Arap baharı olarak adlandırılan Ortadoğu’yu dizayn planlarına zorla
ortak olmak isteyen ve kendi ülkesinde kör olmuş, sağır olmuş bir
R.Tayip Erdoğan gerçeği var. Davos zirvesinde İsrail Cumhurbaşkanına
karşı “one minute” çıkışı ile sözde Arapların gönlünde taht kuran sahte
bir kahraman…
Türkiye’deki yaşanan sorunları bir tarafa bırakarak
dışarıda özellikle komşularda padişah ve en sonda Aziz olmak isteyen
Erdoğan’ın bindiği bu geminin rotası belli olmayıp bir fırtınada dümeni
nereye çevireceğini kestirmek zordur.
Suriye devlet başkanı ve
Mısır Cumhurbaşkanı ile samimi verdiği pozları ve birlikte verdikleri
dostluk mesajlarını unutmak zordur. Hele birde “kardeş Libya halkı” diye
vardı. O günler nerede kaldı.
Şu anda TC Başbakanı Tayip
Erdoğan’ın yaptığı tek şey emperyalizmin Ortadoğu’daki uşaklığını
yapmak… NATO ve benzeri güçler zorbalık yaparak bölge halkını kandırarak
katliamdan geçirirken Erdoğan’da bu katliamlardan üstün ve başarılı
çıkar ziyaretlerini yaparak desteğini esirgememektedir.
Gazze
ziyaretinin son anda iptali düşündürücüdür. Hani Gazze’ye yardım
gemileri Türk savaş gemileri eşliğinde gidecekti. Yemezler Erdoğan…
Sende o cesaret ve yürek yok. Yahudilere açık bir şekilde cephe alma
gücünüz ne geçmişinizde var ne de şimdi ve hiçbir zaman olmayacak. Çünkü
senin gibi ırkçı-faşist zihniyete sahip olanları iktidara taşıyan ve
ayakta kalmanızı sağlayan onlardır. Ancak bunlara hizmetkâr olursunuz.
Sadece
senin gibilerin gücü masum Kürtlere yetiyor. Hani “kadında olsa çocukta
olsa bunlara karşı asla müsamaha göstermeyiz” diye bir çıkışı vardı.
Onun cesareti ve felsefesi budur. Bunun İslam’la, Müslümanlıkla bir
alakası var mı? Yok mu? Siz değerli okuyuculara bırakıyorum.
Davos
sarhoşluğu ile kendini Ortadoğu ve Arapların kurtarıcısı yerine koymuş.
Emperyalizm için şu geçerlidir. “Kim takar Yalova Kaymakamını”… Yapılan
şu anda ‘kullanma’dan başka bir şey değildir. Çünkü Arap ülkelerinde
batılı sömürgeci güçlerin bölgede kullandığı ve sürekli göz önünde olan
şüphesiz bölge halkının tepkisine neden olacaktır. Bu nedenle İslam
kimliğiyle İsrail karşıtlığı tam bir aldatmacadan ibarettir. Tam tersine
İsrail karşıtıymış gibi görünerek ABD ve İsrail çıkarları için Truva
atı misali Ortadoğu gibi mayınlı araziye sürülmüş eşeğe benzemektedir.
Şu
an yapılan ve yürütülen budur. Esas amaç burada Türkiye’ye, Erdoğan
şahsında verilen bir görevdir. Bu bir döneme mahsustur. Hiçbir zaman
emperyalist ülkelerin stratejik ortaklığına dönüşmeyecek politik bir
yaklaşımdır.
Bazı AKP yardakçıları son günlerde Erdoğan’a farklı
yakıştırmalarda bulunmaktadırlar. Bunlardan en fazla dikkat çekeni
“İslam Azizi” vb. yakıştırmalar hem iç hem de dış güçlerin
propagandasıdır. Daha önce padişahtı. Yahudi karşıtlığıyla kısa zamanda
nasıl aziz oldu doğrusu düşündürücüdür.
Tayip Erdoğan’ın
kendisiyle birlikte götürdüğü dalkavuklarıyla Mısır ve Libya’ya çıkartma
yaptı. Gerçekte ise NATO güçlerinin Mısır ve Libya işgali ardından
sofradan arta kalan kemik parçalarını kapma çıkartmasıydı. Sofra
artıklarını gittiği sırada Erdoğan ‘ın paramiliter ve kontra güçleri
Şemizinan’da bir düğünde bulunan halka ateş açmış ve yakın köyleri obüs
ve havan toplarıyla vurarak katliam yapmıştı. Arap ülkelerindeki dikta
rejimleri eleştiren Erdoğan’ın Kürdistan’da bu dikta rejimlere taş
çıkartan katliamcı gerçek yüzü kendi işbirlikçi basını tarafından bile
artık gizlenememektedir.
Erdoğan ve işbirlikçi tayfası şunu
bilmelidir ki Libya ve Mısır’da Türk bayraklarıyla karşılayan sözde
muhalif gerçekte ise ABD ve müttefiklerinin işbirlikçisi olanlar yarın
arkalarındaki güçlerden aldıkları icazetle Erdoğan’a sırtını
dönüverirler. ABD tarafından Erdoğan’a sözüm ona giydirilen ‘padişahlık
ve azizlik’ cübbesini indiriverirler. Erdoğan’a şu an için İran ve
Suriye işgali için ihtiyaç duyulmaktadır. Şayet NATO güçleri amaçlarına
ulaşırlarsa Erdoğan devride kapanacaktır.
Sinan Sinegir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder