15 Temmuz 2011 Cuma

Ve Beklenen Büyük Provokasyon Gerçekleşti…

Rodi BAZ

12 Haziran Seçimlerde Kürtlerin kendi kaderlerini oylaması, bir büyük provokasyonun geleceği endişesini de beraberinde getirdi. Malum güçler, sorunun çözülmemesi için ellerinden geleni yapacakları biliniyordu. Sadece nerede, ne zaman ve nasıl olacağını kimse bilinmiyordu.

Ve nihayet beklenen oldu!
Masum 13 asker diri diri ormanda yakıldı…
Kim yaktı?
Yakanlar ortada!
Onların, tankları, topları, tüfekleri, uçakları,, helikopterleri, zırhlı araçları, füzeleri, radarları, gece görüşlü dürbünleri, Heronları, lav silahları var…
Bunun faturası da PKK’ye çıkarıldı.
Şimdi sormak lazım:
Hangi örgüt içinde barındığı ormanı yakarak, kendisini de içinde diri diri yakar?
Bunun sosyolojide, siyaset biliminde, politikada bir karşılığı var mı?
Ne diyor “basın”?: Teröristler askerlerin içinde olduğu ormanı yakarak 13 askerimizi şehit etti”…
peki kendileri de ölmüş mü?
Evet,
peki neden kendilerini diri diri yaksınlar?

Her şey o kadar açık ki, resmi açıklamaları ve “basın”ı okuduktan sonra hiçbir kuşku kalmıyor.
Evet, orman ateşe verilerek içindekilerle diri diri yakılmıştır.

Bu Öcalan’ı köşeye sıkıştırarak, “ne koparırsak kardır” hesabıyla yapılmış, canice bir operasyondur.

Bir yandan Öcalan’ın devletle müzakereleri devam ederken, öte yandan ısrarla operasyonların artarak devam etmesinin bir tek açıklaması var: devleti ele geçiren “yeni Gladyo” Kürt sorununu bırakın çözmeyi, taktik manevralarla tasfiye etmeyi amaçlıyor.

Bunun iki ayağı var: Birincisi, sorun kangrenleşmeden, Kürtlerle sorunu olan ,İran, ve Suriye ile ittifak yaparak, ortak askeri operasyonlarla bitirme gayreti…

İkincisi: Öcalan’la örgütün arasını açmak, Kürt hareketini, kaotik bir yapılanmanın içine çekerek, Kürt hareketini dağıtmak, demoralize etmek, bölmek parçalamak…

Bu gün her ne kadar ABD’nin bastırmasıyla Türkiye, Suriye, İran ittifakı dağılmışsa da, Türkiye hala İran’la gizli pazarlıklar yaparak ortak operasyonlar yapmaktan geri durmuyor. Amaç: Öcalan’ın pazarlık gücünü kırmak, taleplerini en alt düzeye çekmesinin zeminini yaratmak veya eğer mümkünse tasfiye etmek…

”Denemekten zarar gelmez “ mantığıyla Kürt hareketini tasfiye etme senaryoları devam ediyor…

Ne diştik bir önceki yazımızda: Kürt sorunu çözülmese neler olur?
Kürt sorunu çözülmese işte bunlar olur: Günahsız yoksul, Türk ve Kürt gençleri ölmeye devam eder. Yine analar, babalar ağlar, yine kan ve göz yaşları sel olur…

Bütün bunların sorumlusu ne yazık ki bu günkü AKP iktidarıdır.
Olayın üzerinden saatler geçmeden Cemil Çiçek’in ifadesi aslında her şeyi açıklıyor: “saflarınızı netleştirin, ya bendensiniz, ya onlardan”…

Kim onlar?
Bu sorunun ne yazık ki bir tek cevabı var: Kürtler!

Türkiye ne yazık ki, hala bütün enerjisini Kürtleri tasfiye etme planları üzerinde harcıyor ve yine ne yazık ki kimse buna dur demiyor.

Hiç yorum yok: