13 Eylül 2011 Salı

Tamil Kaplanları'ı Yenilgisi ve PKK


Görünen o ki Türkiyedeki hükumet kendini Tamil Kaplanlarının 2009'da ki yenilgisine epey kaptırmış. Hükumetin bazı kalemşörleri de bu örnegi pişirip pişirip lanetli savaşa karar verenlerin önüne buyur ediyorlar.

Her şey bir kalem ucuyla o kadar rahat yürüyor ve başarılı sonuçlar alıyor ki, onlara göre Türkiye tarihinin görülmemiş refahına kavuşacak.

Bel bağladıkları bu lanetli savaşa kurtuluşları olarak bakıyorlar.

Sanki onlar Kürdistan'ı işgal etmemişler de, kürtler onların ülkesini işgal etmiş gibi, onca baskı ve zülmü kürtler çekmemiş de onlar çekiyormuş da tutturmuşlar kutsal kutuluş savaşının nasıl verileceğini ve günde kaç kişinin öldürülmesi gerektiğini buyuruyorlar akıllarınca.

Zaman Gazetesinin kendini kaybetmiş hükumet kalemşörleri daha ileri giderek Kürdistan da ölen askerlerin peygamber mertebesinde olduklarının fetvasını verdiler.

Peki nedir o kadar güvendikleri şey?

Savaş değil elbetteki, rengi cevabı bir değil, on kereden daha fazla TC ordusu 'sınır ötesi' operasyonlar yaptı. Sonuç alamadılar.

Yeni kurdukları özel ordularına mı güveniyorlar? Belki ama ben çok güvendiklerini sanmıyorum.

Güvendikleri tek şey var 2009 mayısında yenilgisini ilan eden Tamil Kaplanları örneği.

Tamil Aelam bölgesi 2009 mayısına kadar Sri Lanka da Tamil gerillaları tarafından kurtarılmış özerk bir alandı. Tamil Kaplanları (LTTE) Sri Lanka devletine karşı örgütün kurucusu Velupillai Prabhakaran önderliğinde 30 yılı aşkın savaş verdi ve 2009 baharında Sri Lanka devletinin eşi benzeri görülmemiş bir katliamla örgütün önderi katledildikten sonra dağıldı.

TC hükumeti devletiyle aynı tekerürü kürtler üzerinde denemek istiyor.

Tutar mı?

Nasreddin Hoca'nın göle maya çalmasına benziyor, kendileri ya tutarsa diye dua ediyordur.

Bu işler dua ve niyazla olmaz, olsaydı şimdiye kadar on tane Kürdistan kurulurdu.

İşin gerçeğine dönersek, bir savaş kapıda.

Durum sağlıklı tahlilleri gerektiriyor.

Ben 2004 yılına kadar o alanlardaydım, deyim yerindeyse Zap'tan Kandil'e kadar adım adım gezmişliğim ve görmişlüğüm var.

Eğer haneye bir zaafiyet olarak yerleştireceksek, gerillaya yapılacak en büyük kötülük rehavete kapılması ve yerleşik yaşama geçmesidir. Bazıları buna erken iktidar hastalığı diyor. Kanaatimce Tamil Kaplanlarının yenilgisinin altında yatan temel neden buydu ve bir de arkalarını dayadıkları deniz. Özerk bölgede sivil halkla birlikte ve iç içe geçerek gerilladan giderek uzaklaştılar ve zaten son savaşlarını da düzenli ordu tarzında vererek yenildiler.

Şimdi gelelim Kandil'e ve PKK gerillalarına.

Bir kere cografik yapılar hiç birbirine benzemez.

Zagros dağ silsilesi Tamil Aelam bölgesinde olsaydı bugün bunları konuşmuyor olacaktık sanırım.

Bir diğer husus ve sanırım AKP akiladamlarının göremediği gerçek şudur: Öcalan'ın yakalandığı günden itibaren kesintisiz bir şekilde PKK kendi içinde sayıları bir kaç taburu bulan ve binlerle ifade edilen Özel Kuvvetleri veya işte timleri var ve yetiştiriyor. Bu timler kafaları puşili ve değil aileleri, sıradan gerillalarla da görüştürülmüyorlar.

2004'te Maxmur kampına gelipte çocuklarını görmeye gelen ailelerin gerisin geriye nasıl gittiklerini ve çocuklarıyla görüştürülmediklerine şahit oldum. Özel Kuvvetlerde olan çocuklarının hangi alanda oldukları dahi söylenmiyordu.

O zaman o birliklere seçilmenin temel kıstaslardan birinin 'gerektiğinde intihar eylemi gerçekleştirebilecek yapıda olması' idi. Osman Öcalan bunları iyi bilir çünkü ayrılana kadar muracaatları o kabul ediyordu.

Ayrıca yapılan bütün operasyonlarda PKK'nin dağılıp toplanma taktiği yönelimleri hemen hemen her zaman boşa çıkarmıştır. PKK gerillası kıvrak ve esnek bir hareket kabiliyetine sahip. İki-üç kişilik gerilla gruplarına bölünebiliyor ve gerektiğinde hemen toparlanıp eyleme 200-300 kişilik gruplarla geçebiliyor.

Tüm bu gerillasal veriler bir yana unutulan iki husus daha var. O da bir aktif siyasallaşmış kitle desteği ve hala nasıl bir yapılanma olduğu anlaşılamayan TAK.

TAK kürtlere yönelinmesi durumunda Türkiyeyi kana bulayacağını ilan etti.

Çok sayıda PKK gerillasının bazı ülkelerin istihbaratta yer alan ve bomba eğitimi konusunda uzman olanlarla patlayıcılar konusunda eğitildikleri bilinen bir gerçek.

TAK bu işin neresinde yer alıyor onu bilemem ancak, sayıları yüzlerle ifade edilen sivil giyinimli gerillaların çeşitli ülkelerde kaldıkları ve olası bir durumda harekete geçebileceklerini tahmin etmek zor değil.

TC savaş güçleri eğer bir yandan Kandil'e bitirme amaçlı yönelir ve diğer taraftan da kürt siyasetçilerini tutuklar, katleder ve katliamla Hakkariden Fıratın öte yakasına kadar yönelirse TAK'ın İstanbul. İzmir ve diğer büyük şehirlerde nasıl bir tablo ortaya cıkaracağını insan düşünmek bile istemiyor.

TAK sivilleri hedef alır, büyük alışveriş merkezlerini yerlebir ederse ne hükumet nede onun o kalemşörleri o vebalın altından kalkamazlar. İç savaş, batıda kan gövdeyi götürür.

Benimkisi bir ihtimalli düşünce, ve dilerim korktuklarım gerçek olmaz. ama gerçek de budur Tamillerle kıyaslama yapılacaksa bu saydıklarım gözardı edilemez, edilirse tüm Türkiyeye kaybettirilmiş olur.

Kişi kendini padişah olarak görse de bu hakkı kendinde görmemelidir.

Nizamettin Akkurt
nizamettin_akkurt@hotmail.com

Hiç yorum yok: