24 Ağustos 2011 Çarşamba

Naziler 'Yeni Almanya' Diyordu, Tayyipçiler 'Yeni Türkiye...'

6 aylık bebek, 4 yaşındaki çocuk ve bir aileyi tonluk kazan bombası ya da bir füze ile paramparça eden uçaklara emir veren; bu katliamın yaşandığı gün de yüzlerce seçkin kişiye donanımlı iftar yemeği veren ve orada bu katliamı savunan Tayyip Erdoğan kimdir ve nasıl biridir? Bu beyefendinin yöneteciği rejimin adı ne olabilir? Lafı hiç dolandırmadan söyleyelim: AKP rejimi faşist bir rejimdir. Tayyip Erdoğan da diktatörlüğün “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” durumudur. Kısa ve öz olarak söylersek Tayyip Erdoğan diktatörlük özelliklerini yoğun taşıyan totaliter bir yöneticidir.



Şimdi bu tanım ve tahlili yakın tarihten geçmişe kadar örneklerle kıyaslayalım: Tayyip Erdoğan’ın tek kişilik sultanlığının gücü, seçimlerde aldığı yüzde 50’lik oy oranı ile değil batının egemen siyasal güçlerinin desteği ile açıklanabilir. Yoksa Tayyip Erdoğan’ın siyasal genleri ve topluma kendisini nüfuz etme biçiminde Tunus’ta yıkılan Zeynel Abidin Bin Ali, Mısır’da yıkılan Hüsnü Mübarek’ten farklı değildir.



Tayyip Erdoğan da bu devrik isimleri gibi toplumu ve siyaseti dizayn etme yöntemlerini kullanmaktadır. Bu diktatör baylar da batı desteği aldıkları zamanlarda Doğu’nun modern yüzü olarak lanse edilirlerdi. Ancak Kürt gözüyle bakıldığında Tayyip Erdoğan için bu beylerin özellikleri yanında başkaca özelliği de var. Yakın geçmişte yıkılan ve idam edilen Saddam Hüseyin örneği Tayyip Erdoğan’la bayağı benzerlik taşıyor. Saddam Hüseyin de Irak toprakları içinde gösterilen Kürdistan’a aynı Tayyip Erdoğan gibi savaş uçaklarına bombardıman emri veriyordu. Savaş uçaklarının Kandil ve Behdinan bölgelerine yaptıkları bombardımanların finalini ise Halepçe Katliamı oluşturuyordu. Saddam insanlığa karşı suç işleyen biri olarak tarihin kara sayfalarındaki yerini aldı. Tayyip Erdoğan’ın Saddam ile benzerliği sadece uçaklara verilen bombardıman emri ile ilgili değil. Etrafında topladığı ve sanki aralarına karbon kağıdı konularak üretilen bu baylar ve bayanlarla inşaa ettiği devlet yapılanması, medya da Saddam’ınkine benziyor. “Sen çok yaşa padişahım!” sözünü üç öğün tekrarlayan siyasetçi ve gazeteci dalkavukları ile örülmüş bir sistem var. Tayyip ne yapsa alkışlayan bu baylar ve bayanlar tarih bilincinden yoksun, küresel siyasetin özelliklerine yabancı ve yaşadıkları toplum gerçeğine de uzak oldukları için olup biteni anlamak ve yorumlakta sadece “şak şakçılık” yapmaktadırlar.




Tayyip Erdoğan’ın Hitler’in iktidara geldiği Almanya koşullarına benzetenler de var. Aldığı oy oranı, yaptığı icraatlar, iktidarını şekillendiren kişileri etrafında tutma biçim ile Hitler dönemi Almanya’yı anımsatıyor. Gerçekten de öyle. İnsanların diri diri yakıldığı toplama kamplarındaki müzeleri gidin gezin .O dönem Yahudileri baş düşman olarak belleyen Hitler medyasının yayını ile AKP medyasının yayınlarında Kürtleri yazan ve çizen tayfa sanki aynı tornadan çıkmış gibi. Özellikle Yeni Şafak, Akit, Zaman ve Sabah gibi gazetelerde çizilen karikatürlere bakın Yahudilerin toplu kıyım hedefi haline getirilen süreçteki Hitler faşistleri gibi çizgiler ve cümleler kullanmaktadırlar. Onlar Almanya’nın huzurunu “Yahudilerin bozduğunu” söylerdi. Tayyip Efendi’nin küçük adam ve kadınları ise “Huzuru Kürtler bozuyor” diyor. Hitlerciler “Yeni Almanya” diyordu, Tayyipçiler ise “Yeni Türkiye” diyor. Hitler Almanyası dünyayı savaşın cenderesine soktuysa Tayyip de şimdi Kuzey Afrika’ın en batısından başlayan ve Ortadoğu’yu sarıp sarmalayan bölgesel savaşın içine girmek için mekik diplomasisi yürütüyor.



Tayyip Erdoğan’ı ve AKP’sini Cumhuriyet Türkiyesi’nin CHP’sine benzetenler de var. Özellikle Kürtler açısından bu benzerlik önemli. CHP’nin inkar ve imhacı Kürt politikasını AKP güncelleyip günümüze uyarlamaktadır. Yeni iktidar bloku cemaat ve orta sınıfın yeşil faşistlerini kendisinde merkezleştiren ancak; Kemalist elitler ile ordu militarizmini de etkisi altına alan özelliktedir.




Tayyip için yakın geçmişini ve 20 yüzyılın diktatörlükleri ile benzerliklerini kurarsak yetersiz olabilir. Geçen gün Kürdistan İslami Hareketinden olan iki islam Alimi ile konuştum. Nemrut ve Firavun neyse Tayyip Erdoğan da günümüzde o dur diyorlardı. Ayet, hadis ve menkıbelerden örnekler veriyorlardı.. Tayyip Erdoğan’ın politikaları ile taşıdığı islam kimliğinin nasıl çeliştiği hatta müslüman bile olamayacağını örneklerle açıklıyorlardı. Bilmediğim bu konuya pek giremiyorum. Dolayısıyla şimdilerde Tayyip Erdoğan’ın politikaları ile Yeni Türkiye tanımı yapanlar içinde oldukları siyasal sistemi de tanımlamak durumundadır. Bu tanımlama içinde Tayyip Erdoğan’ın egosunu, tekçi insan özelliklerini, ettiği lafları, verdikleri emirleri ile Tayyip Erdoğan bir felaket biçimidir. Toplumsal ve siyasal felaket özellikleri taşımaktadır. Çocuklardan uzak tutulması gereken şeydir. Kullanma tarihi geçmiş; kullanıldığında insana ve topluma, kullanılmasa da kendi bünyesine zarar verecek bir tıbbi atık özelliğindedir. Siyaseten ve ahlaken uzak durulması gerekendir. Vicdanlarda mahkum edilesi biridir.



BAKİ GÜL

Hiç yorum yok: