Suriye'de yaşanan çatışmalar ve devlet güçlerinin muhaliflere karşı
uyguladığı şiddet sonucu her gün yeni ölüm haberleri gelmeye devam
ederken son günlerde Esad rejimine karşı diplomatik çıkışların artışı
dikkat çekiyor.
Irak başbakanlık danışmanı Ali el-Musavi, dün yaptığı açıklamada Irak hükümetinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a görevinden istifa etmesi çağrısı yaptığını açıkladı. Musavi yaptığı açıklamada, Suriye'de bir rejim değişikliğinden yana olduklarını belirterek, "Hedeflerimiz ABD ile aynı ama yöntem konusunda farklı düşünüyoruz. Biz Suriye'de değişimden yanayız ama hızlı bir değişimden yana değiliz. Suriye'de bölünmüş bir ordu ve bölünmüş bir toplum var. Hızlı bir değişim iç savaşa yol açabilir" diye konuştu.
Bugüne dek Esad rejimine karşı tutum almayan Irak hükümetinden gelen bu açıklama, Irak'ın mevcut pozisyonunda önemli bir değişikliğin işareti olarak değerlendiriliyor. Ağustos ayında ABD ve müttefiklerinin Esad'a koltuğu bırakma çağrısı yapmasının ardından Irak hükümeti İran'la benzer tutum alarak Esad'ı desteklemiş, Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, rejim değişikliğinden İsrail ve siyonistlerin fayda sağlayacağını söylemişti.
Suriye'ye karşı bir başka ses de Arap Birliği'nden yükseldi. Birlik bünyesinde çalışan bir parlamenterler komitesi, Suriye ve Yemen'de “devlet şiddeti sona erene kadar” bu iki ülkenin Arap Birliği üyeliklerinin askıya alınması çağrısı yaptı. Komitenin açıklamasının Birlik için bir bağlayacılığı olmamasına rağmen bölgede Esad rejimine karşı seslerin daha fazla yükselmesine zemin hazırlayabileceği dile getiriliyor.
Arap Birliği, geçtiğimiz Şubat ayında benzer içerikteki gerekçelerle Libya'nın üyeliğini askıya almıştı. 13 Eylül'de Kahire'de yapılan Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısında da Suriye hükümetine şiddete son verme çağrısı yapılmış ve acil reform talep edilmişti.
Suriye'de şimdiye dek çatışmalar ve ordunun saldırıları sonucu 2700'den fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Yemen'de ise sadece son üç günde 68 kişinin askeri güçler tarafından öldürüldüğü belirtiliyor.
SURİYE’YE KARŞI ABD-TÜRKİYE İTTİFAKI
Öte yandan New York Times gazetesinde Pazartesi günü yayınlanan bir makalede, ABD'nin Türk hükümetiyle yakın "işbirliği" içinde Esad sonrası Suriye'nin hazırlıklarına şimdiden başladığı belirtildi.
Yazıda, Suriye'deki rejim değişikliğinin Tunus ve Mısır gibi olmayacağını ve İran'dan İsrail'e kadar tüm bölgeyi yangın yerine çevirebileceğini düşünen ABD'li yetkililerin, olası bir iç savaşa karşı "istikrarlı" bir geçiş süreci için yapılacaklar konusunda Türk hükümetiyle ortak planlamalar yaptığı dile getirildi.
New York'ta toplanan BM Genel Kurulu sırasında ABD Başkanı Barack Obama ve Türk Başbakan Recep T. Erdoğan arasında yapılacak ikili görüşmenin en önemli başlıklarından birinin de Suriye olacağı dile getiriliyor.
Bilindiği gibi başlangıçta Suriye'ye karşı tavır almayan AKP hükümeti son zamanlarda Beşar Esad'a karşı söylemini giderek sertleştiriyor. İç ve dış başında yapılan yorumlarda AKP'nin bu strateji değişikliği esasta PKK ve Kürt hareketine karşı ABD'nin desteğini alma çabası olarak gösteriliyor.
Irak başbakanlık danışmanı Ali el-Musavi, dün yaptığı açıklamada Irak hükümetinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a görevinden istifa etmesi çağrısı yaptığını açıkladı. Musavi yaptığı açıklamada, Suriye'de bir rejim değişikliğinden yana olduklarını belirterek, "Hedeflerimiz ABD ile aynı ama yöntem konusunda farklı düşünüyoruz. Biz Suriye'de değişimden yanayız ama hızlı bir değişimden yana değiliz. Suriye'de bölünmüş bir ordu ve bölünmüş bir toplum var. Hızlı bir değişim iç savaşa yol açabilir" diye konuştu.
Bugüne dek Esad rejimine karşı tutum almayan Irak hükümetinden gelen bu açıklama, Irak'ın mevcut pozisyonunda önemli bir değişikliğin işareti olarak değerlendiriliyor. Ağustos ayında ABD ve müttefiklerinin Esad'a koltuğu bırakma çağrısı yapmasının ardından Irak hükümeti İran'la benzer tutum alarak Esad'ı desteklemiş, Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, rejim değişikliğinden İsrail ve siyonistlerin fayda sağlayacağını söylemişti.
Suriye'ye karşı bir başka ses de Arap Birliği'nden yükseldi. Birlik bünyesinde çalışan bir parlamenterler komitesi, Suriye ve Yemen'de “devlet şiddeti sona erene kadar” bu iki ülkenin Arap Birliği üyeliklerinin askıya alınması çağrısı yaptı. Komitenin açıklamasının Birlik için bir bağlayacılığı olmamasına rağmen bölgede Esad rejimine karşı seslerin daha fazla yükselmesine zemin hazırlayabileceği dile getiriliyor.
Arap Birliği, geçtiğimiz Şubat ayında benzer içerikteki gerekçelerle Libya'nın üyeliğini askıya almıştı. 13 Eylül'de Kahire'de yapılan Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısında da Suriye hükümetine şiddete son verme çağrısı yapılmış ve acil reform talep edilmişti.
Suriye'de şimdiye dek çatışmalar ve ordunun saldırıları sonucu 2700'den fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Yemen'de ise sadece son üç günde 68 kişinin askeri güçler tarafından öldürüldüğü belirtiliyor.
SURİYE’YE KARŞI ABD-TÜRKİYE İTTİFAKI
Öte yandan New York Times gazetesinde Pazartesi günü yayınlanan bir makalede, ABD'nin Türk hükümetiyle yakın "işbirliği" içinde Esad sonrası Suriye'nin hazırlıklarına şimdiden başladığı belirtildi.
Yazıda, Suriye'deki rejim değişikliğinin Tunus ve Mısır gibi olmayacağını ve İran'dan İsrail'e kadar tüm bölgeyi yangın yerine çevirebileceğini düşünen ABD'li yetkililerin, olası bir iç savaşa karşı "istikrarlı" bir geçiş süreci için yapılacaklar konusunda Türk hükümetiyle ortak planlamalar yaptığı dile getirildi.
New York'ta toplanan BM Genel Kurulu sırasında ABD Başkanı Barack Obama ve Türk Başbakan Recep T. Erdoğan arasında yapılacak ikili görüşmenin en önemli başlıklarından birinin de Suriye olacağı dile getiriliyor.
Bilindiği gibi başlangıçta Suriye'ye karşı tavır almayan AKP hükümeti son zamanlarda Beşar Esad'a karşı söylemini giderek sertleştiriyor. İç ve dış başında yapılan yorumlarda AKP'nin bu strateji değişikliği esasta PKK ve Kürt hareketine karşı ABD'nin desteğini alma çabası olarak gösteriliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder