22 Eylül 2011 Perşembe

Davos Sarhoşluğu

Arap baharı olarak adlandırılan Ortadoğu’yu dizayn planlarına zorla ortak olmak isteyen ve kendi ülkesinde kör olmuş, sağır olmuş bir R.Tayip Erdoğan gerçeği var. Davos zirvesinde İsrail Cumhurbaşkanına karşı “one minute” çıkışı ile sözde Arapların gönlünde taht kuran sahte bir kahraman…

Türkiye’deki yaşanan sorunları bir tarafa bırakarak dışarıda özellikle komşularda padişah ve en sonda Aziz olmak isteyen Erdoğan’ın bindiği bu geminin rotası belli olmayıp bir fırtınada dümeni nereye çevireceğini kestirmek zordur. 

Suriye devlet başkanı ve Mısır Cumhurbaşkanı ile samimi verdiği pozları ve birlikte verdikleri dostluk mesajlarını unutmak zordur. Hele birde “kardeş Libya halkı” diye vardı. O günler nerede kaldı.
Şu anda TC Başbakanı Tayip Erdoğan’ın yaptığı tek şey emperyalizmin Ortadoğu’daki uşaklığını yapmak… NATO ve benzeri güçler zorbalık yaparak bölge halkını kandırarak katliamdan geçirirken Erdoğan’da bu katliamlardan üstün ve başarılı çıkar ziyaretlerini yaparak desteğini esirgememektedir.

Gazze ziyaretinin son anda iptali düşündürücüdür. Hani Gazze’ye yardım gemileri Türk savaş gemileri eşliğinde gidecekti. Yemezler Erdoğan… Sende o cesaret ve yürek yok. Yahudilere açık bir şekilde cephe alma gücünüz ne geçmişinizde var ne de şimdi ve hiçbir zaman olmayacak. Çünkü senin gibi ırkçı-faşist zihniyete sahip olanları iktidara taşıyan ve ayakta kalmanızı sağlayan onlardır. Ancak bunlara hizmetkâr olursunuz.

Sadece senin gibilerin gücü masum Kürtlere yetiyor. Hani “kadında olsa çocukta olsa bunlara karşı asla müsamaha göstermeyiz” diye bir çıkışı vardı. Onun cesareti ve felsefesi budur. Bunun İslam’la, Müslümanlıkla bir alakası var mı? Yok mu? Siz değerli okuyuculara bırakıyorum. 

Davos sarhoşluğu ile kendini Ortadoğu ve Arapların kurtarıcısı yerine koymuş. Emperyalizm için şu geçerlidir. “Kim takar Yalova Kaymakamını”… Yapılan şu anda ‘kullanma’dan başka bir şey değildir. Çünkü Arap ülkelerinde batılı sömürgeci güçlerin bölgede kullandığı ve sürekli göz önünde olan şüphesiz bölge halkının tepkisine neden olacaktır. Bu nedenle İslam kimliğiyle İsrail karşıtlığı tam bir aldatmacadan ibarettir. Tam tersine İsrail karşıtıymış gibi görünerek ABD ve İsrail çıkarları için Truva atı misali Ortadoğu gibi mayınlı araziye sürülmüş eşeğe benzemektedir.

Şu an yapılan ve yürütülen budur. Esas amaç burada Türkiye’ye, Erdoğan şahsında verilen bir görevdir. Bu bir döneme mahsustur. Hiçbir zaman emperyalist ülkelerin stratejik ortaklığına dönüşmeyecek politik bir yaklaşımdır. 

Bazı AKP yardakçıları son günlerde Erdoğan’a farklı yakıştırmalarda bulunmaktadırlar. Bunlardan en fazla dikkat çekeni “İslam Azizi” vb. yakıştırmalar hem iç hem de dış güçlerin propagandasıdır. Daha önce padişahtı. Yahudi karşıtlığıyla kısa zamanda nasıl aziz oldu doğrusu düşündürücüdür.

Tayip Erdoğan’ın kendisiyle birlikte götürdüğü dalkavuklarıyla Mısır ve Libya’ya çıkartma yaptı. Gerçekte ise NATO güçlerinin Mısır ve Libya işgali ardından sofradan arta kalan kemik parçalarını kapma çıkartmasıydı. Sofra artıklarını gittiği sırada Erdoğan ‘ın paramiliter ve kontra güçleri Şemizinan’da bir düğünde bulunan halka ateş açmış ve yakın köyleri obüs ve havan toplarıyla vurarak katliam yapmıştı. Arap ülkelerindeki dikta rejimleri eleştiren Erdoğan’ın Kürdistan’da bu dikta rejimlere taş çıkartan katliamcı gerçek yüzü kendi işbirlikçi basını tarafından bile artık gizlenememektedir.

Erdoğan ve işbirlikçi tayfası şunu bilmelidir ki Libya ve Mısır’da Türk bayraklarıyla karşılayan sözde muhalif gerçekte ise ABD ve müttefiklerinin işbirlikçisi olanlar yarın arkalarındaki güçlerden aldıkları icazetle Erdoğan’a sırtını dönüverirler. ABD tarafından Erdoğan’a sözüm ona giydirilen ‘padişahlık ve azizlik’ cübbesini indiriverirler. Erdoğan’a şu an için İran ve Suriye işgali için ihtiyaç duyulmaktadır. Şayet NATO güçleri amaçlarına ulaşırlarsa Erdoğan devride kapanacaktır.

Sinan Sinegir

Hiç yorum yok: