12 Ağustos 2011 Cuma

AKP Hükümeti'nden Kandil'e Operasyon Hazırlığı


Son birkaç gündür AKP yanlısı basın ve medya iyice takip edildiğinde AKP’nin çok kapsamlı bir savaş hazırlığı yaptığı açıkça görülecektir. Özelikle Bugün Gazetesinin manşette vermiş olduğu “sınırlarımız delik deşik” ve hemen yanı başında Erhan Başyurt’un “Kandil güvenli bölge olmaktan çıkarılmalı” başlıklı makalesiyle bu operasyonun çok uzak olmadığının işaretleri veriliyor.

Elbette savaş çığırtkanlığını yapan AKP medyasının atmış olduğu başlıkların gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur. Delik deşik denilen sınırlar herkes çok iyi biliyor ki termal kamera ve tankların yanı sıra en son teknoloji ile donatılmış ve sınırlar boyunca günün yirmi dört saati keşif uçaklar uçurulmaktadır. Yine sınırın neredeyse her noktasına son teknolojik cihazlarla donatılarak yapılmış karakollar sınırların ne derecede sıkı korunduğunu gözler önüne seriyor. Son dönemlerde AKP yanlısı medya tarafından sanki bugüne kadar Türk askeri PKK gerilla güçleriyle yeterince savaşmamış gibi bir imajı yaratılıyor.

Kimyasal silahtan tutun, termal donanımlı tank, kobra helikopter, akıllı füze, misket bombaları, iki tonluk kazanlar, kimyasal silahlar, havan, Katuşa, obüs topları, nokta atışları yapan savaş uçakları v.b daha sayamayacağımız birçok teknik ve silah Türk ordusu tarafından PKK gerilla güçlerine karşı kullanılmıştır. Peki, AKP hükümeti yeni savaş konseptinde denenmemiş ne tür bir silah ya da yöntem deneyecektir. Açıktır ki Türk devletinin hazırlanmış olduğu yeni sınır ötesi operasyonda deneyeceği yeni bir silah ya da yöntemi olmayacaktır.

Bu savaş hem AKP hükümeti hem de Türk devleti için Kürt inkar politikasında ısrar etmenin son hamlesi olarak ele alınmalıdır. Bölgesel düzede güçten ve takatten düşerek can çekişen Kürt inkâr politikasına tekrardan can verme operasyonu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu operasyonu öyle sıradan bir operasyon olarak ele almamak gerekiyor. AKP iktidarı ve Erdoğan için oldukça önemli bir operasyondur. Mevcut iktidarını ve şimdiye kadar elde etmiş olduğu tüm kazanımları korumanın tek yolu bu operasyonun başarısına bağlıdır. Çünkü Erdoğan ve AKP hükümeti uluslar arası güçleri arkasına alarak Türk devletini, Polisi, MİT’i, Bürokrasiyi, Yasama, Yargı ve en son orduyu ele geçirerek iktidarını pekiştirmeye çalıştı.

OPERASYONUN AMACI ERDOĞAN’IN İKTİDARINI GÜVENCEYE ALMAK

Şimdi AKP ve Erdoğan iktidarı önünde tek engel Kürt özgürlük mücadelesidir. Bu engel var olduğu müddetçe AKP hükümeti Türkiye’de özlem duymuş olduğu iktidara kavuşmayacaktır. Sorunun demokratik yollarla çözümü de aynı şekilde AKP ve Erdoğan iktidarının hayal etmiş olduğu bir Türkiye değildir. Onun için AKP ve Erdoğan hükümetinin kendi iktidarını ve şimdiye kadar elde etmiş olduğu kazanımlarını korumanın tek yolu Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etmekten geçmektedir. Erdoğan’ın BDP ve KCK’ye bu kadar büyük öfke duymasının sebebinin altında bu gerçeklik yatmaktadır. AKP hükümetinin şimdiden Kandil’e yönelik operasyon için kamuoyunu hazırlamaktadır. Bu operasyonun en önemli amacı tek parti ve tek adam iktidarını güvence altına almaktır.

SURİYE MÜDAHALESİ ÖNCESİ PKK’YE OPERASYON PLANI

Bölgede ki son gelişmelere bakıldığında operasyonun sadece bununla sınırlı olmadığını daha kapsamlı yanlarının da olduğunu göreceğiz. Her şeyden önce Türk devletinin son günlerde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yu Suriye’ye göndermesi ve Suriye rejimine verilen mesajların, buraya yönelik uluslar arası bir müdahalenin çok fazla uzak olmadığı sinyallerini veriyor. Bir müdahale yapılırsa bunun Türkiye üzerinden yapılacağı kesin gözüyle bakılmaktadır. Türkiye Suriye’ye yapılacak bir müdahale öncesi kendisi için tehlike olarak gördüğü PKK’yi etkisizleştirmek istemektedir. Suriye müdahalesinde ABD’nin yanında yer alarak ABD’den sınır ötesi operasyon için yeşil ışık almış gibi görünüyor. Aslında bu plan İran’ın Kandil’e yapmış olduğu operasyonla başladı. Onun içindir ki İran’ın Kandil’e yapmış olduğu askeri müdahalede ABD, Türkiye, Irak ve bazı Güneyli güçlerin ortak ittifakı ile başladı.

İRAN’I ŞOK EDEN GELİŞME

İran’ın bu operasyonu başarılı olmayınca ABD, Türkiye’nin Suriye karşısında tavrını sertleştirmesini istedi. Türk devletinden bu tavır çıkınca İran adeta şok oldu. Çünkü İran’ın asıl operasyonu Suriye’yi güvenceye alarak kendisine yönelik olası operasyonu geciktirmekti. Mevcut durumda İran hala Güney Kürdistan’dan vazgeçmiş değil her ne kadar Xınıre alanındaki askeri gücünü geri çekse de Dola Eyşi, Dola Kokê, Dola Xirpapê, Zelê ve Şehit Ayhan alanlarında hala çok sayıda asker ve ağır silahları sınırdan çekmiş değildir. Bu alanlarda dozer ve kepçelerle yeni karakolların inşasını sürdürmektedir.

KCK ARTIK UZATMALARI OYNAMAKTAN VAZGEÇTİ

Türk devletinin düşünmüş olduğu sınır ötesi operasyonun diğer bir amacı ise KCK’nin çoktan beri hazırlanmış olduğu ve son günlerde DTK tarafında resmen ilan edilen özerklik projesini inşasının önüne geçmektir. Türk devleti çok iyi biliyor ki KCK artık uzatmaları oynamaktan vazgeçti. Son hızla silahlı halk ayaklanmasına hazırlık yapıyor. Ve halkın dünden beri devrimin bu aşamasına hazır olduğunu görüyor. Şayet Kürt özgürlük mücadelesi bu aşamaya geçerse hiçbir gücün bunu durduramayacağını iyi bilmektedir. İşte Kürt özgürlük hareketi bu aşamaya varmadan sınır ötesi operasyonla Kürt özgürlük mücadelesinin iradesini kırıp teslim alarak bu aşamanın önüne geçmek istiyor. Üçüncü amacı ise DTK son toplantısında karar altına aldığı ve daha önce ise Federal Kürdistan bölge başkanı Sayın Mesut Barzani ile yapılan görüşmede karar altına alınan Ulusal Konferansın gerçekleştirilmesinin engellenmesidir.

KÜRT İSTİHBARATÇILAR TÜRKİYE’DE AĞIRLANDI

Sınır ötesi operasyon için çok güçlü veriler söz konusudur. Birincisi sınıra çok fazla asker ve askeri teçhizat yerleştirilmiş. İkincisi ise birkaç gün önce çok gizli bir biçimde Güney Kürdistan’dan en üst düzeyde istihbarat yetkilileri Türkiye’de ağırlandı. Şimdiye kadar bu bilgi ne Türk gazetelerine ne de Güney Kürdistan basın yayına yansımadı. Öyle anlaşılıyor ki Türk devleti Güneyli güçleri bir biçimde bu operasyona dahil etmeye çalışacaktır. Güneyli güçlerin bilmesi gereken tek şey hem İran hem de Türkiye tarafından PKK ve PJAK gerilla güçlerine yönelik operasyonların sadece onlara yönelik olmadığı, bölgesel düzeyde ki Kürt statüsünü hedeflediği esas amaçlarının ise Kürt inkar politikasının bölgede tekrardan devreye konulması olduğudur. Dolaysıyla her şeyden önce onların kazanımlarının tehlikeye gireceğini iyi görmeliler. Bu süreçte Kürt düşmanı olan bu güçlerin hiçbir sözlerine itibar edilmemelidir. 

Yusuf Ziyad

Hiç yorum yok: