA BEN GÖNDERDİM’
MİT ve PKK arasındaki görüşmelere de değinen Erdoğan, görüşmelerin basına sızmasına şaşırmadığını söyledi. Konuyla ilgili görüşmelere katılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüştüğünü belirten Erdoğan, “Müsteşarım kendine inandığım, güvendiğim bir arkadaşımdır. Onu oraya yalnız göndermedim. Afet Hanım ile göndermiştik. O sıralarda Emre Bey’in (Eski MİT Müsteşarı Emre Taner) rahatsızlığı vardı. Hakan Fidan sadece buna değil uluslararası anlamda beni temsil etmesi gereken kritik toplantılarda da görev almıştır” dedi.
ÖCALAN’A TECRİT UYGULADIKLARINI KABUL ETTİ
Öcalan’ın 27 Temmuz’dan bu yana Avukat ve ailesiyle görüştürülmemesine de değinen Erdoğan, Öcalan’a tecrit uyguladıklarını kabul etti. Kandil’in bir süreden beri “İmralı da avukatların getirdiği bilgilerden yoksun” olduğunu ifade eden Erdoğan, “Asrın Hukuk Bürosu diye bir yer var. Burası sürekli avukat değiştirir. Aynı avukatlar İmralı’ya sürekli gitmez. Ama İmralı’dan getirdikleri bilgileri şimdi kesildi. Çünkü İmralı’da lideri Öcalan ile görüşemiyor” dedi.
BDP’Yİ SUÇLADI, KCK DAVASINA SAHİP ÇIKTI
BDP’yi kast ederek ‘bazıları bilerek bazı şeyleri saptırıyor’ diyen Erdoğan, BDP ile PKK’nin Kürt halkını temsil etmedikleri iddialarını tekrarladı. “Eğer temsilci olsalardı Doğu ve Güneydoğu da bizden çok oy almalılardı” diyen Erdoğan, bölgenin BDP’nin güçlü olduğu Diyarbakır, Hakkari ve Şırnak’tan ibaret olmadığını, AKP’nin diğer illerde çok daha fazla oy aldığını söyledi.
Halkın BDP’e korkudan dolayı oy verdiğini tekrarlayan Erdoğan, KCK adı altında Kürt siyasetçilere yönelik sürdürülen gözaltı ve tutuklama furyasına da değinerek, şunları söyledi: “KCK Davası çok gündeme getiriliyor. Konu yargıda ama büyük bir hassasiyetle takip ediliyor. Burada dikkat edilirse en çok belediye görevlileri ve meclis üyeleri üzerinden operasyon yapılıyor. İyice bakılırsa buralara bırakın belediye hizmetlerini, yerel yönetimlerce bir şey yapılmadığını göreceksiniz…. Büyük ihbarlar, incelemeler var. Diyarbakır Belediyesi’nde normal çalışan elemanlar eş başkan gibi yönetiyor.”
KÜRDİSTAN’IN SRİ LANKA OLMADIĞINI DAHA YENİ ANLADI
Erdoğan, Temmuz ayında startını verdiği topyekün savaşa da değinerek, PKK’yi “minimize etmenin de bedeli var” diyerek sınır içi ve dışında operasyonlara devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, sorunun çözümü konusunda IRA, ETA ve Sri Lanka örneklerinin olmayacağını da kabul etti: “Ben Beşir Atalay’ı IRA için İrlanda’ya, ETA için İspanya’ya, her yere gönderdim. Dünyada her terör hareketini inceliyoruz. Ama kalkıp PKK’nın çözümü için ETA’yı, IRA’yı örnek almak yanlış. Sosyolojik olarak ve diğer unsurlar açısından birbirlerinden farklılar. Kalkıp saf saf konuşanlar, Sri Lanka’yı örnek gösterenler var. Kardeşim Sri Lanka ada. Ya burası? 780 bin kilometre vatan toprağı. ETA’ya gelince Başbakanları Zapatero söyledi. Topu topu 800 kişi. IRA daha farklı. Tony (Blair) ile görüştüm. O da tamamen halledemedi. Kanseri hallettim dediğin anda metastas yapması gibi bir şey.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder