15 Temmuz 2011 Cuma

JİTEM'i Kabul Etmenin Şifreleri


Türk basını son günlerde Türk devlet yetkililerinin uzun yıllardan beri varlığını hep inkâr ettiği ve Türk özel-kirli savaş rejiminin Kontra örgütü olan JİTEM’in varlığını kabul ettiğini yazan haberler geçti. Tabi Türk medyası ve özellikle AKP’nin yandaş medyası bu haberi çok abartılı bir şekilde ve sanki Amerika’yı yeniden keşfeden bir edayla verdi. Kuşkusuz devlet nezdinde ve resmi olarak JİTEM gibi binlerce masum ve sivil Kürdün kanına giren katil bir örgütün varlığının kabul edilmesi önemlidir. Ama sorun sadece JİTEM’in varlığının kabul edilmesi de değildir. Mevcut durum ve gelinen düzey çoktan bunu aşmıştır. Bu nedenle Türk devlet yetkilerinin uzun süredir kral çıplak olmasına ve bu gerçek herkes tarafından görülmesine yeni yeni kalkıp JİTEM’in varlığını utangaçça kabul etmesi çok geri bir yaklaşımdır. 
Bugüne kadar JİTEM’in bizzat kurucusu tetikçisi olan birçok kişi çok somut itiraflarda bulunmasına rağmen 9 yıldır iktidarda olan AKP, hükümeti ve devletiyle ne yaptı? Kaç faili meçhul(!) cinayeti aydınlattı ve bu katliamlara karışan kaç kişiyi yargıladı. Genel olarak bakıldığında AKP hükümetinin tek bir olayı aydınlatma ve faillerini yargılamak için samimi ve somut bir adım atmadığı görülecektir. Hâlbuki JİTEM kurucularından Albay Arif Doğan ve tetikçilerinden Abdulkadir Aygan’ın somut itiraflarından da yola çıkılsa birçok olayın açığa çıkarılarak katilin yargılanacağı kesindir. Peki, AKP devleti son JİTEM’in varlığını zevahiri kurtarma temelinde kabul etme konusundaki yaklaşımını zamanlama olgusunu da gözden kaçırmadan analiz ettiğimizde ne yapmak istediği sorusu önem kazanıyor.

 Türk medyası her ne kadar JİTEM’in söylemde kabul edilme boyutunu çok olumlu bir adım olarak öne çıkarsa da kabullenmeyle yapılmak istenenin ve amaçlanan gerçeği anlamak için farklı boyutları da gözden kaçırmamak gerekir. Bir yandan kabul derken aynı açıklamanın içinde bu seferde kamuoyu manipüle edilmek isteniyor ve JİTEM’Cİ devlet ile dönemin JİTEM’Cİ devlet yetkililerinin temiz olduğu kabul ettirilmek isteniyor. Bu sebeple bu farklı boyutlar doğru okunup anlamlandırılmazsa AKP’nin Osmanlı oyunlarını da geride bırakan entrika ve oyunlarına hizmet etmek kaçınılmazdır. Çünkü AKP hükümetinin bu konularda Türkiye tarihindeki hükümetlerle bir mukayesesi yapıldığında Osmanlıdan beri gelen oyun ve komplolarda en hünerli hükümet olduğu görülecektir. AKP’nin gerçek niyeti ve ne yapmak istediği bu farklı boyutları doğru analizde ve çoğu zaman detay diye es geçilen ayrıntılarda gizlidir. 

Albay Arif Doğan’ın “JİTEM’i ben kurdum” açıklamalarından sonra Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, JİTEM’in varlığını sözde araştırmaya koyuldu. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel tarafından yürütülen soruşturma kapsamında “TC İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılar yazıldı. Gelen cevaplarda, JİTEM’in varlığı kabul edilerek, “Bu birimin terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşum’’ olduğu ileri sürüldü. Jandarma Genel Komutanlığı’ndan verilen cevapta ise JİTEM adlı oluşumun, 1990 yılında sonlandırıldığı ifade edildi. Savcı Yüksel, yürüttüğü soruşturmada JİTEM adlı oluşumun, İçişleri Bakanlığı’nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü alınmadan, Jandarma Genel Komutanlığı’nın kendi inisiyatifiyle kurulduğu sonucuna ulaştığını iddia ederek “yetkisizlik” kararıyla dosyayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
 
Burada özellikle iyi görülmesi gereken önemli noktalardan biri Özel Yetkili Cumhuriyet savcısının JİTEM gibi karanlık bir oluşumun var olup olmadığı’’ konusunda gönderdiği yazıya Türk Jandarma Genel Komutanlığının verdiği cevaptır. Burada Jandarma Genel Komutanlığı verdiği cevapta JİTEM’in 1990 yılından itibaren sonlandırıldığı ve hiçbir kurumun onayı alınmadan kendi inisiyatifiyle kurulduğuna dair ortaya attığı büyük yalanlar AKP hükümetinin devletin diğer kurumlarıyla bir mutabakat halinde ne yapmak istediğini de bize gösteriyor. Çünkü JİTEM bizzat MGK kararı ile dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay başkanının bilgi ve onayı dâhilinde kurulmuştur. JİTEM’in söylemdeki varlığını kabulü apaçık AKP hükümeti tarafından dönemin hükümet ve diğer devlet kurumları ile yöneticilerini aklama çabası haline dönüştürülüyor. 
AKP hükümetinin bu çabalarıyla ne yapmak istediği gayet iyi anlaşılıyor. AKP hükümeti, devletin diğer kurumlarıyla eşgüdümlü JİTEM’in deşifre olmuş ve artık kullanılamayacak unsurlarının Ergenekon davası kapsamından yargılayıp varlığının kabul edilmesi üzerine yeni dönemin AKP(Polis) JİTEM’ini kamufle etme ve Polis JİTEM’inin olmadığını kamuoyuna kabul ettirme çabası yürüttüğü görülüyor. Türk devletinin JİTEM tarafından Kürdistan’da yaptırdığı katliamların 90 yıllardan itibaren doruğa ulaştığı gerçeği de dikkate alındığında Jandarma Genel Komutanlığının 90’dan itibaren JİTEM’in sona erdirildiği yalanını da gözler önüne seriyor. Jandarma Genel Komutanlığı özel yetkili savcıya cevaben söylediği bu yalanı sözde devletinin bakiyesi adına AKP hükümetiyle bir mutabakat halinde yapıyor. 

AKP devletinin şekilde ortaya koyduğu JİTEM’in katliamlarını ortaya çıkararak faillerini yargılayacağı iddiası ve bu bağlamdaki anlayış samimiyetten uzaktır. AKP somut belgelerle de açığa çıktığı gibi kendi JİTEM’ini Polis Akademisi merkezli ve okyanus ötesiyle de(ABD-Utah) bağlantılı kuran bir hükümetin JİTEM’in yaptığı katliamları aydınlatması tam bir safsatadan ibarettir. Kürt halkı AKP ve devletinin bu sahtekârlığına dün olduğu gibi bugünde itibar etmiyor. JİTEM ile aynı zihniyete sahip ve hatta zihinsel anlamda ikiz kardeş sayılan AKP ve Türk başbakanı Tayip Erdoğan’ın değil JİTEM’i yaratan unsurlarla mücadele etmesi bizzat daha sinsi ve tehlikeli olan Polis JİTEM’ini adım adım inşa ediyor.

Mazlum Yılmaz

Hiç yorum yok: