24 Ağustos 2011 Çarşamba

Eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın: ''O Bebeği PKK Değil, Biz Öldürdük ''

İstanbul'daki Newroz kutlamalarına, kendi ifadesiyle "katil" olarak katılan Ayhan Çarkın, Türkiye'nin Kürtlerden özür dilemesi gerektiğini savunuyor. Güneydoğu'da korkunç şeyler yaşandığını söyleyen Çarkın, 'PKK yaptı' denilen pek çok katliamın provokasyon amacıyla kendileri tarafından yapıldığını itiraf etti.
 
Kamuoyunun Susurluk davası ile birlikte tanıdığı özel timci Ayhan Çarkın, bugün Radikal ve Günlük gazetelerine yaptığı açıklamalarda, Güneydoğu'ya 1986'da gönderilen ilk 320 kişilik ekip içinde yer aldığını anlatıyor.

Ayhan Çarkın, "Kürt halkına bok yedirdik, tırnaklarını söktük, dillerini yasakladık. Ancak Kürt halkı bizim onurumuz, omurgamız, gururumuz. Bir özür dilememiz lazım Kürtlerden... Şimdi her tarafta toplu mezarlar çıkıyor. İster gerilla, ister terörist. Bu toplu mezarlar bu ülkenin ayıbıdır" dedi.

Çarkın, kamuoyunda "bebek katili" başlıklı haberlerde sıklıkla gösterilen ve simge haline getirilen kurşunlanmış bebek fotoğrafının çekildiği Pınarcık Köyü katliamı başta olmak üzere pek çok katliamı PKK örgütünün değil JİTEM tarafından gerçekleştirildiğini de söylüyor.


"Ayhan Çarkın dengesizin teki"

 


Bianet'e açıklama yapan Şanar Yurdatapan, bir dediği bir dediğini tutmayan Ayhan Çarkın'ın dengesiz olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

"Biz kullanıldık, ayıp ettik dediği günlerde, onların duruşmasını izlemeye gitmiştim. Bizzat kendisi kalkıp, 'burada vatan hainleri var, Şanar Yurdatapan var, çıkarılsın salondan' diyordu.

"Şimdi, o dönemler için 'pişmanım' diyor. Yani, neyi ne için yaptığını bilmek mümkün değil. Bir hesabı vardır yahut yoktur; bilemiyorum."


"Bunlar savaşın çözümsüzlüğünün fotoğrafları"

 


Barış ve Demokrasi Partisi Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ise Ayhan Çarkın'ın açıklamaları için "özel savaşın ruh halleri" değerlendirmesinde bulundu ve sözlerine şöyle devam etti:

"Kendi başlarına kaldıkları zaman daha önce yaptıklarıyla yüzleştiklerinde yaptıkları itiraflar bunlar. Cumhuriyet savcılarının elbette bunları dikkate almaları gerekir. Bunlar, savaşın kirliliği ve getirdiği çözümsüzlüğün fotoğrafları. Kürt sorununun çözümsüzlüğü, hukuk dışı yapılar ve orada yer alanların sendromları ile karşı karşıyayız."


"Pınarcık katliamını sahiplenmesi çok önemli"

 


Devlette yıllarca resmi görev yapmış birinin, bugün "Pınarcık katliamını biz yaptık" demesinin son derece önemli olduğunu düşünen gazeteci-yazar Celal Başlangıç, Kürt bölgesinde 12 Eylül sonrası yaşananların tüm ayrıntısıyla araştırılması gerektiği görüşünde.

Bu bölgeden yıllarca pek çok katil ve işkenceci sürüsünün geçtiğini söyleyen Başlangıç, bunlara Ayhan Çarkın'ın ifadelerinde de rastlanabildiğini işaret ediyor.

Çarkın'ın Radikal ve Günlük gazetelerine yaptığı açıklamaları eğer bir tehdit unsuru olarak kullanmayacaksa farklı bir vaka olarak değerlendirilebileceğini düşünen Başlangıç, mecliste Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması durumunda, Ayhan Çarkın gibi çok sayıda kişinin bu komisyona başvuracağını düşündüğünü sözlerine ekliyor.


"Bize yemek veren teyzeyi öldürdük"

 

Başbağlar, Pınarcık, Perpa, Çiftehavuzlar, Gazi Mahallesi, Bolu-Sapanca-Düzce üçgeni ve daha pek çok katliamda yer aldığını itiraf eden Ayhan Çarkın, bir anısını Günlük Gazetesi'ne şöyle aktarıyor:
"Orada bir köy var, kurtarılması gerek' dediler. Gittik, insanların ölüsüne, dirisine yapmadığımızı bırakmadık. Biz orada insanların tırnaklarını çektik, bok yedirdik; bize evinde yemek veren teyzeyi öldürdük."

Gerçeklerin ancak "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulması durumunda açığa çıkacağını söyleyen Çarkın, "Vatan millet, Sakarya" adı altında çatıştırıldıklarını ve kendilerinin katil olduğunu ifade etti. (EKN/EÖ)

Hiç yorum yok: