24 Ağustos 2011 Çarşamba

Tufan" Fotoğrafları da 11 Yıl Sonra Mahkemede

Hayata Dönüş Operasyonu'nda Bayrampaşa Cezaevi'ne yapılan müdahaleyi belgeleyen fotoğraflar dava dosyasına girdi. 

Fotoğraflarda, koğuşta sadece yataklar ve eşyaların değil, demir ranzalar ve parmaklıkların bile yanmış olduğu görülüyor. 

Çatıdaki delikler de, iddianamedeki "çatıların delinip içeriye gaz bombası atıldığı" savıyla örtüşüyor. Müdahalenin ardından, beş kadının yanarak, birinin de gazdan zehirlenerek hayatını kaybettiği koğuşta yüzlerce gaz bombası bulunmuştu.

Operasyonun ertesi günü, 20 Aralık tarihli Hürriyet gazetesi "Devlet girdi" diye manşet atmıştı.

19-22 Aralık'ta Türkiye çapında 20 cezaevinde yapılan operasyonda ikisi asker 32 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce tutuklu ve hükümlü yaralandı. Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda da 12 tutuklu ve hükümlü öldü, 55 kişi yaralandı. Kadınlar koğuşundaki beş kadın yanarak, biri de gazdan zehirlenerek hayatını kaybetmişti.


39 erin yargılandığı davası olaydan 10 yıl sonra Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonun "Tufan" adı verilen ve 11 yıl sonra ortaya çıkan planında, müdahaleden sorumlu üst düzey komutanların adı da yer alıyordu.

"Yanıyoruz dedim"


Koğuştan yaralı olarak kurtulan Birsen Kars, verdiği ifadede olayı özetle şöyle anlatmıştı:


* Koğuşa sürekli ateş ediyorlardı, bir yandan da tavanı iş makineleriyle delip içeri de gaz bombası attılar. Ciğerlerimiz, bütün iç organlarımız parçalanıyor, nefesimiz tıkanıyor, hareket edemez hale geliyorduk. Bu arada bize küfrediyor, hepimizi öldüreceklerini söylüyorlardı.

* Bu arada daha önce attıkları birkaç çeşit bombadan daha farklı bir bomba attılar. Bu bomba insana ölüyormuş hissi veriyor, bütün vücudumuz parçalanıyormuş gibi oluyor ve bizi istem dışı hareket ettiriyordu. Etkilerine bakılırsa bu sinir gazıydı. Havaya tekme atan, saçlarını yolan, elleriyle oraya buraya anlamsızca çarpan arkadaşlarımız oldu.


* Bizi koğuştan çıkarmak gibi bir amaçları olsaydı, daha ilk saatte koğuşa girip çıkarabilirlerdi, bizi öldürmeye niyetliydiler. Nitekim birbirimize koğuştan çıkalım diye seslendiğimizde ve kapıya yöneldiğimizde yaşananlar bunun ispatıdır.


* Tavan deliklerinin birinden demir bir kafes biçiminde bir şeyden siyah bir gaz veriliyordu. Derken cızır cızır sesler duydum. Saçlarım parça parça kopuyordu, "Yanıyoruz" dedim. Yüzüm, ellerim eriyordu.

Uzman çavuş doğruladı


Bayrampaşa Cezaevi'nde Uzman Jandarma Çavuş olarak görevli olan Altan Sabsız da Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 Temmuz'da verdiği ifadesinde, Kars'ın anlattıklarını doğruladı. Sabsız, yanarak hayatını kaybedenlerin iddia edildiği gibi kendisini yakmadığını, yangın çıkan koğuştakilerin teslim olmak istemesine rağmen kapıların açılmadığını söyledi.


Ayrıca, "Mahiyetini bilmediği değişik gaz bombalarıyla müdahale edildiğini, yanan koğuşta teslim olmak isteyenlerin dışarı çıkarılmadığını, yangına müdahale edilmediğini, yanan tutukluların üzerine yanıcı madde sürülmüş battaniye atıldığını" ifade etti.

"Bu şiddet gerekli miydi?"


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), AİHM, Bayrampaşa Cezaevi'nde yaşamını yitiren 12 kişiden 11'inin yakınlarının ve 22 mağdurun başvurusunu, geçen yıl, iç hukuk yollarının tükenmesini beklemeden kabul etmişti. AİHM'in dosyayla ilgili Türkiye'ye gönderdiği sorulardan biri, "Hayata Dönüş Operasyonu'nda bu kadar güç kullanmak gerekli miydi?" oldu. (AS)









Hiç yorum yok: